ölüleri yiyen akbabalar

İnsanları akbabalara yediriyorlar!

Tibet'te yaşayan budistlerin cenaze gelenekleri tüyler ürpertiyor.
DİKKAT! FOTOĞRAFLAR VAHŞET İÇERMEKTEDİR. 18 YAŞIN ALTINDAKİLERİN BAKMASI UYGUN DEĞİLDİR!


Budistler ölenleri gömmek, yakmak, hatta bırakın onları, cesetleri bir yana atmak bir yana akbabalara yem yapıyor


7. yüzyılda başlayan bu cenaze törenlerinde öldükten sonra ruhun gökteki anaya ulaşacağına inanan Budistler kendilerine has bir gelenek başlattılar. Önceleri ölüleri yakıp küllerini savuran bu budist rahipleri daha sonra ölüleri kendi elleriyle beslediklere akbabalara yem olarak vermeye başladı. Dağın tepesinde bulunan tapınaklarının hemen önüne taştan bir düzlük buran rahipler ölen budistleri çıplak olarak buraya getiriyor.

Ölüleri ellerindeki palalarla parçalara ayıran budist rahipler sadece insan etiyle beslenen yüzlerce akbabaya bir ziyafet çektiriyor.
Ölünün üstüne üşüşen bu leş yiyiciler kemiklerde bir dirhem bile et bırakmıyor. Kuşların yediği insanın ruhunun bu kuşlarla birlikte göklerdeki analarına gideceğine inanan bu vahşi olayın sorumluları ölülerin yakınları tarafından kutlanıyor. Gerçek mezarlığın gökyüzünde olduğunu oraya da ancak ruhun çıkabileceğini belirten budist rahipler cesetleri yiyen kuşların o cesedin sahibinin ruhunu o mezarlığa çıkaracağını savunuyor.
Çin hükümeti 1960 yılında barbarca olduğunu ilan ettiği bu vahşi olayı yasakladı. Yasaklamayla birlikte uzun süre gösteriler yapan Budistler 1980 yılında ölüleri kuşlara yedirmek için tekrar izin aldı. Halen ölüleri akbabalara yedirme törenleri sürmektedir.Bu vahşet için büyük eleştiri alan budistlerin bir gerekçeleri daha var. Genelde dağlık ve buzla kaplı bir bölgede yaşadıklarını belirterek "Buralarda zaten istesek te ölüleri gömebileceğimiz bir yer yok. Burası tamamen kayalarla kaplı bir bölge. Toprak bile yok. O yüzden ölülerimizi fiziken de gömmemiz söz konusu değil" savunması yapıyor.
Bu arada kuşlardan arta kalan ölü kemikleri başka bir amaç için kullanılıyor. Müritlerinin ölüm korkusunu yenmeleri ve ölümün korkulmaması gereken bir şey olduğunu anlatmak isteyen budistler ölenin uyluk kemiği ile kafatası kemiğinin yarısını müzik aleti olarak kulanıyor.

Allah bizi şaşırtmasın , halimize şükür

Aklıma aşağıdaki olayı getirdi.

"Almanyada bir hayvanat bahçesi,
Kapısında bir yazı; ''Dünyanın en tehlikeli yaratığı''
işaretler yönlendiriyor.. ve tüm hayvanların bulunduğu kafesler geçiliyor..
en sonda bir kafes,
ve ok işareti.. (Dünyanın en tehlikeli yaratığı..)
görenler merakla takip ediyor..
ve nihayet
Kafesin önüne geliniyor
Dünyanın en tehlikeli yaratığı..

kafesin içerisi boş
ve içeride ise sadece bir ayna..
bakanlar kendisini görüyor.. ! (İnsan)
Dünyanın en tehlikeli yaratığı insan... "

(İnternetten alıntı)

alize' Alıntı:

Aklıma aşağıdaki olayı getirdi.

"Almanyada bir hayvanat bahçesi,
Kapısında bir yazı; ''Dünyanın en tehlikeli yaratığı''
işaretler yönlendiriyor.. ve tüm hayvanların bulunduğu kafesler geçiliyor..
en sonda bir kafes,
ve ok işareti.. (Dünyanın en tehlikeli yaratığı..)
görenler merakla takip ediyor..
ve nihayet
Kafesin önüne geliniyor
Dünyanın en tehlikeli yaratığı..

kafesin içerisi boş
ve içeride ise sadece bir ayna..
bakanlar kendisini görüyor.. ! (İnsan)
Dünyanın en tehlikeli yaratığı insan... "

(İnternetten alıntı)

Genişletmek için tıkla ...

Ama bu büyük bir hakaret bence ...Almanların geçmişi aklıma geldi de fazla söze gerek yok , yanlış anlaşılabilirim

Olayın verdiği mesaj çok düşündürücü... Alman ya da başka millet önemli değil. Her insanın durup bir düşünmesi gerekir...İnsan dünyanın en vahşi yaratığı olabiliyor maalesef...

Ne haleri varsa görsünler.

Amethyst' Alıntı:

Ama bu büyük bir hakaret bence ...Almanların geçmişi aklıma geldi de fazla söze gerek yok , yanlış anlaşılabilirim

Genişletmek için tıkla ...

Aslında o üzücü olayların Alman ırkı ile pek ilgisi yok. İşin ardı bir haylli kalabalıktı. Bu arada en tehlikeli ve en güzel yaratık insandır. Katılıyorum.

İlgisi yoktur kesin ama nedense o anda aklıma gelen oydu ve yaratık denildiği zaman aklıma korkunç şeyler geldi , bu dünyaya "iyi şeyler bırakan" insanlar aklıma geldi vs ...Yaratıldığı için yaratık denilmesi tamam buna diyeceğim yok, ancak buna katılabilirim

bende katılıyorum.. iyiyi ve kötüyü seçme hakkı insanlara verilmiştir yaradan tarafından.. canavar olmakta, bilgin olmakta, iyi olmakta bizim tercihimiz.

Her bir dinin kendi inançları ve kendi kuralları olduğu bir gerçektir. Bizim için anormal geliyordur; ama belki de budistler için de ölü birini toprağa gömmek anormaldir, kim bilir... Mesela Hristiyan toplumu birini kefene sarılmış şekilde, tabutsuz toprağa gömmeyi insanlık dışı bir vahşet olarak görürler. Fakat onlara dinen anlatmak zor olacaktır bu durumu. Çünkü malesef bir çok dindar kendi dinine kapılıp, başka dinleri görmezden gelmeyi daha avantajlı bulur...

Bu tür şeyler tamamen gelenek , o dini taşıyan insanların gelenekleridir çünkü budistlerde öyle bir "cenaze töreni" yoktur ... Dağı başında yaşayan budistler , yaşam şartlarına göre kendilerine has bir gelenek oluşturup dinle bütünleştirilmiş ama budizmle alakası yoktur

cehennem azabı gibi...içim ürperdi.

Bunda korkunç ve vahşet unsuru görmüyorum. Şöyle düşünün her tarafınız betonla kaplı ve toprak diyebileceğiniz hiçbir şey yok. Ykacak materyalinizde yok diyelim veya çok kısıtlı olsun. Şimdi bir insan öldüğünde ne yapabilirsiniz. Yakamazsınız, gömemezsiniz. O halde olduğu yerde bırakmak zorundasınız. Şansınıza yırtıcı hayvanlar varsa o ölüyü kısa zamanda yok edebilir.

Ölüleri akbabalara yedirmek doğal çevrenin getirdiği bir sonuçtur. Bunda vahşet yoktur. Onlarla aramızdaki tek fark, bizim ölülerimizi mezarda kurtçuklar, bakteriler ve mikroplar yok ediyor. Onlarda ise akbabalar kısa yoldan yok ediyor. Biz ölülerimizi mezarda çürümesini ve yok olmasını göremiyor, onlar ise çıplak gözle görüyor. Ayrıca Tibetlilerin inançlarında bir canlı öldüğünde ondan geriye kalan sadece et ve kemik yığınıdır. Önemli olan ruhtur. Yani bizler günün birinde öldüğünde ruhumuz bir yerlere gidecek. Dünyada ki bedenimizin hiç bir önemi kalmayacak. Tibetlilerin inandıklarını dikkatle incelerseniz, onların geleneklerini vahşet olarak algılamazsınız.


Bizde toprağı bol olsun derler. Tibetlilerde belki akbabası bol olsun diyorlardır.

Bu ölüleri parçalayan görevliler aynı zamanda birer otopsi uzmanıdır.

Herkese bizim bildiğimiz doğru gelmek zorunda değil değil mi?Doğruların ve yalnışların çoğu mekana ,koşula göre değişir.Manşet olarak Müslüman lar her yıl hayvan katlediyor kurban bayramı olarak diye birşey çıksa altına fotorafları iliştirilse ünlemlerle sunulsa bu konuyu bilmeyen insanlar aa neler oluyor derler değil mi çünkü bu konuda bir fikirleri yok.Tabiki bu gibi şeylerin amaçsız ve cahilce geliştiği yerler var yok değil.Demek isteğim hiç bir konuya dümsüz bakılmaması gerektiği.Saygılar.

Kimsenin dini inancına sözümüz yok elbette, bizim sözümüz insanların kendi dinlerinde olmayan, sonradan kendilerinin uydurduğu safsatalara...
Burada olaya bakış açım, dini de değil insani yönde.
Ayrıca otopsi "adalet" için yapılır. Otopsi ile buradaki olay arasında çok büyük fark var.

"İnsan değerlidir, dirisi de değerlidir ölüsü de"

Toplumsal farklılıklar sebebiyle garip geliyor bize bu durum. Ortada doğru ya da yanlış bir durum yok oysa ki. Ölüyü yakmak ya da toprağa gömmekle ya da bir sala koyup suya bırakmakla çok fazla farkı yok yapılanın.

Asıl sorun bunları neredeyse her milletten azımsanmayacak sayıda insanın çeşitli bahanelerle yaşayan, canlı kanlı insan ve hayvanlara yapıyor, yapabiliyor olmasıdır...