Cadılar Ve Modern Çağ: EvKadınlaştırma

Osiris

Kayıtlı Üye
Katılım
23 Kas 2008
Mesajlar
695
Tepkime puanı
127
Tıpkı sömürgelerin "doğallaştırılması" sürecinin büyük ölçüde doğrudan şiddete ve baskıya dayalı olması gibi, Avrupalı (ve daha sonra Kuzey Amerikalı) kadınların ev kadını haline getirilmeleri de pek barışçı ve sakin bir iş olmadı. Kadınlar üretkenlikleri, cinsellikleri ve üreme yetileri üzerindeki denetimlerini kocalarına ve Büyük adamlara(Kilise, Devletler) gönüllü olarak devretmediler. Avrupalı kadınlar, ancak cinsellik ve üretkenlik konusundaki özerkliklerine yönelmiş yüzyıllar süren sonderece vahşi saldırılardan sonra bugünkü evcilleştirilmiş ev kadınları haline geldiler.

Afrika’daki köle avlarının Avrupa’daki karşılığı cadı avlarıydı. Bu ikisi, görüldüğü kadarıyla avcı erkeğin kapitalist versiyonunun karşı karşıya olduğu aynı ikilem üzerinden bağlantılıydılar: Erkek kadını istediği kadar basit bir üretim koşuluna, kullanılacak ve sömürülecek bir doğaya indirgemeye çalışsın, kadınlar olmaksızın canlı emek gücü üretemez. Silah kullanımı sayesinde sadece erkeklere dayalı bir üretim sağlayabilir, yani kölelik ve savaş yoluyla nüfusu çoğaltabilir; Meillassoux’nun deyimiyle bu bir akrabalık sisteminin içindeki üremenin eril eşdeğeri, toplumdaki erkeklerin kadınlardan azadeleşme çabasıdır. Ancak bu erkek üreme tarzının doğal sınırlılıkları vardır, özellikle insan sürülerinin avlandığı alanlar tüketildiğinde. Bu yüzden avrupalı kadınların üreme ve üretim güçlerini ataerkil denetim altına almak gerekiyordu.

Ondördüncü yüzyılla onsekizinci yüzyıl arasında erkek loncaları ve yükselen kent burjuvazisi zanaatkar kadınları üretim alanının dışına sürmeyi başardı. Üstelik çoğu yoksul köylü ya da yoksul kent kökenli olan milyonlarca kadın yüzyıllar boyunca bedenleri üzerinde, özellikle de üreme güçleri üzerinde belli bir özerkliği korumak istedikleri için cadı denilerek koğuşturmaya uğramış, işkenceye tabi tutulmuş ve en sonunda yakılmıştır. Kilise ve devletin cadılara yönelttiği saldırı, olduğu haliyle kadın cinselliğine boyun eğdirilmesini hedeflemiyordu yalnızca; bunun önemli bir payı olsa da bu kadınların ebe ve kürtajcı olarak çalışmaları da saldırıları çekiyordu. Bir yandan kadın zanaatçılar işlerinden sürülüp mülklerine kent otoriteleri, devlet ve kilise tarafından el koyulurken, kadınların yeni hayatın üretilmesindeki denetimleri –yani bir çocuğun doğacağına mı yoksa kürtajla alınacağına mı karar verebilmeleri- de ortadan kaldırılmaya çalışıldı. Kadınlara karşı bu savaş en az üç yüzyıl boyunca tüm Avrupa’yı kasıp kavurdu.

Cadı avları yalnızca kadınların cinsel ve üremeye ilişkin davranışlarını denetim altına alan doğrudan bir disipline edici etki yaratmakla kalmadı, erkek üretkenliğinin kadın üretkenliğine ağır basmasını da sağladı. Bu iki süreç yakından bağlantılıdır. Cadı avı ideologları hiç yılmadan kadın doğasını günahkar (günah doğayla eş anlamlıydı), cinsel olarak denetlenemez, doymak bilmez ve erdemli erkeği her daim baştan çıkartmaya hazır olarak aşağılanıyorlardı.

İlginç olan kadınların henüz ondokuzuncu\yirminci yüzyılda olacağı gibi cinsel olarak pasif, hatta aseksüel yaratıklar olarak görülmeye başlanmış olmasıydı. Tam tersine kadınların cinsel etkinlikleri erdemli erkek için, yani nesebinin mülkünün mirasçılarının saflığını korumak isteyen erkek için tehdit olarak görülüyordu. Bu yüzden kızlarının ve karısının namusunu kontrol etmek erkeğin vazifesiydi. Kadın “doğa”, “günah” olduğu için daima erkeğin velayetinde olmalı, rüştünü asla ispat edememeliydi. Yalnızca erkekler gerçek anlamda yetişkin ve vatandaş sayılıyordu.

Cinsel özerklik, ekonomik özerklikle yakından bağlantılıdır. Kadın şifacıları ve ebeleri cadı oldukları suçlamasıyla uzaklaştıran erkek doktorların profesyonelleşmesi, kadın üretici etkinliği üzerindeki saldırının en iyi belgelerinden biridir.

Yeni kapitalist sınıf, kadınlara boyun eğdirilerek doğmuştur.

- Maria Mies, Patriarchy and Accumulation on a World scale.
 

Similar Threads

P
Cevaplar
5
Görüntüleme
568
Üye silindi 76175
Ü
Ü
Cevaplar
0
Görüntüleme
412
Üye silindi 76175
Ü
Üst