Ölüme Yakın Deneyim Hikayesi

Pocahontas

Kayıtlı Üye
Katılım
16 May 2009
Mesajlar
102
Tepkime puanı
8
İki yıl önce mesleğim nedeniyle Maraş’a buğday almaya gidiyordum. Bindiğim otobüs Aksaray yakınlarında bir kamyonu sollarken, karşı taraftan gelen neft yüklü kamyona çarpmamak için çaba göstermesine rağmen büyük bir zincirleme kazaya neden oldu. Son gördüğüm şey büyük bir patlama ve alevlerdi.

Birden bedenimin üzerinde dalgalanmaya başladım. Bedenimin birçok yeri yanmıştı. Birden bu izler yüzünden artık yakışıklı bir kişi olamayacağım aklıma geldi. Etrafı seyretmeye başladım. Kömür haline gelmiş cesetler vardı. Trafik kilitlenmiş, çevredeki insanlar yardım edebilmek için koşuşuyorlardı ama kaza yerine yaklaşamıyorlardı.

Biraz daha yükselmeye başladım. Yükseldiğim yerde uğultu şeklinde konuşmalar duyuyordum. Bu duyduklarım kendilerine ne olduğunu soran insanların düşünceleriydi. Ben bunları duymaktan çok, sanki beynimin içinde hissediyor ve algılıyordum. Düşünce grubuyla yükselmeye başladık. Yaşam, dünya ve kaza aşağılarda kalmıştı. Bambaşka bir atmosferdeydik sanki. Birden renklerin ve ışıkların en güzelini yansıtan bir ovada buldum kendimi. Ailemizin tüm ölmüşleri bana doğru geliyorlardı. Hepsinin üzerinde o güzel parıltı vardı. Birlikte yükseldiğimiz varlıkların geçişine izin verildi. Bana merhamet ve sevgiyle bakan çok ışıklı bir varlık “Buraya geçebilmen için hiçbir hazırlığın yok” dediği anda ailemin o planda bulunan fertleri geriye doğru uzaklaşmaya başladılar. Bana iletmek istedikleri şeyleri benliğimin içinde algılamaya başlamıştım: “Daha zamanı var. Dünyada yaşayanlara yapman gereken vazifelerin var ama en önemlisi değer yargılarını, düşüncelerini ve sevgini tanı. Gerçek değerlerini manada ara, maddede değil” deniyordu.

Orada kalmayı çok istediğimi hissettiğimde, bana hayatımdan bazı kesitler gösterildi. Kabul edilemeyeceğimi çok iyi anlamıştım artık.

İşte tam o anda geriye doğru hızla çekildiğimi fark ettim. Daha sonra kendimi bedenimin yanında buldum. Doktorlar ve hemşireler yoğun bir şekilde bedenimin üzerinde çalışıyorlardı. Onları arkalarından ya da enselerinden görebiliyor ve konuşmalarını duyabiliyordum. Bedenim gerçekten çok kötü bir durumdaydı. Ben geri gitmek istiyordum. Doktorların beni yaşatmaya çalışmalarını istemiyordum.Çünkü gördüğüm o yer her neresi ise inanılmaz huzur ve güzellik dolu bir yerdi. Ancak bu şartlarda henüz oraya kabul edilemeyeceğimi de biliyordum.

Hayatımın bundan sonraki bölümünde bütün değerlerimi değiştirmek ve oralarda kabul görülebilecek bir insan olmam için yapmam gereken o kadar çok şey vardı ki.. Eğer bu dünya bir okulsa, o okulu çok geç fark eden bir kişi olarak, sıfırdan başlamak için çok geç kalmadığımı umut ederek ve bu şansı bana veren bu deneyimi bana yaşatan gökyüzündeki o kuvvete minnet duyarak hayata yeniden başlıyordum.

Kaynak:
Berrin Türkoğlu
Şahitler Ve Belgelerle Türkiyede Tekrar Doğanlar kitabı
 
Üst