Büyünün mantığı ve çalışma prensibi ?

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

searcherofinside

Banlı Kullanıcı
Katılım
21 Kas 2016
Mesajlar
13
Tepkime puanı
0
Günümüzde ki basit bir motoru ele alalım. Dışarıdan bakıldığında gayet basit duran bu mekanizmanın bile çalışması belli prensiplere ve belli düzenlere bağlıdır. Bu mekanizmanın bile kendi içinde bir üretim mantığı, harekete geçmesini sağlayan bir enerji kaynağı ve çalışır duruma gelmesini sağlayan gereksinimleri vardır. Şimdi geleyim soruma. Basit bir motor bile üretiminde ve kendi içinde işleyiş kurallarına sahipse şüphesiz ki koskoca büyü ilminin de üretiminde ve işleyişinde derin kurallar, prensipler ve en önemlisi de akla yatkın mantıklar vardır. İşte benim merak ettiğim şey, büyülerin üretiminde ve işleyişinde yatan gerçek mantığın ne olduğu. Tabi ki böyle derin bir konun bir iki sayfalık cevaplarla açıklanamayacağının veya açıklansa bile anlamak için büyük bir bilgi birikimine sahip olmak gerektiğinin farkındayım. Fakat ne kadar öğrenebilirsem o kadar kârdır diye düşünüyorum. İnsanlar sadece büyü tarifleri bulup, bunları uygulayıp, işe yaramasını umut etmekle yetiniyor. Fakat ben motoru satın almayı değil, motoru üretmek istiyorum. Üretemeyecek olsam bile en azından nasıl çalıştığını derinlemesine öğrenmek istiyorum. İlginize ve vereceğiniz cevaplara şimdiden teşekkür ederim.

Saygılarımla...
 

dmkol

Kayıtlı Üye
Katılım
24 Kas 2008
Mesajlar
4,907
Tepkime puanı
529
İş
Web Master
Diyorsunuz ki, maji alanında işler bir ekol nasıl ortaya çıkarılır. Bildiğim bütün ekoller varlıklara dayalı. İnsan türüne uygun ilk majik ekolü de sınama amacıyla melekler getirdi. Cinlerin ise çok daha eskiye dayanır. Motor üretmeyi, tek patent kurumu olan en üst mercinin izniyle (Bazen de azdırması ile), motor, elektronik,fizik vs. uzmanı varlıkların katılımıyla mümkün olabiliyor. Dünya üstünde sadece kişiye özel milyonlarca ve belki milyarlarca şahsi ekol oluşuyor,kimse öğrenmeden de yok oluyor. Bir çok farklı sebeplerle majisyenlere kendilerine has ekoller yine varlıklar ve/veya ilham yoluyla veriliyor. Al sana motor teknolojisi, üst kapasite bu, çerçeve şu, otur yap diyorlar. Ancak iş kritik yazılıma gelince verilmiyor, zira onlar da tamamını bilmiyor. Levhi Mahfuz, var olan ve varlığından haberimiz bile olmayan, bütün yazılımları ve bilgileri barındırır ve bununla beraber yaratılmışlara kapalıdır. İçinden kırıntıları lazım oldukça yaratılmış varlığa verilir.
 

origanum

Yönetici
Katılım
15 Eki 2008
Mesajlar
3,090
Tepkime puanı
377
Tüm prensip basit bir matematik denklemindeki eşitliği sağlamaktır. Bir taraftaki değerlerle oynanırken öbür taraftaki eşitliği hep tutabilmektir. Bir atomdan elektron koparırken öbür tarafına başka bir elektronu yapıştırabilmektir.
Yapabilmek için belirli alaşımda doğmuş olmak ön koşulunu sağlayan bu alaşımlı modellerin teknik eğitimden geçmesi ve sonda da sokulduğu fonksiyon dayanıklılık testlerinden vidaları dağılmadan çıkmış olması gereklidir.
Yani öyle şunu okuyayım da olsun gibi saftirik düşüncelerin bu mekanizmada yeri yoktur.
Sanırım bir mühendisin ya da teknik personelin anlayabileceği bir dil ile anlatabilmeyi başarmışımdır.
 

searcherofinside

Banlı Kullanıcı
Katılım
21 Kas 2016
Mesajlar
13
Tepkime puanı
0
Öncelikle cevap verenlere tekrardan teşekkürlerimi sunmak istiyorum. Herkesin cevabı benim için çok değerli. Bu yapılan iki yorumu birleştirerek bir soru daha sormak istiyorum. Evrenin bir al-ver döngüsü içinde ve bir denklemdeki eşitlik üzere var olduğu, yani evrende şaşmaz ve her şeye yön veren bir denge olduğu konusunda herkes hem fikir sanırsam. Chillout bu dengeye kendi çıkarlarımız ölçüsünde müdahale etmenin temelini varlıklarla iletişime, anlaşmalara ve onlara yaptırmaya bağlamış. Kendi öz benliğimizi ve gücümüzü fark ettiğimiz sürece her yönümüzle bu varlıklardan daha güçlü olduğumuz su götürmez bir gerçekken, bu varlıklara bağlı olmadan insan temelli bir ekol meydana getirilemez mi ? Bu varlıklar evrenin sırlarına bizden daha vakıf olabilirler fakat bu bilgilere ve sırlara ulaşmanın varlıklara bulaşmaktan başka yolu yok mu ? İnsan yaratılanların en yücesi, Bence olduğumuzu düşündüğümüzden çok daha fazlasıyız sadece kendi öz sırlarımızı keşfetmemiz gerek.
 

BaD_bOy

Kayıtlı Üye
Katılım
9 Ocak 2009
Mesajlar
175
Tepkime puanı
18
Diyorsunuz ki, maji alanında işler bir ekol nasıl ortaya çıkarılır. Bildiğim bütün ekoller varlıklara dayalı. İnsan türüne uygun ilk majik ekolü de sınama amacıyla melekler getirdi. Cinlerin ise çok daha eskiye dayanır. Motor üretmeyi, tek patent kurumu olan en üst mercinin izniyle (Bazen de azdırması ile), motor, elektronik,fizik vs. uzmanı varlıkların katılımıyla mümkün olabiliyor. Dünya üstünde sadece kişiye özel milyonlarca ve belki milyarlarca şahsi ekol oluşuyor,kimse öğrenmeden de yok oluyor. Bir çok farklı sebeplerle majisyenlere kendilerine has ekoller yine varlıklar ve/veya ilham yoluyla veriliyor. Al sana motor teknolojisi, üst kapasite bu, çerçeve şu, otur yap diyorlar. Ancak iş kritik yazılıma gelince verilmiyor, zira onlar da tamamını bilmiyor. Levhi Mahfuz, var olan ve varlığından haberimiz bile olmayan, bütün yazılımları ve bilgileri barındırır ve bununla beraber yaratılmışlara kapalıdır. İçinden kırıntıları lazım oldukça yaratılmış varlığa verilir.

mesele ancak bukadar güzel izah edilebilirdi.Teşekkürler...
 

dmkol

Kayıtlı Üye
Katılım
24 Kas 2008
Mesajlar
4,907
Tepkime puanı
529
İş
Web Master
Öncelikle cevap verenlere tekrardan teşekkürlerimi sunmak istiyorum. Herkesin cevabı benim için çok değerli. Bu yapılan iki yorumu birleştirerek bir soru daha sormak istiyorum. Evrenin bir al-ver döngüsü içinde ve bir denklemdeki eşitlik üzere var olduğu, yani evrende şaşmaz ve her şeye yön veren bir denge olduğu konusunda herkes hem fikir sanırsam. Chillout bu dengeye kendi çıkarlarımız ölçüsünde müdahale etmenin temelini varlıklarla iletişime, anlaşmalara ve onlara yaptırmaya bağlamış. Kendi öz benliğimizi ve gücümüzü fark ettiğimiz sürece her yönümüzle bu varlıklardan daha güçlü olduğumuz su götürmez bir gerçekken, bu varlıklara bağlı olmadan insan temelli bir ekol meydana getirilemez mi ? Bu varlıklar evrenin sırlarına bizden daha vakıf olabilirler fakat bu bilgilere ve sırlara ulaşmanın varlıklara bulaşmaktan başka yolu yok mu ? İnsan yaratılanların en yücesi, Bence olduğumuzu düşündüğümüzden çok daha fazlasıyız sadece kendi öz sırlarımızı keşfetmemiz gerek.
Yol dışına çıkmış biraz mesaj, önce direksiyonu düzeltelim. :)
İnsanın öz gücü, evrensel biliş ve uyum sistemi gerçekten yaratılmış bir çok varlıktan daha üstün ve iyi bu doğru. Gel gör ki burada açtığınız başlık, bahse konu olan durum ''BÜYÜ/MAJİ'' olunca, iş değişir. Ya başlığınızdan bağımsız konuşacağız ya da konuya sadık kalıp ona göre konuşacağız. İnsanın öz gücü vs. ''büyü sistemi'' kursun diye değildir, tam aksine insana verileni o sistemlerde kullanmasın diye uyarılar yapılmıştır. Bu sebeple insana yasak olan bir şeyle insan ilgilenmekte ısrar ediyorsa mecburen varlıklara yani ''kaçakçılara,hackerlara'' başvuracak. İşin özeti bu.
Gelelim ''Yaratılanların en yücesi'' olgusuna. Sık sık bu olguya Kuran'ın kendisi referans verilerek atıfta bulunur ve bu çok hatalıdır. Kuran demiyor ki yaratılan her şeyden daha üstündür diye.. Buyrun göz atalım:

-''Biz insanı, en güzel şekilde yarattık.''(Tin Suresi, 4)
En üst demiyor, en güzel biçimde şekilde diyor. Yumurtanın yapısı da örneğin bir yumurtanın olması gereken en güzel şekilde yaratılmış. Özellikle yapısal sağlamlık gereği yumurta ve bal peteklerini örnek alıyoruz, onlar da işte kendi amacına uygun olarak en güzel şekilde yaratılmış. Zira bir başka ayette de ''Ki O, her şeyin yaratılışını en güzel yapan ve insanı yaratmaya, ilk defa tînden (nemli topraktan) başlayandır.'' deniliyor.

-''Gerçekten Biz Adem evlatlarını şerefli kıldık, karada ve denizde kendilerini taşıyacak vasıtalar nasip ettik, onlara helal ve hoş rızıklar verdik ve onları yarattığımız varlıkların çoğuna üstün kıldık.'' (İsra Suresi, 17/70)
Dikkat ederseniz hepsine değil ''çoğuna'' deniliyor. Şundan üstün, şundan düşük, şununla eşit de demiyor. Demek ki önemli bir varlık türüyüz ve bu kadarını bilmemiz kafi görülmüş.

Yani insan yaratılmışların en yücesi, en yükseği, en güzeli diye bir şey yok. Hele Kuran'da bu hiç yok.

Gelelim insanın öz gücüne.. Bu sitede bunu en çok savunanlardan biri benim. Bir çok paranormal etkinlik için insan kendi kendine yeter, başka varlıklara gerek yoktur hep derim. Hatta bir çok varlığa karşı, bir çok duruma karşı insanın içinde taşıdığı muazzam potansiyel inanılmaz bir koruma görevi de görür.
Yok derseniz ben büyü ekolü tasarlayacağım o zaman o sizin yetkiniz ve bilginiz dahilinde değil ''insan'' olarak. En azından bu konuda ''en üstün veya en güzel'' şekilde yaratılmadığımızı söyleyebilirim.
 

searcherofinside

Banlı Kullanıcı
Katılım
21 Kas 2016
Mesajlar
13
Tepkime puanı
0
Zaten konu çıkacağı kadar yolun dışına çıktı bu yüzden direksiyonu başka bir yöne çevirmek istiyorum. Bırakalım insan temelli veya insan temelsiz bir büyü ekolünü. Sizce "insan öz gücü" büyülerin yaptığı etki kadar güçlü etkiler meydana getirmede başlı başına yeterli midir ? Eğer yeterli olduğunu düşünüyorsanız, bu konuda biraz daha açık bilgiler vererek ufkumuzu genişletmeniz mümkün mü ?

İlginize ve nezaketinize minnettarım Sevgili Chillout
 

dmkol

Kayıtlı Üye
Katılım
24 Kas 2008
Mesajlar
4,907
Tepkime puanı
529
İş
Web Master
Zaten konu çıkacağı kadar yolun dışına çıktı bu yüzden direksiyonu başka bir yöne çevirmek istiyorum. Bırakalım insan temelli veya insan temelsiz bir büyü ekolünü. Sizce "insan öz gücü" büyülerin yaptığı etki kadar güçlü etkiler meydana getirmede başlı başına yeterli midir ? Eğer yeterli olduğunu düşünüyorsanız, bu konuda biraz daha açık bilgiler vererek ufkumuzu genişletmeniz mümkün mü ?

İlginize ve nezaketinize minnettarım Sevgili Chillout
Teşekkürler. Büyünün yaptığı etki ''kadar, dediğinizde o ''kadar'' kısmını açmanız lazım. Büyünün zaten insana yasaklanmış olması sebebi ''hür iradeye hükmetmek'' yasaktır'' ilkesinden gelir. İnsanın gücü hür iradeye hükmetmek üzere değil, hür iradeyle savaşarak değil, hür iradeyi empati gücüyle ikna etmek üzerinedir en fazla. Dini yaklaşımla da bakılınca, yaratanın bizi bu Dünya ile ilişkili düzlemde hür iradeleri serbest bıraktığıdır, seçme hakkı vardır insanın ve yaratan buna müdahale etmezken, yaratılanın diğer yaratılana müdahale etmek üzerine yaptığı şey (büyü) de yasaklanmıştır. Haliyle insanın içine yerleştirilen enerji yasaklanmış şeyi yapmadan da, bu dengeye zarar vermeyerek de bir yerlere varabileceğini sağlayan bir güç türü verir. Bu gücün tezahürü ayna nöronlarımız ve henüz ispatlanamayan veya dillendirilmeyen vücuttaki bazı eklentilerdir.
Büyü ile insan gücünün farkını biraz da olsa anlatmaya çalıştım.
İnsan gücü, evrenin bir çok farklı gücüne (basamak basamak sarmal bir yapı düşünülebilir) erişip kullanabilme kabiliyetine sahiptir. Bunların hepsi onaylı ve izinlidir. Bir de izin verilmeyeni vardır ki bunun motoru farklı çalışır ek montaj gerektirir ama zararlıdır ana sisteme. İnsan gücü dağları bile sallayabilir fiziksel anlamda ve dahi gök taşları bile çekebilir gezegene. İnsan gücü, insanı diriltmek için aracı olabilecek bir bütünlüktedir. Tıpkı Allah'ın İsa peygambere ve belki de bazı başka insanlara verdiği diriltme gücü gibi ki, bu güç o peygamberin insanın değildir peygamber de bir insandır, insan gücü bir nevi aracı kablo görevi görmesi emredildiğinde o sağlamlığa erişebilmektedir. Kainattaki diğer güçlere erişebilir, buna uygun yapıyı koruyabilir. Bu saydıklarım bile insandaki potansiyel gücün ne kadar muazzam olduğunu bize anlatabilir.
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Üst