Mea Culpa Felsefesi

lviv angeles

Kayıtlı Üye
Katılım
26 Ocak 2014
Mesajlar
2,716
Tepkime puanı
296
Konum
HAYALLERİN GERÇEK OLDUĞU ÂLEM
MEA CULPA =HATA BENDE


-SORUMLULUK VE GÜÇ-
Diyebilirsiniz ki bu ikisinin birbiriyle ilgisi nedir?

Şöyle açıklayayım elimden geldiğince..

Kendi hayatımızda -her ne oluyorsa olsun- sorumluluğu üzerimize alabildiğimiz ölçüde, değişim ve gelişime yönelik gücümüz artacaktır. Aksine, her başımıza gelenden birilerini ya da bir takım olayları sorumlu tutarsak “kurban” olmaktan öteye geçemedigimiz gibi, dış faktörleri değiştiremeyeceğimiz için de iyileşme ihtimali neredeyse imkansız gibidir. Bütün kontrolü elimizden çıkarıp karşıya teslim etmiş oluruz, gönüllü bir şekilde hem de..

Belki zor olan kendi üzerimize alma kısmıdır, evet; fakat ikinci adım çok daha kolay olacaktır emin olun. Madem ki kendimiz sorumluyuz, değiştirebilecek olan da bizizdir o zaman. Ne kadar muhtesem!

Önümüzün aydınlık olduğunu ve hayatta hicbirşeye “mahkum” olmadığımızı görmek..Heyhat! Ne özgürlük… Hataları görüp kabullenip kendimizi suçlamadan, hiçbirşeyin olduğu gibi kalmak zorunda olmadığını ve istediğimiz takdirde değiştirme gücüne sahip oldugumuzu farketmek..

Diğer durumda, dış faktörleri sorumlu tuttuğumuzda yani, belki kolaydır bunu yapmak ilk bakışta. “Bana böyle dedi/böyle yaptı o yüzden ilişkimiz bitti” veya “İlgilenmediler oysa ki elimdeki kitap cok iyiydi! Hep onların suçu.”, vs vs..Çoğaltın çoğaltabileceğiniz kadar..Altta yatan mesaj hep “ben sorumlu değilim”dir burada. Fakat ne yazık ki; bu durumları değiştirmek ve iyileştirmek imkansıza yakındır.

Bir kuyuda ışıksız kalmak gibi birsey..Bekle de birisi gelsin fener tutsun bizi çıkarsın hadi o kuyudan. Peki ya gelmezse ? İşte o zaman yandık, bir ömür birilerinin ya da birşeylerin kurbanı olarak yaşamayı seçtik demektir. Kimse kurtaramaz artık bundan sonra bizi..O kuyudan çıksak bile, düşecek başka kuyular bizi beklemektedir kaçınılmaz olarak..

İnce nokta şudur ki, sorumluluk alma eylemini kendinizi suçlamadan yapabilmekte bütün mesele..Diyelim ki bir hata yaptınız, kendinizce tabii. “Tamam olabilir, ben de bir insanım ve hata payım var herkesin olduğu gibi. Bundan sonra tekrarlamamaya çalışacağım.” İşte bu tam bir sorumluluk alma hali..Kendi içinde kabullenme, aksiyon ve en önemlisi güc barındırıyor. Olanları değiştirebilme ve iyileştirebilme gücü..

Bir de kendini suçlamaya bakalım; “Benim yüzümden oldu, gene batırdım. Zaten şu hayatta neyi becerdim ki!”…. Bu ise acımasız ve içsel yaralara neden olabilecek, enerjiyi aşağı çekecek bir “suçlama!”.. Kesinlikle sorumluluk alma değil. Güçsüz, pasif, depresif bir hal. Sonuç, elde var sıfır!

Yukarıda da bahsettiğim gibi sorumluluk alma, kabullenme ve aksiyon içeriyor. Enerji hala yüksek kalıyor, değiştirmek icin çaba gösterme istekliliği orada duruyor. Hiçbir zaman geri çekilme veya pes etme yok. Güç tamamen sizin elinizde işte o zaman. Yorumsuz ve yargısız kabullenme ilk adım, sonrası ise düzeltmek için neler yapılabileceği..Sonuç, artık herşey mümkün!



Tıpkı Mea Culpa Felsefesi’nin de dediği gibi;başınıza gelmiş ve gelecek herşeyin tek sorumlusunun kendiniz olduğu gerçeğiyle barışmayı reddettiğiniz her gün tedavi süreciniz gecikecek, ‘yeni bir eski geçmiş’ için her seferinde bir adım attığınızla kalacaksınız. Gerçek,düş artı zamandır.İnanmak için görmeyi beklemeyin.İnanın ki,görebilin.Dünyadaki en büyük ekonomik gerçek ‘mutluluk’tur.Ekonominin tanımı mutluluktan başka hiçbirşey değildir.Herzaman iyi bir ekonomist olun.Düşleyin.Düş var olan en gerçek şeydir..


Unutmayın, güç sizde!
ALINTI



Konu ile ilgili tavsiye kitap:TANRILAR OKULU/ Stefano D'anna
 

shadows

Kayıtlı Üye
Katılım
8 Tem 2013
Mesajlar
46
Tepkime puanı
4
Böyle motive edici bir metne ihtiyaç duyuyordum son zamanlarda,karşıma çıktı :) Paylaşım için teşekkürler Iviv angeles. Işıkla kalın...
 

nehibo

Banlı Kullanıcı
Katılım
4 Ara 2015
Mesajlar
3
Tepkime puanı
0
Gerçek,düş artı zamandır.İnanmak için görmeyi beklemeyin.İnanın ki,görebilin.Dünyadaki en büyük ekonomik gerçek ‘mutluluk’tur.Ekonominin tanımı mutluluktan başka hiçbirşey değildir.Herzaman iyi bir ekonomist olun.Düşleyin.Düş var olan en gerçek şeydir..

Son düşünce harika sevgiyle kalın.
 

Lyusifer

Kayıtlı Üye
Katılım
31 Tem 2012
Mesajlar
208
Tepkime puanı
25
Konum
Loading...
Lupelius'un felsefesine göre, bizim varoluş durumlarımız uygun olayları kendisine çeker ve bu olaylar, bizim içinde bulunduğumuz aynı durumları yeniden yaşamamıza sebep olur.
"Hep aynı olaylarla karşılaşıyorsun, çünkü sende hiç bir şey değişmiyor!
Cenneti yaşayan cennete, cehennemi yaşayan cehenneme doğru yol alır! "
Sadece insanın irade gücü bu kısır döngüyü, hiç sonu gelmeden kendi kendine oynanan bu oyunu sonlandırabilir ve aynı irade gücü sayesinde insan öz varlığını saran hipnotik çemberi kırabilir.
"Düşünce yaratıcıdır. Düşüce yaratır! "
Olaylar düşüncelerimizin, öz varlık durumlarımızın elle tutulur gözle görünür halidir. Bu sebeple, olaylar ve durumlar aynı şeydir. Durumlar, her kişinin Oluş'unda üretilirken, olaylar da insanın yaşamında, zaman içinde başına gelen ve sanki insanın iradesinden bağımsız olarak ortaya çıkıyormuş gibi görünen olgulardır. Tek gerçek ise onları yaratanın biz olduğumuzdur. Olması için sürekli yakaran ve farkında olmadan olayları hayata geçiren biz !
İster olumlu, ister olumsuz olsun, insanın düşünceleri daima yaratıcıdır ve mutlaka ortaya çıkacak uygun zamanı bulacaktır. Düşüncelerimiz, elimizle yazdığımız hatta yolladığımızı bile unuttuğumuz, davetiyeler gibi düşüncelere karşılık gelen olayları kendine çeker. Koşullar, buluşmalar, olaylar, sorunlar ve aksilikler, sürtüşmeler ve başarısızlıklar, yani üstü örtülü bir biçimde kendilerini çağırdığımız tüm istenmeyen konuklarımız, artık onları aklımıza bile getirmediğimiz bir zamanda kapımızı çalarlar. Onların beklenilmeden ve birden bire olduğunu sanmamızın aslı nedeni, bizim kendi durumlarımıza dikkat etmememizdir.
"Düşünceler kaderimizdir!
Düşüncelerimizin kalitesi yükseldikçe yaşam kalitemiz de yükselir!"
Lupelius'un felsefesi düşüncesinin ana unsuru, olaylarla durumların bir tek gerçekliğin iki yüzü olduğunun ortaya konmasıdır. Bu saptama, kişinin kendi durumlarını bilmesi ve kendi kendisinin efendisi olması yoluyla, kaderini istediği gibi yönetmesine izin vererek içimizdeki ve dışımızdaki dünyayı birbirinden ayıran duvarı ortadan kaldırır.
"Varoluş bizim bir icadımızdır ve bu yüzden sadece bize bağlıdır! "
Lupelius'un rehberliğinde, Hristiyanlığın Mea Culpa sözlerinde gizlenen "yapmanın somutluğu" dur. Bin yıllık insan zekasının kısacık özeti sanki bir mücevher kutusunda gibi bu iki sözcükte saklanmıştı, "Mea Culpa, mea culpa, maxfila culpa " Gezegenlerin hiyerarşisinden, atomların hareketlerine dek, tüm evrene gem vurabilecek bu formül, sınırsız bir enerjinin sırrını içeriyor. Yeryüzündeki varlığımız bizim yüce okulumuzdur. İnsanlığın gözünde bir hapishane gibi görünen, bir yaşam okulu. Görüş açımızı altüst etmeyi öğrenmemiz gerekmektedir. İnsanların genellikle zorluk veya felaket olarak gördükleri beddua ettikleri, her ne pahasına olursa olsun kaçındıkları her şey aslında ölüm psikolojilerini, yaşam psikolojisine dönüştürmelerini sağlayacak çok değerli bir malzemedir.
"Dünyadaki yaşam, tanrılar okulu'dur.
Karışıklık, şüphe, kargaşa, kriz, kızgınlık, umutsuzluk ve acı, tümü büyümek için yararlanılması gereken mükemmel fırsatlardır."
 

lviv angeles

Kayıtlı Üye
Katılım
26 Ocak 2014
Mesajlar
2,716
Tepkime puanı
296
Konum
HAYALLERİN GERÇEK OLDUĞU ÂLEM
İnsan şu olayı gerçekten başarabilse kendi hayatının efendisi olmuş demektir.Sorumluluk üzerine alındığında kimse bizi yönlendiremez,üzemez.Buna ve herşeye izin veren biziz.Hatayı kabul edip okları kendimize çevirelim.Kabullenip herşeyimizi kendimiz yönetiyor olalım,ipler başkalarının elinde olmasın.Belki hatalarimızla bin kez düşecegiz.Olsun.Bin defa kalkalım.
Ve "Tanrılar Okulu"ve Dreamer ...Bence farkındalığa dair büyülü bir kitap,bir okul.
 
Üst