İnsanlar yaşamlarında bir takım şeyleri arzular. Bu arzuladıkları şeyler genellikle para, ilgi görme veya bir kişi gibi şeylerdir.Hayatları yolunda gitmiyordur. Bu durumu değiştirmek için dua eder veya büyü yaparlar. Patronunu, arkadaşını, sevgilisini değiştirmenin gerekli olduğunu düşünür. Kendisinin değişmesi gerektiğini düşünmezler bile.
Dua etmek: Kiş bir yerde tükenir. Bu durunda çocuksa babasından yardım diler, kadınsa kocasından yardım ister durum daha da vahimse tanrıya dua eder. İnsanlar birbirleri ile menfaat ilişkisinde olduğu gibi tanrı ile olan ilişkisi menfaate dayalı. Acaba dua etmeyi ve cennet cehennem kavramını ortadan kaldırsak ne olur? Diyebilirsin ki ben dua ederken yaratanın büyüklüğünü dile getiriyorum. Yaratan gerçekten bu kadar büyükse senin ona itaat etmene neden ihtiyaç duysun? Evet gerçekten zorda kaldığımız zamanlar oluyor. İlla yolumuzun aydınlanması için dua mı etmeliyiz. Dua etmesek olmaz mı? Diyelim ki başın çok sıkıştı annene yalvarıp yakarmadığın taktirde o sana yardım etmez mi?Çoğu kez Annen sorunu çözmüştür farkına bile varmazsın. Yani dua etsek de etmesek de eğer olması gerek ise yardım gelir bizi bizi bulur. Sohbet etmen gerekli sadece sohbet.
Kur’an-ı kerimin ezberlenmesi için değil anlaşılması için var olduğunu düşünmekteyim. Falanca surenin tekrarlanıp başına da bir dilek eklenmesi herhangi bir kitabın, mesela; Şu Çılgın Türkler kitabının falanca paragrafını 20 kez tekrar edersen Atatürk kadar güçlü olursun demek gibi bir şey. Kiminiz olur mu öyle şey ben şöyle şöyle yaptım soncunu gördüm diyecektir. Hayatı değiştirebilmek için bir tür konsantrasyon gereklidir. Buna benzer ritüeller sadece bu konsantrasyonu sağlamakta.
Büyü yapmak: bildiğim kadarıyla büyü üç büyük dinin üçünde de önerilmemektedir. Büyü yasak kesinlikle olmaz büyü yapanlar şeytan çarpılır demiycem . Böyle bir düşünce insanı daha da kötü yola itebilir. Ama düşünmek lazım neden önerilmemiş? Büyü yapıldığında yapılanın üstünde büyük bir ağırlığı olur ve bu ağırlık tan daha fazlası büyü yapan kişinin üzerindedir.Büyü yapanın derinlerde çok büyük bir pişmanlığı gizlenir. Ve gerçekten büyü yapmayı bilenler büyü yapmaktan şiddetli biçimde çekinirler. Bir erkeği seviyordur bu erkek de başka birinle ilişkisi vardır. Büyü yapılır karşıdaki kız bir trafik kazasında ölür.Hiç kimse farkında değildir olan bitenin kimse bir şey ispatlayamaz . ama kalbin derin bir şekilde kararır. Ya daha kötüsü hoşlandığın erkek kaza geçirir,sakat kalması sonucu ilişkisi biterse… diyeceksin ki büyü iyilik için de yapılabilir. Yolda bir fakir, üstü başı yırtık birisinle karşılaşırsın acıyıp karnını doyurması ve kıyafet alması için para verirsin o parayla bütün gün içer sarhoş olur ve eve geldiğinde sarhoş olmasının da etkisi ile karısını ve çocuklarını döver. .
Sen yüzlerce yıldır akan bir nehrin yatağını değiştirmeye çalışıyorsun mevcut haline dikkatli bir şekilde bakarsan nehir, bitki örtüsü ve toprak uyum içerisindedir. Hadi nehrin yönünü değiştirdin diyelim. Yeni haliyle her şey uyum içinde olabilecek mi?
Ne büyüye gerek var, ne de dua etmeye hayat zaten olması gerektiği gibi.
Dua etmek: Kiş bir yerde tükenir. Bu durunda çocuksa babasından yardım diler, kadınsa kocasından yardım ister durum daha da vahimse tanrıya dua eder. İnsanlar birbirleri ile menfaat ilişkisinde olduğu gibi tanrı ile olan ilişkisi menfaate dayalı. Acaba dua etmeyi ve cennet cehennem kavramını ortadan kaldırsak ne olur? Diyebilirsin ki ben dua ederken yaratanın büyüklüğünü dile getiriyorum. Yaratan gerçekten bu kadar büyükse senin ona itaat etmene neden ihtiyaç duysun? Evet gerçekten zorda kaldığımız zamanlar oluyor. İlla yolumuzun aydınlanması için dua mı etmeliyiz. Dua etmesek olmaz mı? Diyelim ki başın çok sıkıştı annene yalvarıp yakarmadığın taktirde o sana yardım etmez mi?Çoğu kez Annen sorunu çözmüştür farkına bile varmazsın. Yani dua etsek de etmesek de eğer olması gerek ise yardım gelir bizi bizi bulur. Sohbet etmen gerekli sadece sohbet.
Kur’an-ı kerimin ezberlenmesi için değil anlaşılması için var olduğunu düşünmekteyim. Falanca surenin tekrarlanıp başına da bir dilek eklenmesi herhangi bir kitabın, mesela; Şu Çılgın Türkler kitabının falanca paragrafını 20 kez tekrar edersen Atatürk kadar güçlü olursun demek gibi bir şey. Kiminiz olur mu öyle şey ben şöyle şöyle yaptım soncunu gördüm diyecektir. Hayatı değiştirebilmek için bir tür konsantrasyon gereklidir. Buna benzer ritüeller sadece bu konsantrasyonu sağlamakta.
Büyü yapmak: bildiğim kadarıyla büyü üç büyük dinin üçünde de önerilmemektedir. Büyü yasak kesinlikle olmaz büyü yapanlar şeytan çarpılır demiycem . Böyle bir düşünce insanı daha da kötü yola itebilir. Ama düşünmek lazım neden önerilmemiş? Büyü yapıldığında yapılanın üstünde büyük bir ağırlığı olur ve bu ağırlık tan daha fazlası büyü yapan kişinin üzerindedir.Büyü yapanın derinlerde çok büyük bir pişmanlığı gizlenir. Ve gerçekten büyü yapmayı bilenler büyü yapmaktan şiddetli biçimde çekinirler. Bir erkeği seviyordur bu erkek de başka birinle ilişkisi vardır. Büyü yapılır karşıdaki kız bir trafik kazasında ölür.Hiç kimse farkında değildir olan bitenin kimse bir şey ispatlayamaz . ama kalbin derin bir şekilde kararır. Ya daha kötüsü hoşlandığın erkek kaza geçirir,sakat kalması sonucu ilişkisi biterse… diyeceksin ki büyü iyilik için de yapılabilir. Yolda bir fakir, üstü başı yırtık birisinle karşılaşırsın acıyıp karnını doyurması ve kıyafet alması için para verirsin o parayla bütün gün içer sarhoş olur ve eve geldiğinde sarhoş olmasının da etkisi ile karısını ve çocuklarını döver. .
Sen yüzlerce yıldır akan bir nehrin yatağını değiştirmeye çalışıyorsun mevcut haline dikkatli bir şekilde bakarsan nehir, bitki örtüsü ve toprak uyum içerisindedir. Hadi nehrin yönünü değiştirdin diyelim. Yeni haliyle her şey uyum içinde olabilecek mi?
Ne büyüye gerek var, ne de dua etmeye hayat zaten olması gerektiği gibi.