Korkuyu birakmak

angeldream

Kayıtlı Üye
Katılım
9 Şub 2008
Mesajlar
79
Tepkime puanı
20
Korkuyu bırakmak olarak başlayalım sevgiyi işleyelim az.İyi bir ilişki her zaman bir gökkuşağı gibi berrak ve rengarenk değildir.İyi bir ilişki o çoğu zaman acı verici çoğu zaman karmakarışık bir doğum sürecidir. Spritüel bir ilişkinin mutlaka iki kişinin birbirine durmadan gülümsediği bir ilişki olması gerekmez.Spritüel demek benim için herşeyden öte güvenilir ve hakiki demektir.Bizler ilişkiler yoluyla gerçek bir çalışma için biraraya getiriliriz gerçek çalışma ancak gerçek bir dürüstlüğün mevcudiyetiyle gerçekleşir.Hepimiz bunu özleriz fakat nedendir bu biliyormusunuz arkadaşlar?Çünkü gerçekte kim olduğumuzu görecek olurlarsa bizi terk edeceklerini düşünürüz.Duygularımızı ifade etmek onları bastırmaktan çok daha iyidi.Her zaman kutsal bir ilişkide duygularımız sürekli bir akış içinde dürüstçe ifade etmeyi ve karşımızdaki insana aynı şeyi yapması için destek vermeyi biz üstlenmiş olduğumuz bir görevin parçası olarak kabul ederiz. Böylece yol boyunca pek çok şey ifade edilmiş dolayısıyla da her ikimiz içindede öfke birikmesi olasılığı da azaltılmış olur bu arada bir kimsenin ilişkide öfkesini ifade etmemesi onun öfkesiz olduğunu göstermez dışa vurulan öfkeye öfke denir içe çevrilen öfkeye ise ülser kanser denir.Öfkeyle yapabileceğiniz en sağlıksız şey öfkeli olduğunuzu inkar etmektir.Mucizevi perspektif öfkeli değilmişsiniz gibi rol yapmak değil fakat şöyle söylemektir” öfkeliyim ama olmamak için istekliyim sevgili tanrım neyi göremediğimi lütfen bana göster”[/BÖfkemizi bir saldırı şeklinde ifade etmeksizin onu insanlarla paylaşmanın bir yolu daima vardır.Örneğin “sen benim şunu yada bunu hissetmeme neden oldun” demek yerine “ben böyle hissediyorum buna senin neden olduğunu söylemiyorum bu konuda seni suçlamıyorum ben sadece şifa bulmak için onu paylaşmak ve böylece bu duyguyu salıvermek ve aşmak istiyorum” diyebilirsiniz böylece siz duygularınızın sorumluluğunu üstlenmiş olursunuz ve bir tartışma olarak görülebilecek ve hatta hoş olmadığı için kaçınılacak bir şey ilişkilerin şifa gücünün önemli bir parçası haline gelebilir.O zaman artık biz bir tartışma içindeki hasımlar değil bir konuşma içindeki ortaklar oluruz.Gerçek ilişkiler Allahdan sizin hayatınızı şifaya kavuşturmasını isterseniz o sizin bakmanız gereken herşeyin üzerine çok parlak bir ışık gönderir sonunda siz kendi hakkınızda belki de görmeyi tercih etmeyeceğiniz şeyleri görebilirsiniz. Kalplerimizin çevresinde birikmiş bir çok zırh ve siper vardır başka şeylerin maskesi arkasına sakladığımız bir hayli korku ciddi bir psikoterapi geçiren herkesin çok iyi farkında olduğu gibi kişisel büyüme süreci öyle her zaman kolay değildir.Kendi çirkinliğimizle yüzleşmek zorundayızdır çoğu zaman bir davranış kalıbını terk etmeye istekli olmadan önce onun işe yaramazlığını zor ve acılı bir yoldan fark etmek zorunda kalırız.Aslında kendi üzerimizde derinlemesine çalışmaya başladığımızda hayatımız görünüşte sanki daha da kötüye gider hayat gerçekte daha kötüye gitmez yalnızca biz kendi ihlallerimizi daha çok hissetmeye başlarız.Çünkü artık bilinçsizliğin anestezisi altında bulunmamaktayızdır.Artık inkar ederek yada ilişkiyi keserek kendi deneyimlerimizle aramıza mesafe koymamaktayızdır.Oynadığımız oyunlar hakkındaki gerçeği görmeye başlamışızdır geri dönmek için bir dürtü duyabiliriz bilinçsizliğin hayatımız boyunca devam edecek sağır ağrısını çekmektense kendini keşfetmenin keskin sancısına dayanmayı seçmek ki buna spritüel savaşçının yolu denir cesaret ister.Bir egoyu terk etme gücüne sahip olmadan önce dosdoğru onun gözünün içine bakmak zorundayız.Ego bir canavar değildir o yalnızca bir canavar fikridir hepimizin içinde ifritler ucubeler vardır fakat içimizde yiğit ve atak prens de vardır.Ben hiç canavarların prensi yendiği bir peri masalı okumadım sizde tabiki :)Kötü ile birlikte iyiyi de alırsınız derdi hep babam biz çocukken içimizdeki ışık hakkında ne kadar çok şey öğrenirsek henüz mükemmel olmadığımız için kendimizi bağışlamak giderek o kadar kolaylaşır.Eğer mükemmel olsaydık bu dünyada doğmazdık bununla birlikte mükemmel hale gelmek bizim misyonumuzdur ve mükemmel olmayan taraflarımıza bakmak bu sürecin önemli bir kısmıdır.Biz içimizde zaten var olan ruhsal mükemmeliyeti kabul etmek suretiyle mükemmelleşmiş kişilikler haline geliriz.Ego kısaca bir pürüzün olduğu tellerin birbirine karıştığı sevginin tıkanıklığa uğradığı yerdir.Hayatımda sevgi yerine olumsuz bir davranış gösterdiğim her durumda “emin olduğum tek bir şey var nasıl yapacağımı bilseydim o zaman daha iyisini yapardım o anda yapabileceğimi hissetseydim istediğimi sevgiyle dile getirirdim ve yinede ihtiyaçlarım karşılanmış olurdu”Egonun içimizdeki hilekar ve sahtekar olduğunu tamamen idrak edinceye kadar oynamakta olduğumuz oyunları başkalarına itiraf etmek şöyle dursun kendimize bile itiraf etmeye utanırız. Kendimize şefkat duyacağımız ve nevrozlarımızın bizim yaralarımız olduğunu hatırlayacağımız yerde onlara bakamayacak kadar utanç duyarız biz kötü olduğumuzu düşünürüz. Allah esirgesin biz yada bir başkasının kendi hakkımızdaki asıl gerçeği gördüğümüz takdirde dehşetle irkileceğimiz düşünürüz ama hakikat şuki arkadaşlar eğer biz yada başkaları kendi hakkımızdaki asıl gerçeği görmüş olsaydkı ışıktan gözlerimiz kamaşırdı.İnanın bununla birlikte içimize derinlemesine baktığımızda korku çemberimizle yüzleşmemiz gerekir.Prensin tehlikedeki genç kızı kurtarmasından önce onun şatosunu kuşatmış olan canavarları öldürmesi gerekir.Bu hepimiz için böyledir bu canavarlar bizim ifritlerimiz, bizim yaralarımız, egolarımı, kendimizden ve başkalarından sevgiyi esirgemek için başvurduğumuz çok zekice ve ustaca yollardır.Önce egonun davranış kalıpları kökünden sökülüp atılmalı bünyemizden temizlenmelidir ki içimizdeki saf sevgi ortaya çıkma şansı bulabilsin.
Bir zamanlar bir spritüel bir öğretmen kurşuni gökyüzü diye bir şey olmadığını söylemişti.Gökyüzü daima mavidir ancak bazen gri bulutlar gelir ve mavi göğü örter o zaman göğün gri olduğunu düşünürüz.Zihnimiz içinde bu aynıdır biz her zaman mükemmeliz bunun aksi mümkün değildir korkulu düşünce kalıplarımız işlevsel olmayan alışkanlıklarımız zihnimizde etkinlik kazanır ve mükemmeliyetimizi örter.Geçici olarak ama hepsi bu kadar bizler hala mükemmel tanrı çocuklarıyız hiç bir fırtına yoktur ki geçip gitmemiş olsun.Gri bulutlar asla sürekli kalıcı değildirler mavi gök ise kalıcıdır öyleyse korkumuzu öfkemizi içimizdeki sevgiyi örten bulutları ne yapacağız….Onları rehberlerimize, kutsal ruha, meleklere bırakacağız.Onlar onları sevgi yoluyla dönüşüme uğratır.Asla bir başka kişiye saldırma yoluyla değil.Yıkıcı olan saldırıdır yoksa öfkenin kendisi değil enerjiyi içimizde yükseltip dışa vurmak çoğu zaman en çok ihtiyaç duyduğumuzda dua etmenizi öylesine zorlaştıran fiziksel gerginliği atmanın iyi bir yolu öfkemiz sevgimizin önünü keser onu dışa vurmak ondan kurtulma sürecinin bir kısmıdır asla yapmamız gereken bir şey ise spritüel yaşamların ve spritüel ilişkilerin daima sakin daima huzur ve mutluluk dolu olacağı hakkındaki sinsi yanılgıya kapılmaktır.
Sözümü mükemmel sevgi korkuyu defeder diyerek noktalıyor ve sizi sevgiyle sarıyorum.
 
Üst