zihin açıklıktan çok korkar...

angeldream

Kayıtlı Üye
Katılım
9 Şub 2008
Mesajlar
79
Tepkime puanı
20
Sevgi, sınırları olmayan bir dünyaya, sonsuz bir dünyaya açılan kapıdır. Sevgi başlar ama asla bitmez; bir başlangıcı vardır ama bitişi yoktur.

Bir şeyi unutma: Normalde zihin müdahale eder ve sevginin bu sonsuzluğu yaşamasına izin vermez. Eğer bir insanı gerçekten seviyorsan ona sonsuz alan verirsin. Senin varlığın, onun içinde büyüyeceği, birlikte büyüyeceğiniz bir alandan ibarettir. Zihin devreye girer ve ona sahip olmaya çalışır. O zaman sevgi yok olur. Zihin çok aç gözlüdür. Zihin açgözlülüktür. Zihin çok zehirlidir. O yüzden eğer biri sevgi dünyasına adım atmak istiyorsa, zihnini geride bırakmak zorundadır. Zihnin müdahalesi olmadan yaşamak zorundadır. Zihin, kendi alanında kullanıldığı zaman iyidir. Pazaryerinde ona ihtiyaç duyulur ama sevgide değil. Bir bütçe hazırlamaya çalışırken işe yarar ama iç dünyada derinleşmek için ona ihtiyaç yoktur. Matematik için zihne ihtiyaç vardır; meditasyon için yoktur. Zihnin kendi kullanım alanı vardır ama bu kullanışlılık sadece dış dünya içindir. İç dünyayla hiçbir ilgisi yoktur. O yüzden daha fazla sev. Şartsız sev. Sevgi ol. Bir koridor ol. Sevgiyi yaşa.

Kuşlar ve ağaçlar, dünya ve yıldızlar, kadınlar ve erkekler. Herkes anlıyor. Siyah ve beyaz, sadece tek bir dil var ve bu dil de evrenin dilidir. Bu dil sevgidir. O yüzden bu dil ol. Ve sen sevgi olduğun zaman, sınırları olmayan yepyeni bir dünya ayaklarının altında açılacaktır.

Sakın unutma, insanların kapalı olmasına neden olan şey zihindir. Zihin açıklıktan çok kor- kar, çünkü zihin ancak korkunun olduğu yerde varolabilir. Bir insan ne kadar korkusuzsa zihnini o kadar az kullanır. Bir insan ne kadar korkarsa zihnini o kadar fazla kullanır.

Korktuğun zaman, kaygı duyduğun zaman, seni rahatsız eden bir şey olduğu zaman zihnin hemen odaklandığını gözlemlemiş olmalısın. Kaygı duyduğun zaman zihin çok fazla öne çıkar. Kaygı olmadığı zaman zihin geri çekilir.

Her şey yolunda giderken ve korku yokken zihin geride kalır. Ancak bir şeyler ters gitmeye başladığı zaman zihin hemen öne atlar ve liderliği ele alır. Tehlike yaşandığı zaman lider olur. Zihin tıpkı politikacılar gibidir. Adolf Hitler, otobiyografisi olan Mein Kampf’da “Eğer liderlikte kalmak istiyorsan ülkeyi korku altında tutmalısın,” diye yazmıştı. Sürekli komşu ülkelerin saldırı hazırlığı içinde olduğuna, saldırma hazırlığı içinde olan ülkeler olduğuna dair dedikodular yayarak toplumu korku içinde tutmaya çalışmak gerekir demişti. İnsanlara huzur verme, çünkü huzurlu toplumlar politikacıları önemsemez. İnsanlar gerçekten huzurluysa, politikacılar anlamsız olur. Eğer insanları sürekli korku içinde tutarsan politikacı güçlü olur.

Ne zaman bir savaş olsa, politikacılar büyük liderlere dönüşür. Churchill, Hitler, Stalin ya da Mao. Bunların hepsi savaşların birer ürünü. Eğer İkinci Dünya Savaşı yaşanmasaydı ne Winston Churchill, ne Hitler, ne de Stalin tarihe geçebilirdi. Savaş ortam yaratır, topluma hükmedip lider olma fırsatı sunar. Zihnin politikası da aynıdır.

Meditasyon, zihnin daha az şey yapacağı bir ortam yaratmaktan başka bir şey değildir. O kadar korkusuz, o kadar sevgi dolu, o kadar huzurlusun ki... Yaşanan olay seni o kadar doygun yapıyor ki zihnin söyleyecek bir şeyi kalmıyor. O zaman zihin giderek geriye çeki- liyor, arkada kalıyor ve aradaki mesafe artıyor.

Bir gün zihin tamamen geride kalıyor ve o zaman sen evren oluyorsun. O zaman artık bedeninle kısıtlı kalmıyorsun, hiçbir şey içinde hapis kalmıyor; saf bir boşluk oluyorsun. Tanrı işte budur. Tanrı saf boşluktur.

Sevgi bu saf boşluğa giden bir yoldur. Sevgi araç ve sonuç Tanrıdır.
 

nehir

Kayıtlı Üye
Katılım
7 Şub 2009
Mesajlar
51
Tepkime puanı
0
Müthiş. :):)


Sevgi bu saf boşluğa giden bir yoldur.;)
 
Üst