Kehanet Olgusu Hakkında Görüşler

aris

Kayıtlı Üye
Katılım
3 Tem 2008
Mesajlar
660
Tepkime puanı
142
Kehanet Olgusu Hakkında Görüşler

Parapsikolog Hunter MACKINTOSH'a göre gelecek şimdi'de mevcut! İçinde bulunduğumuz zamanı geçmişimiz tarafından belirlenmiş olarak düşünürüz, çünkü zamanımıza kadar gelen olayların akışını izleyebiliriz. Fakat sebep-sonuç bağıntısını o andan itibaren geleceğe kadar sürdüremeyiz. Yine de geleceğe ait olayların önceden kesin olarak bilinmesine dair elimizde örnekler bulunmaktadır.

Hiç şüphesiz daha önceden olmuş olaylara bakarak gelecekte ne olacağını söylemek bazı durumlarda mümkündür. Görgü ve deneyimlerimiz bize bazı olağan olayları önceden bilmemizi mümkün kılar. Basit bir hesap ya da tahmin yöntemiyle bazı şeyleri önceden bilmemize yardım edebilir. Fakat diğer ve belki de daha önemli şeyleri önceden bilmek olağan dışı bilgi derecesini ya da normal üstü algılama gücünü gerektirecektir.


Kehaneti bir gerçek olarak kabullenmek bir bakıma geleceğin şu anda mevcut olması gerektiğini ileri sürmek gibi görünmektedir.

Hür iradenin mevcut olduğunu kabul eden bizler, içinde bulunduğumuz zamanda geleceğin de olduğunu nasıl ileri sürebiliriz? Eğer gelecek önceden belirlenmişse, olayların gidişatını etkilemek konusunda bizim yapabileceğimiz bir şey yok demektir.

Hür iradeye inanmış olmak, hiçbir şeyin önceden belirlenmiş olduğunu kabullenmemek demektir. Fakat geleceğin genel hatlarıyla belirlenmiş olduğu düşüncesiyle, hiçbir şeyin önceden belirlenmediği düşüncesi birbiriyle nasıl uzlaşabilir? Bu soruya cevap Gelecek, genel hatlarıyla şekillenmiştir düşüncesini ele alış tarzına bağlıdır. Geleceğin bu şekilde düşünülmesi anlaşılması zor bir kavramdır. Böyle düşünmek belki de, eğer onu bir güzel sanatın içinden çıktığı yaratıcı bir eylem olarak ele alırsak, bu görüşü anlamamıza yardım edecektir. Bir sanat eseri fiziksel olarak meydana gelmeden önce sanatçının düşüncelerinde, hayalinde meydana gelir. Yani o eser yapılması olası hale gelmiştir, fakat henüz fiziki olarak görünür hale gelmemiştir. Maddileşmesi gerekir. Bir obje haline gelene kadar gerçekleşmiş olmaz.

Bir sanatçı çizmeden, boyamadan ya da yontmadan önce yapacağı işin formunu çeşitli şekillerde hayal eder. Fakat bu imaj şekillerden sadece bir tanesi imalat olarak ortaya çıkar. Bu analizi bizim gelecek düşüncemize uyarlayacak olursak, gelecek birden fazla formlar halinde vardır ve bunlardan sadece bir tanesi algılanabilir hale dönüşür.

Hologram 1960'larda keşfedilmiş enteresan bir teknolojik buluştur. Kısaca üç boyutlu bir görüntüleme tekniği olarak tanımlanabilir. Hologram plakalarının üzerine lazer ışını vasıtasıyla herhangi bir cismin görüntüsü kaydedilebilir. Bir hologram plakasını alıp ikiye kırarsanız, plakanın yarısından da kaydedilmiş görüntünün bütününü elde edebilirsiniz. Daha küçük parçalara dahi bölseniz yine asıl görüntü kaybolmayacaktır.

Ünlü fizikçi David BOHM holografik modelin evrende geçerli ilke ve yasaların temeli olduğunu söylemekte ve evreni bir holoeylem (holomovement) olarak tanımlamaktadır. Ona göre evrende hiçbir şey bütünden ayrı düşünülemez. Görebildiğimiz ve göremediğimiz her şey muazzam bir düzen içerisinde birbirleriyle bağlantılıdır ve hepsinin özünde aynı bilgi saklıdır. Bazı yetenekli kişiler geçmişi bir ekranda izlermişçesine görebilmektedirler. Benzer şekilde, kozmik hologramın içinde geleceğe atlamak ta mümkündür. Gelecekte olacak bazı olayları görmenin geçmiş olayları görebilmek kadar kolay olduğunu belgeleyen büyük bir kanıt birikimi vardır. Bohm'un her insan şuurunun kaynağının saklı düzende bulunduğu yolundaki önermesi hepimizin geleceğe geçiş yapabilme yeteneğine sahip olduğumuzu ima etmektedir ve bu da kanıtlarla desteklenmiş durumdadır.

Araştırmalar geleceği önceden görme vizyonlarının trajik olaylar konusunda daha sık ortaya çıkmakta olduğunu göstermektedir, mutlu olayların sezilme oranı, üzücü olayların sezilme oranının dörtte biri kadardır. Kötü olaylar arasında ölüm olayının içe doğması en yüksek orana sahiptir, bunun arkasından kazalar ikinci ve hastalıklar üçüncü durumdadır.

Spiritüel bilgilere göre insanın kaderi onun doğmadan önce yapmış olduğu hayat planı ile bağlantılı olduğu için geleceği de kendi ruhsal ihtiyaçları ile doğru orantılı olarak bir akış izler. Gelecek insanın dünya yaşantısında izlediği yola ve tempoya göre şekil almaktadır. Bu adeta şuurlu bir zaman akışına bizlerin dikkatini çekmektedir.

Bizler önümüzde bulunan yollardan birini seçeriz ve o yolu seçmekle, yol üzerinde olan her şeyle karşılaşmayı da beraberinde seçmiş oluruz. O sıradaki geleceğimiz de seçmiş olduğumuz o yola göre şekillenmektedir. Eğer başka bir yola saparsak geleceğimiz bazı özel durumlar dışında değişmiş olur. Burada varlıksal ilkelerden olan seçme özgürlüğü ilkesinin varlığın yaşamında ne kadar önemli bir yeri olduğu ortaya çıkar.
alıntı
 

Similar Threads

Ü
Cevaplar
5
Görüntüleme
513
Ü
Cevaplar
0
Görüntüleme
103
Üye silindi 77822
Ü
Üst