İçimizde Bir Yolculuk

aris

Kayıtlı Üye
Katılım
3 Tem 2008
Mesajlar
660
Tepkime puanı
142
İÇİMİZE BİR YOLCULUK

Aydınlanmaya doğru giden yol üstündekiler GERÇEĞİ arayanlardır. İstenen sonuçlar, bireysel gelişime ve aydınlanmaya yönelik psikolojik sonuçlardır. Demek ki, bu yolculuğu coğrafi ya da fiziksel bir yolculuk olarak kabul etmemeliyiz.

Kendini Bil
Dünya kuruldu kuruldu kurulalı bize tüm öğretiler tek bir şey söylemiştir: “Kendini Bil !” Kendimizi bilmek konusu çok ıstırap verici ve bizi istemediğimiz yönlerimizle ama aynı zamanda da Tanrısal olan yönümüzle karşılaştıracağı için, içsel yolculuk sanıldığı kadar kolay bir yol değildir. Eğer dürüst, özü sözü bir, olduğu gibi görünmekten korkmayan biriyseniz ve dürüstlük adına da çok katı kalıplar oluşturmadıysanız işiniz kolay. Ama gerçeklerle yüzleşmekten korkan, kendine oyalayıcı yalanlar söyleyen bir yapınız varsa, size bir süre bu yolculuğu ertelemenizi yada konuyla ilgili hiç olmazsa entelektüel düzeyde ciddi bir eğitim almanızı öneririz.

Yaşam bir süreçtir
Yaşamdaki her şey bir süreçtir, yaşanır, bilgisi alınır ve form değiştirir. Ya da bir ömür boyu sürebilir. Bu süreçlerin sahibi biz değiliz. Yaşam onları önümüze getirir, yaşarız. Olayları yaşarken, hangi yanımızı eğittiğini, hangi yönümüzü genişlettiğini, hangi yönde bizi derin bir şekilde bilgilendirdiğini fark etmeye ve BİLEREK yaşamaya çalışırsak, o kadar uyanık, bilinçli, farkındalık dolu bir yaşamla iç içe akarız.

Uyanıklık bilinci
Uykumuz inanılmaz derecede güçlüdür. Genellikle, uyanık olduğunu zannedenlerde, ‘uyanıklık’ bilincinin derin uykusunda yine uyumaktadırlar. İnsanın bu derin uykusu ile bilgi veren en sağlam kaynaklardan biri de, Gurdjieff’in kitaplarıdır. İlk okuduğunuzda çok rahatsız olsanız da, daha sonra onun gerçekçiliğine hak verdiğinizi göreceksiniz. İçsel Yolculuk yapmak isteyen bireylere söylenebilecek tek bir şey var. Yaşanan olayları , iyi-kötü diye ayırmadan, bize ne söylemeye ya da hangi yönümüzü değiştirmeye çalıştığının farkında olmak, yani bilinçli, uyanık ve objektif yaşamak…

Uykudan Kurtulmak
Hepimizi içine alan tüketim toplumu olmanın ve medya ve reklamların çok etkisinde kalmanın ya da birbirimizle acımasızca yarışmanın yarattığı bu ortak uykudan kurtulabilmek için birkaç ilkesel yol elbette ki vardır. İnsanın zihninde canlandırma kapasitesi iki tarafı keskin bir kılıçtır. İnsanoğlunun büyük başarıları bu aracı kullanmıştır ama onu kontrol edememek ve yönlendirememek, ‘örtü’ deki kalın ipliktir. Biz bu yeteneğe ‘düşünme’ deriz.
Ama düşünme kavramına dürüstçe yaklaşırsak, eğitilmemiş bir düşünce gücü, bizi tahrip etmeye yönlendiren bir canlı bomba gibide olabilir. Daha da kötüsü, sürekli evhamlı, kuruntulu, takıntılı, rahatsız edici şeyler düşünerek, daha doğrusu üreterek, kendi içimizde bir kaos ve korku bütünü de oluşturabiliriz.
En sade deyimiyle, korku ve endişe, bizim ‘An’ı yaşamamıza, ‘Şimdi’yi deneyimlememize ve şimdinin getirdiği bilgileri almamıza engel olur. Çevrede çok farklı olaylar olup durur ama biz kendi kurduğumuz, illüzyon dünyasında, sık sık da kendimizle konuşarak, günün gerçeğini deneyimleyemeyebiliriz.
Sık sık geçmiş ve gelecek hakkında düşünür, geçmişe üzülür, geleceğe de endişe ile bakarız. Bazılarımız bunu abartarak, yaşamı kendilerine zehir bile edebilirler. Bilincimiz geçmiş ve gelecekle çok meşgul olduğunda daha yüksek titreşimlere uzanmak mümkün olamaz.
Beyin bir alıcı-vericidir. Korku ve endişe. Beyinin bu alıcı-verici fonksiyonunu bozar. Düşünce dünyasında sık sık geçmiş olayların anılarını bir film gibi oynatırız. Bunu her yapışımız, bizi şimdiden ve andan koparır.

Aydınlanmak İçin!
Daha fazla ‘Aydınlanmak’ için an içinde daha fazla yaşamak, yüksek titreşimlere karşı daha hassas olmak, geçmiş ve gelecek hakkındaki düşünme alışkanlığımızı terk etmemiz gerekir. Eğer uyanmak için güçlü bir arzunuz varsa, zihnin filmlerini oynatmayı durdurun. Eğer böyle bir arzunuz yoksa filmlerin tadını çıkarın.
 
Üst