Ön açıklama:
Canlılarda 3 tip beyin vardır. Bir beyinliler (beyin kökü), iki beyinliler (beyin kökü ve limbik sistem), insan üç beyinlidir (beyin kökü, limbik sistem, neokortex).
Limbik rezonans (titreşim):
Limbik sistemlerin bir birine titreşimsel seviyede bağlanması gibi basitçe ifade edilebilir. Bunu telepati gibi beyinler arası iletişim aracı olarak karıştırmamak lazımdır. Henüz bu limbik sistem titreşimi bir teoridir.
Neden telepati değildir?:
Şimdi sürüngenlerde örneğin sadece beyin kökü vardır ama bu onlarla telepatik etkileşime giremeyeceğimiz anlamına gelmez. Demek ki bunun için özellikle limbik sisteme ihtiyaç yoktur. Sürüngenlerin de bazı dualar veya tılsımlarla etki altına alabilme de vardır. Kısaca evrende var olan bir beyin dışı etkileşim/iletişim mevzusu vardır bütün var olan canlılar arasında. Burada da cin-insan etkileşimi örneği yine verilebilir. Hatta fotonların bir biriyle bir çeşit iletişimle senkronizasyon oluşturması da yine başka bir örnektir. (henüz çözülemeyen bir fenomen)
Bu teoriye olan düşüncesel katkım ise şudur:
Her canlının veya var olan şeyin, evrendeki bu beyin dışı iletişim/etkileşim yoluna bağlanma yolu farklıdır veya daha çeşitlidir. İnsanın 3 beyinle birden bunu yapması onu daha etkin bir yaratık haline getiriyor olabilir. Öyle ki hayvanlarda neokorteks olmadan iki beyinle bu etkileşim/iletişime dahil olmaları olasıdır. Bu da yine psişik aktivitede bazı artı ve eksiler getiriyor olabilir ki hala hayvanlar hakkında cebimizde olan bir çok soruya da farklı bir cevap verebilir bu konu.
Bu iletişim/etkileşim için illa bir beyin gerekmez, sadece bizde bu olduğu için bunu bu şekilde kullanıyoruz. Zira bedensiz varlıklarda standart bir beyin yapısından bahsedemeyiz o halde sahip olduğumuz 3 beyin bu standart dışı iletişim/etkileşimde çevirici ve/veya algılayıcı rolüne sahiptir. Bu etkileşim/iletişimde limbik sistemin katkısı ve/veya zararı var mıdır onu bilemeyiz şimdilik. Ancak bir etkisi olduğu kesindir.
Limbik titreşim teorisinin bu sebeplerle hala bir çok yönden eksiği olmakla beraber büyük bir potansiyeli de barındırdığını düşünebiliriz.