Nostradamus Oğluna Ne Yazdı?

Rapİ

Kayıtlı Üye
Katılım
3 Tem 2015
Mesajlar
192
Tepkime puanı
51

3Dmyb2.png

Oğlum Cesar Nostradamus’a

Geç doğumun sebebiyle, İlahi Öz’ün Astronomi vasıtasıyla bana haber verdiği ölümümün ardından seninle iletişim kurmamın tek yolu haline gelecek olan bu mektup için birçok geceyi düşünerek geçirdim. İnsanların iyiliği için, anımsatıcı nitelik taşıyan bu yazıyı ölümümün ardından alacaksın.

Bu mektubu yazmamın diğer sebepleri ise; Mutlak Güç Sahibi Olan’ın iradesinin senin bu bölgede [Provence] doğmaman yönünde gerçekleşmesi ve benim de ölümümden sonra sana bırakacağım çalışmaları kavramak için geçireceğin yıllardan değil, aylardan bahsedecek olmamdır. Bu devrin adaletsizliği nedeniyle yok edileceğini düşündüğüm bu yazıyı, ne yazık ki daha açık bir üslup ile yazamıyorum. Benden sana miras kalacak olan gizli kehanet anahtarı, kalbimin içinde kilitli kalacaktır.

Burada bahsedeceğim olayların henüz gerçekleşmediğini ve her şeyin de Mutlak Güç Sahibi Olan Tanrı tarafından yönetildiğini, O’nun bize sarhoşlukla, çılgınlıkla veya büyüleyerek değil, Astronomik güvencelerle esin verdiğini unutmamalısın. Zaten kehanetler, sadece ilahi iradenin esini ve özellikle de kehanet ruhu ile yapılagelmiştir.

Dünya üzerindeki çeşitli yerlerde meydana gelen olumlu ve olumsuz olayları –bazıları henüz gerçekleşmedi- kimi zaman meydana gelmelerinden çok uzun zaman önce ve gerçekleşeceklerinin düşünülmesini bile imkansız kılacak bir gidişat içinde, herşeyi ilahi güç ve esin ile ilişkilendirerek önceden tahmin ettim. Yine de sessizliğimi koruyarak çalışmalarımı terk ettim. Bunun sebebi, sadece bu devrin değil, gelecek devirlerin de adaletsizliğidir.

Hükümetler, tarikatlar ve ülkeler o kadar büyük değişiklikler geçirecek ki, bazıları şu anda baktıkları yönün tam tersine dönecekler. Bu devirde başta bulunanlar – hükümdarlar, din ve tarikat liderleri – kendi hayal ettikleri ile benim anlattıklarımın tamamen farklı olması sebebiyle, gelecek nesillerin bazı şeyleri görmesini ve anlamasını sağlayacak olan sistemi ortadan kaldırmaya çalışacaklardır. Kurtarıcımız’ın şu sözlerini aklından çıkarma: Ne köpeklere kutsal olan şeyleri, ne de domuzlara incileri atın; onları ayakları altına alıp ezecek ve sonra da üzerinize atlayıp sizi parçalayacaklardır.

Olaylar hakkındaki kehanetlerimi anlaşılmazlık ve belirsizlik ile çevreledim ki, insanlarda meydana gelecek olan değişiklikler, hassas konularda gereksiz feveranlar çıkmasına neden olmasın. Bu yüzden yazılarım, açık bir kehanet olmaktan daha çok, ifade ettiklerinin sisler ardına saklanmış olduğu bir metindir. İçerdikleri, bu özelliği sayesinde kudretli olanlar ve hükümdarların dahil olduğu ihtiyatlı ve bilgili topluluktan gizlenecek; zayıf ve fakirlerin, onların yanında da uzak olan şeyleri algılayabilen ve böylece gelecekteki olayları önceden haber verebilen kahinler grubunun gözlerinin önüne Mutlak Güç Sahibi Olan Tanrı’nın iradesi ile tüm çıplaklığıyla serilecektir.

Gücü ve iyiliği sonsuz olan ve verildiği insanlarda etkin bir şekilde iş gören bu kehanet yeteneği, bu insanlar kendi aralarında tartışırken iyiliğin doğurduğu dış etkenlerle de beslenecektir. Güneş ışınlarının tüm cisimleri etkilemesi gibi, kehanetin bu sıcaklığı ve gücü de bizleri etkiler ve esin verir.

Biz insanlar, doğal bilincimizi ve zekamızı kullanarak Yaratıcı Olan Tanrı’nın sırlarına erişemeyiz çünkü gelecek olan devirleri doğrudan görmek, bizim yapabileceğimiz birşey değildir.

Gelecekte var olacak insanlar, bugün var olan insanların içinde görülebilir çünkü Mutlak Güç Sahibi Olan Tanrı, gelecekte olacakları çeşitli görüntüler ve geleneksel Astroloji içinde gizlenen, geleceğe ait olan ve bazı güç ve kehanetleri içinde barındıran sırlarla birlikte açığa vurur. Ruhun Özü’nün ateşi de bunların, hem insani hem de ilahi olan konulardaki esini bizlere vermelerini sağlar. Tanrı, mutlak olan ilahi olaylar yaratır. Bunları, meleklerin gerçekleştirdikleri ve kötülük yapanların işleri takip eder.

Oğlum, bazı şeyleri belki de fazla belirsiz anlatıyorum ama kendisine ateşin ince özü yoluyla ihsan edilmiş olan, üzerlerindeki perde bazen uzak yıldızların yorumlanmasıyla kaldırılan, Mutlak Güç Sahibi Olan Tanrı’nın ilahi gücünden gelen gizli kehanetlerle ilgili olarak kişi, birdenbire kendisini herhangi bir tepkiden korkmadan dobra dobra yazılar yazarken, kimi zaman da boşboğazlık ederken bulup şaşırabilir.

Şu anda kendime “kahin” gibi azametli bir sıfat yakıştırmak istemiyorum. Bugün “kahinler” olarak adlandırılan kişilere, eskiden “görenler” deniliyordu. Bir kahin, uzakta olan şeyleri tüm yaratıkların sahip olduğu doğal algılama ile gören kişidir. Kahin, kehanetin saf ışığı sayesinde sırf insani değil, aynı zamanda ilahi şeyleri de görebiliyor gibi gözükse de, bu, gelecekle ilgili kehanetlerin etkilerinin tarihte çok ilerilere kadar gitmesi ve zaman tarafından bozulmaya açık olması nedeniyle mümkün değildir. Tanrı’nın sırları kavranamaz ve gelecekte olacak olaylar, açıklanmış olsalar bile basitçe anlaşılamaz. Diğer taraftan, insanların sahip olduğu, özgür iradeyle beslenen olayları etkileme gücü de doğal bilgi seviyeleriyle kısıtlıdır. Bu bilgi seviyesi, herkeste farklıdır. Bu yüzden kişinin kendisini baz aldığı kehanetlerle ya da diğer gizli güçlerle olacakları bilmesi, sürekli dönen ve bugünü saran sonsuzluk içinde imkansızdır. Olacakların bilinmesi, ancak kişinin bölünmez sonsuzluğun dışında, zamanın olmadığı, duyuları tarafından engellenmeyeceği bir trans halinde ve gökyüzü hareketlerinin de yardımını almasıyla mümkündür.

Burada söylediğim, olaylar hakkındaki bilgilerin insanlara açıklanmayacağı ya da uzak gelecekte gerçekleşecek olan olayların mantık yürüten bir canlının algılaması dışında kalacağı değildir. Yine de bahsettiğim mantık yürüten ve zeki olan canlı, bu olayların farkına varsa bile, hiçbir şey karanlıkta kalmasa da, son derece net şekilde de belirmeyecektir.

Olay ve kavramlar hakkındaki gerçek bilgi ilahi esin olmadan alınamaz çünkü kehanet esini ilk önce Mutlak Güç Sahibi Olan Tanrı’dan, sonra da şans ve doğadan fışkırır. Tüm bunlar parçalar olarak tanımlanabilecek, birbirinden ayrı kavramlar olduğundan kehanetler de kısmen gerçekleşir. Gelecek kavrayışının zeka içinde doğarak ortaya çıkması da Zodyak dışında hiçbir şeyle mümkün kılınamaz. Zodyak, geleceğin bir bölümünü aydınlatacak olan o küçük ateşi yakar.

Oğlum; senden istediğim, aklını hayaller ve batıl şeylerle doldurmaman, bugünlerde çok kullanılan ama ruhu azaba sürükleyen kehanet yöntemlerinden uzak durmandır. Herşeyin ötesinde de, Kutsal Yazmalar tarafından yasaklanan o lain büyülerden kaçınmalısın. Geçerli olan Astroloji yöntemleri ise uzak duracağın şeyler arasında değildir. Ben de kehanetlerimi, ilahi esin ve uzun hesaplamaları da kullanarak Astroloji ile yaptım.

Okült felsefesi tamamen dışlanmamış olsa da, uzun yıllardır gizlenen birçok kitabın elime geçmesine ve büyük ikna güçlerini görmeme rağmen, onları kullanmamaya ve yakmaya karar verdim. Böylece benden sonra gelen hiç kimse de, normal şartlar altında bozulmayan madenleri okült bilimler ile dönüştürmeye kalkmayacaktı. Ateş kitapları yutarken öyle parlaklaştı ve etrafı o kadar güçlü bir şekilde aydınlattı ki, sanki bütün ev yanıyormuş gibi göründü.

Boş inançları bir tarafa bıraktığında, gezegenleri inceleyerek sağlayacağın kavrayış, gezegen dizilimleriyle ilişkili çeşitli bölgeler sayesinde geleceğe bakmana imkan verecektir. Bu bölgeler ve açılar, esin sayesinde gizli özellikleri, yani sonsuzluğun içerdiği geçmiş zamanı, şimdiki zamanı ve gelecek zamanı anlamanı sağlayacak gücü ortaya çıkartacaktır. Unutma: Her şey açık ve ortadadır.

Böylece, genç ve deneyimsiz bir beyine sahip olsan da, kehanet ruhu ve gök cisimleri sayesinde geleceğin nasıl doğal yollarla görülebileceğini rahatça anlamış olmalısın. Kendime “kahin” sıfatını yakıştırmak istemiyorum. Sadece, ayakları toprakta ne kadar derine uzanıyorsa, algılaması da göklerde o kadar yükseğe uzanan ölümlü bir adama verilmiş olan esini vurgulamak istiyorum. Bu esine sahip olan bir kişi olarak başarısız olamam, hataya düşemem ve aldatılamam ama bu dünyadaki herkes kadar günahkar olabilir ve birçok sıkıntıya katlanmak zorunda kalabilirim.

Kendimden geçip geceler boyu çalışmalar ve gözlemler yaparken, kendimi oldukça şaşırtarak kehanet kitapları da yazdım. Bunların her biri 100’er adet dörtlük içinde bugünden 3797 yılına kadar olan dönem üzerine kehanetlerimi barındırıyor. Bunları, oldukça belirsiz görünecekleri şekilde düzenledim.

Bu kadar uzun bir dönem kafa karıştırıcı olabilir ama kehanetlerim gerçekleşecek ve herkes tarafından bilinecektir. Eğer sen de herhangi bir insanın normal ömür süresi kadar yaşarsan, ilgili kehanetlerin kendi çevrende gerçekleştiğini göreceksin.

Sadece Tanrı kendinden uzanan ışığının sonsuzluğunu bilir. O’nun ölçülemez, sınırsız ve kavranamayan büyüklüğünün, uzun, melankolik esin süreçleri içinde bazı şeyleri açıkladığı insanların kavrayışını meydana getiren iki temel faktör bulunur.

Bunlardan birincisi, astral bilim ile tahminler yürüten kişinin içini doldurur ve onu aydınlatır. İkincisi ise sadece ilahi sonsuzluğun bir parçası olan esin ile kehanetlerde bulunmasını sağlar. Bu esin ve ışık ile kahin, Tanrı’nın sonsuzluğunun bir parçası olur ve kehanet ruhunun kendisine açıkladığını değerlendirir. Yani, tahmininin doğru olduğunu ve semavi kaynaktan geldiğini bilir. Bu ışık ve alev son derece yararlı ve kapsamlıdır. Ayrıca doğanın kendisinden daha anlaşılmaz değildir.

İnsan doğasının ışığı, filozofların kendilerinden o kadar emin olmalarını sağlar ki, hemen büyük doktrinler oluşturur ve karanlık çukurların diplerini tararlar. Dikkat et; bu kişiler, dünyaya büyük felaketler gelmeden önce benim yorumlarım hakkında birçok şey yazıp çizecek, iddialarda bulunacak, övülmelerini sağlamaya çalışacaklardır.

Bahsettiğim büyük felaketler yüzünden neredeyse sular altına gömülmeyen toprak parçası kalmayacak, coğrafya ve tarih dışında herşey kaybolacaktır. Bu büyük sel baskınlarının öncesinde ve sonrasında ise kuraklık olacak, yangınlar dünyanın dört bir yanını saracak, gökten ateş topları yağacaktır. Tüm bunlar, Mars’ın, döneminin sonuna yaklaştığı ve bazı gezegenleri birkaç yıl boyunca Kova burcunda, bazılarını da daha da uzun süreler için Yengeç burcunda topladığında meydana gelecek olan en son felaketten önce gerçekleşecektir.

Şu anda Ay tarafından yönetiliyoruz. Onu yönetimini önce Güneş, sonra da sırasıyla Satürn, Venüs, Jüpiter ve Merkür devralacaktır. Mars’ın dönemi, 3659 yılında başlayacaktır. Satürn döneminde (2242 – 2597) Dünya, yok olmaya yaklaşacaktır. Bu dönemin başlangıcından 177 yıl, 3 ay, 11 gün önce açlık, hastalık, seller ve savaşlar yüzünden dünyadaki insanlar azalacak ve tarlalarda çalışacak gönüllü neredeyse bulunamayacaktır.

Bu, “göklerin yargılamasından” sonra ve binyıla ulaşmamızdan önce olacaktır. Tanrı’nın dönüşümü tamamlayacağı sekizinci kürede takımyıldızlar hareketlerine tekrar başlayacak ve O’nun iradesi gerçekleştiğinde dünyayı yine sabit tutacaklardır.

Tanrı, zaman zaman ateşten yarattığı ulaklarını kullanarak gelecekte olacak olan olayların sebeplerini kehanette bulunan kişilere gösterir.

Dış ışığın getirdikleri, kavrayış gözlerinden bakan ve algılamak için hayalgücünü kullanan içteki ışıkla görülür. Bunun sebebi, dıştaki ilahi esinin getirdiğinin, kişinin içindeki kehanet ruhu ile algılanıyor olmasıdır. Bu şekilde kahin aydınlanır ve çeşitli vizyonlarla hayalgücü etkin hale gelir. Gündüz vakti, gelecek hakkında kendisine açıklananları Astronomi ile birleştirir ki, bu da özgür iradenin kullanılmasıdır.

Bu noktada anlaman gereken şey, aldığım esin ile beraber yaptığım astrolojik döngü hesaplamaları sonunda, ölümün kılıcının üzerimizde sallandığını gördüğümdür. Salgınlar, son üç neslin yaşadığından daha korkunç savaşlar ve açlık tekrar tekrar dünyayı ziyaret edecektir. Tanrı, “Onları, günahları yüzünden demir çubukla ve kırbaçla cezalandıracağım,” demişti. Gerçekten de kehanetlerimin birçoğu gerçekleşmeden önce Tanrı’nın merhameti dünyanın üzerini örtmeyecektir.

Tanrı’nın merhameti ise sadece kısa bir süre görünecek ve bu dinginliği korkunç fırtınalar, seller ve sağanaklar takip edecektir. Bunları yazdıklarımda uzun uzun anlattım ki, bu olayların ardından gelen nesiller yapılan kehanetlerin gerçekten yerine geldiğini bilsinler. Kendi önlerinde uzanan zamanı ilgilendiren kehanetler kendileri için yine de belirsiz olacaktır ama “cehaletin yok olmasından sonra” herşey açığa çıkacaktır.

Oğlum; dörtlüklerde gizlediği kehanetlerinin tümünü bütün çıplaklığıyla göreceğine inanan baban M. Nostradamus’un bu hediyesini kabul et. Tanrı’nın sana uzun ve refah içinde geçecek bir ömür vermesini diliyorum.

Salon, 1 Mart 1555

*

Oğuzhan Ceyhan
 

Rapİ

Kayıtlı Üye
Katılım
3 Tem 2015
Mesajlar
192
Tepkime puanı
51
Peki oğluda kendisi gibi biri oldu mu onunda kehanetleri var mı?

Bu konuda Türkçe bir kaynak bulamadım sevgili pembekuvars.
Yabancı kaynaklarda Cesar'ın bir ressam olduğu yazıyor.
Cesar'ın yaptığı resimlerden iki örnek :


rQWB7N.jpg



mPOjm1.jpg

Artist:
César Nostradamus (French, 1555–1629)
Title:
The Virgin and Child with the Infant Saint John the Baptist and a donor, a colonnade leading to a mountainous landscape beyond.

Oğullarından Michel'in ise astroloji üzerine tez yazarı olduğu belirtiliyor bir kaynakta.

 

Rapİ

Kayıtlı Üye
Katılım
3 Tem 2015
Mesajlar
192
Tepkime puanı
51
Araştırıp geri dönüş yaptığınız için teşekkürler. Demek ki babasının yolundan pek gitmemiş.

Rica ederim,keyifle:))
Yorumunuz ve iyi niyetli yaklaşımlarınız için asıl ben can-ı gönülden teşekkürlerimi sunarım.
 
Üst