"Paralel ama bu paralel evren ve birazcık da kuantum geyiği"

codzombi

Kayıtlı Üye
Katılım
12 Kas 2011
Mesajlar
1,169
Tepkime puanı
119
Düşündürücü fakat bir o kadar da zor bir birikimi paylaşmak istedim. Umarım malum hazretler buradaki paralellikten ürkmezler.
"Elbette ki acaba şöyle yapsaydım" dediğiniz anlar vardır geçmişinizde? O zaman içiniz rahat olsun siz zaten "öyle" yaptınız! Bu şu demek… Paralel Evrenler teorisine göre bir karar aşamasına geldiğiniz her an, oluşabilecek belki de milyonlarca sonuç aynı anda gelişiyor ve sonuçların uzandığı başka karar anları yeni alternatif evrenler oluşturuyor. Yani sonsuz yaşamlar… Peki bu nasıl oluyor? Aldığımız her kararda yarattığımız dünyalar söz ediyoruz. Paralel Evrenlerden…

Sabah uyandınız, kahvaltınızı yaptınız, biraz oyalandınız ve binmeniz gereken otobüsü kaçırdınız. Eğer oyalanmamış olsaydınız, o otobüste muhtemelen karşılaşacağınız hayatınızın aşkıyla tanışıp, evlenecektiniz. Ama geç kaldınız ve bir sonraki otobüse bindiniz, derken otobüs kaza yaptı ve bacağınız kırıldı. İşinizden oldunuz, ekonomik durumunuz kötüye gitti ve perişan oldunuz. Aslında her iki ihtimal de aynı anda gerçekleşti. Her olasılığın gerçekleşme ihtimali, sandığımızdan daha gerçek olabilir, yukarıdaki her iki durumda gerçektir. Yani paralel evren dediğimiz şey, daha çok bir olasılıklar dünyası ya da olasılık dünyaları… Öyleyse...

Gördüğümüz duyumsadığımız, algıladığımız, yaşadığımız yegane büyük evrenin yanında hiç denenmemiş ama izlenimleri bellekte yer eden ve yaşayan küçük evrenler varsa bu bizim tekliğimizi, biricikliğimizi ortadan kaldıran bir durum olur. Biraz karışık mı oldu? Aslında bizden başka bizler var ve hepsi şu an yaşadığımız hayatta denemediğimiz şeyleri deniyorlar…


Bazı dinler ve filozoflar görülebilir evrenin ötesinde başka evrenler olduğu savını savunuyorlar. Havası ,suyu, kimyası, fiziği başka kanunlarla varolan evrenler aslında uzun zamandır anlatılıyor. Cennetler, Cehennemler, Olympuslar, Valhallalar, astral alemler ve benzeri yaşam sonrası hayat alanları bu dünyadakinden çok farklı unsurlardan oluşuyor…

Acaba bizim farklı tercihlerimizden oluşan paralel evrenlerimizden hangileri ölüm sonrasında nerede buluşup birleşecek? Kader eğer gerçekten varsa, alınyazımızda hangisine imkan tanınıyor? Özetle inançları ve paralel evrenleri ortak bir noktada buluşturmak çok güç, çünkü çelişkiler ve mantıksızlıklar çok fazla.


Birden çok olası evren, çoklu evrenler adlı bir teoriyle ifade ediliyor. Çoklu evrenin yapısı her evrenin kendi doğası ve birbirleri arasındaki ilgiyle beliriyor. Çoklu evren tanımı fizik, felsefe, kurgu ve kısmen bilimkurgu alanlarında hipotezlerle ifade edilir. İlk defa William James tarafından kullanılan bu terim, bilimkurgu yazarı Michael Moorcock tarafından yaygınlaştırıldı. Bu konuyu kavramak için kesinlikle tavsiye edilecek film, 2013 yapımı Coherence'dir (Daha önce önermiştim..) Yönetmen James Ward Byrkit'in filmi olan Coherence, çoklu evren olasılıkları üzerinde ufkunuzu açacak bir senaryo ve olay örgüsüne sahip.

Acaba evrenler birbiriyle iletişime geçebiliyorlar mı? Aslında geçiyorlar. Farklı evrenlerde yapılan tercihler bazen mutlak bir evren sonucunu ortaya çıkartırlar ve eğer bu mutlak sonuç şu an yaşamakta olduğunuz evrense, diğer yollardan geçen evrenler bilincinize farklı anılar yüklerler. Bu da dejavu dediğimiz olayın yaşanmasını ortaya çıkartır. En azından böyle tahmin ediliyor. Misal daha önce gördüğünüzü hissettiğiniz bir şeyi, başka bir evrende görmüş olabilirsiniz…


Dejavular aslında daha önce yaptığınız bir tercihin sizi yine aynı noktaya getirdiğini veya getireceğini doğrulamanın yegane yoludur. Daha önce yaşadığınızı hissettiğiniz anlar çoksa, bilin ki geçmişte yaptığınız pek çok tercih aslında mutlak yani yaşadığınız evreni hiç bir şekilde etkilememiştir. Dejavu hissiniz azsa bilin ki yaptığınız tercihler paralel evrenlerdeki kimliğinizi sizden çok uzaklara taşımıştır...

Rüyaların sırrı hala insanlığın çözemediği bir gizemdir. Ancak paralel evren fikrinde rüyalar bir mantığa oturuyor. Pek çok rüyamızda saçma sapan şeyler görürüz. Bunlar aslında paralel evrende yaşadığımız şeylerin bize aktarımı olarak kafamızda belirirler. Örneğin rüyanızda öldüğünüzü görüyorsunuz, demek ki bir tercihiniz sebebiyle gittiğiniz bir evrende öldünüz. Ya da daha önce gidip görmediğiniz yerleri görüyorsanız rüyalarınızda, bilin ki paralel evrende zaten oraya gitmiştiniz. Ama bütün bunlar kuram…

Evren gizemlerle dolu, onu bu kadar büyüleyici yapan da zaten bu. Gizemleri üçe ayırabiliriz. Birincisi, bilimin anlamaya ve çözmeye yakın olduğu gizemler. İkincisi, bilimin bir gün çözmeyi umduğu gizemler ve üçüncüsü, bilimin ilgi alanında olmayan ya da nasıl araştıracağımıza aklımız ermediği için hiçbir zaman cevap bulamayacağımız gizemler…

Birinci gruptaki bazı sorular şunlar…

1. Neden evrende daha çok anti madde var?
2. Karanlık madde neden yapılmıştır?
3. Görünmezlik pelerini yapılabilecek mi?
4. Yaşamın başlangıcını, kimyasal maddelerin kendiliğinden bir araya gelmesini nasıl açıklarız?
5. İnsan yaşamının mutlak bir sınırı var mı?
6. Anılar, beyinde nasıl saklanıyor ve hatırlanıyor?
7. Bir gun depremleri öngörebilecek miyiz?
8. Evrende bizim gibi veya bizden farklı canlılar var mı?

İkinci gruptaki bazı sorular…

1. Büyük Patlama'dan önce birşey var mıydı?
2. Gizli boyutlar var mı?
3. Bilinç beyinde nerede ve nasıl oluşuyor?
4. Makineler bilince kavuşabilir mi?

Ve üçüncü gruptaki bazı sorular…

1. Geçmişe zaman yolculuğu mümkün mü?
2. Evrenin şekli nasıl?
3. Karadeliklerin öteki ucunda ne var?
4. Kuantum garipliklerinin temeline neler var?
5. Kuantum ışınlama mümkün olacak mı?
Daha ötesi ise bilimin ötesinde ve hatta aklın ötesinde olan sorular. Bunları asla cevaplayamayacağız, belki de varoluşumuz buna uygun değil…

1. Ölüm ötesi var mı?
2. Özgür irademiz var mı?
3. Paralel evrenler var mı?
4. Evrenin oluşmasının nedeni ne?
5. Evrensel yasalar veya işleyişi nasıl oluştu?
5. Bütün bunları biz mi düşündük yoksa herşey keşfedilmeyi bekleyen düşünceler mi?

Fizikçi E. Fermi, bizim için ince ayarlanmış bir evren, bizden başka yaşam biçimleri, için de ince ayarlanmış olmalı, diyordu. Dünya, yaşamın ortaya ortaya çıktığı çok özel ama bir o kadar da imkansız bir yer olursa olsun, evren öylesine sonsuz ve engin ki, yaşamın başka yerlerde de varolması kaçınılmaz. Ama biz, herhangi bir galaksi olan Samanyolu'nun bu köşesinde yanlız olabiliriz…

Boşuna uğraşmış olmamıza rağmen, neden düşünmeyi, sormayı ve araştırmayı sürdürüyoruz? Yaşam nedir? Eşsiz varlıklar mıyız? İnsan olmak ne demek? Evrendeki yerimiz ne? Yanıtları asla bulamayacağız ama aramaya değer…

Çok mu uzattım? Öyle ya, daha önemli sorular var… Kim milletvekili olacak? Fenerbahçe otobüsüne kim saldırdı? Kim ne dedi, ne yaptı? Dolar ne oldu? Birbirinden salak dizilerde kim var, ne oldu, ne olacak?
Ya bunlarla ilgileneceksiniz? Ya da benim yazdıklarımla?

Bu yazıda kullanılan kaynaklar;
"Schrödinger'in Kedisinin Peşinde Kuantum Fiziği ve Gerçeklik, John Gribbin, Metis Yayınları"
"Radikal.com.tr, Oktay V. Alkaya"
"Paradoks, Jim Al-Khalili, Domingo Yayın"

Ata Nirun

Kendi kullandığı facebook profilinden alıntıdır .
 

Gangster

Banlı Kullanıcı
Katılım
21 Mar 2015
Mesajlar
46
Tepkime puanı
0
makineler bilince kavuşamaz,geçmişe ise zaman yolculuğu mümkün değil. çok güzel bir konu anlatmışsın bro severim böyle makaleleri bu arada olayı daha iyi kavramak isteyenler için film önerilmiş bende bir tane önereyim "İnterstellar,(yıldızlararası) kesin izleyn
 

codzombi

Kayıtlı Üye
Katılım
12 Kas 2011
Mesajlar
1,169
Tepkime puanı
119
makineler bilince kavuşamaz,geçmişe ise zaman yolculuğu mümkün değil. çok güzel bir konu anlatmışsın bro severim böyle makaleleri bu arada olayı daha iyi kavramak isteyenler için film önerilmiş bende bir tane önereyim "İnterstellar,(yıldızlararası) kesin izleyn

geçmişe zaman olabileceği inancına sahibim, ayrıyetten makinelerin bilince kavuşup kavuşamayacağını kesin olarak bilemeyiz ama evren matematiğe göre dizilmiş her şy tasarlanmıştır , tesadüf yoktur. ebced ilmi gibi matematiiksel işlemlere sahip metafizik ilimleri var. astroloji gerek yıldız konumları gezegen hesaplamaları gerek ay konumlarını hesaplama bu tarz simulasyon programlarında matematiksel işlemler kullanılır , program yazarken bile 01010101 tarzı matematiksel işlemlere maruz kalır. kısaca her şey matematik. bu konuda en güzel mesajı veren anlatan The Matrix filmidir. Başka filmlerde var. Neden olmasın ? Daha geçen gün siri uygulaması türkçe oldu ve söylenen şeylere o kadar güzel cevaplar veriyor ki . Bu bile kodlamaların geliştirildikçe daha üst bilinçlere çıkacağını gösterir. Eskiden bilgisayarlar bi ev büyüklüğündeydi ? şimdi küçük bi telefona bile bilgisayar olarak kullanılabiliyor. O zaman kim bilebilirdi ki olmayacağını. nikola tesla gibi adam elektriğin temellerini attı . kablosuz elektriği buldu ? kim inanabilirdi o zaman ? geleceğe yolculuk geçmişe ileride mümkün olabilir.
 

Teykel00

Banlı Kullanıcı
Katılım
7 Mar 2013
Mesajlar
151
Tepkime puanı
0
Fiziğin en sevmediğim yanı, sorularının çoğunluğunu yaradılışa ithafen sorması -_-
 

anemist

Kayıtlı Üye
Katılım
27 Haz 2010
Mesajlar
22
Tepkime puanı
1
Prof. Stephan Hawking hocamız şunu der 'Tanrı kainatı yarattı,sonra fizik kurallarını ve kenara çekildi' yani Fizik matematik kainatın ta kendisi zaman ise 'o', fizikçiler aslın da 'zaman'ın ne olduğunu evet bu sorularla bulmaya çalışır çünki herşey o kapıya çıkıyor 'an' nedir eğer buna ulaşılırsa anti-maddenin sırrı çıkarsa işte o zaman geçmişe ve geleceğe yolculuk mümkündür (mekandan kütleçekim den bağımsız )kimbilir belki de oldu . Paralel evren olayı da birleşik alan teorisi ve sicim kuramıyla yol alır.Kaç yıllık fizikçiyim bazen benim bile kafam almıyor dönüyor :)
İnterstellar, matrix,inception,bulutatlası,lucy yada predestination gibi filmler (aklıma gelenler) gerçekten güzel anlatır çoğu fizik tasarımını..
 

Gangster

Banlı Kullanıcı
Katılım
21 Mar 2015
Mesajlar
46
Tepkime puanı
0
geçmişe zaman olabileceği inancına sahibim, ayrıyetten makinelerin bilince kavuşup kavuşamayacağını kesin olarak bilemeyiz ama evren matematiğe göre dizilmiş her şy tasarlanmıştır , tesadüf yoktur. ebced ilmi gibi matematiiksel işlemlere sahip metafizik ilimleri var. astroloji gerek yıldız konumları gezegen hesaplamaları gerek ay konumlarını hesaplama bu tarz simulasyon programlarında matematiksel işlemler kullanılır , program yazarken bile 01010101 tarzı matematiksel işlemlere maruz kalır. kısaca her şey matematik. bu konuda en güzel mesajı veren anlatan The Matrix filmidir. Başka filmlerde var. Neden olmasın ? Daha geçen gün siri uygulaması türkçe oldu ve söylenen şeylere o kadar güzel cevaplar veriyor ki . Bu bile kodlamaların geliştirildikçe daha üst bilinçlere çıkacağını gösterir. Eskiden bilgisayarlar bi ev büyüklüğündeydi ? şimdi küçük bi telefona bile bilgisayar olarak kullanılabiliyor. O zaman kim bilebilirdi ki olmayacağını. nikola tesla gibi adam elektriğin temellerini attı . kablosuz elektriği buldu ? kim inanabilirdi o zaman ? geleceğe yolculuk geçmişe ileride mümkün olabilir.

zaman görecelidir. geçmişe gitmek imkansızdır,gidilse bile değitirmek müdahale etmek mutlak imkansızdn ötedir. ışık hızından daha hızlısı bulundu,aya istasyon ve koloniler kuruldu. dünyanın bir simülasyon olduğu iddası çıktı ama daha da çok ilerleyeceğini sanmıyorum.(makineler doğaçlama davranamaz,) bu nedenle bilince kavuşamaz fikrindeyim teşekkür ederim :D :D
 

Bulut_atlası

Kayıtlı Üye
Katılım
28 Ocak 2013
Mesajlar
780
Tepkime puanı
31
Bence insanlar hayatın sonuna kadar kendine uygun bedenlere sıçrayarak yaşıyor bir insana ait binlerce beden olabilir bu yüzden birbirine benzeyen insanlar var bunu da bir filmde görünce düşündüm aslında mantıklı çünkü zamanın sonuna kadar yaşamamız gerekiyor buna reenkarnasyon diyorlar ama sadece sıçrama tüm mezarlar boş sadece gömdükleri beden ruh bağımsızdır..
 
Üst