Kur'an ve Hadislere Göre CİN

yule

Yönetici
Katılım
4 Haz 2008
Mesajlar
3,141
Tepkime puanı
1,556
İş
Parapsikolog & Enerji Terapist /Sosyolog
Bu bölümde "CİN" hakkında Kur`ân-ı Kerim`in verdiği bilgilerden bazıları ile bu konuda Rasûlullah`tan bizlere ulaşan ve doğruluğunda şüphe olmayan bazı gerçekleri size nakletmeye çalışalım..

Önce Kur`ân-ı Kerim`den "CİN"lerle ilgili bazı âyetleri naklediyoruz... Âyetlerin sonunda verilen numaraların ilki sûre, ikincisi de o sûredeki âyet numarasıdır...

1-CANNI (CİNleri) DA DUMANSIZ ATEŞTEN (IŞINDAN-DALGADAN) YARATTIK... (55-15)(*)

(*)Hak Dini Kur`ân Dili, cilt: 6 / sayfa: 4669.

2-CANNI DA (insten evvel) MESÂMATA (yani gözeneklere-maddeye) NÜFÛZ EDİCİ VE ZEHİRLEYİCİ ATEŞTEN -RADYASYONDAN- YARATTIK... (15-27)(**)

(*)Hak Dini Kur`an Dili, cilt: 4 / sayfa: 3059

3-O GÜN Kİ, ("ALLAH") ONLARIN HEPSİNİ TOPLAYACAKTIR.(ve şöyle hitap edecektir):

"EY CİN CEMAATİ,iNSANLARIN EKSERİYETİNİ HÜKMÜNÜZ ALTINA ALMAK (kendinize tâbi kılmak) KAYDINA DÜŞTÜNÜZ HA!..."(6/128)

4-BEN CİNLERİ VE İNSANLARI SADECE KULLUK ETMELERİ İÇİN YARATTIM...(51/56)

5-(Kıyâmet gününde hitap edilir): EY CİNLER VE İNSANLAR MA`ŞERİ GÜCÜNÜZ YETERSE GEÇİN GİDİN AKTARI ARZI SEMÂDAN; GEÇEMEZSİNİZ, OLMAZSA FERMAN!..

SALINIR ÜZERİNİZDE ATEŞTEN BİR YALIN, BİR ZEHİR DUMAN, KURTULAMAZSINIZ DESENİZ DE "EL AMAN!."...

GÖK BİR YARILIP OLUVERDİMİ BİR GÜL, YAĞ GİBİ ERİYEN KIZARAN YANAN...

O GÜN SORULMAZ CÜRMÜNDEN NE BİR İNSAN, NE DE CAN (yani CİNler)... (55/33-35-37)

6. ANDOLSUN Kİ BEN, CEHENNEMİ BÜTÜNiNSAN VE CİNLERDEN (müstehak olanlarla) DOLDURACAĞIM... (11/19)

7. ...CİNLERDEN, İNSANLARDAN, KENDİLERİNDEN EVVEL GEÇMİŞ ÜMMETLER İÇİN DE, BUNLARA KARŞI DA O SÖZ HAK OLMUŞTU... (41/25)

8. BİR DE O`NUNLA (yani "ALLAH"`la) CİNLER ARASINDA HISIMLIK UYDURDULAR... ANDOLSUN Kİ, BİZZAT CİNLER DAHİ, ONLARIN (yâni kendilerinin) BEHEMEHAL TUTUKLU OLARAK GETİRİLECEKLERİNİ BİLMİŞLERDİR... (37/158)

9. ...(Rabbine, Melikine, İlâhına sığınırım nâs’ın) CİNLERDEN VE İNSANLARDAN...(114/6)

10. (Hesap günüde) EY CİN VE İNS CEMAATİ (denecek), İÇİNİZDEN SİZE ÂYETLERİMİ NAKLEDER, BU GÜNÜN GELİP ÇATACAĞINI UYARIP HABER VERİR RASÛLLER GELMEDİ Mİ SİZE?..

"EY RABBİMİZ" DİYECEKLER, "NEFİSLERİMİZE KARŞI (kendi aleyhimizde) ŞÂHİDLİK EDERİZ"...

DÜNYA HAYATI ONLARI ALDATTI DA (bu duruma düştüler). GERÇEK KAFİR (hakikatı örtücü) KİŞİLER OLDUKLARINA KENDİLERİ DE, KENDİ ALEYHLERİNE ŞAHİDLİK ETTİLER...(6/130)

11.YÂD ET O ZAMANI Kİ, CİNLERDEN BİR TAİFEYİ KUR`ÂN DİNLEMELERİiÇİN SANA ÇEVİRMİŞTİK...

İŞTE BUNLAR, O`NUN HUZURUNA GELİNCE, (birbirlerine) SUSUN, demişler; (okunması) BİTİRİLİNCE DE, UYARMAYA MEMUR OLARAK KAVİMLERİNE DÖNMÜŞLERDİ...

EY KAVMİMİZ, DEDİLER, GERÇEK Kİ BİZ, MUSA`DAN SONRA İNDİRİLMİŞ OLAN, KENDİNDEN ÖNCEKİLERİ TASDİK EDEN, HAKKA VE HAKİKAT YOLUNA İLETEN BİR KİTAP DİNLEDİK...

EY KAVMİMİZ, "ALLAH"IN DAVETÇİSİNE İCÂBET EDİN!.. O`NA İMAN EDİN Kİ, GÜNAHLARINIZDAN BİR KISMINI BAĞIŞLASIN VE SİZİ ÇOK ELEM VERİCİ BİR AZÂBDAN KURTARSIN... (46-29/30/31)

12- (Ya Muhammed) ANLAT Kİ: BANA ŞU HAKİKAT VAHYOLUNMUŞTUR...

CİNLERDEN BİR TOPLULUK (benim Kur`ân okuyuşumu) DİNLEMİŞ DE, (aralarında) KONUŞMUŞLAR:

"BİZ GERÇEKTEN HAYRANLIK VEREN KUR`ÂN DİNLEDİK... Kİ O HAKKA VE GERÇEĞE SEVKEDİYOR... BUNDAN DOLAYI BİZ DE ONA İMAN ETTİK!.. RABBİMİZE HİÇ BİR ŞEYİ ORTAK KOŞMAYACAĞIZ...

...GERÇEKLER ARASINDA ŞU DA VAR Kİ, İNSANLARDAN BAZI KİMSELER, CİNDEN BAZI KİŞİLERE SIĞINIRLAR; BU SÛRETLE DE ONLARIN (yani sığındıkları CİNlerin) AZGINLIKLARINI ARTTIRIRLAR...

BİZ CİDDİ BİR ŞEKİLDE SEMÂYA (göğün üst yapısına) ERİŞMEK iSTEDİK; FAKAT ONU SERT BEKÇİLERLE VE IŞIN TOPLARIYLA KAPALI BULDUK... VE DOĞRUSU BİZ ORADAN DİNLEMEK iÇİN BAZI MEVKİLERE YERLEŞİRDİK ... FAKAT ŞİMDİ, KİM DİNLEYECEK OLURSA, ONUN iÇİN BEKLEYEN BİR ŞİHAB (Meteor) BULUYOR...

VE DOĞRUSU, BİZ BİLEMEYİZ O ARZDAKİ İNSANLARA, BİR ŞER Mİ iRADE EDİLMİŞTİR, YOKSA RABLARI ONLAR HAKKINDA HAYIR MI DİLEMİŞTİR!...

VE GERÇEK, BİZLERDEN SÂLİH OLANLAR DA VAR, OLMAYANLAR DA VAR; DİLİM DİLİM YOLLAR OLMUŞUZ...

... VE DOĞRUSU, BİZLER, MÜSLİM OLANLARIMIZ DA VAR, HAKSIZLAR DA... MÜSLİM OLANLAR,iŞTE ONLAR RÜŞTÜ SEVABI ARAYANLARDIR... AMA HAKSIZLAR, ONLAR DA ATEŞE ODUN OLMUŞLARDIR. (72/1-15)


ÂYETLERİN AÇIKLAMASI

Şimdi de "CİN" denilen yaratıklarla ilgili olarak "Kur`ân-ı Kerim"den nakletmiş olduğumuz bazı âyet meâlleri üzerinde durmak istiyorum, verdiğimiz sıra numaralarına göre...

(1) numarayla vermiş olduğumuz âyet meâlinde "CİN" adıyla bilinen ve bazı görüşe göre de, çoğul olarak "CAN" diye kullanılan yaratığın yapısı anlatılmaya çalışılmaktadır...

İnsanın yapısı için, umumi mânâda, görünüşünden yani bedeninin yapısından dolayı, nasıl ki "topraktan halk olunmuştur" denilmekte ise; burada da CİNnin yapısı izah edilirken, gene aynı usulle, CİNnin yapısı işaret edilerek "dumansız ateşten" yani "ışınlardan - radyasyondan - dalgadan"
yaradılmıştır diye târif edilmektedir.

(2)numarayla nakletmiş olduğum âyet meâlinde dahi bu yapının târifi gene aynı mânâya çıkacak, fakat bu mânâyı daha da açıklayacak bir şekilde izah edilmekte ve "gözeneklere (yâni maddeye) nüfuz edici ateşten" ve zehirleyici ateş - radyasyon" denilmektedir.

Nitekim bakınız bu konuda M.H.Yazır merhum da ne diyor:

"Hâsılı demek oluyor ki, insan yaratılmazdan evvel, güneşte ve arzın başlangıcında olduğu gibi, çalkalanıp duran (dalgalanan) muzdarip ve müteheyyiç bir halde bulunan hâlis bir ateş veya ELEKTRİK hâlinde olduğu gibi, her şeye karışabilen veyahut eşyayı birbirine karıştırmak ihtilat
ettirmek hassasını hâiz bir ateşten (yani ışınlardan) biz insanların gözlerine bermutad görünmeyen gizli bir takım hayat kuvvetleri, hayati unsurlar yaradılmıştır ki bunlara "can" tesmiye olunur."(cilt: 6/ sayfa: 4670)

(3)numarayla naklettiğimiz âyet meâli ise, dikkatle incelendiğinde görülecektir ki, günümüzde pek çok önemi olan bir konuyu açıklamaktadır... Çünkü, bu âyet ile "ALLAH"u Teâlâ, "CİN" adıyla tanınan varlıkların çok büyük bir özelliğini açıklamaktadır; ki bu özellik "CİNLERİN iNSANLARI KENDİLERİNE TÂBİ KILMA, iNSANLARI BAŞTAN ÇIKARTMA, KENDİ HÜKÜMLERİ ALTINDA YAŞATMA" olmaktadır.

Evet, daha evvelde bahsetmiş olduğumuz gibi, CİNlerin yapılarından dolayı sahip oldukları avantajı, kendi anlayışlarına göre değerlendirmeleri, bir oranda, insanları aldatabildikleri kabul edilmektedir...

Yani, CİNler arasında, insanları aldatmak, onları kendi hükümleri altına almak başarı olarak değerlendirilmekte, birbirlerine karşı kendi üstünlüklerini bu şekilde ispatlamaya çalışmaktadırlar...

"CİNLERİN iNSANLARI ALDATMA VE KENDİLERİNE TÂBİ KILMA METODLARI"nı daha ileride geniş bir şekilde yazacağımız için, burada sadece, bu âyetin işaret ettiği gerçeği açıklamakla yetiniyoruz...

(4) numarada vermiş olduğumuz âyet meâli ise CİNlerin de aynen insanlar gibi yaratıcılarına karşı kulluk görevi yerine getirmekle yükümlü olduklarını açıklamakta, yaratılma sebeplerinin de bu olduğunu kesin bir şekilde belirtmektedir...

(5) numaralı âyet meâli ise, CİNlerin de hesap gününde aynen insanlar gibi dünyada yaptıklarından sorumlu olacaklarını, yaratıcılarının emirlerine karşı gelmeleri hâlinde ceza göreceklerini; hesap gününün dehşetini, zorluğunu bir çok benzetme yollu beyanlarla açıklamaktadır...

(6) numaralı meâl ise CİNlerden de yaratıcısının emrine uymamış olanların aynen insanlar gibi, ikinci yaradılışta, "cehennem" denen ceza ortamında azâba uğrayacaklarını belirtmektedir.

(7) Buradaki âyet meâli, CİNlerin de aynen insanlar gibi çeşitli Nebi ve Rasûllere tâbi olmakta zorunlu tutulduklarını; buna rağmen emre uymayanların azâba uğrayacaklarının bildirildiğini; sonuçta onların
kendilerine karşı verilmiş bulunan azâb veya mükâfat gerçeğine erişeceğini açıklamaktadır...

Demek oluyor ki, CİNler için daha evvel belki de insanlar arasından Nebi ve Rasûller gelmiş ve CİNlere çok daha eski devirlerde de Nebi ve Rasûllere uymaları önerilmiştir.

(8)ÿnsanlar arasında nasıl ki bir grup çıkıp daisa Aleyhisselâm`ın "ALLAH"`ın oğlu olduğunu iddia etmişse, CİNler arasında bir grubun da çıkıp, bazı CİNlerle "ALLAH" arasında hısımlık, akrabalık iddia etmiş oldukları da bu âyetle bildirilmektedir.

Yine âyetden anlaşıldığına göre, bir kısım CİNler bu şekilde bir iddiada bulunurken; diğer bir kısım da onların iddialarının boş olduğunu; birgün bu iddialarından dolayı hesaba çekileceklerini biliyorlardı...
Demek oluyor ki, CİNlerden, gerçekten sapıtmış olanlar olduğu gibi gibi Hak’ka yönelmiş olanlar da bulunuyor...

(9)İnsanların şerlilerinden olduğu gibi, CİNlerin şerlilerin de "ALLAH"`a samimi bir inançla sığınmanın îcâbettiğine; ancak bu takdirde sığınan kişilerin onların zararlarından korunacağına işaret eden âyet de bu oluyor...



(10) Bu âyet meâli de CİNlerin ve insanların hesap günündeki durumlarından bahsetmektedir...

CİNlere de Nebi ve Rasûllerin gelmiş olduğunu; onların da Yaratıcılarına karşı vazifeleri olduğunun bildirildiğini; "ALLAH"`a ve "ALLAH" Rasûlerinin önerilerine uymakla sorumlu olduklarının açıklandığını; ancak buna rağmen büyük bir kısmının bu ihtarlara kulak asmamakta olduğunu vurgulayan bir âyet bu da!...

Nitekim, hakikatla karşılaştıkları günde yaptıklarının kendi hüsranlarına sebep olduğunu anlayacakları ve suçlarını da itiraf edecekleri de gene bu âyette bildirilmektedir...insanlar gibi, CİNlerin de büyük bir
kısmının "kâfir" yani "gerçeği örtücü" oldukları bu âyetle daha o zamanlardan açıklanmış; ve dahi bu sûretle onların gerçeği görmeleri istenmiş
olmaktadır...

(11) Burada da geniş bir şekilde, CİNlerin ilk defa Kur`ân-ı dinleyip iman etmeleri ve kavimlerine dönüp onları da imana davet ettikleri anlatılmaktadır...

(12) CİNlerin genel davranışlarına ait önemli bir miktar bilgi de nihayet bu âyetlerde açıklanmaktadır... Kur`ân-ı Kerim`de "CİN sûresi" diye adlandırılan bu sûrede CİNler hakkında gerçekten son derece enterasan bilgiler bulunmaktadır ki, bunların değerlendirilmesi halinde, insanoğlu, CİNlere dair önemli bir ölçüde bilgi sahibi olmaktadırlar...

CİNlerin aralarındaki bu konuşmayı nakleden bu âyetlerden ilk olarak anlaşılan, onlardan bir kısmının Kur`ân ‘ı işitir işitmez iman ettikleri olmaktadır.

İkinci olarak açıklanan husus, daha evvel de üzerinde önemle durmuş olduğumuz gibi, İNSANLARDAN BAZILARININ CİNLERE SIĞINMASI VE BÖYLECE CİNLERİN AZGINLIKLARININ ARTMASINA SEBEP
OLMASIDIR... İnsanlardan bir kısmının CİNlere sığınması veya onlarla çeşitli şekillerde temas kurmaları hakkındaki bilgiyi ileride, "CİNLERİN İNSANLARI ALDATMA VE KENDİLERİNE TÂBİ KILMA METODLARI" başlıklı bölümde açıklamaya çalışacağız. Üçüncü olarak açıklanan husus ise, CİNlerin evrendeki varoluş şekilleri ve hareketleri, haberleri algılama özellikleri ve kendilerini yakan yâni zedeleyen nesneler hakkında olmaktadır... Bu husus hakkında da gerekli noktaları ileride anlatmaya çalışacağız...

Dördüncü husus, bu âyet CİNlerin, insanlar hakkında hayır veya şer dilenmiş olduğunu kesin bir şekilde bilemeyeceklerini açıklamakta ve bu hususta onların verecekleri bütün bilgilerin hakikatten öte olduğunu belirtmektedir.

Ve nihayet beşinci olarak da, CİNlerin de insanlar gibi çeşitli görüş ayrılığı içinde olduğu, yaratanlarının emirlerine uyanlarla uymayanlar bulunduğu, bizzat kendi dillerinden açıklanmaktadır...
 
Üst