Kadın Şamanlar.

AJA

Elit Üye
Katılım
15 Haz 2010
Mesajlar
3,097
Tepkime puanı
548
Biraz uzun bir yazı falat kısaltabildiğim kadar kısalttım.Bilgiler güzel ve her yerde bulamayacağımız şekilde.

Şamanlık Kurumu ve Kadın Şamanlar
Doğaüstü güçlere sahip insanlar olarak algılanan şamanlar tarihin başlangıcından bugüne kadar
sıradan insanlardan farklı bir pozisyon sergilemiş, saygı ve korku karışımı bir ikilemle algılanmışlardır. O
bakımdan şaman hikayelerini okurken1
şamanların diğer insanlara makul görülmeyen şeyler yaptıkları,
farklı oldukları bir sözle vergili oldukları anlaşılmış olur.
Şamanlık kurumu her şeyin ruhu olduğunu kabul etmekle bu ruhların değişik dünyalarda
yaşadığını ve orta dünyada buluştuğu konusunda birleşirler. Şamanlık inancına göre bizim yaşadığımız
orta dünya görünen ve görünmeyen dünyaların tesiri altındadır. Şamanlara özgü uygulamalar aracılığıyla
insanlar, yaşamın, ölümün, doğanın ve insanların ruhlarıyla iletişim kurabilirler. Şamanlık kurumu ve
onun bireyleri olan erkek ve kadın şamanlar dünyalar arasında kozmik yolculuk yapabilen, bu dünyalar
arasında ilişki kurabilen, toplumun huzur ve refahını, sağlık ve mutluluğunu olumsuz etkilerden
koruyabilen insanlardır.

Şamanlık paleolitik dönemde özellikle avcılık ekonomik sisteminin gelişmesiyle ortaya
çıkmıştır. Kadın şamanların özellikle ilkel toplayıcılık ve avcılığın ilk dönemlerinde daha etkili olduğu
veya şamanlık kurumunun kadınlarla temsil olunduğu düşünülür. Nitekim avcı ve toplayıcı ekonomide
eşitlikçiliğin ağır bastığı bilinen gerçektir. Zamanla yiyecek üreticiliğinde, sosyal tabakalaşma ve
mülkiyetin kökenlerinin toplumsal yaşam içinde belirmeye başladığı, ancak bu etmenlerin eşitlikçi
toplumsal yapıyı bozacak düzeyde olmadığı da gerçektir. Bu zamanlarda hem aile içi hem de aile dışı
ilişkilerde kadınların söz sahibi olduğu bunun da şamanlık kurumunu yönlendirdiği varsayılabilir.
Devletin oluşmasıyla hiyerarşi, toplumda belirgin konuma yükselir. Merkezi yönetim sistemlerinin uzun
ömürlü olmaları, eşitsizliğin toplumun temeline yerleşmesine ve siyasal kültürün en göze çarpan öğesi
olmasına neden olmuştur. Devletin oluşumu, ilkel toplumların çözülmeleri aşamasında görülen sınıfların
doğuşu olgusuyla bağlantılı şekilde gerçekleşmiştir ki bu da erkeğin rolünün öne çıkmasına toplumsal
düzeyin de beraberinde şamanlık kurumunu yapılandırdığı erkek şamanların öne çıkmasını sağlamıştır.
Başlangıçta cinsiyet üstü bir görünümü ve kadına eşitlikçi tavırlarıyla betimlenen ekonomik sistem,
şamanlık kurumunda da izlerini bırakmıştı. Kadın şamanların başlangıçtaki etkin konumu arkeolojik
kazılarla da desteklenmiştir. Nitekim ister çeşitli tılsım eşyalarıyla, aynalarla gömülü kadın cesetleri
isterse de çeşitli yıldızlarla süslenmiş veya ayı binek olarak kulanmış, hayvan şekline girmiş, fantastik
atların sırtına binmiş kadın figürleri çok büyük ihtimalle şaman veya rahibe kadınlara ait olmuş veya
onları canlandırmıştır. Bu tür ceset ve figürler Merkezi Asya’dan Güney Kazakistan’a, Ukrayna’dan
Tarim Basin’e kadar geniş bir sahada bulunmuştur. Bugün eski kadın şaman figürleri Sibirya’da
oymacılıkta, halıcılıkta kullanmaktadır.

Ekonomik İş Bölümü ve Kadın Şamanların Durumu

Toplumsal cinsiyet kadın ve erkeğin toplum içindeki statüsünü, kadın haklarını, toplumda temsil
haklarını vs. belirlemekle ekonomik iş bölümünde de cinsiyet ayrımına dayanmayan eşitlikçi yaklaşımı
içerir. Toplumsal cinsiyet (gender) kavramını ilk kullanan (1972) Ann Oakley de bu terimin kadın ve
erkeği ayıran biyolojik cinsiyetin yanı sıra bölünmeni, farklılığı toplumsal ve kültürel boyuta taşıyan bir
anlayış olduğuna dikkat çekmiştir.2

Toplumsal cinsiyet zamanla kurulan iktidar mekanizmalarında cinslerden birine verilen
egemenlik rolünde kadının sosyal durumunu da öğrenir. Meseleye bu açıdan baktığımızda kadın
şamanların toplum içindeki mevkii her zaman kadınların mevkiiyle, girişte de söylendiği gibi, aynı
olmayabilir. Elde olan veriler ekonomik iş bölümünde kadın şamanların sınıfsız toplumdan sınıflı
topluma geçitle fazla değişmediğini onaylar durumdadır. Bu da kadın şamanlara kadınlara münasebette
farklı yol izlendiğini kanıtlamaktadır. Her ne kadar toplumsal cinsiyet konusu kültürden kültüre değişse
de, farklılık gösterse de kadın şamanların toplumsal hayata katılım biçimi, şamanlık kurumunu temsil
şekli, oranı bütün kültürlerde hemen hemen aynıdır. Bu tez şamanlığın da aynı olduğu anlamına gelmez.



İlkel topluluklar toplayıcılıktan avcılığa geçitte ilk olarak ekonomik iş bölümünü cinsiyet ve yaş
ayrımına bağlı bir şekilde gerçekleştirdiler. Yeni aletlerin: ok kaman, mızrak, balta, ağ vs.
geliştirilmesiyle toplum üyeleri arasında bir görev bölümü oluşturduğu ve ilk ekonomik farklılaşmayı
doğurduğu görülür. Analık görevi ve gelecek kuşakların bakımı, ev işleri gibi görevleri kadınlar
üstlenirken, erkekler de yiyecek et, balık ve giyecek deri işlerini karşılamaya başlamışlardır. Kadınlar,
yaşlılar ve çocuklar ev dışı işlerden besinlerin toplanması, az halde balık avlanması, evin veya yurdun
bakımı gibi işleri üstlenmişlerdir. Kadın ve erkek ekonomik iş bölümü, avcılık ve toplayıcılık dışında,
toplum dışı ve toplum içi işlerin bölünmesi biçiminde yeni bir boyut kazanmıştır. O halde topluluk
üyelerinin hepsinin aynı işi yaptıkları örgütlenmenin yerini, zamanla cinsel farklılaşmaya dayalı
kadınların toplayıcılık, erkeklerin ise avcılık yaparak gerçekleştirdikleri ilk doğal iş bölümü ortaya çıktı.
Eşitlikçi sistemin yerini kadınlarla erkeklerin farklı işlerle uğraştıkları ve birbirlerine geçim alanında da
gereksinme duydukları takım örgütlenişi dönemi almış oldu. Ancak cinsiyete dayalı iş bölümünde
kadınlara ev hanımlığı, analık görevleri verilmekle özel alana sıkıştırılsa da şamanlık bu ekonomik geçit
döneminde halen etkin şekilde kadın eksenli bir görünüm sergilemekteydi.
Araştırmacılara göre neolitik dönemde cinsiyete dayalı iş bölümünün derinleşmesiyle oluşan
aile, toplumsal yaşamda ensest yasağının pekiştirilmesiyle birlikte ilk olarak aile içi şamanların veya aile
şamanlığı müessesesinin ortaya çıkmasına sebep olmuştur. Bu şaman, büyük olasılıkla kadın idi. Türk
şamanlığında bazen buna beyaz şamanlık kurumu da denilir. Üretim sisteminin ilerlemesiyle insanlık yeni
bir döneme geçmiştir. Zamanla dil ortaklığına, yaşayış benzerliğine dayalı konar-göçerlik ve tarımsal
ekonomik sistemlere geçilmesiyle oluşan büyük aileler, ilk kez tüm toplumun kültürel, ekonomik ve
siyasi yapısını etkilemeyi ve toplumu kendi istemleri doğrultusunda değiştirmeyi başarmıştır. İşte bu
dönemlerde daha aktif ve daha güçlü şamanlara ihtiyaç duyulmuş, erkek şamanlar sahneye çıkmışlardır.
Kadınların konumu büyük oranda erkek egemenli geleneksel aile yapısıyla arka plana itilmiş olsa da bunu
kadın şamanlık kurumu hakkında söylemek mümkün değildir. Ancak kadın şamanların daha önemli işleri
yavaş yavaş erkek şamanlara bıraktığını da unutmamak lazımdır.
Ekonomik sistemin değişimi, cinsel farklılığın ortaya çıkışı, cinselliğe dayalı iş bölümü kadın
şamanlık kurumunun etkin konumunu bütünüyle sarsamadı. Yine de kadın şamanların en güçlü şamanlar
olduğu inancı uzun zamanlar hafızalarda canlı tutuldu.

Kadın Şamanlık Kurumunun Kalıntısı Cinsiyet Değiştirme

İster Türk isterse de diğer halkların şamanlık kurumlarında cinsiyet değişmekle ilgili veriler veya
cinsiyet değişmenin daha yumuşatılmış varyantı olan kadın elbisesi giymek belki de kadın şamanlık
müessesinin çok yaygın ve ilk olduğunu gösterecek esas veya birincil sebeplerden biridir. Şamanlık
konusunda araştırmalarıyla şöhret kazanmış Mircea Eliade da niçin bu kadar çok erkek şamanın
Mongolistan’dan Afrika’ya varıncaya kadar, alışılagelmiş kadın giysisi giydiğini ve diğer kadın cinsi
davranışı takındıklarını ilk şamanın kadın olduğuna bağlar.6
Arkeolojik kazılar, tarihi vesikalar ve
bugünkü durum gerçekten de kadınların, dünyanın her yerinde büyücü, kahinlik, otacılık, şamanlık
konusunda ön safta bulunduğunu kanıtlıyor.
Bu gelenek eski Çin ve Japonya’da, hala modern Kore ve Okinawa’da, bazı Güney Afrika
halklarında Kuzey Kaliforniyalılarda da böyledir. Mapuche’nin Machisi, Güney Şili, Filipinlerin
Babaylan ve Catalonanları dâhil olmak üzere sayısız başka örnekler de vardır.
Şaman inancına göre cinsiyet değiştirmek ruhların emirlerine itaat etmektir. Hiçbir şaman kendi
isteğiyle kadınlaşmadığı gibi erkekleşmez de. Özellikle erkek şamanların cinsiyet değişimi bu inanç
paradigmasında ele alındığında kadın şaman teorisiyle bağlantısız görünür. Ancak bilimsel yorumlar
cinsiyet değiştirmenin, daha somut olarak söylemiş olursak, erkek şamanların kadınlaşmasının kökeninde
başlangıçta kadın şamanlık kurumunun etkin olduğu fikrinde birleşir. Kadın şamanların birçok Sibirya
halklarındaki durumu, bununla birlikte erkek şamanların kadınsı tavırları (elbise, alışkanlıklar, imtiyazlar
gibi) göz önüne alındığında, birçok bilim adamı (Troşçanskiy, Bogoras, Stadling) başlangıçta sadece
kadın şamanların var olduğunu ve erkek şamanların onların yerini aldıkları konusunda birleşirler. Ayrıca
kadın şamanların erkekleşme evrimiyle ilgili olarak kesin bir bilginin olmaması da yukarıdaki teoriyi
destekler mahiyettedir. Bu da şamanlığın kökünün kadın olduğu teorisini güçlendirir.


Bkz. Mircea Eliade (1999). Şamanizm. İlkel Esrime Teknikleri, (Çev. İ. Birkan), Ankara: İmge Kitabevi. - 48 -
cinsiyet değiştirmesi ve hatta kadın gibi doğurması hakkındaki şaman anlatıları oldukça ilginç
malzemeler sunar:
“Doyompo Şaman on yaşına yeni girmişti. Bu dönemlerinde onun evden nereye gittiğini
kimse bilmiyordu. Anne ve babası onu aradıkları zaman hiçbir yerde bulamıyorlardı.
Doyompo Şaman, uzun yıllar garip bir şekilde dolaştı. Büyüdüğü zaman gökten ona
şamanlık yeteneği verildi.
O kamlık etmeye başladı. Kamlık edince kendine verilen verginin az olduğunu gördü.
Hiçbir şey söylemeden çadırdan çıktı. Bahçede yere oturdu. Onun böyle oturduğu
zamanlarda ya bir insan ya da en güzel hayvan ölürdü.
Doyompo Şamanın, her yıl Ocak ayının dokuzuncu günü doğurduğu söylenir.
Doğurmaya gideceği zaman sıcak çorabını giyer, davulunu ve iyi deriden yapılmış
kürkünü de yanına alırdı.
Doyompo, tepede doğururdu. Bu tepenin en yüksek yerinde küçük bir göl vardı.
Şaman, doğum sırasında oraya yükselirdi. Kendisi göbeğinden doğururdu. Şamanın
doğurduğu varlık orada turna balığına dönüşürdü. Şaman, bu balığı göle bırakırdı. Daha
sonra bu balıkların neye dönüştüğünü bilen hiç kimse yoktu. Doğum bütün gece sürer,
Şaman ise şafak söktüğünde evine dönerdi.”7
Yakut şamanlarına göre yaratıcı, iyi olan ayı oyuna (beyaz şamanlar) belirgin şekilde erkekleri,
yıkıcı kötü güçlere hizmet eden, yer altı ruhlarıyla alaka kuran abaası oyuna (siyah şamanlar) temsil
bakımından daha çok kadınlara aittir. O bakımdan toplumda daha aktif konum üstlenmiş abaası oyunaya
karşı duyulan özenmeden erkek şamanlar kadın gibi davranmaya meyillidirler. Yakut şamanlık
kurumunun araştırıcılarından biri olan V. Troşçanskiy’e göre siyah şamanlar kadınlardır ve erkek
şamanların kadınsal huyları siyah şamanlık kurumundan kalma özelliktir. O bu hipotezini desteklemek
için Yakutlardan elde edilmiş aşağıdaki kanıtları verir:
a) Yakut Şamanların önlüğünde, göğüsleri temsil eden dikilmiş 2 demir halka vardır.
b) Şaman erkeği, saçlarını bir kadın gibi kafasının iki yanına doğru tarar ve örer. Kamlık
zamanı saçlarını, iki yana aşağıya doğru salar.
c) Yurtta kadın ve şamanların at derisinin sağ tarafına uzanmaları yasaktır.
d) Bir şaman erkeği, şaman kostümünü sadece önemli durumlarda giyer. Olağan
zamanlarda tay derisinden yapılmış bir kız kıyafeti giyer.
e) Hastalanıp evde kaldıktan sonraki ilk üç gün, doğurganlık Tanrısı Ayısıt’ın yatmakta
olan kadının yanında olması beklendiğinde, kadının kalmakta olduğu eve giriş erkeklere
yasaklanmış ama şamanlara yasaklanmamıştır.8

Cinsiyet değişimi bir Sibirya halkı olan Çukçilerde de görülür. Çukçiler kadınlaşan erkek
şamanlara yumuşak adam derler. Nadir durumlarda da “yumuşak adam” kendini bir kadın gibi hissetmeye
başlar; bir sevgili arayışına girer ve kimi zaman da evlenir.
V. Bogoras aslında erkek şamanların cinsiyet değişiminden söz açtığı gibi kadın şamanların da
erkek gibi takılmalarından bahsetmektedir. Ancak kadın şamanların erkekleşmesi çok az görülen olgudur.
O bir kadının bir erkeğe dönüşmesi olayıyla hiç karşılaşmadığını, ancak birkaç olay duyduğunu yazar.
Değişen bir kadın şaman, çocukları olan bir duldu. Ruhların emirlerini takip ederek saçını kesti, erkek
kıyafeti giydi, erkek telaffuzunu benimsedi ve hatta çok kısa bir zaman içerisinde mızrakla uğraşmayı ve
tüfekle ateş etmeyi öğrendi. Sonunda o evlenmek istedi ve kolayca onun karısı olmaktan memnun olacak
genç bir kız buldu.9

Bugün canlı şekilde yaşayan Sibirya halklarının şamanlık kurumunda cinsiyet değişimi başlıca
yerlerden birini tutar. Nitekim bu olgu Yakutlarda, Buryatlarda, Çukçilerde, Koryaklarda,
Kamçatkalılarda, Eskimolarda daha sık görülür. Bunu Sibirya’yı gezmiş seyyahlar ve bilim adamları,
özellikle Krasheninnikoff (1755), Steller ((1774) Troşçanski (1901), Bogoras (1904), Jochelson (1905),
Ksenofontov (1927) vb. da tasdik ederler.

J. Frazer’in tespitine göre10 erkeklerle kadınlar arasında giysi değiştirmek karanlık ve kompleks
problemdir. Onun fikrince bu olayın yalnız bir sebebi olamaz. Bu türlü örneklerde mesela Kasis ve İsland
örneklerinde erkekler kadın gibi giyinip yaşarlar. Erkek şamanların kadınsı kıyafet kullanmalarının esas
amacı dualarla ve hareketlerle daha çok erkekleri seçen kadın ruhları esinlendirmek içindir.
Buna bakmayarak bazı bilim adamları cinsiyet değişiminde erkek şamanların kadına
dönüşümüne rastlasa da kadın şamanların erkeğe dönüşümü hakkında yerel halkların arasında bilgi
bulamadıklarını yazmışlardır. Mesela V. Jochelson, bugünün Koryakları arasından kadın şamanların
erkeklere dönüşmesini öğrenemediğini belirtti. Ancak Koryaklar dönüşen şamanı “ kavau” veya “keveu”
diye adlandırırlar. Ne onların kim olduğunu ne de onların kadınlar mı erkekler mi olduğunu tam olarak
bilmezler.
İnanca göre her güçlü şaman cinsiyetine bakmaksızın kadın gibi doğurur. Bu doğurma şamanın
yeniden vücut bulması, dolayısıyla bir reenkarnasyon olayıdır. Bu veri cinsiyet değişiminin
reenkarnasyon kökünü de açmağa yardımcı olur:
“Yakut Şaman inancına göre en meşhur şamanlar cinsiyet farketmeksizin otuz yaşında
gebe kalır. Erkek şaman tıpkı bir kadın gibi doğum ağrılarından sonra ormanda ıssız bir
yerde doğurur. Şaman, birinci hamileliğinde, doğar doğmaz uçup giden karga veya gagar
doğurur. Şaman ikinci yıl balık doğurur. Bu da suya düşüp yüzer. Üçüncü yıl şaman, ayı
veya kurt doğurur. Öncekiler gibi bunlar da doğar doğmaz şamanı terk ederler ve ormana
koşarlar. Şaman öldükten sonra onun birinci defasında doğurduğu kuş, hamile bir kadının
vücuduna girer ve kadın, gelecek şamanı doğurur. Uzun bir zamandan sonra diğer bir
kadının bedenine girmekle yeni bir şaman dünyaya gelir. Bu reenkarnasyon olayı üç defa
devam eder.
Şaman anlatılarından da belli olduğu gibi en güçlü şamanların cinsiyet değiştirmeleri konusu
yalın fiziksel bir temelle açıklanamaz. Tüm ilkel ve hatta daha uygar toplumlarda cinsiyet değiştirme bazı
hastalıklar veya hastalıklı birinin sihirli tapınması veya cinsel sapıklıklar sonucu yaranmış bir olay gibi
açıklanmasına rağmen bu, şamanların ruhların ilhamıyla cinsiyetlerini değiştirmek zorunda kaldıklarını
askıya almaz. O bakımdan hasta, cinsel sapık gibi tanımlanan şamanların çoğunun neredeyse normal
insanlar olduğu da saptanmıştır.
Şamanların cinsiyet değişmelerinin bir kalıntısı niteliği taşıyan kıyafet değiştirmenin dini ve
sosyolojik açıklaması bütün bilim dünyasını memnun edici bir şekilde yapılmamıştır. Ruhlar tarafından
esinlenen erkek şamanların, kadınların kıyafetlerini giymesi dönüşümün bir başka boyutudur. Bu bir
bakıma ilkel insanlar arasında kadına özgü niteliklerin özellikle, zarafetin, inceliğin, hassaslığın çok
yaygın, olmasıyla da bağlantılıdır. Erkek şamanların kadına dönüşümü kıyafet değişmelerinde özel bir
durum sergiler. Nitekim cinsiyet değişmede erkek şamanların kadına dönüşümünü pekiştirecek bazı
anlatıların aksine kıyafet değişimi daha çok yaygındır.

Kadın Şamanların Tedavi Sekli
İster teşhis koymada isterse de tedavide kadın şamanların erkeklerden farklı özel metotları,
kendilerine özgü yaklaşım tarzları vardır. Daha eski zamanların otacı, emici, büyücü kadınlarının da
yaklaşım ve metotlarını benimseyen kadın şamanlar, bugün bile başarılı tedavi seansları geçirmekle
toplumda büyük saygı kazanmışlardır. Bu özgü teşhis ve tedavi seklinin başında ilahi ve kutsal bir
titremeyle sarsılmak, hastalık yaratan ruhu emmekle onu vücuttan dışarı atmak, cinsel organların
gösterilmesiyle hastalık ruhlarını vücuttan çıkarmak, dans metodunun coşkunluğuyla hastayı sağalmağa
inandırmak ve motive etmek vs. uygulamalar gelir. Türk kadın şamanları tedavi şekilleriyle ölümü
yaşama dönüştürebilecek güce sahip olduklarını kanıtlamışlardır. Ancak bütün bu yetki ve kabiliyete
rağmen hiçbir şaman ölüm üzerinde hakim değildir ve olması da imkansızdır. Genelde şamanlar, özelde
kadın şamanlar, ölümü yaklaşmış hastaları tedavi etmekten inatla kaçınmışlardır.



Şaman anlatılarında çok güçlü şamanların iki günlük ölüyü dirilttiği
bildirilir:
“Bir hasta kadını iyileştirmesi için çağrılan kadın şaman, geç geldi. Hasta kadının kocası
kadın şamana:
- Böyle uzak yerden boş yere vakit kaybedip gelmişsiniz, bu zahmete değmez. Hasta iki
gün önce öldü, dedi.
Kadın şaman:
- Ne yapalım, olana çare yoktur, dedi.
Geç vakitte geldiği için geceyi onlarda geçirmeliydi. Seher vakti, şaman ev sahibine:
- Uzak yerden gelip hiçbir şey yapmadan, kamlık etmeden geri dönmeyi kendime ar
ediyorum. İzin ver kamlık edeyim, dedi.
Kadın şamanın bu sözlerini duyan ev sahibinin kızı üzgün bir şekilde:
- Ben hiçbir adam tanımıyorum ki, ölüyü dirilten şamanı kendi gözleri ile görsün veya
onun hakkında bir şey duymuş olsun. Annem üç gün önce öldü. Bana öyle geliyor ki, ya
sen aklını kaybetmişsin ya da ahmaksın, dedi.
Kızın babası, kadın şamanı sakinleştirerek ona kamlık etmesi için izin verdi.
Şaman, kamlık etmeye başladı ve bu merasim gece yarısına kadar devam etti. Sonunda
kadın şaman, elini yanan ocağa tutup eli sıcak iken ölen kadını okşamaya başladı. Şaman,
üç defa elini ısıtıp kadını okşadı. Bu hareketi ile Şaman, kadındaki hastalığı kendi
bedenine aldı. Ölü o anda nefes almaya başladı. Bir süre sonra o gözlerini açtı. Şaman,
merasimi bitirip:
- Eğer, o böyle hissedilecek derecede canlanırsa, dirilecek demektir, dedi.
Ertesi gece kadın şaman, yeniden kamlığa başladı. Bu defa hasta daha iyi haldeydi.
Kamlık merasimi sırasında şaman, onu eleştiren kızın tarafına dönerek:
- Sen onun dirileceğine inanmıyordun, şimdi kendin annenin günlüğünü13 tut, dedi.
Kız hiçbir şey demeden itaatkarcasına annesinin günlüğünü tuttu. Geçmişte zengin
kadınların günlüğü olurdu.
Şamanın ikinci kamlığından sonra kadın öylesine iyileşti ki hatta kendi başına ocağın
yanına gidip oturdu.
Kadın şamana birçok hediye vererek onu yolcu ettiler.
Alıntıdır.
 

yare-i yarim

Moderator
Katılım
10 Ocak 2013
Mesajlar
2,247
Tepkime puanı
879
İş
Sanatsal tablolar oluşturmak/Mutfak eşyaları dalında ticaret
Yani şaman olan bir erkek eşcinsel mi olucak :/
 

AJA

Elit Üye
Katılım
15 Haz 2010
Mesajlar
3,097
Tepkime puanı
548
Hayır :) Hepsi bu şekilde yaşamamıştır.Bazı kavimlerinde oldu bu bidiğim kadarıyla.Ayrıca inanç gereği böyle değişimler sorun teşkil etmez.Daha fazlasını yazmak isterdim fakat konu başka tarafa kayıcak bu yüzden burda yazmayacağım.
 

yare-i yarim

Moderator
Katılım
10 Ocak 2013
Mesajlar
2,247
Tepkime puanı
879
İş
Sanatsal tablolar oluşturmak/Mutfak eşyaları dalında ticaret
İnternette biraz arama yaptım şaman ve eşcinsel konusuna çok açılmış konu ve tartışmalar gördüm kafam iyice karıştı :)

Peki tamam :)
 
Üst