Harut ve Marut

Placebox

Banlı Kullanıcı
Katılım
20 Eyl 2013
Mesajlar
27
Tepkime puanı
0



Harut ve Marut, Zerdüştlükte ve Kur'an'da ismi geçen iki melek. Marduk ile Marut arasında bağlantı kurulur.[kaynak belirtilmeli]

Bazı araştırmacılar Hârût ve Mârût'u, ilk defa Zerdüştîliğin dinî metinlerinde (Avesta) geçen Haurvatât ve Ameretât ile aynı saymaktadır. Avesta'da dişi varlıklar olarak kabul edilen Haurvatât suların, Ameretât (tevratta merodach veya Marduk) ise bitkilerin koruyucusudur. Avesta'daki Ameretât ismi Pehlevîce (eski farsça)'de Amurdâd, Persçede Amordâd ve Mordâd, Haurvatât ise Hordâd ve Kordâd şekline dönüşmüştür. Bunların ilki Ahura Mazda'nın mükemmellik, ikincisi ölümsüzlük sıfatını temsil etmektedirler. Ermeni dinî terminolojisinde iki çiçek ilâhının adı olan Hawrot ve Mawrot da Haurvatât ve Ameretât'la ilgili kabul edilmiştir.[1]

Eski bazı kaynaklarda, Hristiyan ve Yahudi kaynakları da referans gösterilerek Babil'in düşmüş melekleri olarak da adlandırılırlar. Efsaneye göre melekler, insanların işledikleri günahları görünce kınarlar, Allah "Siz onların yerinde olsanız aynısını yapardınız" der ve meleklerden en iyilerinden ikisi, Harut ve Marut seçilerek Babil şehrine yargıç olarak gönderilir.

İslami yazarlarca kabul gören açıklama Harut ve Marut'un Allah'ın emri ile sadece insanlara çeşitli bilgileri ve sihri öğreten iki melek olduğudur. Bazı tefsirlerde Harut ve Marut'un melek değil insan olabileceği belirtilmiştir.






HİKAYE​


Harut ile Marut aralarında sohbet eden iki melekti. Sohbetlerinde "İnsanlar yerine biz duygu sahibi olsaydık sürekli ibadet ederdik" diyorlardı. Allah onlara "Size şehvet duygusunu verseydim siz insanlardan daha çok günah işlerdiniz" demiş. Melekler kendilerine güveniyorlarmış. Allah onlara şehvet duygusu verip dünyaya indirmiş. Harut ile Marut bir kadın görmüşler. Kadın Harut ile Marut'a bir şartla onlarla birlikte olacağını söylemiş. Ya kocasını öldürecek, ya puta tapacak ya da şarap içeceklerdi. Şarap içmeyi tercih ettiler.

Hikayeye göre kadın bir şartta daha bulundu. Aşk duygusuna kapılan Harut ile Marut bu şartıda kabul etmişler. Kadının şartı ona ism-i azamı öğretmeleriydi. Onlar öğretince kadın söyleyip gökyüzüne çıkmış. Allah kadını Zühre yıldızının üstüne koymuş ve Harut ile Marut'u da Babilde bir yerde baş aşağı kıyamete kadar duracakları cezasını vermiş.
 

sekiz8

Kayıtlı Üye
Katılım
27 Mar 2013
Mesajlar
63
Tepkime puanı
2
Harut ile marut cok derin konu, düşmüş meleklerin kuran ı kerimle ispatıdır. Hz süleyman ve hz idris zamanlarında bu tür melekler cok net biliniyorlardı, tabi ki şimdide varlar, onlar cezalarını tamamlayıp af bekliyorlar, insanlar ve cinlerle sevap işleyip cezalarını tamamlamak niyetleri.
 

Maytere

Banlı Kullanıcı
Katılım
2 Eyl 2013
Mesajlar
48
Tepkime puanı
2
Kürt mitolojisinde yeryüzüne inen ve devasa boyutlarda meleklerden söz edilir.
Efsaneye göre mavi gözlü-un gibi beyaz yüzlü bu melekler insanlarla ilişkiler kurarlar ve hatta insanlara tecavüz ederler.
(Sanırım efsanenin bir parçası da Hz.Nuh'un ilk doğduğunda çıkan söylentilerle alakalıydı. Hz.Nuh ilk doğduğunda aşırı derecede beyaz bir çocuktu - bunun üzerine çevredeki herkes onunda bu meleklerin tecavüzü sonucu olan çocuklardan biri olduğunu söylediler.)

Bu meleklerin insanlara madenleri işlemeyi,tarım yapmayı , büyü yapmayı vs. işleri öğrettikleri söylenir.

Anadoludaki bazı yer altı şehirlerinin insanların bunlardan korunmak için inşaa ettikleri sığnaklar olduğu söyleniyor.

Gözleyiciler gibi bir isimleri de vardı ama tam olarak hatırlamıyorum - okuyalı çok oldu bunları.
Bu hikayelerin Tevrat,İncil,Kuranda geçtiği söyleniyor.

(Ben kitabı bitirdikten sonra esmer olan kürt topluluğunu kuzey kafkasyadan gelen peçenek veya avar boylarının basarak kadınlarına vs. tecavüz ettiklerini ve geri döndüklerini bunun sonucu olarak ta o toplumun bunu efsaneleştirdiğini düşünmüştüm.)
 

sekiz8

Kayıtlı Üye
Katılım
27 Mar 2013
Mesajlar
63
Tepkime puanı
2
Enok un kitabındada benzer ifadeler var, ama o kitap yahudi etkisinde cok kalınarak yazılmış
 

mr avci

Kayıtlı Üye
Katılım
24 Ara 2014
Mesajlar
8
Tepkime puanı
0
Hikayesi su sekilde

Allah u Teâlâ ile bas melekleri ile arasında şu konu gecer. Ademoglu hep gunah işliyor neden onlara bu kadar cok deger verilir. Allah der ki onlardaki Nefis hiç kimsede yoktur der. Bunun için 2 melek seçmeleri istenir basmelek lerden. Harut ve Marut u secerler. Dunyaya gonderilir harut ve marut gündüzleri adalet saglamak için calisir aksamlari ism-I azam duasi ile goge yukselir. Bi kadından cok hoslanirlar adi zuhredir ve bir faisedir. Ama şu konu vardır harut ve marut dunyada sirk etmek zina etmek icki içmek olaylarıni yapmamasi gerekmektedir. Zuhre isimli bu kadin bunlarin boburlenmelerini gorunce cikar elde etmek için. Once ickiye bulastirir sonra ism-I azam duasini ogrenir ve birlikte olur melekler onunla.
Zuhre denen kadin duayi okuyup goge yukselip yıldız olur. Zuhre yildizinin burdan geldigi soylenir ve harut ile marut a gelicek olursak babil e saclarindan asili olarak kiyamete kadar orda kalacagi soylenir.
 

dmkol

Kayıtlı Üye
Katılım
24 Kas 2008
Mesajlar
4,907
Tepkime puanı
529
İş
Web Master
Kürt mitolojisinde yeryüzüne inen ve devasa boyutlarda meleklerden söz edilir.
Efsaneye göre mavi gözlü-un gibi beyaz yüzlü bu melekler insanlarla ilişkiler kurarlar ve hatta insanlara tecavüz ederler.
(Sanırım efsanenin bir parçası da Hz.Nuh'un ilk doğduğunda çıkan söylentilerle alakalıydı. Hz.Nuh ilk doğduğunda aşırı derecede beyaz bir çocuktu - bunun üzerine çevredeki herkes onunda bu meleklerin tecavüzü sonucu olan çocuklardan biri olduğunu söylediler.)

Bu meleklerin insanlara madenleri işlemeyi,tarım yapmayı , büyü yapmayı vs. işleri öğrettikleri söylenir.

Anadoludaki bazı yer altı şehirlerinin insanların bunlardan korunmak için inşaa ettikleri sığnaklar olduğu söyleniyor.

Gözleyiciler gibi bir isimleri de vardı ama tam olarak hatırlamıyorum - okuyalı çok oldu bunları.
Bu hikayelerin Tevrat,İncil,Kuranda geçtiği söyleniyor.

(Ben kitabı bitirdikten sonra esmer olan kürt topluluğunu kuzey kafkasyadan gelen peçenek veya avar boylarının basarak kadınlarına vs. tecavüz ettiklerini ve geri döndüklerini bunun sonucu olarak ta o toplumun bunu efsaneleştirdiğini düşünmüştüm.)
Kürtlerin tamamının esmer olduğu gibi bir gerçek yok. Kürtler kendilerini ikiye ayırırlar. Ova Kürtleri ve dağ Kürtleri diye.

Dağ Kürtleri soyundan gelenler bariz biçimde soğuk havalarda üşümezler, ciğerleri çok dayanıklı ve geniş hava kapasitesine sahiptir, ciltleri hassastır ve genelde beyaz tenli, sarı karamel saçlı ve renkli gözlüdürler. Özellikle kadınları renkli göz özelliği taşırlar. Enteresan olarak dağ Kürtleri varlıklardan çok istifade etmiş ve genelde iyi anlaşmalar yapmışlardır. Bu anlaşmalar günümüze kadar net biçimde devam eder. Varlık kültürleri pozitif eğilimlidir.

Ova Kürtleri soyundan gelenler kesinlikle soğuğa daha dayanıksızdırlar, ancak güneş ve yaralanmalara karşı ciltleri zırh gibidir ve çok çabuk iyileşir, geneli buğday tenli veya daha esmerdir, koyu renk saç ve gözlere sahiptirler. Varlıklar konusunda ise hep zarar görmüş ve diyalogları genelde lanetlemeyle bitmiştir. Ova Kürtlerinin varlık kültürü genelde negatiftir.

Ben dağ Kürdü soyundan geliyorum. 8 dede öncesine kadar fiziksel özellikleri, huyu suyu vs. bilgilerine de sahibiz. Bir de bu 8 dededen önceki atalarımız hakkında da sözlü aktarım kültürü olduğundan bazı tipik özelliklerin devam ettiğini biliyoruz.
 

K_kop

Kayıtlı Üye
Katılım
11 Ağu 2017
Mesajlar
118
Tepkime puanı
67
Okuduğum tasavvufi bir kaynakta"Size şehvet duygusunu verseydim siz insanlardan daha çok günah işlerdiniz" Şehvet kısmi nefs olarak anlatiliyordu,Harut ile Marut dünyaya indirildiğinde insanlara büyücülük vb. şeyleri öğretiyorlardi ama uygulamak için değil,sadece ilim olarak uygularlarsa cehenneme gideceklerini söylüyorlardi büyü tanrinin izni ile olur o izin vermesse enerjiler bir hiçtir.(Hiçbir şekilde dinlere karşi bir saygisizlik olarak algilamayin sadece öğrendiğim bir rivayeti sizlere sunmak istedim.
 
Üst