yaşam - uyku - ölüm üçlüsü

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

enesuynk

Kayıtlı Üye
Katılım
1 Şub 2012
Mesajlar
225
Tepkime puanı
24
Konum
Daren
Hepinize merhaba . Uzun zamandır aklımdaki zıtlık sorularına yeni sorular eklendi bunları sizlerle paylaşmak ve düşüncelerinizin sorularıma aydınlık getirmesi dileklerimle konuma başlıyorum .
geçen ki paylaşımım da la-edri ile konuştuk ve düşüncelerimizi paylaştık ama bu konumda alanı biraz daha değiştirmek istiyorum . bu konu altında kafama takılan soruları elimden geldiğince sizlerle paylaşacağım .

Ne demiştik sıcak-soğuk , pozitif-negatif vs kavramlar zıtlık olayını başlıca tanımlamaya yetiyor . biri olmadan diğer olmuyor yani soğuk kavramı olmadan sıcak bir anlam ifade etmiyordu . bu konuda değinmek istediğim asıl konu yaşam ve ölüm zıtlısı üzerine olacak . bu iki terim farklı farklı yorumlanabilir lakin benim istediğim en basit halleri ile ele almak . yaşamı ve ölümü bir bütün değilde eylem halleri ile ele almak istiyorum . yani yaşamdan kasıt aktif hayat faaliyetlerinin gösterim durumu ölüm içinde bunun tam tersini alarak devam etmek istiyorum . geçen konumuzda sıcak ve soğuk zıtlığının arası durum olan ılık terimine değinmiştik . bu durumu yaşam ve ölüm zıtlısına uyarlarsak ortaya ne çıkar diye merak ediyordum ve arayışına girdim . sonra bir yerde gözüme birşey takıldı . bir cümleden ibaret olan bu şey beni düşünmeye sevketti . ''Uyku , ölümün kardeşidir'' ölüme yakın tutulmasının nedeni %100 olmasada aralarında olan benzerlikler değil midir ? lakin cümle biraz taraflı bir şekilde söylenmiş gibi yani yaşam penceresinden bakılınca böyle bir cümle çıkması aynı sıcak - soğuk arasındaki ılık terimine olan bağlantıyı karşıma çıkardı nedir bu bağlantı . sıcak sudan çıkıp ılık suya giren biri ılık suya soğuk gözüyle bakar yani sıcak için ılık soğuk durumuna geçmiş oluyor . yani ılık soğuğun kardeşidir gibi cümle bağlantılarla değiştirilemez mi ? buraya kadar olan kısımda umarım yeterince ifade ettim kendimi . yani demek istediğim yaşam ile ölüm arasında nötr olan şey uyku olabilir demeye getiriyorum . bu zıtlıkların geçiş durumlarına bakalım . insan neden uyuduğunu anı hatırlamaz yani bir biliçsizlik var bu durumda bunun bilinçli haline de astral denmiyor mu ? . peki öyle ise uyku ile ölüm arasındaki geçiş olayında ne olur diye bir soru gelmiyor değil aklıma ki insan öldükten sonra beyin bir süre yaşadığı bilimsel kanıtlanmış bir olay . bu 5-10 dakikalık arada neler oluyor hani hepimiz duymuşuzdur , bütün hayat gözlerin önünden geçer gibisinden lafları . eee kardeşim bu 5 - 10 dakikaya koca ömür nasıl sığar ? sebebi sanırım aynı rüya gibi görmek gibi . yani uzunca gördüğümüz bir rüya sadece 5 yada 6 saniye arası değişirken bunun olmayacağını düşünmek biraz mantıksız . tabi böyle düşünüldüğü zaman rüyalara gereğinden fazla önem mi yüklemiş oluyoruz ne ? şahsen çokta mantıklı rüyalar gördüğümü söyleyemem ama bu o rüyaların mantıksız olduğu anlamına gelmez değil mi ? yani benim dünyamda mesela fiziksel kanunlar var ama rüyada böyle birşey yok mesela . yani bana mantıksız gelmesi benim onun taraflı bir biçimde yorumlamamdan kaynaklı değil mi ? rüya ya ait tutumum aynı sıcak sudan ılık suya geçişteki yorumumla aynı çatı altına girmez mi ? siz bunları düşünürken hemen uyku ölüm ikilisinde kaldığımız yerden devam edelim .

mantık olarak yaşamdan uyku moduna bilinçli geçersek astral boyuta geçiyoruz . peki ya uykudan ölüme geçişte nasıl bir boyuta geçiyoruz sorusu gelmez mi akla ? (bu arada bilinçli ve bilinçsiz ölüme geçiş diye bir şey olmadığını göz önüne alıyoruz yani aklınızda soru işareti kalmasın) o 5 -10 dakikalık zaman diliminde ne olduğunu ne kadar merak etsem de ölüm anı gelmeden öğrenemeyeceğim suratıma tokat gibi vuruluyor . bu durumu hayatımızın gözlerimiz önünden geçmesi yani bir ömür neler yaptığımızı görmemiz sanırım beyinsel belleğimizde geçen bir yolculuk olacak . eğer öyle ise bu biraz şeye benzemez mi hani yolculuğa çıkmadan yanımıza aldıklarımızı kontrol ederiz cep telefonu şu bu vs. yani beyinimiz belkide birşey için son kontrollerini yapıyor olmaz mı ? evet sanırım bu kadar yeter hadi tartışalım :) zaman ayıranlara şimdiden teşekkürler .
 

dexter

Elit Üye
Katılım
6 Eyl 2012
Mesajlar
473
Tepkime puanı
30
Konum
Spain
"..mantık olarak yaşamdan uyku moduna bilinçli geçersek astral boyuta geçiyoruz . peki ya uykudan ölüme geçişte nasıl bir boyuta geçiyoruz sorusu gelmez mi akla ? (bu arada bilinçli ve bilinçsiz ölüme geçiş diye bir şey olmadığını göz önüne alıyoruz yani aklınızda soru işareti kalmasın) o 5 -10 dakikalık zaman diliminde ne olduğunu ne kadar merak etsem de ölüm anı gelmeden öğrenemeyeceğim suratıma tokat gibi vuruluyor.."

Zıtlığın olduğu her yerde denge her zaman bulunmaktadır. Denge iki zıt noktadan meydana gelir.
Her gece, yaşamdan uyku moduna geçiyoruz değil mi?
Fakat uykudan ölüm moduna geçmiyoruz? --"ölüm anı gelmeden o 5-10 dklik zaman diliminde ne olduğunu bilemeyiz" demişsiniz.

O zaman her gece yaşamdan --uykuya geçiyorken, diğer uç olan uykudan--ölüme de geçmememiz gerekir.
Zıtlık her zaman dengeyi getirir, bu şekilde ilerlersek her gece uyuduğumuzda aslında ölüme geçiyoruz diyemez miyiz?

Binlerce kere yaşamdan uykuya geçebiliyorken, sadece 1 kez ölüme geçebilmemiz, bu dengeyi bozmaz mı?

Her şeyi başa sararsak, Zıtlık dengeyi doğurur, Bir kez yaşar, bir kez ölürüz, bu aralıkta ise yaşamdan---uykuya, uykudan---ölüme döngüsü, ölümden sonra yaşamı da bize verir, bu devirdaim sürekli devam etmektedir.

Bu ise bize Ölümden sonra Yaşamı vermektedir.

Belki de hayatımız bir reenkarnasyonun alıştırmalarıdır? Her gün uyuyup ölerek ve sabah tekrar canlanarak sürekli bu tempoyu sürdürmemiz, reenkarne hayatlarımızın bir alıştırması olamaz mı?
 

enesuynk

Kayıtlı Üye
Katılım
1 Şub 2012
Mesajlar
225
Tepkime puanı
24
Konum
Daren
bilmem dikkat ettiniz mi ama vücudumuzda ki hücreler sürekli olarak ölüyor ve yerlerine yeniler geliyor . vücudumuzun bu basit kısır döngüsü aslında sizinde dile getirdiğiniz bir şeyi bize gösteriyor , her gün , her saat , her dakika hatta her saniye yaşam ve ölümü içinde yaşayan bir yapıyız . yani biyolojik olarak her an ölüyor ve her an diriliyoruz . üstüne üstlük her gün ölüme yakın olan uykunun kendisiyle baş başa kalıyoruz etrafımızda insanlar ölüyor , hastalanıyorlar . bize bunlar hep tek bir şeyi anımsatıyor . Ölüm ... aslına bakarsanız bu kelimeyi kullanmak istemiyorum bu kelime olayı çok karamsar anlatıyor , yok olmak hiç olmak falan .. ama böyle olmadığını hepimiz biliyoruz . ama aynı şekilde şu dünyanın da bir rüyadan ibaret olamayacağını bile kanıtlamakta güçlük çekebiliyoruz . peki ya olaylara birde ter taraftan baksak . evet hadi hep beraber ölüm çerçevesini alalım elimize . neler görüyoruz acaba ? hiçlik mi ? sonsuz ızdırap mı ? yoksa hayallerimizin ülkesine açılan kapı mı ? kim ne derse desin ölmüş biri canlanmadığı sürece öldükten sonrası bir inanç olarak kalacak elimizde zaten öyle olması gerekmez miydi , zıt kavramlar olarak bakarsak biri biliniyorsa diğerinin gizemli olması gerekir . yani yaşamı hepimiz deneyimledik ama ölümü deneyimleyebildik mi ? malesef . tabi ölümü deneyimleyemeyiz ama ölüme yakın bir deneyim tamamen söz konusu olabilir . uyku evet hepimizin yaptığı hatta benim gereksiz gördüğüm bir aktivite . lakin onu hep deneyimliyoruz her günümüzün bir bölümü uyuyarak geçiyor . peki bu deneyimin adı genel olarak nedir ? rüya evet rüyaları genel olarak gözden geçirirsek bunlar ne olur . güzel rüyalar , kabuslar ve anlam ifade etmeyen rüyalar desem umarım doğru tanımlarım . burada benim dikkatimi çeken nokta nedir biliyor musunuz ? neden ölüm ile ilgili inanışlarda rüyalarla benzerlik var , temel ölüm sonrası inanışları nelerdir işte

cennet ile tabir edilen bütün güzelliklerin olduğu mekan ------------------- güzel rüyalar


cehennem ile tabir edilen mekan ---------------------------------------- kabuslar


araf denilen mekan ---------------------------------------------------- buna da sıradan anlam ifade etmeyen rüyalar diyelim

bir de gözden kaçırdığımız bir bölüm daha var her zaman rüya görmeyiz öyle değil mi uyuruz ve uyanırız sanki arada hiç zaman farkı olmamış gibi işte buna da reenkarne diyebiliriz ölüm sonrasını tekrar yaşam olarak görmek . bence rüya tipleriyle ölüm sonrası inanışlar çokta farklı şeyler değil .
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Üst