ezoterik aşklar

URUMHAMATAHAYİL

Yönetici
Katılım
5 Haz 2008
Mesajlar
7,096
Tepkime puanı
4,960
İş
Wellness Antrenör/Psikolog/ Sosyolog
Toplumun her kesiminin kendine göre bir aşk anlayışı var. �Sonsuz� Hasan, spiritüel aşıkları çok iyi inceler de bir de ezoterik, hatta ezoterik/romantik aşıklara bakmak gerek. Bana kalırsa, ezoterik bakış açısına sahip kimseler aşkı biraz simya gibi düşünüyor herhalde ve kutsal birleşmeye inanıyor. Ama genelde bu eski simyacılar gibi deneme yanılma yöntemine çok açık.



Ezoterik konularla uğraşıyorsanız zaten öncelikle bir yalnızlığa mahkumsunuz. Çevrenizde bu konularla uğraşan kişi çok az zaten. Bir de farklı fraksiyonlara bölünmüşlük üstüne eklendikçe bu daha da durumu zorlaştırıyor. İşte o anda bu konuların yakınından geçen bir olduğu an , hemen ilahi bir duygu sarıyor benliği. (Bunu nereden mi biliyorum? Kişisel tecrübelerin yanında, grup üyeleri bir araya gelince gizemcilik mi konuşuluyor zannediyorsunuz?) İşte o anda Hah buldum! ya da Ruh ikizim! (şu ruh ikizliği ya da eş ruhluk da hâlâ anlayamadığım anlamsız bir kavram geliyor) gibi saf düşünceler benliğinizi sarıyor. Sonunda daha kim olduğunu doğru düzgün anlayamadığımız birine ezoterik ve simyasal bir aşk duyuyoruz. Bu da Ortaçağ aşklarına benzer bir durum ortaya çıkartıyor. Bu aslında bizim düşünce kalıplarımıza da uygun bir aşk olarak gözüküyor. Hemen tanrısal rastlantı , ilahi aşk, bütünün tamamlanması gibi kavramlar devreye giriyor ve olayı daha da içinden çıkılmaz bir hale dönüştürüyor.


internete dolaşırken gördüm uzun bir makaleydi

sadece başını ekledim bu konudan dertliyim de insanlarla anlaşıyorum ama kendimi yanlız hissediyorum biri ile flört etmeye başlasam bile sıkılıyorum hemen hayatları yavan ve sıkıcı geliyor hele hele duygularını düşüncelerini ve ne olacağını bildiğim için içimden bişey yapmak gelmiyor kendimi kapatsamda görmezden gelsemde olmuyor sizlerde durum nasıl
 

lotus

Kayıtlı Üye
Katılım
20 Eki 2008
Mesajlar
36
Tepkime puanı
1
Dünyada nasıl ki her insanın bir ailesi varsa ruh ailesi de varmış.. Ruhlar yaratıldıktan sonra, özellikle dünyaya deneyim için gönderilecek ruhlar, yedişerli gruplar halinde kümeler oluştururlarmış. Bu yedi kişilik birinci küme bizim birincil ruh ailemiz olurmuş ve genellikle dünyadaki bedenlenmemiz sırasında ailemiz içinde en çok sevdiğimiz, en çok yakınlık duyduğumuz kimseler bizim ruh ailemizden olup bizimle birlikte dünyada bedenlenen kimselermiş. Ruh ailesindeki ruhlar, çok küçük farklar olmakla birlikte aynı frekansa sahip oldukları gibi, ruhsal gelişmişlik düzeyleride aynı olurmuş.
Belki de bu yüzden dünyada durmadan hep şu adı geçen "ruh eşimizi" arayıp duruyoruz ve onu bulduğumuza inandığımızda da yalnızlığımız bitiveriyor...
 

ADHA

Banlı Kullanıcı
Katılım
24 Ara 2009
Mesajlar
93
Tepkime puanı
4
Ben senelerdir platonik aşığım. İşin garibi 4 sene oldu, 2 senedir de görmüyorum, onunla konuşabildim mi hayır, garip bir his kapladı içimi her denememde. Sanki pençeler battı kalbime. Elimde şu an yalnızca artık alıştığım kalbimde hissettiğim bir acı var. Anlattığım zaman kimse beni anlamıyor ki bu benim için son derece kötü durumu ben de anlamıyorum.:banghead:
 

NeZiR

Banlı Kullanıcı
Katılım
28 Ara 2009
Mesajlar
9
Tepkime puanı
0
Urum, ezoterik-batini çalışmalar içinde olan kişilerin
ortak sorunu bu. Bende aynı sorunları yaşıyorum.
Olmuyor, olmuyor. Kalb kabul etmiyor...
 

boggy

Kayıtlı Üye
Katılım
25 Haz 2008
Mesajlar
8
Tepkime puanı
2
Yaş
2023
Bu sadece ortak bir bakış açısı yahut ortak bir kabul görmüşlük olamaz mı ? Demek istediğim, bu katagoride kendi benliğini sınıflandırmış insanların normal yaşamlarında çok daha farklı birer misyon belirlediği kabul göremez mi ? Yaşamın ve zamanın getirdiği değişiklikler neticesinde eski tarzdan farklı olarak dış yaşamda farklı, içsel yaşamda ise ayrı bir yaşanmışlık var olabilir. Dış yaşam koşullarında aşk denilen tanımsızlığı ayrı bedenlere yükleyen ancak gerçekliğini sorgulayan ve içsel yaşamında ise bundan iz götürmeyen kişilerin olduğunu düşünmek isterim. bunu yaşadığımı farz ederek.
 

Kar

Elit Üye
Katılım
24 Mar 2009
Mesajlar
637
Tepkime puanı
96
Bence hayatı arayış içinde geçirmektense, önüne çıkan deneyimleri yaşamak gerekiyor. Bu arada ruh eşinizle karşılaşsanız da, büyük bir aşk da yaşasanız bitmeyeceğini kimse garanti edemez. Her ne kadar bir tarafımız gizemli de olsa diğer tarafımız insan. Aşık olmalı, çocuk sevgisini tatmalı, boşanmak gerekiyorsa da boşanmalı, sonra da yaşamaya ve gizemli arayışına devam etmeli. Şu kısa hayatımızda zamanı gelen bazı şeyleri kaçırmamalı. Ruh eşinden olmasa da aşık olmak çocuk sevgisini tatmak güzel.
 

boggy

Kayıtlı Üye
Katılım
25 Haz 2008
Mesajlar
8
Tepkime puanı
2
Yaş
2023
Aslında ben bu ruh eşi tanımlamasını pek sevemedim bir türlü. Bana göre ruh ikizi, ruh eşi, ruhun diğer yarım parçası gibi bir gerçeklik yok. Yahut ben yok sayıyorum, burası o derece önemli değil. Ancak evet Kar, benim de dile getirdiğim üzere bir takım yaşamsal normları içerisine çeken bizler, tamamen soyutlanmışlıkla yaşımın her sürecini eksik ve yalnız geçirmemeliyiz. Farklı olmanın bile içeriği konusunda şüpheler yaşayan ben kendimi farklı görmekten ziyade benim dışımda kalan bazı şeyleri farklı, normal olmayan, sıradan olmayan şeklinde görüyor, daha farklı bir bakış açısı yaratmaya çalışarak yaşıyorum. Sanırım bu benim sevgi, aşk, minnet, mutluluk ve diğer benzeri konularda daha kritersiz yaşamama yardım ediyor. Dolayısıyla bir anlamda dediklerine katılıyorum.
 

Yavuz

Kayıtlı Üye
Katılım
11 Haz 2010
Mesajlar
2
Tepkime puanı
0
Belki de soyle bakmak lazim; nasil ki bir oksijen atomu 2 hidrojen ile bir molekul su olusturuyor ve etraftaki diger atomlarla ilgilenmiyor ise kurgu bu oldugu icindir. Kurgu ne nasil gerekiyorsa taa en bastan oyle yasalastigi icin yani ilahi bir dusunce formuyla ol ! denildigi gunden beri oyle olmaktadir. Bizler farkindaliligimiz yukseldikce yazgimiza mudahale edecek ayricaliklara sahip olabiliriz. Once carsidan alinmis siradan bir bilgisayar oldugunuzu dusunun sonra birtakim programlar yukleyin epeyce yol alirsiniz ama asil ana bellege baglaacak konfigurasyonu test ettiginizde bilgisayariniz (siz) ortak bilgiye bogulursunuz. Dilegiginiz isletim programini kullanmaniz karsisindaki tek engel hacker (seytan)' larin urettigi virusler ve dusunce kirlilikleridir. DOGRU BIR IDI BIZ COGALTTIK !!!
 

kikirik

Kayıtlı Üye
Katılım
22 Haz 2009
Mesajlar
46
Tepkime puanı
1
Urum seni çok ama çok iyi anlıyorum. Tanıştığım kimseler içi boş geliyor. Ne kadar etkileyici olurlarsa olsunlar. Sonuçta bizimde kendi kendisiyle uğraşan bir yapımız olmasaydı bu sitede olmazdık...Kendi kendisiyle uğraşan ve hatırı sayılır miktarda kendini anlayabilen insan doğal bir yetenek gibi başkalarının da duygularını en derin isteklerini rahat bir biçimde anlayabiliyor...Sen sonsuz aşkı arıyorsun...Sana senin kelimelerinle seslenenlere dikkat et derim...
 

HAMUŞ

Kayıtlı Üye
Katılım
24 Şub 2010
Mesajlar
168
Tepkime puanı
8
Yaş
31
İş
gazetecilik 3. sınıf terk
Uruma katılıyorum. İlk başta aldığım o hissi aradan zaman geçince çok uzun bir zaman değil kısa bir zaman sonra kaybediyorum. Sıkılıyorum. Aşktan soğudum. Ruh eşimi aradım meraklar içinde bir aralar. Ama çok yaşlı değilim karşıma çıkarsa burdayım, yoksa ne yapalım.
Yanlızlığı çok seviyorum. Aslında kalabalık içinde yanlızlık daha güzel :) Ama sonsuz aşk hayal gibi geliyor. İlahi aşka yönelmek istiyor insan bir zamandan sonra. Genelde aşkı arayanların sonu böyledir. Bulamayacağını anlayınca suçu insanlığa atıp ilahi aşka yöneliyor.
(Bslında hiç durmadan konuşan biri olsa ne iyi olur herşeyi konuşşak :D:D) Benim için aşka gerek yok hayatta artık. Gerçi hani derler ya kuyruk acısı, oda yok ki ama. Aşk değil benim kavga edecek birilerine ihtiyacım var aslında :D:D:D Yani ortak kader dediğimiz şey devreye giriyor ama ben bu benim kaderim diyen kadercilik oynayan biri değilim. İnsan kaderini kendi seçer, iradesi vardır. Bu arada ne çok ama demişim :):):):) Umarım anlaya bilmişsinizdir. İçimden gelen karmaşık duyguları yazdım :D
 

HAMUŞ

Kayıtlı Üye
Katılım
24 Şub 2010
Mesajlar
168
Tepkime puanı
8
Yaş
31
İş
gazetecilik 3. sınıf terk
Yazının sonuç kısmını buldum ne guzel baglamış : Ezoterik aşık ya da romantik/ezoterik aşık olmak hiç kolay değil. Özellikle de bu tür ilgilerin sağlıksız ruhsal yapılara çok daha kolay hitap ettiğini düşünürsek. Eskiden bunu engelleyici inisiyasyon mekanizması vardı. Günümüzde bu olmayınca, bu tür bilgilere bu kadar kolay ulaşılınca duygusal ve ruhsal bakımdan hassas kişiler çok daha etkilenmeye başladı ve sağlıksız aşklar daha da çoğaldı. Ruhsal düşünce biçiminin tuzaklarına düşmeden sağlıklı aşklar yaşamak da çok daha zorlaştı. Sanırım yine yol önce kendimiz sonra da karşımızdakini daha iyi tanıyabilmekten ve bunun için süre vermekten geçiyor.
 

vica pota

Kayıtlı Üye
Katılım
20 Eyl 2010
Mesajlar
42
Tepkime puanı
0
Yaş
41
Konum
ankara
Siz gene şanslısınız en azından görebiliyor hissedebiliyorsunuz karşı tarafın size göre olup olmadığını.. Hissedemeyenler aklınıza gelsin bir daha ki sefer ;)
Ne bizde bir sorun var nede karşı tarafta..
Bence Denk düşmüyoruz; gerçekten aşk ve aşkı yaşamak ile ilgili sorunu olmayan, ruhunu tanıyıp onu nasıl yaşayacağını bilen, kısacası kendimize göre olabilecek kişiler ile karşılaşamamak başlamadan geri çekilmeye sebep oluyor..
 

zenithmx

Kayıtlı Üye
Katılım
16 Haz 2010
Mesajlar
268
Tepkime puanı
17
Konum
Sidre
Evet kaybedersiniz çünkü karşınızdaki de en fazla sizin kadardır. Belli bir süre sonra hisler ve davranışlar konusunda karşılıksız birşey yapılmaz hale gelir. Her iki taraf içinde böyledir. Böylece sıkılmalar başlar. Çünkü aşk kavuştuğunda biten şeydir. ve gerçek aşkı sana verebilecek kişi seni karşılıksız sana ihtiyacı olmamasına rağmen sevebilendir. Kavuşulmayacak ve onun mertebesine yükselinemeyecek tek kişi Rabb'dır. Böylece onun aşkı sonsuzdur. Bu yüzden insanın insana aşkı çabuk biter aradığı gerçeği bulamadığı için. Mükemmel olmadığı için ki hiç bir insan mükemmel olamaz.

Kimi aşık görürsen bil ki mâ’şuktur. Çünkü o âşık olmakla beraber ma’şuk
tarafından sevildiği cihetle maşuktur da.
Susuzlar âlemde su ararlar, fakat su da cihanda susuzları arar.
Madem ki âşık odur, sen sus artık !
(Hz.Mevlana) çok güzel söylemiş.
 

Sultan Mirza

Kayıtlı Üye
Katılım
3 Eki 2010
Mesajlar
41
Tepkime puanı
0
Sozleriniz cok guzel mesajlarinizi takip edecegim. tanismakta isterim sayet siz uygunsaniz. ben Mirza. cocuklugumundan bana sultan lakabini verdiler. sultan mirza herkes tanir.

ustad Ghandi gibi konusmussunuz. Bizim buralarda cok unludur Gahndi. Mevlanayi da cok severim ama onun icin gercek islama uygun olmadigini soylerler ama ben inanmiyorum cunku islamda kitap vardir. Mevlanada bu kitabi hep on planda tutmustur. isevi ve museviler dahi onun bu inancina ulasmaya calismislar hep soylenir.
 

ela.nass

Kayıtlı Üye
Katılım
15 Tem 2019
Mesajlar
213
Tepkime puanı
465
Konum
Bosphorus ?
İş
İntelligence
hele hele duygularını düşüncelerini ve ne olacağını bildiğim için içimden bişey yapmak gelmiyor kendimi kapatsamda görmezden gelsemde olmuyor sizlerde durum nasıl
Bazen bilmemek en güzeli diyorum.
Keşke... diyorum.
Kesinlikle olmuyor hele bir de içini dışını hissedebildiğin birinin, gözlerinin içine baka baka yalan söyleyebiliyor oluşu.
O esnada bile insanın kendini tutabilmesi çok zor.
 

Impulse

Kayıtlı Üye
Katılım
25 Tem 2019
Mesajlar
325
Tepkime puanı
340
Beyin sürekli incelemeyi, analiz etmeyi deneyimleyince bizzat duyguları yaşamak bir süre sonra yavan bir hale bürünüyor.

Beynin haz aldıgı şeyler değişiyor bu kişilerde. İfrat tefrit dengesinin bozulması hali...
Farkındalıgın laneti bir yerde ama şahıs dengeyi bozunca yan etkileri bu şekilde kendisini gösteriyor.
Sonuçta her algısı pik noktada olan kişi böyle olmuyor. Olanlar iç ve dış alem arasında gidip geliyorlar.
İdrak-i maali bu küçük akla gerekmez
Zira bu terazi bu kadar sikleti çekmez
Ziya PAŞA
Tam bunlara göre bir söz.
Hem kendileriyle problem yaşıyorlar hemde etrafla. Bu arada kendileri de rahat duran tipler olmuyor. Arayışları başlarına bir sürü çorap örüyor.
Sürkeli bir zihinsel arayış hali, istemsiz analizler ve sonuç duyguların yitimi...
Düşünce yapısı bozuluyor. Normal bir şey elbette değil. Memnun da olunabilir velud sanatçılar, yazarlar, çizerler, ressamlar, şairler hep böyledir ancak dediğim gibi herkeste yan etkileri böyle sonuçlar doğursa keşke...

Geneli bohem hayatı yaşar, topluma angaje olmakta zorlanır, bencil olur, yakın ilişkilerde iletişim problemleri yaşarlar, sevimli ve sıcak kanıldırlar ama ikili ilişki yürütmekte zorlanırlar, aileleri sever ama hayırsız evlat damgası yerler, dünyaya bir amaç için gönderildim havası hakimdir,...
Uzar gider bu silsile.
 
Üst