Altın

joys

Kayıtlı Üye
Katılım
4 Ara 2010
Mesajlar
642
Tepkime puanı
249
Konum
İzmir
İş
Tekamülü hayırlısı ile tamamlamak İNŞALLAH tıpkı her insan gibi...
Altın sembolü, güneş, aydınlanma, kendinden aydınlık veren, kutsallık niteliği, bozulmayan ahlak, bilgelik, asillik, onur, üstünlük, mükemmellik ve güç sembolüdür. Kadim insanlar altını herşeydeki dengenin sembolü olarak kullanırlardı. Altın ilahi prensiplerle ilişkilendirilir ve büyük değer’in simgesidir. Sezgi kanalı açılmış olanlarda auranın altın gibi parladığı bilgisi vardır. Altın genelde ateş ve güneşle ilişkilendirilir.
Altın arınmışlığın, aydınlanmanın ve dayanıklılığın sembolü olarak görülür. Tradisyonlardaki altın post, altın elma, altın çağ, altın anahtar vs sembollerinde de metalden oluştuğu kabul edilen sembollerin anlamına mükemmellik, arınmışlık ya da saflık, dayanıklılık, önemlilik, değerlilik, yükseklik, ulvilik, ölümsüzlük, parlaklık, ışıklılık, olumluluk ve zorlukla erişebilir olma anlamlarını katmaktadır.


Tradisyonlarda Altın Sembolü

cicek.3.jpg


Budizmde ışığın, aydınlanmanın sembolüdür. Çinde, uyumun, güneşin, gümüşle ve ayla ilişkili yin’le ele alındığında eril olanın sembolüdür. Çin simyasında altın zincifredir, göklerin ruhudur. Hıristiyanlıkta İsa’nın verdiği ruhsal hazinedir, şanssızlıkta zafer kazanmanın temsilidir. Mısırda altın tanrıların etidir. Hinduizmde ışık, ölümsüzlük, tanrıların formu, yaşam vericidir.
Hindu öğretilerinde altın mineral ışık’tır. Altın, güneş ışığının; dolayısıyla ilahi zekanın imajıdır. Eğer kalp insandaki güneşin sembolüyse topraktaki karşılığı altındır. Sonuç olarak, altın yüksek olan, yüceltilen ilk üç aşama olan siyah (günah ve tövbe), beyaz (bağışlanma ve masumiyet) ve kırmızıdan(süblimleşme ve ıstırap çekme) sonra gelen ve “dördüncü halde olan”ın sembolüdür. Altın olan veya altından yapılan herşey bu yüksek niteliğini yararlı bir fonksiyona dönüştürmeye meyillidir. Altından bir sihirli kılıç olan Chrysaor, yüksek ruhsal niyeti sembolize eder. Altın aynı zamanda, ruhun meyvelerinin bir illüstrasyonu olan saklı ya da gizli hazine sembolizminde de temel unsurdur.
Simyada altın, sülfür ve civa arasındaki, aynı zamanda eril ve dişil prensipler arasındaki etkileşimin bir ürünüdür. İç simyadaki metalin altına dönüşmesinin bir anlamı da auranın arınması, altın parlaklığı gösterecek bir saflığa ulaşmasıdır. O, merkeze, güneşe, kalbe, mükemmelliğe, bütünselliğe erişen Büyük Çalışma’dır. Tüm metal özelliklerinin dengelenmesidir. Filozofun altını rengi olmayan ham altına benzer. Simyadaki kurşundan altına dönüşüm, insan aşamasından insanüstü aşamaya geçmeyi, dolayısıyla aydınlanmayı simgeler. Simyada altın kırmızı çiçekle temsil edilir. Bir simya özdeyişinde şöyle denir, “Bizim altınımız nesnel bir altın değildir”; burada şu anlatılmak isteniyor, altın metal anlamında kullanılmıyor, ezoterik bilgi, ruhsal gelişimin en yüksek hali altın olarak sembolize ediliyor.
Ortodoks Hıristiyanlığında bile altın mükemmelliği ve gökyüzünün ışığını sembolize ediyor. Klasik antik çağda değerli tıbbi bitkiler altın aletlerle topraktan çıkarılıyordu böylece güçleri azalmamış oluyordu. Altın genel olarak dünyanın güçlerini cisimleştirmeye yaradığı kabul ediliyordu ve her zaman yüksek güçlerle ve tanrılarla ilişkilendiriliyordu. Kadim Çinde güneş metali olarak kabul edilir, yin’in düalistik tamamlayıcısı olan yang prensibini temsil eder.

cicek.4.jpg


Altın Çağ

Altınçağ, daha büyük bir bilgelik ve tanrıya yakın oluş döneminin ismidir. İnsanlık tarihinde her çağda ölümlüler Tanrıdan biraz daha ayrılmışlar ve her devrenin sonunda da bir tufan meydana gelmiştir.
Neo Spiritüalizmin kurucularından üstat Ergün Arıkdal’a göre altın çağ; İlahi İrade Yasalarının ve İlahi Disiplinler’in enkarne varlıklar tarafından en doğal biçimde, kimsenin kimseye yol göstermesine gerek kalmadan kullanıldığı çağdır. Altın çağ dünya cennetinin varoluşudur. Tam bir “kendini bilme” devridir. Kendini bilmek sembol dilinde kendi içindeki Tanrısallığı tanımak, kozmik enerjileri doğru yönlendirmek, yaşamı huzurlu, mutlu, keyifli ve umutlu yaşamaktır…Üstatların deyimiyle, ata et, aslana ot vermemek; herşeyin püf noktasını hissedip, narin adımlarla kendi iyiliği için olana koşmaktır…
Altın Çağın insanı zarif, sevecen, neşeli, güçlü, akıllı ve kontrollü. Dayanıklılık ve kişisel enerjiyi arttırmak için kendine uygun yeni çağ uygulamaları bulmayı ve hiç zaman kaybetmeden yaşama aktarmayı biliyor… Dengeli ve sağlıklı beslenme, içilen su miktarını arttırma, canlı ve yeşil besinler alma, toksin detoksları yapma, yürüyüş, nefes egzersizleri ve gevşeme grup çalışmalarıyla bilincini yüksek tutarak, gezegen enerjilerinin yükselmesini sağlıyor. Altın Çağ insanları için meditasyon birinci derecede önemli, sorunları hakkında derin derin düşünmeyi ciddiye alıyor ve tepe şakrasındaki kişisel lotusunu açmayı biliyor, kendini sürekli kozmik enerjilere açık tutuyor. Umutsuzluk, karamsarlık, çilecilik, kurban rolü ve kendine acıma onun yaşam biçimini asla oluşturmuyor… Kozmik enerjileri kullanmanın sade-doğal uygulamalarını hergün sevinçle yaşama aktarıyor…


Altın Çiçek

Işığın, taonun, ışığın kristalleşmesinin ve ışık deneyiminin sembolüdür. Aşkın gücün, ruhsal tekrar doğuşun temsilidir. Çiçeğin açılması insandaki ruhsal potansiyelin gelişimidir.


Alıntı.



Sevgiler... :)
 
Üst