Şamanlar Hakkında Az Bilinenler, Ruhsal Ele Geçirme ve Çekip Çıkartma Yöntemleri

embriyo

Elit Üye
Katılım
19 May 2010
Mesajlar
2,217
Tepkime puanı
884
Konum
Ankara
İş
Ressam
Şamanizm nedir ?

“Şaman” kelimesi Tunguz dilinde, değişik bir bilinçle sıradışı gerçekliğe seyahat edebilen kişiyi tanımlar. Batı kültüründe yaşıyanlar bu kelimenin tam olarak neyi ifade ettiğini bilmedikleri için, kelimeyi bu şekilde kabul etmek yararlıdır. “Büyücü”, “Cadı”, “Sihirbaz” veya “Büyücü Doktor” kelimeleri kendi anlamları dışında, bir belirsizlik ve bir önyargı ile birlikte düşünülür. Her ne kadar bu kelime Sibiryadan kaynaklanıyorsa da Şamanizm pratiği ve uygulamaları yerleşimi olan tüm kıtalarda bulunmaktadır.
Yıllar süren kapsamlı araştırmalarının sonunda, Mircea Eliade “Şamanizm: Geçmişin Esriklik Teknikleri” kitabında, dünyadaki diğer tüm spiritüel geleneklerce desteklenen fakat şamanizmin tek olmayan, ancak en belirgin ayırdedici özelliği olan, değiştirilmiş bir bilinçle başka dünyalara yolculuk etmek olduğu kararına varmıştır.
“… bizim kültürümüzde, bir kişi zihin ve beden birliğinden bahsediyorsa onu aykırı biri gibi görme eğilimi vardır, fakat, beynin vucüda bağlı olduğu çok da heyecan verici bir düşünce değildir. Bu yüzlerce ve binlerce yıldır bilinen birşeydir. Bence, Şamanizmde en önemli olan, şamanın yalnız olmadığını bilmesidir. Söylemek istediğim, eğer bir kişi şefkatle diğer bir kişinin hastalığını iyileştirmek veya sıkıntısını hafifletmek için çalışıyorsa, rehber varlıklar (yardımcı ruhlar) bunun için alakadar olurlar.”
Şamanlar, yerel lisanlarda genellikle “görücü” veya “bilen kişi” olarak adlandırılırlar, çünki ilk elden deneyimlenen bir bilgi sistemi ile ilgilidirler. Şamanizm bir inaç sistemi değildir. Kişisel tecrübelere dayanan, şifa, bilgi edinme veya herhangi birşey için yol göstericidir. Dolayesi ile, eğer şaman yaptıklarından sonuç alamıyorsa artık toplumu tarafından önemsenmez. Pek çok insan bana şu soruyu soruyor, “Bir kişinin şaman olduğunu nasıl anlarsın?” Cevabım, “Çok basit. Başka dünyalara yolculuk yapabiliyor mu? Mucizeler yaratabiliyor mu?”


Şamanizm bir din mi?


Şamanist uygulamalar bir metodtur, bir din değildir. Pek çok kültürde dinsel yapı ile birlikte varlığını sürdürmektedir. Sibiryada, şamanizmin Budizm ve Lamaizm ile birlikte, Japonyada ise Budizm ile birlikte varlığını sürdürdüğü görülmektedir. Şamanların genelde Animistik kültürde daha yoğun görüldüğü de doğrudur. Animizm, insanların “ruh” olduklarının varsayıldığı bir düşünce sistemidir. Böylece, şamanların şifa veya başka nedenlerden dolayı ruhlarla etkileşime girdikleri şamanik kültürlerde, insanların kendilerinin de bir “ruh” olduğuna inanmaları sürpriz değildir. Fakat şamanlar ruhlara inanmazlar. Şamanlar, ruhlarla konuşurlar ve onlarla etkileşime girerler. Yaşamak için bir evleri veya bir aileleri olduğuna “inandıkları” gibi, ruh olduklarına “inanmazlar”. Bu çok önemli bir çıkarsamadır çünki şamanizm bir iman sistemi değildir.
Şamanizm bir red etme değildir. “Biz tek şifa yöntemiyiz” demezler. Şaman şifa vermede, ruhsal manadaki şifacılığını, kişilerin tercihine göre bulunduğu toplumdaki bitkisel veya masaj gibi diğer teknikleri kullananlarla beraber uygulayan bütünsel bir yaklaşım sergiler. Şamanın amacı, bir tek kendi sisteminin doğru ve yararlı olduğunun ispat etmek değil, hastanın iyi olmasıdır.
Birçok kültürlerde şamanlara hizmetleri karşılığında hediyeler verilir, ancak, hastanın ölmesi durumunda alınan tüm hediyeler iade edilir, bu yöntemin bugünki sağlık hizmet maliyetlerinin göz önüne alındığında epeyi yardım edici ve övünmeye değer bir icat olduğu kanaatindeyim.
Benim görüşüm iki çeşit şamanik şifa yöntemi olduğu yönündedir. Biri medikal diğeri ise ruhsal.
Şamanlar bitkiler ve hayvanlarla olduğu gibi tüm tabiatla da konuşur. Bu bir metafor değildir. Bunu değişik bir bilinç durumuna girerek yaparlar. Bizim talebelerimiz bitkiler ile konuşmanın, onları şifalama için hazırlamada ne kadar faydalı olduğunu keşfettiler. Şamanlar bunu çok eski zamanlardan beri yapmaktadır. Zorunlu olmamasına rağmen onlar bitkiler hakkında pek çok şey biliyor. Örnek olarak; Eskimo şamanları bitkilere erişimleri ve dolayesi ile ilgileri yok ise de başka şeylerle çalışırlar. Fakat Amazonda; şamanlar pek çok bitkiyi ve bu bitkilerle ilgili pek çok destanı bilirler, bunları tabi ki bitkilerin kendilerinden öğrenirler.
Amerikadaki eski bir talebem, şifada nasıl kullanılacağını doğrudan bitkinin kendisinden öğrendiği bir pratik yol geliştirdi. Bu geliştirdiği yöntemin klasik Çin farmakolojisindeki, bitkilerin hangi hastalık için nasıl hazırlanacağı bilgisine ne kadar yakın olduğunu gördü. Almanyadan bir diğer eski talebem, mineraller üstünde çalışarak onların şifa için nasıl kullanılabileceklerini buldu. Bulduğu bu yöntemin ise çok eski zamanlardan beri Hindistanda kullanılan yönteme çok yakın olduğunu tespit etti.
Bu bizi çok önemli bir sonuca götürür: eskiden beri bilinen her şey; bilinebilecek her şey, ezelden beri şamanlarda zaten mevcuttur. Bunun için şamanlar birer kahin olabilirler; bunun için zamanda geriye gidip geçmişe bakabilirler. Disiplinle, eğitimle, çalışma ile ve ruhların yardımı ile bu bilgiler şamanlar için erişilebilir olur.

Hasta biri şifa için şamana başvurduğunda ne olur?

Örnek olarak; şaman hastanın problemlerini teşhis edebilmek için spiritüel bir seyahat yapar. Hastanın sıradan gerçeklikteki tanısının ne olduğunun burda önemi yoktur. Spiritüel ve sıradan gerçeklik arasındaki uyuşumun bire-bir olmasının da önemi yoktur. “Bu eşittir şu”, diyemezsiniz. Böylece şaman hastalığın spiritüel nedenlerini tanımlamak için şıkça yolculuklara çıkar, bu nedenlere göre tedavi yöntemine karar verir.
Şaman bakış açısına göre; yeterli erk sahibi olmayan kişiler hastalığa, kazalara ve talihsizliklere eğilimli olurlar. Bu bizim normal hastalık tanımlamamızdan farklı bir durumdur. Şaman, hastayı iyileştirmek için, kendi spiritüel güçüne bağlar. Bu spiritüel güç, spiritüel bağışıklık sistemine benzer birşeydir, fakat bu bire-bir eşitlik değildir, örneksel bir durumdur. Bu güç kişiyi hastalıklara karşı dayanıklı yapar. Eğer biri devamlı hasta oluyorsa, açıkçası, bu kişinin bir erk bağlantısına ihtiyacı vardır demektir. Hasta olmayan sağlıklı bir kişi bu erk bağlantısını sağlamak için bir esrime haline girmelidir, şamanın görevi ise bunu kendisi için yapamayacaklara yardım etmekdir.
Bugün bizim kültürümüzde, bir kişi zihin ve beden birliğinden bahsediyorsa onu aykırı biri gibi görme eğilimi vardır, fakat, beynin vucüda bağlı olduğu çok da heyecan verici bir düşünce değildir. Bu yüzlerce ve binlerce yıldır bilinen birşeydir. Bence, Şamanizmde en önemli olan, şamanın yalnız olmadığını bilmesidir. Söylemek istediğim, eğer bir kişi şefkatle diğer bir kişinin hastalığını iyileştirmek veya sıkıntısını hafifletmek için çalışıyorsa, rehber varlıklar (yardımcı ruhlar) bunun için alakadar olurlar. Tarafsız ve aileden olmayan biri veya cömert ve şefkatli olmayan biri –birden çok şaman olduğu zaman daha da iyi olur-, hastalık, ağrı veya ızdıraptan bir diğerini kurtarmak için yardım ettiğinde mucize gerçekleşir. Böylece büyük haber şu ki; şamanizm, beynin vucüda bağlı olduğunu değil, yalnız olmadığımızı söylüyor.

Ruhsal Ele Geçirme Nedir? Ve Çekip Çıkartma

Şaman bakış açısına göre travma geçiren biri ruhunun bir kısmını kaybetmiş sayılmaktadır. Ruh olarak kasdettiğimiz, bizim kültürümüzde yaşam olarak tanımlanan doğum anından ölüme kadar olan süredeki, bulunması zorunlu olan spiritüel öz’dür. Kaybedilen ruhun tedavi edilmesi için kullanılan teknikler ruhsal tekrar ele geçirme teknikleridir, ve klasik şaman metodu kayıp olan ruhun o kısmını bulup onu tedavi etmektir.
Batı dünyasında 8 yıl öncesine kadar pek çok kişi bu çeşit bir ruhsal tedavinin bir batıl itikat olduğunu ve geçerliliği olmadığını düşünüyordu, fakat şimdi bu değişmiştir. Bu değişimdeki ana neden “Ruhsal Ele Geçirme – Soul Retrieval” ve “Eve Geliş – Coming Home” kitaplarının yazarı olan iş arkadaşım Sandra Ingerman’dır. Yıllar önce, Santa Fe’deki şamanik çalışmaları esnasındaki kurs toplantılarında, çocukluğunda suiistimale uğrayan kadınlar, suiistimal esnasında kendilerini bedensel olarak bu durumdan bertaraf ettiklerinden bahsettiler. Bir şaman olarak Sandra hemen teşhis etti ki, bu durumdaki kişinin ruhunun bir kısmı bedeni terk etmiştir (eğer tamamı terketseydi ölüm meydana gelir) ve dolayısi ile mantıksal olan tedavi, ruhun kayıp kısmını ele geçirerek geri getirmektir. Böylece, çocukluklarında travma yaşayan kişilere ruhsal ele geçirme seansları yapmaya başladı, sonuçlardaki başarı inanılmazdı. Bugün, bu yöntem Batıdaki şaman şifacılığının önemli bir kısmıdır.
Gerçekten de, eğer bir grup insana “Aranızda kaç kişi ruhunun bir kısmını kaybetmiş olarak hissediyor?” diye sorarsanız, tipik olarak herkes elini kaldıracaktır. Kişiler, çok derinlerinde, bu sorunun doğal olarak farkındadırlar. Özet olarak, küçük bir travma dahi bir ölçüde ruh kaybına sebep olabilmektedir ve bu da düzeltilebilir.
Önemli bir diğer şaman tekniği de çekip çıkarmadır. Çekip çıkarma ruhsal bir davetsiz giriş ile ilgilidir. Olağan gerçeklikteki enfeksyonlar gibi, ruhsal davetsiz girişler de olabilir. Şeytani bir ruhun girmesini kastetmiyoruz tabi ki. Daha çok ağaç bir eve karıncaların girmesi gibidir bu. Evinize karıncalar girmişse, bunların şeytan olduğunu söylemezsiniz, “Bunları dışarı çıkarmak istiyorum” dersiniz. Sağlıklı bir vucüda zarar veren şeyleri çıkarmak için şaman da aynı şekilde çalışır, davetsiz ruhsal girişleri bulur ve onları çekip çıkarır. Bu ruhsal alemde seyahat ederek yapılmaz. Bu dünyada, fakat değişik bir bilinç durumunda çalışılarak yapılır.

Şamanizmde farklı bir bilinç durumu nasıl sağlanıyor?

Şamanizmdeki farklı bilinç durumu dünyanın % 90’lık kısmında vurmalı çalgıların monoton sesi kullanılan bilinç değiştirme teknikleri ile sağlanmaktadır, bu vurmalı çalgı genellikle davuldur, ancak çubuklar, çıngırak veya başka estrümanlar da kullanılabilir. Bazı kültürlerde, ki bunlar toplamın % 10’u kadardır, şamanlar bilinç durumlarını değiştirmek için psikotrop maddeler kullanırlar.
Yerel psikotrop maddelerle tanışmam 1961 yılında Perudaki Conibo yerlileri ile katıldığım şamanik bir çalışmada oldu. Amerika'ya döndüğümde ve artık “ayahuasca” temin edemediğimde tecrübelerime davul vuruşları ile devam ettim. Benim için sürptiz oldu amcak bu da işe yarıyordu. Aslında sürpriz olmaması gerekirdi çünkü söylendiğine göre tüm dünyadaki şamanlarca davul kullanılmaktadır. Aslında şamanizmde her şey gerçekten işe yaradığı için kullanılmaktadır. On-binlerce yıldır şamanlar, zaman içinde en çok denenmiş, ruh, zihin ve yüreklerinden başka bitkisel ve diğer şifalandırıcı çareleri geliştirdiler. Sistem uzun bir zaman test edilmiştir. Eğer şamanik kültürlerin % 90’nında kullanılan teknikler aynıysa bunu önemsememiz gerekir, ve tabi ki bu teknikler işe yaramaktadır.
Eğer çekip çıkarma tekniğine geri dönersek; bu teknik farklı bir bilinç düzeyi ve hastanın bedenine farklı bir bakış gerektirir. Şamanik işlemlerden çoğu, seyahat etmek ve çekip çıkarma dahil, çok basit bir nedenle karanlık bir ortamda uygulanır. Şaman sıradan gerçekliği teşvik eden şeyleri – ışık, ses, ve diğerleri – çıkarmak ve görünmeyen gerçekliğe ulaşmak ister. Şaman, bedene bir röntgen cihazı gibi bakmayı öğrenir, hastalığı ve bulunduğu bölgeyi görerek böylece bu hastalığı çıkarır.

Ruh kovma gibi midir?

Ruh kovma, çekip çıkarma ile ilgilidir ancak aynı şey değildir. Şamanik bakış açına göre, spiritüel nedenlerle yapılan yolculuklarda orta dünyanın dışına çıkmak çok önemlidir. Eski zamanlarda, şamanların orta dünyaya seyahat etme nedeni, uzak diyarlardaki akrabalarının ne yaptığını görmek veya göçebe hayvanlara çobanlarını yerleştirmekti. Fakat bugün işlerimizin çoğu şamanların çok eski zamanlardan beri seyahat ettikleri Üst ve Alt Dünyalardadır. Şamanlar Orta Dünyadaki ruhları kullanmayı tercih etmezler, çünkü onların çoğu sersemlemiş ve erkten yoksundur. Üst veya alt Dünyalara gitmekle şefkatli, güçlü ve bilge ruhlara erişilir.
Farklı bir şifa yöntemi uygulayan şamanlar yaşayanlara yadım ettikleri gibi ölenlere de yardım ederler. Bu tip şamanlara “psychopomps” veya ruhsal yol gösterici denir. Hatırlayın, şamanik bakış açısına göre, komada olduğunda ölü durumdasın. Şaman, komada olan bir kişinin ruhunu arayıp bularak onun geri gelmeye istekli olup olmadığına bakar. Şamanizm, insanları isteyip istemediğine bakmaksızın sıradan gerçeklikte tutmaya niyetli bir sistem değildir, çünkü şaman bu gerçekliğin zorunlu olarak en iyisi olmadığını bilir. Komada olan kişinin ne istediğini öğrenmek için bir yolculuk yaparsın. Eğer kişi geri gelmek istiyorsa şamanın görevi onu geri getirmektir. Ancak geri gelmek istemiyorsa – daha açıkçası ölmüşse veya ölecekse – o zaman şamanın görevi onu Orta Dünyada başıboş dolaşması için bırakmamak yani hoşnut olacağı yere götürmektir.
O halde şimdi bu ruh kovma işine geri dönelim. Ruh kovma vakalarının çoğuna öldüğü halde burada, Orta Dünyada, kalıp da öldüğünü bilemeyen insan ruhları neden olur. Eğer insanlar ruhlarının bir kısmını kaybetmişse, veya erkleri zayıfsa, bu sersemlemiş ruhlara karşı bir çekim alanı oluştururlar ve bu istekleri dışında olur.
Şaman varlığa yol gösterir – öldüğünü anladığı anda ve onun kendi rızası ile – ve onu Orta Dünyanın ilerisindeki sevdiği kişilere kavuşacağı yere gitmesini sağlar. Bu işlem yapıldığında, artık o birine ait değildir, şaman onun eksik ruhunu ve erk bağlantılarını tamamlar böylece o artık bir bütün ve gelecekte ele geçirilmeye karşı savunmasız değildir.
Ruh kovma kültürler arasında küçük farklar gösterir, fakat temel ilkeler aynıdır. Umarım bir gün, bizim kültürümüz de, hastalıkların spiritüel yönünün tedavi edilme ihtiyacının olduğunu anlayacak ve şamanların sağlık personeli ile birlikte çalışmasına izin verecektir.

Sizce bunu niye şimdi yapmıyoruz?

Ne yazık ki, bilimin başlaması ile birlikte, biraz da Kiliseye karşı bir tepki olarak, can ve ruh’un gerçekliğinin olmadığı, dolayısı ile de bilimsel teorilerde göz önüne alınmaması gerektiğine karar verildi. Şimdi önsel olarak; diğer bir değişle ironik olarak, buna bağlılık ifadeleri 18. nci yüzyılda telafuz edilmeye başlandı. Aslında, bilim hiçbir zaman ruh’un varlığını çürütmedi. Şu anda, 21. nci yüzyılda ileri sürüyorum ki, inanca dayalı (ruhun olmadığı inaçı) bilimin terkedilmesi ve gerçek bilimsel uygulamaların yapılması gerekir, bu ise, hastalıkların pek çok farklı nedeninin var olduğunu kabul etmek demektir.



Michael Harner ile Sibel Atasoy’un röportajı

---------------------------------------------------------------


İNSANLIĞIN İLK ŞİFACILARI ŞAMANLAR

Dr. Stanley Krippner ‘Şamanlar kendi kabilelerin psikoanalistleridir’ diyor.
Şamanizm ve rüyalardaki mitsel semboller denildiğinde, psikoloji profesörü ve araştırmacı Stanley Krippner akla ilk gelen akademik isimlerden biri. Psikoloji ve parapsikoloji alanında geniş kapsamlı akademik çalışmalar yapan ve uzun yıllar boyunca, dünyanın dört bir yanındaki yerli topluluklarını, özellikle de Şamanları ve şifacılık özelliklerini inceleyen Krippner ile Şamanların sırrını konuştuk. (Mine Akverdi röportajı)

- Şamanizm ile ilgilenmeye nasıl başladınız?
Küçükken çok hastalıklı bir çocuktum. ‘Bu çocuk fazla yaşamaz’ diyenler bile vardı. Doktorlardan çare bulamayan ailem de o zaman kimsenin ciddiye almadığı alternatif tedavilere gizlice başvurdu. Ve işe yaradı. Alternatif tedavilere ilgim böyle başladı. Büyüdüğüm yer Wisconsin, eskiden Kızılderililer’in yaşadığı bir bölgeydi, çevremde tanıdığım Kızılderililer de vardı. Bu yüzden onlar hakkındaki her şeyi merak ediyor, okuyordum; özellikle de iyileştirme gücü olan Şamanlara odaklandım. Sonunda 1970′lerde de gerçek bir Şamanla tanıştım. Seneca Kabilesi’nden büyükanne Twyla Nitch 98 yaşındaydı, bitkilerden ilaçlar yapma konusunda çok bilgiliydi ve üzerimde büyük bir etki yarattı. Böylece insanlığın ilk şifacıları olan Şamanlar üzerine araştırmalarıma başladım, 6 farklı kıtada, birçok farklı ülkede, farklı kültürlerden kabileleri ziyaret ettim; Şamanlarla tanışıp onları inceledim.

- Şamanların özellikleri nedir?
Şaman bu insanlara verilen antropolojik isim. Ama elbette her yerde farklı adlarla anılıyorlar. Ortak noktalarıysa bu kişilerin hepsinin toplumları etkileyen belli özelliklere sahip olmaları ve bu sebeple halk tarafından bu pozisyona seçilmiş kişiler olmaları. Zira Şamanlar insanları bilgilendiren, onlara yol gösteren, hastaları iyileştiren, rüyaları yorumlayan ve gelecek hakkında bilgi veren kişilerdir.

- İnsanüstü güçleri var mı Şamanların?
Süper güçleri yok ama yaşadıkları toplumlarda insanlar onların süper güçleri olduğuna inanır. Çünkü Şamanlar çoğu insanın sahip olmadığı yeteneklere sahiptirler. Çok akıllıdırlar, iyi gözlemcidirler, yaratıcıdırlar ve görevlerini etkili şekilde yapmak için drama, sihirbazlık ve psikolojiyi de fazlasıyla kullanırlar. Şamanlar kendi kabilelerinin psikoanalistleridir. Ve aslen kişilerin veya topluluğun güçlerini harekete geçirmek için çalışırlar. En etkili oldukları alansa şüphesiz iyileştirme gücü.

İYİLEŞTİRİCİ GÜÇ HEPİMİZİN İÇİNDE
- İnanılmaz iyileştirme olaylarına şahit oldunuz mu?
Brezilya’da çok dramatik bir olaya şahit oldum. Bir Şaman, hastayı iyileştirmek için hiç anestezi kullanmadan cerrahi müdahale gerçekleştirdi; hastanın karnını yarıp hastalıklı dokuyu oradan çıkardı! Ve insanlar bu müdahalelerde hiçbir şey hissetmediklerini iddia ediyorlardı. Pek çok Şaman bunu yapıyor; zira hipnoz gibi yöntemlerle bu mümkün. Ancak yaptığımız araştırmalar daha ilginç bir şey söylüyor: Şamanların söküp çıkardığı dokuları inceledik ve 10 örnekten dokuzunda çıkarılan dokunun sağlıklı olduğunu gördük. Buna rağmen hastalar iyileşmişti. Bu şunu gösteriyor: Şamanın fiziksel müdahalesi değil aslında özel ilgisi ve hastanın ona olan inancı iyileşmede etkili oluyor. Zaten pek çok Şaman da bunu söylüyor: ‘Ben iyileştirmedim, sadece aradaki engelleri kaldırdım ve onun kendi kendisini iyileştirmesini sağladım’ diyorlar. Yani iyileştirme gücü aslında hepimizin içinde saklı. Şamanın rolü ise, bu gücümüzü harekete geçirmemizi sağlamak. Bunun örneklerini modern tıpta da görebilirsiniz. Zira sadece doktora görünmek ve onunla konuşmakla bile iyileşme başlar!

İslami şifacılar da aslında Şaman
- Geleneksel İslami şifacılar üzerine de araştırmalar yaptınız, neler gördünüz?
‘Fas’ta ve Batı Şeria’da ve Mısır’da geleneksel İslami şifacılığı araştırdım. Aynı dine bağlasalar da bu şifacılar bölgelere göre farklılık gösteriyor. Örneğin Endonezya’daki İslami şifacılar bunu ruhlarla konuşarak yaptıklarını, Filistin ve Fas’takiler ise cinlerle çalıştıklarını söylüyor. Sonuçta yöntemleri Kuran’da geçen şeyler ise kabul görür diye düşünüyorlar. Oysa geleneksel İslami şifa yöntemleri denilen şeyin aslında İslam ile fazla ilgisi yok. Bunlar aslında eski çağlardan günümüze taşınan Şamanist ritüellere dayanan ve çoğunlukla otlara odaklı tedaviler. Bu şaşırtıcı değil çünkü Şamanizm aslında bir din değil bir tekniktir. Dinler ortaya çıktığında genellikle Şamanizm tekniklerini reddedip siliyor ama öte yandan Şamanist ritüeller dini uygulamalarla birleştirilerek aslında hala devam ettiriliyor.

Rüyalar yol gösterir
San Francisco, Saybrook Lisansüstü Eğitim Okulu’nda Psikoloji Profesörü olan Dr. Stanley Krippner, rüyalar konusunda da yetkin bir isim. Daha önce Maimondies Tıp Merkezi Rüya Araştırmaları Laboratuarı’nın başkanlığını da yapan Krippner, 25′i aşkın ülkede rüyalar ve hipnoz hakkında atölye çalışmaları ve seminerler de gerçekleştirdi. Krippner’a rüyaların ne ifade ettiğini de sorduk: ‘Rüyalar beyinden, beyindeki elektriksel ve kimyasal değişimlerden geliyor. Bu değişimler her 90 dakikada bir gerçekleşir. Beyin fonksiyonları bu sırada hareketlenir ve rüyalar görür. Rüya görmek insan için bir gerekliliktir. Çünkü psikolojik olarak sistemimizden çıkarmamız gereken şeylerden rüyalar aracılığıyla kurtuluruz. Zira insanlar rüya görürken beyinlerinde biriktirmiş oldukları ve aslında zaten bildikleri bilgileri bir araya topluyor ve onları analiz ederek bir görüntü yansıtıyorlar. Bunu bilinçli olarak yapmıyorlar çünkü bunca bilgiden sebep sonuç ilişkisi çıkarmak beyin için hayli zorlu bir iş. Ama rüyada beyin bu analizi yapıyor ve bize bu bilgilerin hangisinin faydalı olacağını, hangisini kullanmamız, neye odaklanmamız gerektiğini mesaj olarak veriyor. Kısacası insanlar rüyalarını kendilerine fayda sağlamak için kullanabilir. Zira rüyaları dikkatle inceleyerek onlardan ne mesajlar çıkarabileceğinizi ve nasıl bir yol izleyeceğinizi anlamak pekala mümkündür.’

Dr. Stanley Krippner ile Mine Akverdi röportajı
 

lDerinSu

Banlı Kullanıcı
Katılım
13 Mar 2014
Mesajlar
35
Tepkime puanı
1
İş
öğrenci
Efsane gibi. Ruh bütün değil midir ? Ruhun bir kısmı nasıl kaçabiliyor
 
Üst