Adanada olup meditasyona yardımcı olabilecek varmıaa

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

sakoya1992

Kayıtlı Üye
Katılım
19 Tem 2013
Mesajlar
74
Tepkime puanı
0
Merhaba adanada olup yardımcı olabilecek varmı
 

Ajan

Banlı Kullanıcı
Katılım
22 Ağu 2013
Mesajlar
58
Tepkime puanı
2
Adanada değilim ama sana kısa ve etkili bir meditasyon yöntemi yazabilirim (Alıntıdır)

Hepimiz, gün içerisinde iş yerlerimizde günün herhangi bir anında kendimizi bunalmış ve tıkılıp kalmış gibi hissedebiliyoruz, bu iş yoğunluğunun sonucu olan baskının son derece doğal ve insani bir sonucu. İşte böyle durumlarda, kaynağını transandantal meditasyon öğretisinden alan şu basit hareketleri uygulamanız, kendinizi biraz daha sakin ve olumlu hissetmenize yardımcı olacaktır.
Üstelik, bu tekniği kendi işyerinizde uygulamak için hiçbir engeliniz yok, zira ne bağıra çağıra ilahiler söylemeniz gerekiyor, ne de rengarenk giyinip üstüne bir de kuşak bağlamanız :)
Teknik şu şekilde işliyor:

Gün içinde rahatlamak ve meditasyon için zaman ayırın!

Mantra: Ona bağlı kalın!

Transandantal meditasyon felsefesinde mantranın önemli bir yeri var. Hatta, olayın merkezinin ‘mantra’ olduğunu söyleyebiliriz. Kelimenin kökünü araştırayım dedim, bir kaynak Sanskritçe‘den geldiğini söylüyor. Bana gayet mantıklı göründü, çünkü mantraya dayalı meditasyon yöntemleri temel olarak ilk kez Hinduizm ya da Budizm ibadetleri sırasında ortaya çıkmış ve benimsenmiş. Kitap Sanskritçe’deki esas anlamının “fikir aracı” olduğu yazıyor olsa da, bizim yöntemimiz için mantra, kısa bir cümle, bir sözcük hatta sadece kısa bir ses anlamına bile gelebiliyor.
Sözünü ettiğim meditasyon tekniği, bu mantrayı sürekli kendi kendinize tekrarlamanıza dayanıyor. Mantrayı dışınızdan ya da içinizden tekrar etmeniz mümkün. Hatta mantra olarak kullanacağınız ses, söz ya da cümleyi isterseniz kendiniz de seçebilirsiniz, ama yine de bu konuda daha bilgili birilerinin yardımına başvurmak da iyi bir tercih olabilir (birkaç örneğini bu sitede bulmanız mümkün mesela).

Zihninizi özgür bırakmak…

Bu tekniğin mantığına göre, mantrayı tekrarlamak hafifçe bir titreşim yaratma etkisine sahip ve bu etki aklınızın kendisini sakin ve rahat bir moda sokmasına yardımcı oluyor. Bu yüzden, tekniği uygularken ayrıca bir de zihninizdeki diğer sesleri susturmak için uğraşmanıza gerek kalmıyor, bu zaten meditasyon sırasında yavaş yavaş gerçekleşiyor.
Bu teknik, bu sayede günün kalan kısmı için enerjinizi korumanıza yardımcı da olan bir egzersiz aynı zamanda.

Rahat bir yer bulun

İşyerinde ya da okulda meditasyonunuzu yapabilmenize olanak sağlayacak ve on dakika boyunca sessizce oturmanızın mümkün olabileceği bir yer bulmanız önemli. Konuyu bilenlere göre, bu tür bir meditasyon, rahat bir koltukta ya da sandalyede oturarak da gayet güzel yapılabilir. Kısacası, bir kaç dakika boyunca gözleriniz kapalı olarak oturup rahatsız edilmeyeceğiniz bir mekan bulmak, bu sorunu çözecektir.
… Ve vücudunuzun zihninizi takip etmesini seyredin

Bu teknikte “Şimdi bütün vücudumu serbest bırakmalı, derin derin nefes almalı ve olaibldiğince rahatlamalıyım” gibi kendinize telkinlerde bulunmanıza da gerek yok. Zira, insanın beyni rahatladıkça, vücudunun tüm organları da onu izliyor. Bunu kanıtlayan ve meditasyon gibi yöntemlerle kan basıncının önemli ölçüde düşürülebildiğini gösterenaraştırmalar mevcut.
Gözleriniz tamamen kapalı

Gözlerinizi meditasyon süresince kapalı tutmak, o anda içinde bulunduğunuz iş ya da okul ortamından kafa olarak uzaklaşmanızı sağladığı için önerilen bir yöntem. Gözleriniz kapalı bir halde mantrayı tekrarlamaya başladıktan bir süre sonra gerçekten de rahatladığınızı hissediyorsunuz (bunu özellikle kendi tecrübelerime dayanaraksöylüyorum). Aslında bu yöntemi bir açıdan yanıbaşınızda çalmakta olan radyonun sesini iyice kısmaya benzetmek pek de yanlış olmayabilir, çünkü radyo halen açık olduğu ve siz bunu bildiğiniz halde, artık sizi rahatsız edici biçimde yüksek bir ses çıkarmıyor!
Gerçek hayata dönüş

İdeal olarak on dakika kadar uygulayabileceğiniz bu tekniğin sonunda kendinizi tamamen gevşemiş ve dinlenmiş hissetmeniz gayet mümkün (her ne kadar siz pek inanmasanız da :)
Artık yeniden e-maillerinize ya da ders kitabına gönül rahatlığıyla gömülebilirsiz. Dikkat etmeniz gereken tek nokta, bir anda çok da kendinize yüklenmemeniz. Bu işin ustaları meditasyon sonrasında bir iki dakika daha gözleri kapalı tutmanın faydalı olacağını belirtiyorlar.
Yani, arabanın vitesini ikiden dörde atarken, ayağınızı kısa bir süre pedalda bekletirsiniz ya, onun gibi bir şey demek istiyorlar sanırım :)
 

Ajan

Banlı Kullanıcı
Katılım
22 Ağu 2013
Mesajlar
58
Tepkime puanı
2
:-D sizinpsişik yetenekleriniz varmı

Astral Seyahat için denemeler yapmaktayım. Hem zihinsel hem i-doser yardımıyla. Şuanlık psişik yeteneklerimin pek üstüne gitmedim, var mıdır? bilemem... Zaten benim ilk amacım psişik olarak Astral Seyahate çıkabilmek. Eğer çıkabilirsem uğraşlarım sonucunda belki diğer psişik yeteneklerimin farkına varmak için üzerine gidebilirim...
 

sakoya1992

Kayıtlı Üye
Katılım
19 Tem 2013
Mesajlar
74
Tepkime puanı
0
Benim çakralarım kapandı yapamıyorum artık ne yapmam lazım
 

Ajan

Banlı Kullanıcı
Katılım
22 Ağu 2013
Mesajlar
58
Tepkime puanı
2
Benim çakralarım kapandı yapamıyorum artık ne yapmam lazım

Bir bak bakalım şuna:

[h=1]Çakralarınızı açmak için ne yapabilirsiniz?[/h]

Vücudumuzun hayatta kalması için kan dolaşımına ihtiyacımız olduğunu biliyoruz da can dolaşımı nedir bunu bilmiyoruz.

Gerçekten de bir can dolaşımımız var mı ve varsa ne işe yarıyor? Kozmik enerji nedir, aura neye benzer, çakralar nedir ve nasıl açılır? İnsanın kendi içine yolculuğu hızlandıkça, kendi güçlerini keşfettikçe bu soruların cevabını buluyor.

Son zamanlarda şarkılara bile konu olan çakralar, doğaldır ki birçok kez yazıldı çizildi. Artık neredeyse çocuklar bile çakraların ne olduğunu biliyor, bilmeseler de az çok fikir sahibi olmuş durumdalar. Herkes bilmesine biliyor da, bu çarka adı verilen güç merkezleri nasıl kapanır, kapanırsa açılaması nasıl mümkün olur, işte bunu herkes bilmiyor.

Bu bilgeleri almak için, Psikolog Dr. NLP ve Bioenerji Uzmanı Davut İbrahimoğlu ile görüştük. İbrahimoğlu yıllardır bioenerji üzerine çalışmalar yaptığı için bir uzman yardımı olmadan tek başına insanın kendi güçlerini nasıl kullanabileceğine dair ipuçları verdi bize.

İbrahimoğlu, çarka ve aura bilgilerinden önce bioenerjinin ne olduğunun bilinmesi gerektiğini belirtiyor. Çünkü bioenerji her canlıda var ve o, olmadığında hayat da olmaz. Bio hayat, enerji zaten enerji demek. Yani bioenerji, hayat enerjisi demek. İbrahimoğlu, konuyu daha iyi anlamak için kan ve can dolaşımı konusunda bilgi sahibi olmak gerektiğini vurguluyor ve "Bizlerin kan dolaşımı var, bunu biliyoruz bir de can dolaşımımız var. Bu can dolaşımı ise şöyle anlatılabilir. Vücudumuzda can dolaşımını sağlayan kanallar var ve kozmik enerji tepeden girdikten sonra bu kanallar vasıtasıyla vücudumuza dağılıyor. Dağılım görevini ise çakralar yapıyor. Çarka bir Sanskritçe kelime, yani güç merkezi demek. Sonuçta enerji tepeden giriyor ve güç merkezleri vasıtasıyla organlara dağılıyor, hayat devam ediyor. Herhangi bir sebepten dolayı o çarkalar kapanırsa o çakranın hizmet ettiği bölge enerji almıyor. Enerji almayan bölge de fonksiyonunu yerine getiremiyor ve hastalıklar meydana geliyor" diyor.

Çarka sistemi nedir?

İbrahimoğlu'na göre; Çakralar vücutta sürekli olarak dönen enerji merkezleri olarak kabul ediliyor. Vücudun fiziksel , duygusal ve ruhsal fonksiyonlarını yerine getirebilmek için ihtiyaç duyduğu enerjilerin dağılımı , çakralar tarafından gerçekleştiriliyor. Yedi büyük çakra bedenimiz içindeki elektromanyetik aktivitelerin toplandığı yerlerde bulunuyor. Başın hemen üzerinde bulunan komuta merkezi , alın çakrası , boğaz çakrası , kalp çakrası, güneş sinirağı çakrası , sakral çakra ve temel-kök çarka adı verilen yedi çakranın her biri maddi varlığın iç salgı bezlerinden bir tanesiyle çalışıyor.

Çakralar tamamen ya da kısmen tıkanabiliyor. Böyle olunca salgı bezleri tam kapasiteyle çalışmadıkları için vücutta çeşitli hastalıklar meydana gelebiliyor.

Çakralar neden kapanır?
Beyinsel çatışmalardan, stresten, kötü düşüncelerden, psikolojik baskılardan, affetmemeyi bilmemekten dolayı çakralar rahatlıkla kapanabiliyor. Çakraların kapanmasında, günlük stresler, ses ve hava kirliği, kötü beslenme gibi durumlar da etkili olabiliyor. İbrahimoğlu, "Bunun manası şu; Çakraların kapanmaması için mümkün olduğu kadar yaşantımızı sükunetle devam ettirmemiz gerekiyor. Sizde iç huzur yoksa, hoşgörü yoksa, kendinizle barışık değilseniz, eğer kendinizi sevmiyorsanız kesinlikle enerji akışınızda muhakkak sorun vardır. O zaman kendimizde değişiklik yapmamız gerek. Yoksa çakralar açılsa bile iki günde yine aynı hale gelir. Bunu başarmak için sakin ortamlarda bulunmak, iyimser olmak gerekiyor. Bugünlerde kimileri su orucu yapıyor ve vücudunun direncine göre 20 güne kadar, sadece su içerek yaşıyor. Su orucu tutuyorlar yani. Günde üç dört kere duş alıyorlar. Yeşillikte dolaşıyorlar.Bu sayede mevcut toksinler tamamen atılıyor. Çünkü biz zihinsel olarak değişmediğimiz sürece hiçbir şey değişmez. O zaman kendimizden başlayacağız değişime.
Bu işte ilk aşamada da meditasyonu hayatımıza yerleştirmemiz gerekiyor" diyor.

Zihnimizi dingileştirmenin en etkili yolu olan meditasyon tüm Uzakdoğu felsefelerinin teme taşı adeta. Zihni bir havuz gibi niteleyen bu öğretilere göre, havuza taş atıldığında nasıl ki dibini göremezsek, akla takılan sorular, sorunlar da zihnimizi bulandırıyor. Dolayısıyla insan kendi derinliklerini göremiyor. Kendi yeteneklerinizi de fark edemiyor. O zaman ya geçmişin esiri ya geleceğin kölesi oluyor. Bugünü ıskalıyor…

Çakralarımızı nasıl açabiliriz?
Bionereji uzmanlarına göre; Eğer çakralarımızın kapandığını öğrendiysek ve açmaya niyetliysek, o günlerde beslenmemizde biraz rahatlama yaşamamız, kırmızı et yemekten kaçınmamız ve sebzeli yemeklere ağırlık vermemiz, artı bol su içmemiz gerekiyor. Doğada olmak, mesela, çimlerde yürümek de çok etkili. En önemlisi, eğer sık sık denize giremiyorsak, leğene ılık su koyup, içine beş çorba kaşığı tuz, bir çorba kaşığı elma sirkesi ekleyip, ayaklarımızı o suyun içinde on dakika dinlendirmemiz gerçekten işe yarıyor. Aynı suyu dizlerden aşağı doğru masaj yaparak negatif enerji atılıyor.

İnsan vücudunda 7 ana çakra olduğunu belirten Davut İbrahimoğlu, çakraları açmak için insanın öncelikle alfa aşamasına geçmesi gerektiğini belirtiyor ve şunları söylüyor. "En zoru olan alfa aşamasına geçmeyi öğreneceksiniz. Alfa aşamasına ise beyin jimnastiğinden sonra geçiyorsunuz. Ve Alfa aşamasına geçmek için de en az kırk gün, sabah ve akşam olmak üzere bir öğün, beyin jimnastiği yapıyorsunuz. Yataktan kalkıp elinizi yüzünüzü yıkayıp, tekrar yatağa yatıyorsunuz. Uyku halinde yatar gibi bacaklar ve eller yanda uzanıyorsunuz. İlk on gün, 100'den 1'e kadar derin nefes alıp vererek sayıyorsunuz, ikinci on gün 50'den 1'e sayıyorsunuz aynı şekilde. Üçüncü on gün 25'den 1'e ve son on gün ise 10'dan 1'e sayıyorsunuz. Bundan sonra sizin beyniniz alfa aşaması için hazır alıyor. Bu aşamaya geçince çakralarımızı rahatlıkla açabiliriz. Ancak bunun için hangi çakramız açık, hangisi kapalı, bunu öğrenmeliyiz. Bu işlemi ise rahat bir şekilde, bir sarkaçla ya da alyansa ip bağlayarak yapabiliriz. İçimizden diyoruz ki, çarka açıksa saat istikametinde, kapalı ise ters istikamette dönsün. Bu bizi zihinsel olarak etkiliyor ve doğanın pozitif yönü saat istikametinde olduğu için, eğer çarka açıksa o istikamette dönüyor. Kapalı ise ters istikamette dönüyor. Tars istikamette döndüğü durumda o çarka kapalı anlamına geliyor ve açılması gerekiyor. Bu durumda yapılacak işlemler var. Bunun için beynimizi kullanıyoruz. Vücudumuzda bulunan güç merkezlerinden en önemlileri olan dalak-kalp ve beyin üçlüsünden en çok beyni kullanıyoruz. Sol eli alına koyup sağ elimizi ise kapanan çarka üzerine koyuyoruz. Bu sırada 5'ten 1'e kadar rakamları sesli olarak söyleyip her sayıdan sonra derin bir nefes alıyoruz. Tabii ki sadece bunu yapmak yetmiyor. Meditasyon da çakraların açık tutulması ve açılmasında çok faydalı. Formül ise basit. 4-8-16+2 formülünü buldum. Herkes uygulayabilir. Bunu yapmak için rahat bir durumda bağdaş kuruyorsunuz. Kuyruk sokumunuz yerle temasta olsun. 4 saniye nefes alıyorsunuz, aldığınız nefesi 8 saniye içinizde tutuyorsunuz, tuttuğunuz nefesi 16 saniyede dışarı veriyorsunuz 2 saniye de bu işleme ara veriyorsunuz ve bunu 10 kere yapınca, beş dakika meditasyon yapmış oluyorsunuz."

Psikolog Dr. Davut İbrahimoğlu, işlevleri farklı olsa bile bütün çakraların aynı şekilde açıldığına dikkat çekiyor. Her çarkanın bir salgı bezine tekabül ettiğini belirten İbrahimoğlu, "Çakralar; kök çakrasından(kuyruk sokumunda) başlar. Kök çakrası renk olarak kırmızıdır. Organ olarak cinsel organlara ve aşağıya doğru gider ve biz üç tür enerji, yer enerjisi, kozmik enerji ve besinlerden enerji alırız. Kök çakrası kapalı olunca yerden enerji alamayız. Ve kök çakrası kapalıysa fiziksel olarak kendimizi aşırı yorgun, sevgi kaynağımızı yoksun hissederiz, aşırı halsizlikle birlikte cinsel ihtiyaçlarımızı azalmış hissederiz. Depresif oluruz. İkinci çakramız haç çakrasıdır. Renk olarak turuncu bez olarak böbrek üstü ve yer olarak bağırsaklarımızdır. Bu kapanınca neşemiz kaybolur. Kabız oluruz. Üçüncü çarka midedir, renk olarak sarı, bez olarak pankreastır. Bunun kapanması bizim yaratıcılık gücümüzü azaltır. Kalın bağırsakta sorun, midede yanma olur. Dördüncü çarka kalp çakrasıdır, rengi yeşildir. Bezi timüs bezidir, kapanması kalp ve ciğerlerde rahatsızlıklara neden olur, kendimize hakimiyeti kaybederiz. Beşinci çarka gırtlaktır, yeri troid bezidir, renk olarak mavidir. Dünyaya açılan pencere de diyebiliriz, boğazımızı kollarımızı sarar. Bu kapalı olunca insanlara iletişim kurmakta zorluk çekilir. Boyun ve sırt ağrısı olur. Altıncı çarka alın çakrasıdır, iki kaşın arasındadır, üçüncü gözdür, renk olarak çivit mavisidir, bez olarak hipofizdir, yer olarak göz kulak ve alnın bir bölgesini ihtiva eder. Bunun kapanması durumunda ön sezileriniz zayıflar. Kulak ve baş ağrısı yapar. En son çarka ise tepe çakrası, başın biraz üzerinde bulunur, rengi mordur. Mor rengin yüksek olması, ruhsallığınızın güçlü olmasıdır. Kapanması halinde migren ağrıları olur. Ruhsal dünya kıt olur. Fiziksel dünyaya bağlılık artar.. Çakraların açılması insanın yeteneğine ve ne kadar kapandığına bağlıdır. Günlük meditasyon hayatımıza sokulursa kapanması zor olur. Bunlarla beraber sağlıklı düşünme de olmalı."
Çakralar
1.Kök çakrası: Üreme organlarıyla ilgilidir. Bu çakra belkemiğimizin sonuna bağlı olup, bacaklarımızın arasından yere doğru yönelir. Rengi kırmızıdır. Bağlantılı olduğu element "toprak"tır ve yaşama içgüdüsü, bedene ve fizik plana bağlılık eğilimi ile alakalıdır. Yaşama isteğimizi ve canlılığımızı destekler. Dengeli çalışması, bedensel sağiık, güvenlik duygusu ve yaşama sevinci olarak tezahür eder. Bu çakra cinsel beze tekabül eder.
2.Haç çakrası: Böbreküstü bezleriyle alakalıdır. Rengi turuncudur. Karın bölgesinin alt kısmında yer alır. Bağlantılı olduğu element "su"dur ve cinsellik duyumları ile alakalıdır. Dengeli çalışması, duyumsal yoğunluk, cinsel doyum ve değişimi kabul etme becerisi olarak tezahür eder.
3.Güneş sinir ağı: Pankreas bezini yönetir. Rengi sarıdır. Duygusal bedenimizle bağlantılı olup, arzularımızı, yaratıcılığımızı ve ilişkilerimizi yönlendirir. Kişisel güç, irade, özsaygı duygularımız bu çakra ile ilintilidir.
Bağlantılı olduğu element "ateş"tir. Dengeli çalışması, enerji, verimlilik, çabuk karar verebilme ve güç faktörünü baskıcı olmadan kullanabilme yetisi olarak tezahür eder.

4.Kalp çakrası: Timus bezi ile ilgilidir . Dokunma duyumuzu kontrol eder. Sevgi ve şefkat duygularımız ile ilintilidir.
Bağlantılı olduğu element "hava"dır. Sağlıklı çalıştığında, sevgi, şefkat, barış ve güçlü bir adalet anlayışı olarak tezahür eder.

5.Gırtlak çakrası: Tiroid bezini yönetir. beşinci çakramız boğazımızdadır. Rengi parlak mavidir. Sanatsal yaratıcılığımız ve kendimizi ifade etmemiz için gereken enerjiyi sağlar. Bu çakra dünyaya açılan penceredir.
6.Alın çakrası(Üçüncü göz):Hipofiz bezi ile bağlantılıdır. Rengi çivit mavisidir. Aynı zamanda "üçüncü göz çakrası" olarak da bilinen bu çakra, iki kaşın ortasında yer alır.Sezgilerimiz, durugörü, hayalgücümüz için gereken enerjiyi sağlar.
7. Tepe çakrası: İpofiz bezi ile alakalıdır . yedinci çakramız başımızın tepesinde tam ortasındadır. Rengi mordur. Taç çakra olarak da bilinen bu çakra, saf farkındalık olarak bilinen bilinç seviyesine karşı gelir.Beş duyunun algılayamadığı, zaman - mekan ötesi birlik alemiyle bağlantı noktamızdır. Bilgelimizin ve ruhsallığımızın gelişmesi ve anlayışlılığımızın artması için gereken enerjiyi sağlar.
 

sakoya1992

Kayıtlı Üye
Katılım
19 Tem 2013
Mesajlar
74
Tepkime puanı
0
Ama çakralarımı üstad kapattı sorun orda
 

sakoya1992

Kayıtlı Üye
Katılım
19 Tem 2013
Mesajlar
74
Tepkime puanı
0
Yani güçlü bir abim birşeyler yaptı o günden beri bazı psişik hareketleri yapamıyorum
 

Ajan

Banlı Kullanıcı
Katılım
22 Ağu 2013
Mesajlar
58
Tepkime puanı
2
Yani güçlü bir abim birşeyler yaptı o günden beri bazı psişik hareketleri yapamıyorum


Bence her şey zihinde biter. Güçlü abin bir şey yapmış falan boşver onları. Müslümansan Ayetel Kursi oku ve Allah'tan yardım iste. (Çakraların müslümanlıkta olup olmadığını bilmiyorum) . Bence dua ile bu çakralarını açabilirsin. Ama dua etmek istemiyorsan olumlu şeyler düşünerek de bence çakra açılabilir. Çünkü olumlu şeyler düşünmenin hem pisişik yeteneklerimize hem de fiziksel olarak bedenimize oldukça faydası vardır...
 

sakoya1992

Kayıtlı Üye
Katılım
19 Tem 2013
Mesajlar
74
Tepkime puanı
0
Anladım küçük olduğum için öğrencisi olamıyorum
 

Ajan

Banlı Kullanıcı
Katılım
22 Ağu 2013
Mesajlar
58
Tepkime puanı
2
Anladım küçük olduğum için öğrencisi olamıyorum
Bence psişik şeylerin yaşı olmaz beyin zaten beyindir. Hem küçük yaştayken beyinin öğrenme fonksiyonu yüksektir. Zaten çoğu kişi küçükken ezberlenen şeyler unutulmaz diyor ya işte o misal...
 

URUMHAMATAHAYİL

Yönetici
Katılım
5 Haz 2008
Mesajlar
7,096
Tepkime puanı
4,964
İş
Wellness Antrenör/Psikolog/ Sosyolog
Ama çakralarımı üstad kapattı sorun orda

Çakralar kapanmaz.Çakraları kapalı tek insan ölü insandır. Çakralar kapanmaz ama tıkanır. O tıkanıklığı gidermek için forumda konular bulunuyor. :)
Üstad dediğiniz kişi sizi kandırmış, ve uzman birisi değil galiba.Çünkü çakralar kapanmaz. :)
 

sakoya1992

Kayıtlı Üye
Katılım
19 Tem 2013
Mesajlar
74
Tepkime puanı
0
Kapattım demedi sadece uğraşma dedi bende uğraştım
 

Ajan

Banlı Kullanıcı
Katılım
22 Ağu 2013
Mesajlar
58
Tepkime puanı
2
Çakralar kapanmaz.Çakraları kapalı tek insan ölü insandır. Çakralar kapanmaz ama tıkanır. O tıkanıklığı gidermek için forumda konular bulunuyor. :)
Üstad dediğiniz kişi sizi kandırmış, ve uzman birisi değil galiba.Çünkü çakralar kapanmaz. :)

Aynı fikirdeyim, bir çakra anca tıkanır kapatılamaz.

Kapattım demedi sadece uğraşma dedi bende uğraştım

Dolandırıkçı biri olabilir, kişilik özelliklerini bilmediğim için kesin bir yorum yapamayacağım maalesef. Ama sen istediğini yap bence onun dediğine uyma...
 

URUMHAMATAHAYİL

Yönetici
Katılım
5 Haz 2008
Mesajlar
7,096
Tepkime puanı
4,964
İş
Wellness Antrenör/Psikolog/ Sosyolog
Kapattım demedi sadece uğraşma dedi bende uğraştım

Bakın başkalarının ne dediğini kafanıza takmayın.Psişik yetenekler herkeste bulunur.Geliştirmek için o dediğiniz kişinin öğrencisi felan da olmanıza gerek yok.Meditasyonlar yapın.Forumdaki konuları okuyun,teknikleri uygulayın kendinizi geliştirin. Ve şunu unutmayın neye inanırsanız o olur. Siz çakralarınızın tıkandığına inandığınız için gelişim gösteremediniz.Tıkanmadığına inanın.
 

sakoya1992

Kayıtlı Üye
Katılım
19 Tem 2013
Mesajlar
74
Tepkime puanı
0
Ama tıkanmışsa nasıl açabilirim link verebilir misiniz
 

Ajan

Banlı Kullanıcı
Katılım
22 Ağu 2013
Mesajlar
58
Tepkime puanı
2
Ama tıkanmışsa nasıl açabilirim link verebilir misiniz

Yorumumda belirtmiştim bak :) CTRL yapamadığım için alıntı olarak tekrar vermek zorunda kaldım :)

Bir bak bakalım şuna:

Çakralarınızı açmak için ne yapabilirsiniz?

Vücudumuzun hayatta kalması için kan dolaşımına ihtiyacımız olduğunu biliyoruz da can dolaşımı nedir bunu bilmiyoruz.

Gerçekten de bir can dolaşımımız var mı ve varsa ne işe yarıyor? Kozmik enerji nedir, aura neye benzer, çakralar nedir ve nasıl açılır? İnsanın kendi içine yolculuğu hızlandıkça, kendi güçlerini keşfettikçe bu soruların cevabını buluyor.

Son zamanlarda şarkılara bile konu olan çakralar, doğaldır ki birçok kez yazıldı çizildi. Artık neredeyse çocuklar bile çakraların ne olduğunu biliyor, bilmeseler de az çok fikir sahibi olmuş durumdalar. Herkes bilmesine biliyor da, bu çarka adı verilen güç merkezleri nasıl kapanır, kapanırsa açılaması nasıl mümkün olur, işte bunu herkes bilmiyor.

Bu bilgeleri almak için, Psikolog Dr. NLP ve Bioenerji Uzmanı Davut İbrahimoğlu ile görüştük. İbrahimoğlu yıllardır bioenerji üzerine çalışmalar yaptığı için bir uzman yardımı olmadan tek başına insanın kendi güçlerini nasıl kullanabileceğine dair ipuçları verdi bize.

İbrahimoğlu, çarka ve aura bilgilerinden önce bioenerjinin ne olduğunun bilinmesi gerektiğini belirtiyor. Çünkü bioenerji her canlıda var ve o, olmadığında hayat da olmaz. Bio hayat, enerji zaten enerji demek. Yani bioenerji, hayat enerjisi demek. İbrahimoğlu, konuyu daha iyi anlamak için kan ve can dolaşımı konusunda bilgi sahibi olmak gerektiğini vurguluyor ve "Bizlerin kan dolaşımı var, bunu biliyoruz bir de can dolaşımımız var. Bu can dolaşımı ise şöyle anlatılabilir. Vücudumuzda can dolaşımını sağlayan kanallar var ve kozmik enerji tepeden girdikten sonra bu kanallar vasıtasıyla vücudumuza dağılıyor. Dağılım görevini ise çakralar yapıyor. Çarka bir Sanskritçe kelime, yani güç merkezi demek. Sonuçta enerji tepeden giriyor ve güç merkezleri vasıtasıyla organlara dağılıyor, hayat devam ediyor. Herhangi bir sebepten dolayı o çarkalar kapanırsa o çakranın hizmet ettiği bölge enerji almıyor. Enerji almayan bölge de fonksiyonunu yerine getiremiyor ve hastalıklar meydana geliyor" diyor.

Çarka sistemi nedir?

İbrahimoğlu'na göre; Çakralar vücutta sürekli olarak dönen enerji merkezleri olarak kabul ediliyor. Vücudun fiziksel , duygusal ve ruhsal fonksiyonlarını yerine getirebilmek için ihtiyaç duyduğu enerjilerin dağılımı , çakralar tarafından gerçekleştiriliyor. Yedi büyük çakra bedenimiz içindeki elektromanyetik aktivitelerin toplandığı yerlerde bulunuyor. Başın hemen üzerinde bulunan komuta merkezi , alın çakrası , boğaz çakrası , kalp çakrası, güneş sinirağı çakrası , sakral çakra ve temel-kök çarka adı verilen yedi çakranın her biri maddi varlığın iç salgı bezlerinden bir tanesiyle çalışıyor.

Çakralar tamamen ya da kısmen tıkanabiliyor. Böyle olunca salgı bezleri tam kapasiteyle çalışmadıkları için vücutta çeşitli hastalıklar meydana gelebiliyor.

Çakralar neden kapanır?
Beyinsel çatışmalardan, stresten, kötü düşüncelerden, psikolojik baskılardan, affetmemeyi bilmemekten dolayı çakralar rahatlıkla kapanabiliyor. Çakraların kapanmasında, günlük stresler, ses ve hava kirliği, kötü beslenme gibi durumlar da etkili olabiliyor. İbrahimoğlu, "Bunun manası şu; Çakraların kapanmaması için mümkün olduğu kadar yaşantımızı sükunetle devam ettirmemiz gerekiyor. Sizde iç huzur yoksa, hoşgörü yoksa, kendinizle barışık değilseniz, eğer kendinizi sevmiyorsanız kesinlikle enerji akışınızda muhakkak sorun vardır. O zaman kendimizde değişiklik yapmamız gerek. Yoksa çakralar açılsa bile iki günde yine aynı hale gelir. Bunu başarmak için sakin ortamlarda bulunmak, iyimser olmak gerekiyor. Bugünlerde kimileri su orucu yapıyor ve vücudunun direncine göre 20 güne kadar, sadece su içerek yaşıyor. Su orucu tutuyorlar yani. Günde üç dört kere duş alıyorlar. Yeşillikte dolaşıyorlar.Bu sayede mevcut toksinler tamamen atılıyor. Çünkü biz zihinsel olarak değişmediğimiz sürece hiçbir şey değişmez. O zaman kendimizden başlayacağız değişime.
Bu işte ilk aşamada da meditasyonu hayatımıza yerleştirmemiz gerekiyor" diyor.

Zihnimizi dingileştirmenin en etkili yolu olan meditasyon tüm Uzakdoğu felsefelerinin teme taşı adeta. Zihni bir havuz gibi niteleyen bu öğretilere göre, havuza taş atıldığında nasıl ki dibini göremezsek, akla takılan sorular, sorunlar da zihnimizi bulandırıyor. Dolayısıyla insan kendi derinliklerini göremiyor. Kendi yeteneklerinizi de fark edemiyor. O zaman ya geçmişin esiri ya geleceğin kölesi oluyor. Bugünü ıskalıyor…

Çakralarımızı nasıl açabiliriz?
Bionereji uzmanlarına göre; Eğer çakralarımızın kapandığını öğrendiysek ve açmaya niyetliysek, o günlerde beslenmemizde biraz rahatlama yaşamamız, kırmızı et yemekten kaçınmamız ve sebzeli yemeklere ağırlık vermemiz, artı bol su içmemiz gerekiyor. Doğada olmak, mesela, çimlerde yürümek de çok etkili. En önemlisi, eğer sık sık denize giremiyorsak, leğene ılık su koyup, içine beş çorba kaşığı tuz, bir çorba kaşığı elma sirkesi ekleyip, ayaklarımızı o suyun içinde on dakika dinlendirmemiz gerçekten işe yarıyor. Aynı suyu dizlerden aşağı doğru masaj yaparak negatif enerji atılıyor.

İnsan vücudunda 7 ana çakra olduğunu belirten Davut İbrahimoğlu, çakraları açmak için insanın öncelikle alfa aşamasına geçmesi gerektiğini belirtiyor ve şunları söylüyor. "En zoru olan alfa aşamasına geçmeyi öğreneceksiniz. Alfa aşamasına ise beyin jimnastiğinden sonra geçiyorsunuz. Ve Alfa aşamasına geçmek için de en az kırk gün, sabah ve akşam olmak üzere bir öğün, beyin jimnastiği yapıyorsunuz. Yataktan kalkıp elinizi yüzünüzü yıkayıp, tekrar yatağa yatıyorsunuz. Uyku halinde yatar gibi bacaklar ve eller yanda uzanıyorsunuz. İlk on gün, 100'den 1'e kadar derin nefes alıp vererek sayıyorsunuz, ikinci on gün 50'den 1'e sayıyorsunuz aynı şekilde. Üçüncü on gün 25'den 1'e ve son on gün ise 10'dan 1'e sayıyorsunuz. Bundan sonra sizin beyniniz alfa aşaması için hazır alıyor. Bu aşamaya geçince çakralarımızı rahatlıkla açabiliriz. Ancak bunun için hangi çakramız açık, hangisi kapalı, bunu öğrenmeliyiz. Bu işlemi ise rahat bir şekilde, bir sarkaçla ya da alyansa ip bağlayarak yapabiliriz. İçimizden diyoruz ki, çarka açıksa saat istikametinde, kapalı ise ters istikamette dönsün. Bu bizi zihinsel olarak etkiliyor ve doğanın pozitif yönü saat istikametinde olduğu için, eğer çarka açıksa o istikamette dönüyor. Kapalı ise ters istikamette dönüyor. Tars istikamette döndüğü durumda o çarka kapalı anlamına geliyor ve açılması gerekiyor. Bu durumda yapılacak işlemler var. Bunun için beynimizi kullanıyoruz. Vücudumuzda bulunan güç merkezlerinden en önemlileri olan dalak-kalp ve beyin üçlüsünden en çok beyni kullanıyoruz. Sol eli alına koyup sağ elimizi ise kapanan çarka üzerine koyuyoruz. Bu sırada 5'ten 1'e kadar rakamları sesli olarak söyleyip her sayıdan sonra derin bir nefes alıyoruz. Tabii ki sadece bunu yapmak yetmiyor. Meditasyon da çakraların açık tutulması ve açılmasında çok faydalı. Formül ise basit. 4-8-16+2 formülünü buldum. Herkes uygulayabilir. Bunu yapmak için rahat bir durumda bağdaş kuruyorsunuz. Kuyruk sokumunuz yerle temasta olsun. 4 saniye nefes alıyorsunuz, aldığınız nefesi 8 saniye içinizde tutuyorsunuz, tuttuğunuz nefesi 16 saniyede dışarı veriyorsunuz 2 saniye de bu işleme ara veriyorsunuz ve bunu 10 kere yapınca, beş dakika meditasyon yapmış oluyorsunuz."

Psikolog Dr. Davut İbrahimoğlu, işlevleri farklı olsa bile bütün çakraların aynı şekilde açıldığına dikkat çekiyor. Her çarkanın bir salgı bezine tekabül ettiğini belirten İbrahimoğlu, "Çakralar; kök çakrasından(kuyruk sokumunda) başlar. Kök çakrası renk olarak kırmızıdır. Organ olarak cinsel organlara ve aşağıya doğru gider ve biz üç tür enerji, yer enerjisi, kozmik enerji ve besinlerden enerji alırız. Kök çakrası kapalı olunca yerden enerji alamayız. Ve kök çakrası kapalıysa fiziksel olarak kendimizi aşırı yorgun, sevgi kaynağımızı yoksun hissederiz, aşırı halsizlikle birlikte cinsel ihtiyaçlarımızı azalmış hissederiz. Depresif oluruz. İkinci çakramız haç çakrasıdır. Renk olarak turuncu bez olarak böbrek üstü ve yer olarak bağırsaklarımızdır. Bu kapanınca neşemiz kaybolur. Kabız oluruz. Üçüncü çarka midedir, renk olarak sarı, bez olarak pankreastır. Bunun kapanması bizim yaratıcılık gücümüzü azaltır. Kalın bağırsakta sorun, midede yanma olur. Dördüncü çarka kalp çakrasıdır, rengi yeşildir. Bezi timüs bezidir, kapanması kalp ve ciğerlerde rahatsızlıklara neden olur, kendimize hakimiyeti kaybederiz. Beşinci çarka gırtlaktır, yeri troid bezidir, renk olarak mavidir. Dünyaya açılan pencere de diyebiliriz, boğazımızı kollarımızı sarar. Bu kapalı olunca insanlara iletişim kurmakta zorluk çekilir. Boyun ve sırt ağrısı olur. Altıncı çarka alın çakrasıdır, iki kaşın arasındadır, üçüncü gözdür, renk olarak çivit mavisidir, bez olarak hipofizdir, yer olarak göz kulak ve alnın bir bölgesini ihtiva eder. Bunun kapanması durumunda ön sezileriniz zayıflar. Kulak ve baş ağrısı yapar. En son çarka ise tepe çakrası, başın biraz üzerinde bulunur, rengi mordur. Mor rengin yüksek olması, ruhsallığınızın güçlü olmasıdır. Kapanması halinde migren ağrıları olur. Ruhsal dünya kıt olur. Fiziksel dünyaya bağlılık artar.. Çakraların açılması insanın yeteneğine ve ne kadar kapandığına bağlıdır. Günlük meditasyon hayatımıza sokulursa kapanması zor olur. Bunlarla beraber sağlıklı düşünme de olmalı."
Çakralar
1.Kök çakrası: Üreme organlarıyla ilgilidir. Bu çakra belkemiğimizin sonuna bağlı olup, bacaklarımızın arasından yere doğru yönelir. Rengi kırmızıdır. Bağlantılı olduğu element "toprak"tır ve yaşama içgüdüsü, bedene ve fizik plana bağlılık eğilimi ile alakalıdır. Yaşama isteğimizi ve canlılığımızı destekler. Dengeli çalışması, bedensel sağiık, güvenlik duygusu ve yaşama sevinci olarak tezahür eder. Bu çakra cinsel beze tekabül eder.
2.Haç çakrası: Böbreküstü bezleriyle alakalıdır. Rengi turuncudur. Karın bölgesinin alt kısmında yer alır. Bağlantılı olduğu element "su"dur ve cinsellik duyumları ile alakalıdır. Dengeli çalışması, duyumsal yoğunluk, cinsel doyum ve değişimi kabul etme becerisi olarak tezahür eder.
3.Güneş sinir ağı: Pankreas bezini yönetir. Rengi sarıdır. Duygusal bedenimizle bağlantılı olup, arzularımızı, yaratıcılığımızı ve ilişkilerimizi yönlendirir. Kişisel güç, irade, özsaygı duygularımız bu çakra ile ilintilidir.
Bağlantılı olduğu element "ateş"tir. Dengeli çalışması, enerji, verimlilik, çabuk karar verebilme ve güç faktörünü baskıcı olmadan kullanabilme yetisi olarak tezahür eder.

4.Kalp çakrası: Timus bezi ile ilgilidir . Dokunma duyumuzu kontrol eder. Sevgi ve şefkat duygularımız ile ilintilidir.
Bağlantılı olduğu element "hava"dır. Sağlıklı çalıştığında, sevgi, şefkat, barış ve güçlü bir adalet anlayışı olarak tezahür eder.

5.Gırtlak çakrası: Tiroid bezini yönetir. beşinci çakramız boğazımızdadır. Rengi parlak mavidir. Sanatsal yaratıcılığımız ve kendimizi ifade etmemiz için gereken enerjiyi sağlar. Bu çakra dünyaya açılan penceredir.
6.Alın çakrası(Üçüncü göz):Hipofiz bezi ile bağlantılıdır. Rengi çivit mavisidir. Aynı zamanda "üçüncü göz çakrası" olarak da bilinen bu çakra, iki kaşın ortasında yer alır.Sezgilerimiz, durugörü, hayalgücümüz için gereken enerjiyi sağlar.
7. Tepe çakrası: İpofiz bezi ile alakalıdır . yedinci çakramız başımızın tepesinde tam ortasındadır. Rengi mordur. Taç çakra olarak da bilinen bu çakra, saf farkındalık olarak bilinen bilinç seviyesine karşı gelir.Beş duyunun algılayamadığı, zaman - mekan ötesi birlik alemiyle bağlantı noktamızdır. Bilgelimizin ve ruhsallığımızın gelişmesi ve anlayışlılığımızın artması için gereken enerjiyi sağlar.
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Üst