aynada astral boyuta geçme duası

undead

Kayıtlı Üye
Katılım
5 Tem 2013
Mesajlar
89
Tepkime puanı
1
arkadaşlar herkese selamun aleyküm....arkadşım aynaya bakarak daha doğrusu geceleyin uzun süre bakarak gözlerini kırpmadan 2 3 dakika durunca gözlerini farklı şekilde ve yüzünü canavara dönüştüğünü söylüyor.sizce bu bir göz oyunumudur...yoksa gerçekten böyle bir şey varmı...ayna daveti değilde...sadece aynayı vasıta kullanarak o boyutu bir nebze olsun görebilme imkanımız varmıdır..ve bunun bir duası...ben bazen ayetel kürsi okuyorum 7 kez..aynaya bakara....gözlerim ağırlaşıyor...ortalama 20 saniye sonra..yüzüm bir vampir gibi oluyor..ama işin inandırmak istenilemeyen bi yönü var ..oda gördüğüm vakit gözümü sağa sola çevirdiğimde geçmesi eski haline dönmesi...sizce bu nedir...sağlıcakla kalın
 

sparrow134

Banlı Kullanıcı
Katılım
22 Haz 2013
Mesajlar
34
Tepkime puanı
0
geceleri aynaya çok uzun süre bakma başka boyutlara bir tür geçiş kapısıdır
 

akumaa

Kayıtlı Üye
Katılım
3 Şub 2013
Mesajlar
50
Tepkime puanı
0
Konum
istanbul
İş
model
uzun sure bakarsan gözlerin kararır farklı sekilde görursun kendini baska boyutlar tabi var ama öyle aynaya bakınca hemen acılmıyor o boyutlar herseyin bir düzeni vardır
 

DHspast

Kayıtlı Üye
Katılım
20 Şub 2013
Mesajlar
52
Tepkime puanı
4
Konum
Turkey , İstanbulll
İş
Garip olan her ÅŸey.
Ayna nasıl bizi yansıttığı gibi diğer boyutlarıda yansıtır. Bu yüzden geçiş değilde görme olabilir. Yani sadece izlersin dolanamazsın. Forumda bununla ilgili bir konu vardı aynaların sırrı die ordan aradığın cevabı bulabilirsin :)
 
Ü

Üye silindi 58480

Anlatamadığım şeyi aynalar anlatıyor.


Herkesin içinde yüzleşmek ve yüzeye çıkarmak istemediği bir musallatı vardır. Kişi bunla yüzleşmekten de için için korkar.


Geceleri onların uykudan uyanma saatlerdir.
Ayette "karanlık çöktüğü zaman karanlığın şerlilerinden sana sığınırım" der.


Demek ki sır ışıktadır. Işığın farklı spektrumlardaki yansımalarında yaşanan psikolojik eșiklerde saklıdır alemlerin kesişme noktaları.

5 duyu bize herseyi anlayalım diye verilmedi. 5 duyu anca bütünden kesitler alalım diye verildi. Böylece öte alemlerin ip uçlarının fiziksel dünyadaki yansıma ve uzantılarını görebiliriz.

Gece gece aynaya bakılmaz. Çünkü geceleri şeytanınız sizinke beraberdir ve algılama sisteminizi sizin yerinize kullanabilir. Yani bir şeyleri şeytanınızın size algilattığı gibi direkt olarak ta algilayabilirsinir.


Bu bazen zihninizdeki bir canavar figürü de olur.. Çünkü beyninizi kullandıkları için beyinde hazır veriler zaten var. Onlar o anki alem kesismesi dolayısı ile algılarını yonetirler sadece. Bazen de direk oldukları gibi aynadan sekme yaparlar.

Peki, bu gibi fitri korkular neden genellikle geceleri artar?

Hiç sorguladınız mi neden gece? Karanlık neden içgüdüsel olarak korkutucudur.? Çünkü ruhanilerin bir kısmının ekosistemi oraya monte edilmiştir.

Gece uyumayan insan olduğu gibi, gündüz uymayan cin de olur. Ama geceleri savunmasız kalanın psikolojisi genellikle hep ters döner. Sakınmak lazım. Boșuna değil hicbirsey.
 

Aisling

Kayıtlı Üye
Katılım
31 Tem 2016
Mesajlar
978
Tepkime puanı
1,487
Konum
HARİKALAR DİYARINDA
Anlatamadığım şeyi aynalar anlatıyor.


Herkesin içinde yüzleşmek ve yüzeye çıkarmak istemediği bir musallatı vardır. Kişi bunla yüzleşmekten de için için korkar.


Geceleri onların uykudan uyanma saatlerdir.
Ayette "karanlık çöktüğü zaman karanlığın şerlilerinden sana sığınırım" der.


Demek ki sır ışıktadır. Işığın farklı spektrumlardaki yansımalarında yaşanan psikolojik eșiklerde saklıdır alemlerin kesişme noktaları.

5 duyu bize herseyi anlayalım diye verilmedi. 5 duyu anca bütünden kesitler alalım diye verildi. Böylece öte alemlerin ip uçlarının fiziksel dünyadaki yansıma ve uzantılarını görebiliriz.

Gece gece aynaya bakılmaz. Çünkü geceleri şeytanınız sizinke beraberdir ve algılama sisteminizi sizin yerinize kullanabilir. Yani bir şeyleri şeytanınızın size algilattığı gibi direkt olarak ta algilayabilirsinir.


Bu bazen zihninizdeki bir canavar figürü de olur.. Çünkü beyninizi kullandıkları için beyinde hazır veriler zaten var. Onlar o anki alem kesismesi dolayısı ile algılarını yonetirler sadece. Bazen de direk oldukları gibi aynadan sekme yaparlar.

Peki, bu gibi fitri korkular neden genellikle geceleri artar?

Hiç sorguladınız mi neden gece? Karanlık neden içgüdüsel olarak korkutucudur.? Çünkü ruhanilerin bir kısmının ekosistemi oraya monte edilmiştir.

Gece uyumayan insan olduğu gibi, gündüz uymayan cin de olur. Ama geceleri savunmasız kalanın psikolojisi genellikle hep ters döner. Sakınmak lazım. Boșuna değil hicbirsey.


anlattıklarından feyz alınıyor ama hep korku kuşağı gibisin mübarek, okumaya korkuyorum ama okuyorum :LOL: ne derlerdi deniz tuzu gibisin ne içilirsin ne vazgeçilirsin, okumayayım şimdi tırsarım diyorum ama merakta ediyorum, şimdi sen geceleri hiç bakmıyor musun aynaya dennise
 
Ü

Üye silindi 58480

anlattıklarından feyz alınıyor ama hep korku kuşağı gibisin mübarek, okumaya korkuyorum ama okuyorum :LOL: ne derlerdi deniz tuzu gibisin ne içilirsin ne vazgeçilirsin, okumayayım şimdi tırsarım diyorum ama merakta ediyorum, şimdi sen geceleri hiç bakmıyor musun aynaya dennise

Yok cnm o kadar da değil. Ben aynaya bakmadan duramam uzun süre ?.

***

Ama,
Evde misafir olur, kutlama şenlik vs olur aynaya tabi ki bakarsın.

Ya da bir gece davetine gideceksindir aynaya bakarsın hazırlanırken. O kadar da değil yani.

Çünkü bu hallerde onları bloklayıcı etki yapan kollektif enerji desteği olur arkanda ve niyet ettiğin enerjinin akışına girmissindir ve seni bekleyen parazit varlıkların telepatik bağ ile sana seslenmelerini hissedemezsin istesen de.


O halde,
Herşey beyinde başlıyor beyinde bitiyor. Beyni yönetebilme sanatına iman diyoruz ya zaten.
Tek sorun, ola ki bir an için yalnız kalırsın, gece yarısıdır, bir anda tüm güzel enerjilerden birkaç adım geri düşmüş hale gelirsin, işte hemen ne yapıp ne yapmaman gerektiğini bilerek o tehlikeli Araf psikolojisinden az hasarla çıkman gerek işte.

Ayet net : karanlık șerlilerin çıkma vaktidir
Yalnız ve ıssız kalmamaya dikkat etmekte fayda var. En olmadı kötü şeyler düşünmeye başlamamak gerek. Çünkü ilk akla gelen kötü şeyi onlar getirir ve senin nasıl bir tepki vereceğine bakarlar.

Bu varlıklar fırsat kollayan varlıklar çünkü.
 
Moderatör tarafında düzenlendi:

business woman

Kayıtlı Üye
Katılım
10 Kas 2018
Mesajlar
453
Tepkime puanı
637
Anlatamadığım şeyi aynalar anlatıyor.


Herkesin içinde yüzleşmek ve yüzeye çıkarmak istemediği bir musallatı vardır. Kişi bunla yüzleşmekten de için için korkar.


Geceleri onların uykudan uyanma saatlerdir.
Ayette "karanlık çöktüğü zaman karanlığın şerlilerinden sana sığınırım" der.


Demek ki sır ışıktadır. Işığın farklı spektrumlardaki yansımalarında yaşanan psikolojik eșiklerde saklıdır alemlerin kesişme noktaları.

5 duyu bize herseyi anlayalım diye verilmedi. 5 duyu anca bütünden kesitler alalım diye verildi. Böylece öte alemlerin ip uçlarının fiziksel dünyadaki yansıma ve uzantılarını görebiliriz.

Gece gece aynaya bakılmaz. Çünkü geceleri şeytanınız sizinke beraberdir ve algılama sisteminizi sizin yerinize kullanabilir. Yani bir şeyleri şeytanınızın size algilattığı gibi direkt olarak ta algilayabilirsinir.


Bu bazen zihninizdeki bir canavar figürü de olur.. Çünkü beyninizi kullandıkları için beyinde hazır veriler zaten var. Onlar o anki alem kesismesi dolayısı ile algılarını yonetirler sadece. Bazen de direk oldukları gibi aynadan sekme yaparlar.

Peki, bu gibi fitri korkular neden genellikle geceleri artar?

Hiç sorguladınız mi neden gece? Karanlık neden içgüdüsel olarak korkutucudur.? Çünkü ruhanilerin bir kısmının ekosistemi oraya monte edilmiştir.

Gece uyumayan insan olduğu gibi, gündüz uymayan cin de olur. Ama geceleri savunmasız kalanın psikolojisi genellikle hep ters döner. Sakınmak lazım. Boșuna değil hicbirsey.
Gün ışığı dediğin bi alev topunun gezegenimizle belli bi zaman aralığında yüzyüze bakması değil mi ama. Evrenin aslı karanlık. Gece normal aslında mantıklı düşündüğünde. Tamam bi düzen var ama bana da ışık ürkütücü geliyo.
 
Ü

Üye silindi 58480

Gün ışığı dediğin bi alev topunun gezegenimizle belli bi zaman aralığında yüzyüze bakması değil mi ama. Evrenin aslı karanlık. Gece normal aslında mantıklı düşündüğünde. Tamam bi düzen var ama bana da ışık ürkütücü geliyo.

Evrenin aslı ne karanlık ne de aydınlıktır.

Bazı insanlar karanlığı severler ben de severim mesela.

Karanlığın da kademeleri var. Kendi korunmuş alanını yaratabilirsen bir mum ışığı ya da bir tuz lambasının ışığı bile sana gece sefası olur. Ruhun dinlenir. Tarifi mümkün olmaz bir ambians oluşabilir.


Öte yandan da öğlen vakti güneş en tepedeyken ışığın artık en azaplı saatidir o.




Allahın rahmetinin içinde gadabı olduğu gibi, gadabının içinde de rahmeti gizlidir.


Ying ve yangın sembolünü kadim bir metafordur. ☯
Karanlıkta da selamet, ışıkta da azap var. Eser miktarda.

Ama olaya bütüncül bakmamız isteniyor. Akşam vaktinden Sonra cinler aleminin sükunet ve serbest dolaşım saatleri başlar.
Bunaltıcı Paranormal deneyimler yaşamaya başlamadan evvel tedbiren sakinmayı ogrenmek lazım yani. Uyarı peşin verilmiş ve denemesi bedava yani.
 
Moderatör tarafında düzenlendi:

Rhea

Kayıtlı Üye
Katılım
25 Nis 2017
Mesajlar
4,580
Tepkime puanı
7,414
İş
Witch
Aynalardan iletişime geçilebiliyor farklı boyut varlıkları ile, ayna olmayan odada huzurlu uyuduğumu fark ettim. Yalnız yaşıyorsak ne yapmamız lazım @dennise herkesin yakınları yokki..
 
Ü

Üye silindi 58480

Aynalardan iletişime geçilebiliyor farklı boyut varlıkları ile, ayna olmayan odada huzurlu uyuduğumu fark ettim. Yalnız yaşıyorsak ne yapmamız lazım @dennise herkesin yakınları yokki..

Yalnız da yaşayabilir insan cnm. Şurda 100 yıl önceye kadar elektrik bile yoktu. Yüksek binalar ile insanlarla da çevrili değildik.

Şehir hayatı cinleri o kadar çekmiyor esasında. Çok fazla elektronik eşya ve gerilim hatları var. Gece lambaları var yollarda, gece kulüpleri var. Onlar ise derelerde, ormanlarda ıssız ama natural yerlerde geziyorlar. Onlar bile organik bazlı yani. Dıșkı ile beslenenler bile organik olana crkiliyorlar. Zaten bu yüzden en çok Vakalara da Anadoluda rastlanıyor. Köy yerlerinde.


Biz şehirde ne kadar da paranormal olay yașasak bir insan içine çıkmada fabrika ayarlarimiza dönebiliyoruz. Kollektif enerji tamir eder çünkü. Ama köylerde özellikle millet birbirine küs haldeyse sıkıntılar da tırmanıyor artık.



Şehirde yalnız yaşıyorsak :


1-
Tuvaletler şehir yaşamı ile evlere girdi eskiden evin arkasındaydı yani uzun süre tuvalette kalınmamalı. Bazı tuvaletler hakikaten dekoratif oluyor. İnsan elinde telefonla uzun süre geçiriyor içeride işte bu çok yanlış. Çünkü oradan kanalizasyon geçiyor ve cinlerin tatlandığı bir koku biçimidir dıșkı ve tezek. Ama biz napiyoruz, elimizde telefonla klozete oturup onlara bitarafimizi göstermiş oluyoruz. E zaten bunu bekliyorlar. Zaten bedene 4 girme yerleri var biri de oramiz ?

Gece tuvalete girmeye de korkmaya gerek yok. Bedendeki tüm doğal ihtiyaçlar için manevi müsaade vardır. Yani işinizi bitirip çıkacak kadar kalınmalı tuvalette. O süre zarfında bedenin kutsallığı namına zaten otomatik korunursunuz. Hicbisey dokunamaz.


2-
Mutfakta bulaşık bırakılmamalı. Yemek atıkları cinlerin yemekten sonra yediği tatlı gibidir. Mutlaka gelirler ve lavabodali bulaşıkların üstünden kokuları emerler. Oraya sinerler.
Bulaşıklar mümkünse yemek yapılırken eszamanli olarak yıkanmalı. Çünkü yemek yaparken de izlerler.

3-
Çöp kovanız ağızlı ya da kapaklı olmalı. Pratik olsun diye tezgaha Torba astıysanız işiniz bitince ağzını bağlayıp onu da çöpe atmalısınız. Çöpü her evden cikmada atmaya gayret etmelisiniz. Çöpün dolmasını beklemek davettir. Özellikle kemik artıkları soğan kabukları varsa. Çöpler evden her çıkmada alışkanlık haline getirilip atılmalıdır.

4-
Dușta uzun kalınmamalı. İhtiyaç görüp, bakım yapılıp cikilmalıdır. Temel ihtiyaçları görecek kadar koruma altındayız herzaman. Bunu keyfi olarak devam ettirdik mi frekansımızın değiştiğini, gevșediğimizi hemen anlarlar. Daha doğrusu siz onları hissetmekle hissetmemek arası gidip gelmeye başlarsınız.

Halbuki onlar bizden biz onlardan korkarız. Ama biz onların korkmayacagi hale gelirsek artık bizden aldıkları güvenle bizle uğraşmaya başlarlar.

Cinleri çoğu zaman beynimizin medyum kanalı ile değil, yaptığımız veya yapmadığımız davranışlarla kendimize çekiyoruz aslında.
 
Moderatör tarafında düzenlendi:

Aisling

Kayıtlı Üye
Katılım
31 Tem 2016
Mesajlar
978
Tepkime puanı
1,487
Konum
HARİKALAR DİYARINDA
Yalnız da yaşayabilir insan cnm. Şurda 100 yıl önceye kadar elektrik bile yoktu. Yüksek binalar ile insanlarla da çevrili değildik.

Şehir hayatı cinleri o kadar çekmiyor esasında. Çok fazla elektronik eşya ve gerilim hatları var. Gece lambaları var yollarda, gece kulüpleri var. Onlar ise derelerde, ormanlarda ıssız ama natural yerlerde geziyorlar. Onlar bile organik bazlı yani. Dıșkı ile beslenenler bile organik olana crkiliyorlar. Zaten bu yüzden en çok Vakalara da Anadoluda rastlanıyor. Köy yerlerinde.


Biz şehirde ne kadar da paranormal olay yașasak bir insan içine çıkmada fabrika ayarlarimiza dönebiliyoruz. Kollektif enerji tamir eder çünkü. Ama köylerde özellikle millet birbirine küs haldeyse sıkıntılar da tırmanıyor artık.



Şehirde yalnız yaşıyorsak :


1-
Tuvaletler şehir yaşamı ile evlere girdi eskiden evin arkasındaydı yani uzun süre tuvalette kalınmamalı. Bazı tuvaletler hakikaten dekoratif oluyor. İnsan elinde telefonla uzun süre geçiriyor içeride işte bu çok yanlış. Çünkü oradan kanalizasyon geçiyor ve cinlerin tatlandığı bir koku biçimidir dıșkı ve tezek. Ama biz napiyoruz, elimizde telefonla klozete oturup onlara bitarafimizi göstermiş oluyoruz. E zaten bunu bekliyorlar. Zaten bedene 4 girme yerleri var biri de oramiz ?

Gece tuvalete girmeye de korkmaya gerek yok. Bedendeki tüm doğal ihtiyaçlar için manevi müsaade vardır. Yani işinizi bitirip çıkacak kadar kalınmalı tuvalette. O süre zarfında bedenin kutsallığı namına zaten otomatik korunursunuz. Hicbisey dokunamaz.


2-
Mutfakta bulaşık bırakılmamalı. Yemek atıkları cinlerin yemekten sonra yediği tatlı gibidir. Mutlaka gelirler ve lavabodali bulaşıkların üstünden kokuları emerler. Oraya sinerler.
Bulaşıklar mümkünse yemek yapılırken eszamanli olarak yıkanmalı. Çünkü yemek yaparken de izlerler.

3-
Çöp kovanız ağızlı ya da kapaklı olmalı. Pratik olsun diye tezgaha Torba astıysanız işiniz bitince ağzını bağlayıp onu da çöpe atmalısınız. Çöpü her evden cikmada atmaya gayret etmelisiniz. Çöpün dolmasını beklemek davettir. Özellikle kemik artıkları soğan kabukları varsa. Çöpler evden her çıkmada alışkanlık haline getirilip atılmalıdır.

4-
Dușta uzun kalınmamalı. İhtiyaç görüp, bakım yapılıp cikilmalıdır. Temel ihtiyaçları görecek kadar koruma altındayız herzaman. Bunu keyfi olarak devam ettirdik mi frekansımızın değiştiğini, gevșediğimizi hemen anlarlar. Daha doğrusu siz onları hissetmekle hissetmemek arası gidip gelmeye başlarsınız.

Halbuki onlar bizden biz onlardan korkarız. Ama biz onların korkmayacagi hale gelirsek artık bizden aldıkları güvenle bizle uğraşmaya başlarlar.

Cinleri çoğu zaman beynimizin medyum kanalı ile değil, yaptığımız veya yapmadığımız davranışlarla kendimize çekiyoruz aslında.



Böyle hep tetikte mi yaşayacağız biz ya :alien:
 
Ü

Üye silindi 58480

Böyle hep tetikte mi yaşayacağız biz ya :alien:

Geniş bir algı tabanında yaşamayı öğreniyoruz aslında.

Tetikte olmak bile imanlı bir beynin sadece kenar lobu ile arkaplanda idare ettiği otopilot bir süreçtir aslında. Gerçek Müslüman dehadır. Kozmik bilinci ile hikmetli hareket eder. Her canlının yaşam alanına karşı sorumluluk bilinci taşır.

Yani bu mahluklar var bunlarla iç içeyiz zaten.
Ne kadar yakından bilirsek psikolojik üstünlük o kadar bize geçer. Çünkü cin suresi ile Allah onların kendi kıymetlerinin koptuğunu, gözden düșürüldüklerini ve güçlerinin alındığını söylüyor.

Güç gizden gelir. Allah paranormal aktivitelerin giz perdesini öyle bir yırtıp atıyor ki ancak inanç gücü olmayan kişiler neyi neye yoracağını bilmediği için cinlerden korkuya kapiliyorlar.

Korkacak bişey olmadığı bile Kuran ile ortaya çıkıyor. İman bilinci ile ispatlanabiliyor. Deneme yanılma payı resmen bize bırakılarak tercih yapmamız öğütleniyor. Ama okuyan nerde? ?
 
Moderatör tarafında düzenlendi:
Üst