Tümör 3 Dakikada Yok Oluyor!!!!

embriyo

Elit Üye
Katılım
19 May 2010
Mesajlar
2,217
Tepkime puanı
884
Konum
Ankara
İş
Ressam
Çok etkileyici ve inanılmaz bir başarı. Bu videoyu daha önce de izlemiştim ancak Gregg Braden'in sunumuyla daha da etkili olmuş.

‎"1.) DNA'mızın fiziksel dünyayı direkt değiştirebilecek etkiye sahip.
2.) Duygularımız ise, fiziksel dünyayı direkt değiştirebilen DNA'mızı değiştirebiliyor.
3.) Çünkü her şeyi birbirine bağlayan bir alan var.
4.) Yaklaşık 100 yıldır bilimimiz doğru olmayan bir inanışın üstüne inşa ediliyor."

İyi seyirler:)

[video=youtube;hBY2o-4qm-Q]https://www.youtube.com/watch?v=hBY2o-4qm-Q[/video]
 

aşk1

Banlı Kullanıcı
Katılım
31 May 2010
Mesajlar
852
Tepkime puanı
20
kalben inanmanın gücü. umut.
 

Kizir

Banlı Kullanıcı
Katılım
29 Mar 2012
Mesajlar
124
Tepkime puanı
3
İş
Öğrenci
Benimde şöyle bir sorum olacak beyinde tümör oluşturmak mümkün mü? Evetse nasıl?
 

embriyo

Elit Üye
Katılım
19 May 2010
Mesajlar
2,217
Tepkime puanı
884
Konum
Ankara
İş
Ressam
Bu dediğiniz şifada asla yapılmayacak bir şey. Şifacılar saf sevgi ve pozitiflikten yanadır. Böyle bir şey mümkün olsa bile etkisi yapan kişiye bumerang gibi geri döner. İleri seviye pranik enerji şifası öğretilirken renkler kullanılır, bazı renklerin hassas organlara kullanılmaması gerekir ki bu renkler hamilelerde düşük veya beyin kanaması yapabilir. Ayrıca ellerimizle yaptığımız ve kesine yakın sonuç veren tarama metodunu kumar ve benzeri şeylerde uygulamamamız için hem tembih etmişlerdi hem de anlaşma imzalatmışlardı. Bu yüzdendir ki, şifa tekniklerinde ileri seviyeler bir anda hazır olmayanlara verilmez.
Şifa öldürmek için değil, yaşatmak için yaplılır.
Zihin gücüyle her şey mümkün, ancak yapacağınız şey negatifse kişinin iradesine müdahale edildiği için hem bütün dinlerde yasak, hem de enerji çalışmaları açısından da karmasına müdahale edildiği için karma kanunlarına uymaz.
 

aşk1

Banlı Kullanıcı
Katılım
31 May 2010
Mesajlar
852
Tepkime puanı
20
Benimde şöyle bir sorum olacak beyinde tümör oluşturmak mümkün mü? Evetse nasıl?

aslında bunu görmedim ama olabilceğini düşünmüyorda değilim bir hastanın zorla kendini aslında sağlıklıyken kendinin hasta olduğuna inandığı için o inandığı hastalığın belirtilerini resmen yaşadığını gördüm. Resmen hasta değildi ama belirtileride birebir hastalığın gözlemleniyordu. Psikolojik destekle aslında sağlıklı biri olduğuna inanarak bu belirtilerde yok edilmişti. Bunun dışında dnasında taşısada taşımasada insan kendine iyi bakmazsa tümör oluşur umutsuzsa stresli bi yaşantısı varsa beslenmesi kötüyse yaşlıysa. Tümörü bizim düşünce gücümüzden önce yaşamımız zaten sağlayabilir.
 

memories

Kayıtlı Üye
Katılım
22 Eyl 2012
Mesajlar
150
Tepkime puanı
16
Bu anlatımda vurgulanan gerçek, kadim uygarlıkların öğretilerinin ana kaynağını oluşturmakta.Etkileşim gerçeği ve bunun gücü, maddenin yapı taşı atomlar ve canlılığın yapıtaşı hücreden başlayıp, bütün bir evreni kapsamakta.Hiçbirinin konumlanması kendinden bağımsız bir şekilde oluşmuyor.Bu insanın anlattığı gerçekleri umarım bir gün bütün insanlık kavrama arayışına girer ve kendindeki gizemin ardına düşer.O kadar zayıf ve aciz,ve bir o kadar da çok güçlüyüz ki..
 

canmert196

Kayıtlı Üye
Katılım
5 Haz 2011
Mesajlar
976
Tepkime puanı
47
Yapilabilir ama maji gibi bir kerelik degil sureklilik isteyen uygulamalar vardir.Bunlari paylasmayi dogru bulmuyorum.
 

BİRTSEN

Kayıtlı Üye
Katılım
28 Eki 2009
Mesajlar
164
Tepkime puanı
5
Önemli olan yürekten inanmak.Demek ki umut oldukça,inanç oldukça, imkansız diye birşey yokmuş.Gerçekten çok etkilendim.Paylaşımınız için teşekkürler...
 

yare-i yarim

Moderator
Katılım
10 Ocak 2013
Mesajlar
2,247
Tepkime puanı
879
İş
Sanatsal tablolar oluşturmak/Mutfak eşyaları dalında ticaret
Gerçekten hayret verici birşey modern bilime saygılıyız var oluşunada elbet ihtiyaç var ama bu videoda gördüğümüz şifa yönetimini ellerinin tersiyle itmelerine sıcak bakmıyorum.

Bunun nasıl yapıldığını cidden merak ettim üç eğitimli kişi hastayı " şimdi iyileştim " kavramına inandırıyorlar ve uzmanlardan biri sözcükler söyleyerek tümörü yok ediyorlar yıllarca tedavi gören insanların varlığına nazaran bu kişi bir kaç dakikada iyi oluyor gerçekten hayret verici birşey daha göreceğimiz öğreneceğimiz çok şey var
 

embriyo

Elit Üye
Katılım
19 May 2010
Mesajlar
2,217
Tepkime puanı
884
Konum
Ankara
İş
Ressam
Bu kişiler hastayı bir şeye inandırmıyorlar, kendileri inanarak “zaten oldu-vas sa ” kelimesini mantra veya zikir söyler gibi kalpten inanarak söylüyorlar. Ancak uygulama sırasında eğitimli ve bilinçli olduklarından meditatif duruma da rahat bir şekilde geçebiliyor ve komutla şifa uyguluyorlar.
 

yare-i yarim

Moderator
Katılım
10 Ocak 2013
Mesajlar
2,247
Tepkime puanı
879
İş
Sanatsal tablolar oluşturmak/Mutfak eşyaları dalında ticaret
Ozaman demekki ilgili videoyu daha dikatli izlemeliymişim ben hastayı buna inandırdıklarını sanıyordum verdiğiniz bilgi teşekkür ederim :)

Peki bu meditatif durum dediğiniz nedir tam anlamıyla ?
 

embriyo

Elit Üye
Katılım
19 May 2010
Mesajlar
2,217
Tepkime puanı
884
Konum
Ankara
İş
Ressam
Meditatif hal, aynen maddenin 3 farklı oluş hali gibi, farklı bir “OLUŞ” halidir. Derin uyku, rüya ve uyanıklık dışında ancak düzenli meditasyon yapanların “deneyimsel” olarak bilebilecekleri, başkalarına kelimelerle anlatılması çok zor bir haldir bu…Derin düşünme ama zihinsel düşünme değil.

Alpha -Tetha- Beta- Delta adlı dört ana dalganın hangisinde hangi duyguda ve durumda olduğumuz artık rahatlıkla tespit edilebiliyor.

ALPHA:

7.5 – 12 Hz arasında değişen alpha dalgaları; rahatlığın, farkındalığın, sakin ve huzurlu kavrayışın, uykunun ilk evrelerinin dalgaları olarak tanımlanıyor. Sakin ve huzurlu olunan ama asla uyuşukluk yaşanmayan, dünyayı ve gerçekleri algılamada en uygun titreşimlerin olduğu bu dalga boyu, dünyamızın da ölçülen frekansıyla aynı. Dünyanın manyetik frekansına “Shumann” frekansı deniyor ve 7,8 ile 8 arasında tanımlanıyor. (Fakat son yıllarda bilim adamları Shumann frekansının epeyce yükseldiğini ifade ediyor.)

Gözler kapanıp derin nefes alındığında ve dış dünyadan alınan mental etkiler azaldığında Alpha boyutuna geçiyoruz. Alpha dalgalarındayken yaptığımız işlerde başarımız artıyor. Derin uyku ya da endişe ve korku halinde bu dalga hiç görülmüyor. Meditasyon, Yoga, Reiki gibi çalışmalar esnasında beynimiz Alpha boyutundadır. Zihin açık ve uykunun derinliğine dalmadan önceki geçiş koridorunda hissettiğimiz o duyguların yaşattığı huzur, ilginç bir şekilde dünyanın titreşimiyle aynı dalga boyunda.

TETHA:
Frekansları 4 ile 8 arasında değişiyor ve stresin hiç olmadığı, derin iç dünyamızda olduğumuz dalga boyu olarak tanımlanıyor. Öğrenmenin en yüksek boyutuna geçmeden önce bu dalgada yaşıyoruz ve derin uykudan uyanırken açılan algılarımızın yaşattığı bir durumu temsil ediyor. Alacakaranlık boyutu ismi de kullanılıyor bu dalga boyu için. Yani aydınlanmadan önceki karanlık…

Çok usta meditasyoncuların derin meditasyon halindeyken bu dalga boyunda olduğu tespit edilmiş. Derin düşünüş ve sezgisel kuvvetin en canlandığı bu frekansta sanatsal yeteneklerin zirveye çıktığı düşünülüyor. Özellikle ressam ve müzisyenlerin sanatsal üretimleri esnasında beyinlerinde Tetha boyutunun en yüksek, Alpha frekansının en düşük seviyede olduğu biliniyor. ( yani 7 ile 8 arası) Onların kendi içe dönüşlerinden bize hediyelerle geri dönmeleri ne güzel…

Yapılan bazı araştırmalara göre şifacıların Tetha bandında uzun süreli ve kontrollü olarak kalmayı başarmaları nedeniyle şifa yeteneklerinin geliştiği ortaya çıkmış.


BETA:

13- 30 Hz arasında olduğu biliniyor ve uyanış frekansı olarak tanımlanıyor. Aktif öğrenme, uyanık olma, her şeyiyle hayatı yaşama, dinamizm, konsantrasyon, problem çözme hallerimizde içinde bulunduğumuz dalga boyu olduğu için yaşamı temsil ediyor. Çok yükseldiğinde stres, gerginlik, öfke gibi negatif uç duygulara varabiliyor.

DELTA:

0 – 4 frekansında bulunan dalga boyudur ve derin uyku ve dış dünyadan kopuş boyutudur. Bilinçsiz bir huzur halini yansıtır. Beynin en az çalıştığı döneme aittir ve bu dönemde büyüme hormonu salgısı artar. Çocuklarda fiziksel büyümeyi, yetişkinlerde ise güzelleşmeyi ve dinç kalmayı sağlar.

Bu dört ana dalga boyunun dışında son yıllarda tespiti yapılan Gama frekansı, 40 Hz’in üzerinde tanımlanıyor. Üst benlik bağlantı çalışmaları sırasında üretildiği ve Hindu Monkların meditasyonları sırasında ölçümlendiği biliniyor. (Hinduizmde kendini mabede adamış kişilere Monk denir.)

Alıntı

Ayrıca şifacıların yanı sıra deneyimli meditasyoncular uzun bir dönemden sonra alpha frekanslarını gittikçe düşürüp -yaklaşık 7Hz'e kadar- theta bandına yaklaşırlar.Yine araştırmalara göre; Sanatçılar -özellikle fotoğrafçılar- düşük alpha-yüksek theta frekanslarını daha çok üretiyorlar.

Başka beyin dalgaları hakkında yazı için vereceğim linke bakınız.

http://www.gizlimabet.com/threads/13954-Beyin-Dalgaları
 

hazaR

Kayıtlı Üye
Katılım
30 Haz 2011
Mesajlar
2,233
Tepkime puanı
674
Konum
İstanbul
İş
Passenger.
Bende şifacı olucam.
Şu yaşımı bi doldurayım.
 

canmert196

Kayıtlı Üye
Katılım
5 Haz 2011
Mesajlar
976
Tepkime puanı
47
sifaci olmak icin yasinizin dolmasina gerek yoktur sayin hazar reiki vb seyler uyumlanmak icin yas gereklidir ama birde uyumlanmadan kullanabilceginiz enerji vardir.
 

bluecat

Kayıtlı Üye
Katılım
29 Mar 2012
Mesajlar
142
Tepkime puanı
16
Konum
İstanbul
Bizim ülkemizde bu tarz şifa uygulayan yerler var mı? Mesela Akademi Larimar'da uygulanıyor mu?
 

embriyo

Elit Üye
Katılım
19 May 2010
Mesajlar
2,217
Tepkime puanı
884
Konum
Ankara
İş
Ressam
Ne yazık ki ülkemizde bu kadar yetkin ve kısa sürede bu tekniği uygulayan şifacıların olduğunu sanmıyorum. Hele ki kronik olan hastalıklarda belli süre çalışmak gerekir. Ancak yine de bazı kişilerde mucizevi iyileşmeler gözlenmektedir.
 
Üst