Cin'ler Alemi

deadlyenes

Banlı Kullanıcı
Katılım
13 Nis 2013
Mesajlar
65
Tepkime puanı
0
Cin'ler Alemi

Bu konu hakkında aşağıda tüm yazacaklarım ve yazdıklarım kendi şahsıma ait olup, alıntı-çalıntı kesinlikle yoktur. Gerek duyumlarım, gerek ise islami bilgilerime dayanarak; konuyu kendi dilimden, kendi özümden ve kendi bildiğim şekilden anlatacağım. Bu alem farklı bir alemdir islami dil kullanmadan halkın anlayacağı şekilde sade tür olan toplumsal dilimizi kullanacağım. Yalın ve apaçık.

Efendim konuya şöyle girelim. Öncelikle 'Cin' varlığına inanmayan zaten Allah'ada inanmayandır. Bunu bir kere iyi bilelim. Çünkü dinimizde 'Cin' vardır ve iki türlüdür. Rahmani olan 'Cin' türü ve Şeytani olan 'Cin' türü. Alemleri yani yaşadıkları yer ise Dünya'dır. Ortak paylaşım alanlarımız ise aynıdır.

Kısa bir tanıtım geçeyim varlıkları ile vasıfları arasında.

'Cin'ler herşeyi görürler, bizleri takip ederler, yaptıklarımızı görürler. Onlar için hiç bir engel yoktur. Çok hızlı hareket ederler, 1 saniyede dünyanın bir ucundan bir ucuna gidebilirler. Rahmani olan 'Cin'ler Allah'a sadık olanlardır. Şeytani olan 'Cin'ler ise sapıtanlardır. Aynı İnsanoğlu gibi. Sonra efendim bu alemin yani 'Cin'ler aleminde 'Soğan Kabuğu' onların parasıdır. Şekilleri her şekle uygun vaziyete girebilirler. Ama doğal saf halleri bir başkadır. Boyları 2 metre üstü hatta daha fazla, kolları ise bacaklarından uzundur. Çirkinimsi bir yapı vardır ama şükür Cenabı Hakkımızın sayesinde biz onları göremeyiz, istesekte onlarla görüşemeyiz. Çünkü İnsanoğlunun gözünde bir perde vardır, o perde sayesinde 'Cin'leri görmemiz imkansızdır. Onlar bizleri görür fakat biz onları göremeyiz. (İstisnai durumlar elbetteki var, onlarla görüşen iş yapan ve yaptıran insanlar)
 

Ra_

Banlı Kullanıcı
Katılım
21 Ocak 2013
Mesajlar
142
Tepkime puanı
16
Konum
7.World
İş
Araştırmacı Yazar
Boyları 2 metre üstü kolları bacaklarından uzun çirkinimsi yaratık blah blah... Ardından gelen cümle, şükür ki gözümüzde perde var onları göremeyiz istesekte onlar görüşemeyiz cinleri görmemiz imkansızdır blah blah...

-Kendinle zıtlaşmamış mısın?
 

omg

Kayıtlı Üye
Katılım
4 Mar 2013
Mesajlar
63
Tepkime puanı
3
ben ruyamda gördüm dev böyle de insan kılığında gulliver gibi
 

sigaram

Kayıtlı Üye
Katılım
15 Haz 2013
Mesajlar
17
Tepkime puanı
0
cinlerin şekillerinin nasıl olduğunu nerden öğrendiniz acaba bunun gibi bir başlık daha vardı ondada aynı bu şekilde anlatıyordu cinleri ayrıca perde varda insan bu perdeyi nasıl kaldırıyor ohooo 5 paragraf soru çıkarırım burdan
 

aşk1

Banlı Kullanıcı
Katılım
31 May 2010
Mesajlar
852
Tepkime puanı
20
güzel bir yazı olmuş.
bende onların insanların tırnaklarında yaşadıklarını biliyorum ve bu yüzden tırnağın ateşe atılmaması gerektiğini biliyorum.
çöp gibi pis yerlerde, banyo, wc de, insanların yaşamadğı ıssız yerleri tercih ettiklerini yaşadıklarını biliyorum.
tek gözlü ve ayaklarının ters olduğunu duymuştum ne kdr doğrudur bu bilemem.
 

Godric

Banlı Kullanıcı
Katılım
20 Haz 2013
Mesajlar
94
Tepkime puanı
2
güzel bir yazı olmuş.
bende onların insanların tırnaklarında yaşadıklarını biliyorum ve bu yüzden tırnağın ateşe atılmaması gerektiğini biliyorum.
çöp gibi pis yerlerde, banyo, wc de, insanların yaşamadğı ıssız yerleri tercih ettiklerini yaşadıklarını biliyorum.
tek gözlü ve ayaklarının ters olduğunu duymuştum ne kdr doğrudur bu bilemem.


Tırnakta derken ?
:S
nasıl yani ya :D
Çok özür dilerim küçümsemek için yazmadım ama gülerken sandalyeden düştüm.
Öyle bir şey yok bu tamamen şehir efsanesi Gece vakti sakız çiğnenmemesi vs. gibi
:)

Cinler vs. Enerjisel varlıklardır. Ne olarak görünmek isterlerse öyle gözükürler.
Filmlerde ki gibi cisimsel varlıklar değiller arkadaşlar sakin :)

Ayak tersliği falan yok yani
 

hupe

Kayıtlı Üye
Katılım
25 May 2013
Mesajlar
3
Tepkime puanı
0
ben görmedim ama yakınımda olduklarını hissettim.
 

RoyalArch

Kayıtlı Üye
Katılım
22 Haz 2013
Mesajlar
676
Tepkime puanı
20
Konum
İstanbul
Hayatımda gördüğüm en uydurukçu yazı.yok boyları iki metre yok şöyle görünürler yok soğan bilmemne ya saçmala lütfen ya cinler gayb varlıklarıdır gayb varlığının şekli olmaz enerjisel varlığın şekli olmaz fiziksel varlığın şekli olur çünkü işin içine fiziki görüntü girer.Fiziki şeylerle beslenmezler koku ve enerji ile beslenirler.
 

Ra_

Banlı Kullanıcı
Katılım
21 Ocak 2013
Mesajlar
142
Tepkime puanı
16
Konum
7.World
İş
Araştırmacı Yazar
şeytan ile peygamberin konuşması aşağıdadır eh şeytanda cinler taifesinden olduğu için bilgi verici bir metin.


not:


(çoğu ifade sembolik anlatımdır, doğrudan hakikat olarak alınmamalıdır...)


bir gün resülullah (s.a.v.) ile beraberdik. ensardan birinin evinde toplanmıştık... tam bir cemaat olmuştuk. sohbete dalmıştık. bu arada, dışarıdan bir ses geldi;


- ev sahibi... içerdekiler.. eve girmem için bana izin verir misiniz? benim sizden bir dileğim var. görülecek bir işim var.


bunun üzerine, herkes resûlullah (s.a.v.) efendimizin yüzüne bakmaya başladı. orada ve her zaman büyük oydu... izin ondan çıkacaktı. resülullah (s.a.v.) efendimiz, duruma vakıf oldu ve:


- "bu seslenen kimdir, bilirmisiniz?.." buyurdu... biz hep birden şöyle dedik:


- en iyi bilen allah ve resulüdür. bunun üzerine resûlullah (s.a.v.) efendimiz:


- "o, laîn iblistir. -şeytandır-. allah'ın laneti onun üzerine olsun..."


buyurunca; hemen hz. ömer:


- ya resülullah, bana izin veriniz onu öldüreyim.


dedi... resülullah (s.a.v.) efendimiz bu izni vermedi; şöyle buyurdu:


- "dur ya ömer, bilmiyor musun ki; ona belli bir vakte kadar mühlet verilmiştir.. öldürmeyi bırak."


sonra şöyle buyurdu:


- "kapıyı ona açın gelsin... o, buraya gelmek için emir almıştır. diyeceklerini anlamaya çalışınız. size anlatacaklarını iyi dinleyiniz..."


* * *


bundan sonrasını ondan dinleyelim; yani ravi'den. şöyle anlattı:


- kapıyı ona açtılar, içeri girdi ve bize göründü. bir de baktık ki, şekli şu: bir ihtiyar. şaşı. aynı zamanda köse. çenesinde altı veya yedi kadar kıl sallanıyor. at kılı gibi. gözleri yukarı doğru açılmış. kafası, büyük bir fil kafası gibi. dudakları da, bir manda dudağına benziyordu.


sonra, selam verdi, onun bu selamına resulullah (s.a.v.) efendimiz şu mukabelede bulundu:


- "selam allah'ındır ya laîn..."


sonra ona şöyle buyurdu:


- "bir iş için geldiğini duydum; nedir o iş?"


şeytan şöyle anlattı:


- benim buraya gelişim, kendi arzumla olmadı. mecburen geldim.


resulullah (s.a.v.) efendimiz sordu:


- "nedir o mecburiyet?" şeytan anlattı:


- izzet sahibi rabbın katından bana bir melek geldi. ve dedi ki:


- allah-ü teala sana emir veriyor: muhammed'e gideceksin. ama düşük ve zelil bir halde. tevazu ile. ona gideceksin ve ademoğullarını nasıl kandırdığını anlatacaksın. onları nasıl aldattığını söyleyeceksin bir bir ona. sonra o; sana ne sorarsa doğrusunu diyeceksin.


sonra... allah-ü teala buyurdu ki:


- söylediklerine bir yalan katarsan, doğruyu söylemezsen... seni kül ederim; rüzgar savurur.. düşmanların önünde, seni rüsvay ederim.


işte... böyle; ya muhammed, o emir üzerine sana geldim.


arzu ettiğini bana sor. şayet bana sorduklarına doğru cevap vermezsem; düşmanlarım benimle eğlenecek. şu muhakkak ki, düşmanlarımın eğlencesi olmaktan daha zor bir şey yoktur.


* * *


bundan sonra, resüiullah (s.a.v.) efendimiz şöyle sordu:


- "madem ki, sözlerinde doğru olacaksın. o halde bana anlat: halk arasında en çok sevmediğin kimdir?"


şeytan şu cevabı verdi:


- sensin, ya muhammed... allah'ın yarattıkları arasında senden daha çok sevmediğim kimse yoktur. sonra, senin gibi kim olabilir ki? resulullah (s.a.v.) efendimiz sordu:


- "benden sonra, en çok kimlere buğuzlusun ve sevmezsin?.." şeytan anlattı:


- müttaki bir gence ki... varlığını allah yoluna vermiştir.


bundan sonra, sual cevap aşağıdaki şekilde devam etti. resülullah (s.a.v.) efendimiz sordu; şeytan anlattı:


- "sonra kimi sevmezsin?"


- kendisini sabırlı bildiğim, şüpheli işlerden sakınan alimi...


-"sonra?.."


- temizlik işinde... yıkadığı yerleri üç defa yıkamaya devam eden kimseyi.


-"sonra?.."


- sabırlı olan bir fakiri ki; ihtiyacını hiç kimseye anlatmaz... halinden şikayet etmez.


- "peki, bu fakirin sabırlı olduğunu nereden bilirsin?.."


ya muhammed, ihtiyacını kendi gibi birine açmaz. her kim ihtiyacını kendi gibi birine üç gün üst üste anlatırsa, allah onu


sabredenlerden yazmaz. sabırlı kimselerin işi buna benzemez. hasılı, onun sabrını; halinden, tavrından ve şikayet etmeyişinden anlarım.


- "sonra kim?.."


- şükreden zengin.


- "peki, ama o zenginin şükreden olduğunu nasıl anlarsın?.."


- onu görürsem ki, aldığını helal yoldan alıyor ve mahalline harcıyor. bilirim ki:


o şükreden bir zengindir.


* * *


resülullah (s.a.v.) efendimiz bu defa mevzuu değiştirdi ve ona başka bir sual sordu:


- "peki, ümmetim namaza kalkınca, senin halin nice olur?.."


- ya muhammed, beni bir sıtma tutar. titrerim.


- "neden böyle olursun; ya laîn?.."


- çünkü bir kul, allah için secde edince bir derece yükselir.


- "peki, ya oruç tuttukları zaman nasıl olursun?.."


- o zaman da bağlanırım. taa, onlar iftar edinceye kadar.


- "peki, ya hac yaptıkları zaman nasıl olursun?.."


- o zaman da, çıldırırım.


- "peki, ya kuran okudukları zaman nasıl olursun?.."


- o zaman da, eririm. tıpkı ateşte eriyen bir kurşun gibi eririm.


- "peki, ya sadaka verdikleri zaman halin nasıldır?.."


- ha, işte... o zaman halim pek yaman olur. sanki sadaka veren, bir testere alır eline ve beni ikiye böler.


resülullah (s.a.v.) efendimiz sebebini sordu:


- "neden öyle testere ile ikiye biçilirsin, ya eba mürre?"


bunun üzerine iblis:


- onu da anlatayım...


dedikten sonra anlatmaya başladı:


- çünkü sadakada dört güzellik vardır. şöyle ki:


1- allah-ü teala, sadaka verenin malına ihsan eyler.


2- o sadaka, veren kimseyi halkına sevdirir.


3- allah-ü teala, onun verdiği sadakayı, cehennemle arasında bir perde yapar.


4- allah-ü teala, belayı, sıkıntıyı ve ahları ondan defeder.


* * *


bundan sonra, resülullah (s.a.v.) efendimiz ashabı hakkında ona bazı sorular sordu:


- "ebubekir için ne dersin?.." iblis buna şu cevabı verdi:


- o bana, cahiliyet devrinde bile itaat etmedi... islam’a girdikten sonra nasıl bana itaat eder?


- "peki, ömer b. hattab için ne dersin?.."


iblis buna da şu cevabı verdi:


- allah'a yemin ederim ki, her gördüğüm yerde ondan kaçtım.


- "peki osman b. affan için ne dersin?.."


- ondan utanırım... hem de çok... nasıl ki, rahman'ın melekleri de ondan utanırlar. ..


- "peki, ali b. ebutalib için ne dersin..."iblis onun için de şöyle dedi:


- ah, onun elinden bir kurtulsam... o, kendi başına kalsa; ben de kendi başıma kalsam... o, beni bıraksa... ben de onu bıraksam... ben onu bırakırım; ama o beni bırakmaz.


resülullah (s.a.v.) efendimiz, yukarıdaki soruları sorduktan ve şeytanın verdiği cevaplar da kısmen bittikten sonra, şöyle buyurdu:


- "ümmetime saadet ihsan eden; seni de taa, belli bir vakte kadar şaki kılan allah'a hamd olsun."


resülullah (s.a.v.) efendimiz o cümlesini duyan laîn iblis şöyle dedi:


- heyhat, heyhat... ümmetin saadeti nerede? ben, o belli vakte kadar diri kaldıkça, sen ümmetin için nasıl ferah duyarsın?..


ben, onların kan mecralarına girerim. etlerine karışırım. ama onlar, benim bu halimi göremez ve bilemezler, beni yaratan ve baas gününe kadar bana mühlet veren allah'a yemin ederim ki:


onların tümünü azdırırım. cahillerini ve alimlerini... ümmilerini ve okumuşlarını... facirlerini ve abidlerini... hasılı, bunların hiçbiri elimden kurtulamaz.


fakat... allah'ın halis kullarını... evet, bunları azdıramam.


bunun üzerine resülullah (s.a.v.) efendimiz sordu:


- "sana göre ihlas sahibi olan muhlis kullar kimlerdir?.."


bu suale iblis şu cevabı verdi:


- bilmez misin? ya muhammed, bir kimse ki, dirhemini ve dinarını sever... o allah için bir ihlasa sahip değildir.


bir kimseyi görürsem ki; dirhemini ve dinarını sevmez; övülmekten, medh edilmekten hoşlanmaz... bilirim ki o: ihlas sahibidir... hemen onu bırakır kaçarım.


bir kul, malı ve övülmeyi sevdiği süre, kalbi de dünya arzularına bağlı kaldığı müddet, o size vasfım yaptığım kimseler arasında bana en çok itaat edendir.


bilmez misin ki; mal sevgisi, büyük günahların en büyüğüdür.


bilmez misin ki; ya muhammed, baş olma sevgisi yine büyük günahların en büyükleri arasındadır.


iblis, anlatmaya devam etti:


- ya muhammed, bilmez misin?.. benim yetmiş bin tane çocuğum var. bunların her birini bir başka yere tayin etmişimdir. sonra... o her çocuğumla birlikte yine yetmiş bin tane şeytan vardır.


onların bir kısmını ulemaya gönderdim.


bir kısmını gençlere yolladım.


bir kısmını da, meşayiha saldım.


bir kısmını da, ihtiyar kadınlara musallat ettim.


gençlere gelince; aramızda hiçbir anlaşmazlık yoldur. onlarla gayet iyi geçiniriz.


çocuklara gelince... onlarla da, bizimkiler istedikleri gibi birlikte oynarlar.


bizimkilerin bir kısmını da, abidlerin başına dert ettim. bir kısmını da zahidlerin.


onlar, bunların yanına girer; halden hale sokarlar. bir tepeden öbürüne... hep dolaştırıp dururlar. öyle bir hal alırlar ki; başlarlar, sebeplerden herhangi birine sövmeye...


işte... böylece, onlardan ihlası alırım... onlar, bu haller ile, yaptıkları ibadeti, ihlassız yaparlar gayrı... ama, bu hallerinin farkında olamazlar.


iblis, bundan sonra, aldattığı bir rahibin hikayesini anlatmaya geçti. ve şöyle dedi;


- bilmez misin, ya muhammed, rahip barsisa; tam yetmiş yıl ihlas ile allah'a ibadet etti.


bu ibadetleri sonunda, ona öyle bir hal ihsan edilmişti ki: her dua ettiği hasta, duası bereketi ile şifayap oluyordu.


onun peşine takıldım; hiç bırakmadım... zina etti. katil oldu. sonunda da küfre girdi.


bu o kimsedir ki; allah-ü teala aziz kitabında, ona şöyle anlatır:


- "... şeytanın hali gibidir ki; o insana:


-kafir ol...


dedi. vaktaki o kafir oldu; bu defa ona şöyle dedi:


- ben, senden uzağım... ben alemlerin


rabbi olan allah'tan korkarım." (59/16).


* * *


iblis, bundan sonra, bazı kötü huylar üzerinde durdu. ve onların her birinden nasıl istifade ettiğini anlattı...


yalan:


- bilmez misin ya muhammed, yalan bendendir ve ilk yalan söyleyen de benim.


her kim yalan söylerse... o benim dostumdur.


her kim yalan yere yemin ederse... o da benim sevgilimdir.


bilmez misin ya muhammed, ben adem'e ve havva'ya yalan yere allah adına and içtim.


- "muhakkak, ben size nasihat ediyorum." (7/16).


dedim... bunu yaparım; çünkü yalan yere yemin gönlümün eğlencesidir.


giybet- koğuculuk:


gıybet ve koğuculuğa gelince... onlar da, benim meyvelerim ve şenliğimdir.


nikah üzerine yemin etmek:


- her kim, talak üzerine yemin ederse... günahkar olacağından endişe edilir. isterse bir defa olsun. isterse doğru bir şey üzerine olsun.


her kim, talakı ağzına alırsa... taa, hakikat belli oluncaya kadar karısı ona haram olur. onlar bu halleri ile, kıyamete kadar meydana getirecekleri çocuklar, hep zina çocuğu olur. ağza alınan o talak kelimesi yüzünden, hepsi cehenneme girer.


namaz:


- ya muhammed, namazı an bean tehir edene gelince... onu da anlatayım.


o, her ne zaman ki, namaza kalkmak ister; tutarım. ona vesvese veririm.


derim ki:


- henüz vakit var. sen de meşgulsün. hele şimdilik işine bak. sonra kılarsın.


böylece o: vaktinin dışında namazını kılar... ve bu sebepten onun kıldığı namaz yüzüne atılır.


şayet o kimse, beni mağlup ederse... ona insan şeytanlanndan birini yollarım... böylece onu vaktinde namaz kılmaktan alı koyar.


o, bunda da, beni mağlup ederse... bu sefer onun hesabını namazından görmeye bakarım. o namazın içinde iken:


- sağa bak... sola bak...


derim... o da, bakar... o ki böyle yaptı... yüzünü okşar alnından öperim. bundan sonra ona:


— sen, ebedi yaramaz bir iş yaptın.


derim ve böylece onun huzurunu bozarım.


sen de bilirsin ki ya muhammed, her kim namazda sağa ve sola çokça bakarsa, allah onun namazını kabul etmez.


bunda da ona mağlup olursam. yalnız başına namaz kıldığı zaman yanına giderim. ve ona: çabuk namaz kılmasını emrederim. o da, başlar; namazını çabuk çabuk kılmaya. tıpkı horozun, gagası ile, yerden bir şeyler topladığı gibi...


bu işi, ona yaptırmakta da, başarı kazanamazsam; bu sefer cemaatle namaz kılarken onun yanma varırım.


orada onun başına bir gem takarım... başını imamdan evvel secdeden ve rukû'dan kaldırırım... imamdan evvel de, secde ve rukû yaptırırım.


işte... o böyle yaptığı için, kıyamet günü allah onun başını eşek başına çevirir.


o kimse, bunda da beni yenerse... bu defa, ona namazda parmaklarını çıtlatmasını emrederim. böylece o: beni teşbih edenlerden olur. ama bu işi ona namaz içinde yaptırmaya muvaffak olursam.


bunda da, ona mağlup olursam. bu sefer ona tekrar giderim. namaz içinde iken burnuna üflerim. ben üfleyince, o esnemeye başlar.


şayet o, bu esneme esnasında elini ağzına kapamazsa... onun içine küçük bir şeytan girer, dünya hırsını ve dünyevî bağlarını çoğaltır.


işte... bundan sonra o kimse: hep bize itaat eder. sözümüzü dinler. dediklerimizi


yapar.


* * *


şeytan bundan sonra, konuşmasına devam etti:


- sen, ümmetin hangi saadetinden ferah duyarsın ki?..


ben onlara, ne tuzaklar kurarım... ne tuzaklar.


miskinlerine, çaresizlerine ve zavallılarına giderim. namazı bırakmalarını emrederim. ve onlara derim ki:


- namaz size göre değil... o, allah'ın afiyet ihsan ettiği ve bolluk verdiği kimseler içindir.


sonra da hastalara giderim:


- namaz kılmayı bırak. derim... çünkü allah-ü teala:


- "hastalara zorluk yok..." (24/61)


buyurdu... iyi olduğun zaman çokça kılarsın. ve böylece o, namazını bırakır. hatta küfre de gidebilir.


şayet o, hastalığında namazını terk ederek ölüp giderse... allah'ın huzuruna çıkarken, .allah-ü teala'yı öfkeli bulur.


sonra şöyle dedi:


-ya muhammed, eğer bu sözlerime yalan kattımsa, beni akrep soksun... sonra... eğer yalan varsa... allah (cc) beni kül eylesin.


iblis bundan sonra, konuşmalarına devam etti ve şöyle dedi:


-ya muhammed, sen ümmetin için ferah mı duyuyorsun? halbuki ben onların altıda birini dininden çıkardım.


* * *


bundan sonra... resulullah (s.a.v.) efendimiz ona, yani iblis'e aşağıdaki şekilde kısa kısa bazı sorular sordu. o da bunlara cevap verdi:


- ya laîn, senin oturma arkadaşın kim?"


- faiz yiyen.


- "dostun kim?"


- zina eden.


- "yatak arkadaşın kim?"


- sarhoş.


- "misafirin kim?"


- hırsız.


- "elçin kim?"


- sihirbazlar.


- "gözünün nuru nedir?"


- karı boşamak.


- "sevgilin kim?


- cuma namazını bırakanlar.


* * *


resulullah (s.a.v.) efendimiz bu defa başka bir mevzua geçti ve şöyle sordu:


- "ya laîn, senin kalbini ne kırar?"


- allah yolunda cihada koşan atların kişnemesi...


- "peki, senin cismini ne eritir?"


- tevbe edenlerin tevbesi.


"peki, ciğerini ne parçalar, ne çürütür?"


- gece ve gündüz, allah'a yapılan bol bol istiğfar.


- "peki, yüzünü ne buruşturur?"


- gizli sadaka.


- "peki, gözlerini kör eden nedir?"


- gece namazı.


- "peki, başını eğdiren nedir?


- çokça kılınan cemaatle namaz.


* * *


resûlullah (s.a.v.) efendimiz tekrar bir başka mevzua geçti ve şöyle sordu:


- "sana göre insanların en saadetlisi kimdir?"


- namazlarını bilerek kasten bırakanlar.


- "peki, sana göre insanların en şakisi kim?"


- cimriler.


- "peki, seni işinden ne alı koyar?"


- ulema meclisleri.


- "peki, yemeğini nasıl yersin?"


- sol elimle parmaklarımın ucu ile.


- "peki, sam yeli estiği zaman ve ortalığı sıcaklık bastığı zaman çocuklarını nerede gölgelendirirsin?"


- insanların tırnakları arasında.


* * *


resûlullah (s.a.v.) efendimiz bundan sonra, bir başka mevzuu sordu. iblis de cevap verdi.


- "rabbinden neler talep ettin?"


- on şey talep ettim.


- "nedir onlar, ya laîn?"


- şunlardır:


1- allah'tan diledim ki, beni adem-oğullarının malına ve evladına ortak ede... bu, ortaklık talebimi yerine getirdi. ki bu:


- "onlara ortak ol... mallarına ve çocuklarına. onlara vaad et. halbuki şeytan onlara en çok gurur vaad eder..." (17/64) ayet-i celilesi ile sabittir.


her besmelesiz kesilen hayvan etinden yerim faiz ve haram karışan yemekten de yerim.


şeytandan allah'a sığınılmayan malın da ortağıyım.


cinsi münasebet anında; allah'a şeytandan sığınmayan kimse ile birlikte hanımı ile birleşirim... ve o birleşmeden hasıl olan çocuk, bize itaat eder. sözümüzü dinler.


her kim hayvana binerken, helal yola gitmeyi değil de, aksini isteyerek binerse, ben de onunla beraber binerim. yol arkadaşı ve binek arkadaşı olurum.


bu da ayet-i kerime ile sabittir. allah-ü teala bana şu emri verdi:


- "onlar üzerine süvarilerinle, piyadelerinle yaygara çıkart..." (17/64)


2- allah-ü teala'dan diledim ki: bana bir ev vere... bu dilediğim üzerine hamamları bana ev olarak verdi.


3- diledim ki; bana bir mescid vere. pazar yerlerine bana birer mescid yaptı.


4- benim için bir okuma kitabı vermesini istedim. şiirleri bana okuma kitabı yaptı.


5- istedim ki; benim için bir ezan vere. mezmurları verdi.


6- diledim ki; bana bir yatak arkadaşı vere... sarhoşları verdi,


7- diledim ki; bana yardımcılar vere... bunun için de kaderiye mensuplarını verdi.


8- istedim ki; bana kardeşler vere. mallarını boş yere israf edenleri verdi. bir de masiyet yoluna para harcayanları. bunlar da şu ayet-i kerime ile sabittir:


- "o kimseler ki; mallarını boş yere harcarlar... onlar şeytanın kardeşleri olmuşlardır..." (17/27)


bir ara resûlullah (s.a.v.) efendimiz şöyle buyurdu:


- "eğer söylediklerini, allah'ın kitabındaki ayetlerle isbat etmeseydin. seni tasdik etmezdim."


bundan sonra iblis devam etti:


9- ya muhammed, allah'tan diledim ki, ademoğullarını ben göreyim; ama onlar beni göremeyeler. bu dileğimi de yerine getirdi.


10- diledim ki; ademoğullarının kan mecralarını bana yol yapa... bu da oldu. böylece ben, onlar arasında akıp giderim... gezerim... hem nasıl istersem...


bütün bu isteklerimi verdi.


- hepsi sana verildi.


buyurdu... ve ben bu hallerimle iftihar ederim. sonra... şunu da ekleyelim ki; benimle beraber olanlar, seninle beraber olanlardan daha çoktur. işte... böylece kıyamete kadar, ademoğullarının ekserisi benimle beraber olurlar.


bundan sona iblis şöyle anlattı:


- benim bir oğlum vardır... adı: ateme'dir. bir kul, yatsı namazını kılmadan uyursa... gider; onun kulağına bevl eder... eğer böyle olmasaydı; imkan yok, insanlar, namazlarını eda etmeden uyuyamazlardı.


benim bir oğlum daha vardır ki; onun adı da; mütekazi'dir... bunun vazifesi de; yapılan gizli amelleri yaymaya çalışmaktır.


mesela: bir kul, gizli bir taat işlerse... ve bu yaptığını da gizlemeye çalışırsa... mütekazî onu dürter... en sonunda o gizli amelin yayılmasına ve açığa çıkarmaya muvaffak olur. böylece: allah-ü teala o amel sahibinin yüz sevabının doksan dokuzunu imha eder... biri kalır. çünkü, bir kulun yaptığı gizli bir amel için tam yüz sevap verilir.


sonra... benim bir oğlum daha vardır ki; onun adı da kühayl'dir. bunun işi de insanların gözlerini sürmelemektir. bilhassa, ulema meclisinde ve hatip hutbe okurken.' bu sürme onların gözüne çekildi mi uyuklamaya başlarlar. ulemanın sözlerini işitemezler. böylece hiç sevap alamazlar.


bundan sonra iblis şöyle anlattı:


- hangi kadın olursa olsun... onun kalktığı yere şeytan oturur. sonra... her kadının kucağında mutlaka bir şeytan durur... ve onu, bakanlara güzel gösterir. sonra o kadına bazı emirler verir. mesela:


- elini kolunu dışarı çıkar; göster. der... o da, bu emri tutar... elini, kolunu açar, gösterir. bundan sonra, o kadının haya perdesini tırnakları ile yırtar.


iblis, bundan sonra resûlullah (s.a.v.) efendimize kendi durumunu anlatmaya başladı:


- ya muhammed, bir kimseyi delalete sürüklemek için elimde bir imkan yoktur.


ben, ancak vesvese veririm ve bir şeyi güzel gösteririm... o kadar.


eğer delalete sürüklemek elimde olsaydı; yeryüzünde:


- allah'tan başka ilah yoktur ve muhammed allah'ın resulüdür.


diyen herkesi, oruç tutanı ve namaz kılanı hiç bırakmazdım. hepsini dalalete düşürürdüm. nasıl ki, senin elinde de, hidayet nevinden bir şey yoktur. sen ancak allah'ın resûlüsün. ve tebliğe memursun. şayet hidayet elinde olsaydı; yeryüzünde tek kafir bırakmazdın.


sen, allah'ın halkı üzerinde bir huccetsin... ben de, kendisi için ezelde şekavey yazılan kimselere bir sebebim.


said olan kimse, taa, ana karnında iken saiddir. şaki olan da, yine ana karnında iken şakidir.


saadet ehli kılan allah... şekavet ehli kılan da allah.


bundan sonra... resülullah (s.a.v.) efendimiz şu iki ayet-i kerimeyi okudu:


- "bunlar, taa, sonuna kadar böyle değişik şekilde devam edecek... ancak rabbın esirgedikleri hariç..." (11/119)


- "allah'ın emri behemehal yerini bulan bir kaderdir..." (33/38)


bundan sonra, resülullah (s.a.v.) efendimiz, iblis'e şöyle buyurdu:


- "ya ebamürre, acaba senin bir tevbe etmen ve allah'a dönmen mümkün değil mi? cennete girmene kefil olurum... söz veririm..."


bunun üzerine iblis şöyle dedi:


- ya resûlullah, iş verilen hükme göre oldu... kararı yazan kalem de kurudu... kıyamete kadar olacak işler olacaktır.


seni peygamberlerin efendisi kılan, cennet ehlinin hatibi eyleyen ve seni halkı içinden seçen ve halkı arasında bir gözde yapan, beni de şakilerin efendisi kılan ve cehennem ehlinin hatibi eyleyen allah'tır. ve o: bütün noksan sıfatlardan münezzehtir.


ve iblis, cümlelerini şöyle tamamladı:


- işte... bu söylediklerim, sana son sözümdür... ve bütün söylediklerimi de doğru söyledim.


(muhyiddin-i arabi'-"seceret'ül kevn" )
 

Saprohil

Kayıtlı Üye
Katılım
13 Nis 2011
Mesajlar
303
Tepkime puanı
14
Cinler herkese farklı gözükürler.Asıl yapıları dumandır.Havas kitaplarına bakın.Bazıları boynuzlu kırmızı renkte varlıklardır.Minyatürlerde de öyle.Renkleri değişkendir.Yani işin özü birisine cüce gibi görünürler birisine dev gibi.Asıl yapıları dumandır.Sen onları cüce zannedersin başkası dev zanneder.

Bu varlıkların bedenleri olsaydı acaba bunlara bedensiz varlık denilir miydi ?
 

aşk1

Banlı Kullanıcı
Katılım
31 May 2010
Mesajlar
852
Tepkime puanı
20
Tırnakta derken ?
:S
nasıl yani ya :D
Çok özür dilerim küçümsemek için yazmadım ama gülerken sandalyeden düştüm.
Öyle bir şey yok bu tamamen şehir efsanesi Gece vakti sakız çiğnenmemesi vs. gibi
:)

Cinler vs. Enerjisel varlıklardır. Ne olarak görünmek isterlerse öyle gözükürler.
Filmlerde ki gibi cisimsel varlıklar değiller arkadaşlar sakin :)

Ayak tersliği falan yok yani

Nasıl başardın düşmeyi :D
neyse.
şimdi ellerimizi çok kullandığımız için sürekli ellerimizi yıkamaz ve günlük duşumuzu yapmazsak tırnakların içleri pislik olur. Ve Cin vs nin de pisliği sevdiği öyle yerlerde yaşadığı bilinir.

Efendimiz (SAV): Sam yeli estiğinde ve sıcaklar kavurduğu zaman çocuklarını nerede gölgelendirirsin?
şeytan : İnsanların tırnakları arasında

bir şey düşünülmeden kabul edilirse hurafedir batıl inançtır şehir efsanesidir ama düşününce bu böyledir diyor insan.
ayak tersliğine gelince okurken gözleriniz bozuk ya da anlamınızda mı bir sorun bilemiyorum aynen kopyalıyorum yazdığımı tekrar okuyun.
tek gözlü ve ayakları ters olduğunu DUYMUŞTUM NE KDR DOGRUDUR BU BİLEMEM diyorum ve siz bana sanki bundan yüzde yüz eminmişim şeklinde bir şey yazmışım gibi bir cevap vermişsiniz :D
 

Ra_

Banlı Kullanıcı
Katılım
21 Ocak 2013
Mesajlar
142
Tepkime puanı
16
Konum
7.World
İş
Araştırmacı Yazar
Yine eksileneceğimi bile bile yazayım belki birileri anlar beni Cinler aynı insanlar gibidir. Müslüman(rahmani) olanlar iyi, kafir olanlar ( arapçada kafir müslüman olmayana denir aslında ) kötü olacak diye bir kaide yoktur. Kuran'ın Kerim Cin Suresi 14 der ki ;

(Cinler , dediler ki):

"Ve biz, bizlerden müslümanlar da var, hak yoldan sapanlar da var. Müslüman olanlar, işte onlar doğru yolu arayanlardır."

Doğru yolu arayanlar diyor; müslümanlar cinler için doğru yolda denilmiyor yani bir müslüman olmayan cinde doğru yolda olabilir.

Aynı surenin 11.ci ayetine bakarsak

"Doğrusu bizler; bizden iyi olanlar da var, olmayanlar da var. Biz çeşitli yollara ayrılmışız." Buraya dikkat edecek olursak iyi olan ve olmayan kavramı var . Her iyi olmayan kötü olacak diye bir yargı öne süremeyiz ne iyi olan ne de kötü olan cinlerde vardır dolayısızla direk iyi ve kötü diye de ayıramayız çünkü yukarıda da belirtildiği gibi "çeşitli yollara ayrılmışlardır."

Ben şayet eğer müslümansam benim kaynağım yalnızca kuran-ı kerim olmalı ondan bundan edindiğim bilgiler , risaleler , hocalar , hacılar , abdülkadirler , mevlanalar , HADISLER olmamalı beni islamda tek ilgilendiren kaynak Kuran'dır diye düşünüyorum.
 

AJA

Elit Üye
Katılım
15 Haz 2010
Mesajlar
3,097
Tepkime puanı
548
Burda tırnakları arasında denmesi bir ''anlatımdır'' . Tırnaği arasında gölgelenmezler yani :D En küçük ve insanın en umulmadık yerlerinde var olabilirler.

Şimdi cinler demişken ben de bir kaç şey söyleyeceğim.Onlar ve onlar gibiler çok fazla türdedir.Siz dev gibi uzun boylu elleri uzun bir varlık görürsünüz kimi buna cin der kimi de uzaylı :)

Gördüğümüz herşey cin değildir.Yüzlerce türleri var.Sadece dumandan ( bana göre enerjiden ) yaratılanlardır.Soğan kabuğu paralarıymış :) Bu bir hurafedir halk arasında.
Evet aynı Dünyayı paylaşıyoruz da diyebiliriz tam tersini de.Zaman kavramlarımız farklı onlarla.Yaşam şartlarımızda dolayısıyla.Kimimiz davetler yapmıştır basit yöntemle ve sadece hissetmiştir kimimiz de ummadığı bir anda görmüştür farklı kılıklarda.Ama bakın görmek derken rüyada görmekten bahsetmiyorum.Rüya alemi başkadir gördüm diyemezsiniz :) Forumda yeterince bilgi var ayrıca onlar hakkında..

İyi forumlar.
 

kabalakk

Banlı Kullanıcı
Katılım
14 Haz 2013
Mesajlar
83
Tepkime puanı
1
acaba onlarda internete giriyormudur ? yazdiklarimizi okuyormudur ?
 

AJA

Elit Üye
Katılım
15 Haz 2010
Mesajlar
3,097
Tepkime puanı
548
Girmiyorlar da okuyorlardır :D :D :D
 

winelilac

Kayıtlı Üye
Katılım
16 Mar 2013
Mesajlar
52
Tepkime puanı
1
pek bi anlam veremedim ama eğer insan gözünde perde varsa o perde herkeste vardır. yoksa kimsede yoktur. şimdi gelip 2 metre boy var türlü türlü huyu var denince bitek bunlar kuranda yazıyorsa inanılası geliyor. bir çok şey söyleniyor doğruluğu elbette ispatlanmıyo ama bu tür şeylerde kuran da yazılması daha da önemlidir benim fikrimce.
 

likable21

Banlı Kullanıcı
Katılım
14 Ara 2012
Mesajlar
54
Tepkime puanı
0
Hayatımda gördüğüm en uydurukçu yazı.yok boyları iki metre yok şöyle görünürler yok soğan bilmemne ya saçmala lütfen ya cinler gayb varlıklarıdır gayb varlığının şekli olmaz enerjisel varlığın şekli olmaz fiziksel varlığın şekli olur çünkü işin içine fiziki görüntü girer.Fiziki şeylerle beslenmezler koku ve enerji ile beslenirler.
Dininizi bilmiyorum ama ben size şu şekilde cevap verebilirim "Elinize geçen, üzerine Allah'ın ismi zikredilmiş her kemik, olabildiği kadar bol etli olarak sizindir. Her deve ve at mayısı da hayvanlarınızın yemidir." iyi forumlar...

 

mysen13

Kayıtlı Üye
Katılım
12 Nis 2012
Mesajlar
189
Tepkime puanı
8
Sayin deads Boylari 2 metre demissiniz fakat evliya cinlerin boyu 19 metre kadar olabiliyor geri kalanlarinin cogunun boyu 1 metreyi gecmez .Diger dediklerinizin hepsi dogrudur .
Paylasim icin tesekkurler .
 

Similar Threads

Ü
Cevaplar
4
Görüntüleme
521
Üye silindi 76175
Ü
Üst