Philemon ile Baukis

dexter

Elit Üye
Katılım
6 Eyl 2012
Mesajlar
473
Tepkime puanı
30
Konum
Spain
Halikarnas Balıkçısı’nın “Anadolu Efsaneleri” isimli kitabını okurken, insanın insansal karakterini ortaya koyan Mitler arasında, Philemon ve Baukis mitini buldum ve küçük bir özet halinde sizlerle paylaşmak istedim. Ben çok beğendim, umarım sizlerde seversiniz.



Philemon ile Baukis


Phrygla’da Bergama’ya yakın dağların birisinde, yarısı çınar, yarısı ıhlamur olan gövdesi tek ulu bir ağaç varmış. Herkes buna çok şaşırır ve bir dolu efsane üretirmiş.
Zeus, Olympos Dağı’ndaki eğlenceden, yediğinden içtiğinden sıkılıp, arada bir insanların arasına kaynaşmak için insan kılığına girermiş. Yine o günlerden birinde, kurnaz Tanrı Hermes ile eski püskü giysiler giyip insanların içine karışmışlar. Kapı kapı dolaşıp insanlardan yardım istemişler ancak kimse onlara kapısını bile açmamış. Sonra eski, fakir bir kulübenin kapısını çalmışlar. Kapıyı karı koca olan Philemon ile Baukis açmış. Bunlar ömür boyu beraber olan iki ihtiyar çiftmiş. Hizmetçileri olmadan, ikisi de birbirine emrederek yaşayan, anlaşan, geçinen insanlarmış.
İnsan kılığındaki Zeus ile Hermes’i evlerine alıp onların ısınması için ateşi yakmışlar. Oturdukları iskemle alçak kaldı diye altlarına içi samanla dolu çuval koymuşlar. Ayaklarını sıcak su ile yıkayıp ellerinde bulunan tek havlu ile kurulamışlar. Onların karınlarını doyurmak için en sevdikleri ve sadece bir tane olan kazlarını kesmeye niyet etmişler. Masaları alçak ve eski olduğundan altına destek koyarak bu iki yoksul insanın rahat etmesini sağlamışlar. Ellerinde ne yemek varsa onlara sunmuş ve sirke tadındaki şaraptan ikram etmişler. Şarabın sürekli içilmesine rağmen bitmediğini fark ettiklerinde, bu iki yoksul gibi görünen adamların aslında Tanrı olduklarını anlamışlar ve önlerinde diz çöküp affedilmek istemişler.
Bunun üzerine Zeus, onların konukseverliliğinin ve iyi niyetliliklerinin armağansız kalmayacağını söyleyip onlardan bir dilek dilemelerini istemiş. İki ihtiyar düşünür ve “Biz bu ihtiyar yaşımıza kadar birlikte yaşadık. Özlediğimiz şu ki, birimiz daha önce ölüp ötekine ihtiyar kollarla mezara taşımak acısını çekmesin. İkimizde aynı anda ölelim.” diye yalvarırlar.
Zeus bu dileği kabul edip, ikisini de tapınak bekçisi yapar. Zamanları dolup ölecekleri vakip geldiğinde, ikisinin de ayakları ağaç gövdesi , kolları dal ve başları da yaprak olur. “Mutlu yaşadık.” Diye vedalaşırlar.
Gövdesi aynı, yarısı ıhlamur ve diğer yarısı da çınar olan ağaç Philemon ve Baukis’dir.
Bu söylenceyi bir çok ozan konu edinir ve kimi ise besteler. Bestede, İlk önce konuşan insan sesleri gibi notalar duyulur, yavaş yavaş sesler bir ağaç fısıltısına dönerek söner.




Kaynakça: Halikarnas Balıkçısı, Anadolu Efsaneleri, 2008, Sayfa 69, Bilgi Yayınevi




Dexter.
 
Üst