Kuantum Felsefesi İnanç Sistemlerimize Ters mi Düşer ?

alin

Kayıtlı Üye
Katılım
9 Ara 2010
Mesajlar
723
Tepkime puanı
338
Konum
İstanbul
Kuantum felsefesiyle ilgili ilerlemek için, sanırım en büyük handikaba dönderilen durumu aşmamız lazım, o sebeple bu seferki yazı devamını buradan yapalım.


İnanç kalıplarımız ve kuantum felsefesi ters mi düşer? En kısa yanıtını vereyim yok öyle bir şey! Bir çok kimsenin kalıpları olan bu durum, her yerde tartışılır durumda. Tevekkül terimi bile tam anlaşılmamış durumda. Kader kavramı, sürekli karıştırılır durumda. Şimdi burada herkesin inancı başkadır, kendisinedir. Konuyu, inançların hangisi ne kadar doğru diye yöneltme yapmıyorum asla. Tüm semavi ve diğer dinlerde, şimdiki kuantum sistemine aykırı çıkan değil, aslında çoğu yerde destekleyen veriler mevcuttur. Şu an bahsedeceğim durumla ilgili çelişkiye düşüldüğünden, bir çok kimse, yolunda var olan, isterse elde edebileceği bir çok niyetini kaçırıyor. Sadece bunun farkına varmamız için bir parça fayda olabilirse ne mutlu.


Kuantumda bir çoğumuzun anladığı ve yapması gereken durumu özetleyelim; önce ne istediğimize karar veriyoruz,(isteme, tercih etme ) sonra onunla ilgili niyetimizi belirliyoruz (dua, niyet etme vb.), arkasından onu tüm eminliğimizle ulaştırıldığına ve yanıt alacağını düşünüyoruz (inanarak teslim etme) ve sonrasında salıyoruz (artık o enerjiyi zihinde tutmadan eminlik duyma). Son iki maddenin birleşimi, tevekkül etmeye ne kadar benziyor değil mi?


Şimdi bu sıralamada, bazılarımızın farkına varmadığı bir şeye dikkat çekmek istiyorum. En çok inananı olan semavi dinler de dahil olmak üzere, buna aslında karşı gelen bir durum yoktur. Müslümanlıkta, tüm inancımızla ve kalpten gelen duaların geri çevirilmeyeceğine inanılır. Sadece ayetler topluluğu vermeyeceğim, genel inandıklarımız üzerinden örneklendiriyorum. Hatta, bu dünyada kabul edilmese de ahirette bile duanın karşılığı olacağına inanılır. Aslında dikkati çeken tek durum vardır. İnanarak ve tüm kalbinizle istediğiniz durumlar gerçek olur! Yine Hristiyanlıkta Hz. İsa'nın iki sözünü eklemek istiyorum; "Dileyin, size verilecek; arayın, bulacaksınız; kapıyı çalın, size açılacaktır. Çünkü her dileyen alır, arayan bulur, kapıyı çalana kapı açılır". "Size doğrusunu söyleyeyim, bir hardal tanesi kadar imanınız olsa şu dağa, ‘Buradan şuraya göç’ derseniz, göçer; sizin için imkânsız bir şey olmayacaktır".

Ortak noktayı yakalayabiliyor muyuz? Yine semavi olmayan dinlerde de inançla istemekle ve bizlere isteklerin verilmesiyle ilgili sayısız söz ve inanç vardır. Kimisi meleklerden ister, kimisi evrenden, kimisi sadece inandığı yaratıcısından, hatta doğadan vs vs. Sizin neye inandığınız sadece sizi ilgilendirir elbette ama şuna dikkat çekmek istiyorum, hiç bir din ya da öğreti, bize şu zamanlarda kuantum felsefesinden gelen verilere, taban tabana zıt filan düşmez. Biz bu verileri, asırlar sonra fark ediyoruz ama dinler, öğretiler, bize aslında çok uzun zaman öncelerinde bunu hatırlattı. Kimileri görüp yaşamında değerlendirdi, kimileri hala bile kullanmamakta.


Tercih elbetteki sizin, itiraz edebilirsiniz, yaşamınızı bildiğiniz şekilde değiştirebilirsiniz. Ancak değişim ya da hayatıyla ilgili elinden gelebildiğince, kontrol sahibi olmak isteyenler için bunları hatırlatmalı. Sizin yapabileceğiniz en net durum şudur, inancınız ne ise ona göre yaşamaya devam edin. Ancak dua ederken bile, kendimden örnek vereyim, bir inançsızlık vardı gerçekleşeceğine dair. Bu yaratıcıya inanmamak değildi, bu benim duama karşı, kendi özgüvensizliğimdi.
Evren, müthiş bir sistematikle bize sunulmuş bir armağan. Herkesin ve herşeyin bir görevi var. Toprak verilmiş, bereket verilmiş, birisi çiftçi olmuş, birisi taşımacı en son manava ulaşmış bir meyve. Biz nasıl, ben aracı kabul etmem, meyvemi Yaratıcı önüme getirirse ancak yerim demiyorsak. Evrende sayısız görev dağılımı varken, bundan faydalanmamak niye?


Bu kısımda kendi inancımı eklemek istiyorum ancak aksine inananlara tüm saygımla. Kimisi tümüyle inançsız olabilir, kimisi başka dinlere, öğretilere inanabilir. Ya da evren sözcüğünü asla işin içine katmayabilir ki aslında burada yanlış olan bir şey yine yok. Çünkü mesele isteyerek, inanarak hayatımıza çekebileceğimiz güzelliklerdir. Evrenden istemeyi, kimileri semavi dinlere karşıt bir şey gibi görebilir. Az önceki örnek gibi, nasıl manava ne alaka ben sadece Allah'tan isterim demiyorsak, onun görevi o ve bize ulaştırdığı hizmet için teşekkür ediyorsak, ben evren kavramını da bize müthiş kaynaklar halinde sunulmuş, sistem olarak görüyorum. Yaratıcıyı ve verdiği bütün güzellikleri görüp şükredebiliyorum. Bu handikapı aşamayacaksa bir kişi, Yaratıcı evreni sundu, biz de ondan faydalanırız diyemiyorsa dahi. O zaman dualarını da mutlaka tam inançla okumalı. Olur mu, olmaz ki, acaba mı, bunları işin içine katmamalı. Yani, yine bahsedilen bu sistemi anlamalı. Meselenin özü de bu sistem olduğuna göre, kavram karmaşalarından sıyrılıp, inançla dileyebilmeli. Bu bize yeni gibi sunulmuş ama ezelden bilinen ve uygulanmasıyla, bize güzellikler getirecek sistem, biz farkında olmasak da itiraz etsek de işliyor. Bize sunulan bu sınırsız kaynaklar, ondan faydalanmayalım diye değil. Her geçen gün nasıl evren genişliyor, büyüyorsa, biz de büyüyelim, daha çok fark edelim ve payımıza düşeni alabilelim ki gönderiliş amaçlarımız ne ise, onu daha çok deneyimleyebilelim.

Alin

Sevgiyle...
 

Foras

Kayıtlı Üye
Katılım
13 Kas 2011
Mesajlar
229
Tepkime puanı
26
Konum
İzmir
Ortak noktayı yakalayabiliyor muyuz? Yine semavi olmayan dinlerde de inançla istemekle ve bizlere isteklerin verilmesiyle ilgili sayısız söz ve inanç vardır. Kimisi meleklerden ister, kimisi evrenden, kimisi sadece inandığı yaratıcısından, hatta doğadan vs vs. Sizin neye inandığınız sadece sizi ilgilendirir elbette ama şuna dikkat çekmek istiyorum, hiç bir din ya da öğreti, bize şu zamanlarda kuantum felsefesinden gelen verilere, taban tabana zıt filan düşmez. Biz bu verileri, asırlar sonra fark ediyoruz ama dinler, öğretiler, bize aslında çok uzun zaman öncelerinde bunu hatırlattı. Kimileri görüp yaşamında değerlendirdi, kimileri hala bile kullanmamakta.

Katılıyorum, Kuantum Düşünme Nedir konusunda benimde bahsettiğim gibi herkes farklı şeylerden ister(doğa,evren vs.)

Orada ne yazdığını bilmeden dua okuyan, namazın ne olduğunu bilmeden namaz kılan fakat dileklerini gerçekleştiren insanlar var. Veya puta tapıp yine dilekleri gerçekleşenler. Burada önemli olan düşünce gücünüz ve inancınız. Eğer dua okuyup isteklerinizin gerçekleşeceğine inanıyorsanız dua okuyunca istekleriniz gerçekleşir bu kadar basit fakat içinizde herhangi bir şüphe olmaması gerekli ve kalbinizle inanmanız gerekli. Burada sizin dileğinizi gerçekleştiren inandığınız tanrıdan çok sizsiniz :)
 
Üst