Varlık Daveti

treworax

Kayıtlı Üye
Katılım
18 Eyl 2012
Mesajlar
127
Tepkime puanı
19
Anasayfaya her tıkladığımda yine varlıklarla ilgili onlarca yanlış bilgilerle karşılaşıyorum,hem hevesi olan insanların hevesini kaçırıyorsunuz hemde yanlış bilgiler veriyorsunuz.Neyse,bu konuyu açmamın sebebi,varlık daveti formülleri vermek değil,varlık daveti yapmak isteyenlerin nasıl bir tavır ve nasıl bir tutum sergilemeleri gerektiğini izah etmektir.

VARLIKLARA KARŞI OLAN TAVIR

Bir davette tavrımız ne olmalıdır ?

Burada sormamız gereken daha önemli bir soru vardır ; Gelen şey tam olarak nedir ?
Cin,ruhsal rehber,evliya,ölü insanların ruhları,elementaller/doğa ruhları,demonlar ve daha binlerce ruhani varlık,,,

Genelde havassçılar gelen varlıkları ; müslüman cinler,kafir cinler ve melekler olarak 3'e ayırır.
Enerjicilere göre gelen varlıklar 'iyi' veya 'kötü' varlıklardır.İyi olanlar,çalışmalarımızda başarılı olmamızı sağlarken,kötü olanlar enerji seviyemizi düşürmeye çalışırlar.

Varlığın geldiğinden nasıl bu kadar emin olabiliyoruz da gelen varlığın cinsini tartışabiliyoruz ?
Farz edelim ki kendilerini gösterdiler,bunun ; davete hazırlık ve davet esnasındaki tütsülerin,zikirlerin ve ritüellerin üstümüzdeki etkisi sonucu,beynimizin oynadığı bir oyun olup olmadığını nereden bilebiliriz ?

*İman etmek görünmeyene inanmaktır,ödülü ; görünmeyeni görmektir,,,

*İnanç en büyük ilizyondur,,,

*İnanmak görmektir,,,

Yani anlatmaya çalıştığım şey ; varlığı görsek/işitsek bile,bu sadece bir ilizyon olabilir.Zaten 'davet' adı altındaki bütün çalışmalar yanılsamalara inanılmaz derecede müsaittir.Hem,kişi kendisini şartlamış ve aklında bir sürü şey kurmuş.Çalışmanın gidişatı ve beyin kimyasındaki değişimler ; en güzel hayalleri yaratmaya,bütün fanteziler gerçek ve görünür kılmaya müsaittir.

Doğru bilginin peşindeyiz ve yanılsamalardan kurtulmak için mantığımızı zorlamalıyız,doğru bilgiye ulaşmak için zekamızı en uç noktada,tüm olasılıkları alt edebilecek şekilde ve en etkin biçimde kullanmalıyız.

Belki çok klasiktir ama şu bilmece örneğini vermeden geçemem ;

*Yalancılar ülkesindekiler her zaman yalan söyler
*Doğrucular ülkesindekiler her zaman doğru söyler

*İki kapılı bir odada kapalı kaldık.Bir kapı özgürlüğe açılır diğerininse böyle bir özelliği yok.
*Bir kapının başında Doğrucular ülkesinden bir gardiyan,diğerinde Yalancılar ülkesinden bir gardiyan vardır.

Özgürlüğe açılan kapıyı bulmak için,gardiyanlardan bir tanesine tek bir soru sorabiliriz,ama hangi gardiyanın Doğrucu veya Yalancı olduğunu bilmiyoruz.
Böyle bir durumda hangi soruyu sormamız gerekir ?

(önce kendi cevabınızı bulun ondan sonra okumaya devam edin)

Burada önemli olan bilmecenin cevabı değildir,önemli olan bilmeceye yüklenecek anlamlardır.
Neyse,devam edelim ;

*Doğrucu gardiyan ; bir melek,müslüman bir cin veya ruhsal rehber olabilir.
*Yalancı gardiyan ; bizi yoldan saptırmaya çalışan bir varlık veya negatifliğe hizmet eden herhangi bir şey olabilir.

*Özgürlüğe açılan kapı,bizim aradığımız yoldur,gidilmesi gerekendir,,,
*Diğer kapı,bizi yoldan alıkoyan,yanlış bilginin içine sokan,karanlık ve ne idüğü belirsiz bir yoldur.

Yapılan varlık davetlerinde sadece 'iyi' ve 'kötü' iki varlık gelseydi ve ikisinide çok net algılayabilip iletişim kurabilseydik.Bunlardan birisi,sürekli doğru söylemek ve diğeride sürekli yalan söylemek zorunda olsaydı,yapacağımız/yapmamız gereken şey şu olurdu ;

Herhangi bir varlığa ; "Eğer diğer varlığa 'doğru yol' hangisi diye sorsam,bana ne cevap verir" diye sormamız yeterlidir,,,

-Varlık eğer yalancı olansa ; bize,doğrucunun söyleyeceği yolun tam tersini söylerdi.

-Varlık eğer doğrucu olansa ; bize,yalancının söyleyeceği kapıyı direkt söylerdi,yalancı yanlış kapıyı söyleyeceği için,doğrucu bize diğer varlığın yanlış kapıyı söyleyeceğini söylerdi.

Yani her iki durumda da varlığın doğrucu veya yalancı olup olmadığını anlayamazdık ama elimizde kendi zekamızla ürettiğimiz bir bilgi olurdu.Soracağımız sorunun cevabı daima yanlış kapıyı göstereceğine göre,gitmemiz gereken kapı,söylenen kapı değilde diğer kapı olacaktır,,,

Tabii bu olay sadece yukarıdaki koşullar gerçekleşirse geçerlidir.Yani,davette 'iyi' ve 'kötü' olmak üzere iki varlık gelseydi ve ikisinide çok net algılayıp iletişim kurabilseydik ve bunlardan biri yalancı ve diğeri doğrucu olsaydı bu durum geçerli olurdu.
Ve üzülerek söylüyorum ki ; bir davette böyle koşulların sağlanması imkansızdır (haa diyelim oldu,yine bilemeyiz)

Madem bilmece ile yola çıktık bilmece ile devam edelim,,,
Gerçek bir varlık davetini bu bilmeceye uyarlayalım ;

*Doğrucu gardiyan asla yalan söylemez.Ama bilgiyi hak etmiyorsak cevap vermeyebilir veya bilgiyi şifreli bir şekilde söyleyebilir.

*Yalancı gardiyan hem doğru hem yalan söyleyebilir ve doğrucu gardiyanın yaptığı her şeyi taklit edebilir.

*İki gardiyanda çıplak gözle görülemez ve işitilemez.Nasıl iletişim kuracağı belli olmaz,biz onları çağırırız onlar gelirler yani onlar iletişime geçer.

*Bu iki kapı önünde gerçekten gardiyan olmayabilir.

*Kapılar şeffaftır ve içi görünebilir.

*Özgürlüğe açılan kapı yani aradığımız yol,hoşumuza gitmeyen kurallarla dolu görünebilir veya görünmeye bilir.

*Diğer kapı gözümüze çok güzel gelecek şekilde tasarlanmış olabilir,olmayadabilir.

*Yukarıdaki bütün koşullarla beraber,sorumuzu sormadan önce vücudumuza bir zehir enjekte edilmiştir.Bu zehir bizi sarhoş eden,zihnimizi bulandıran ve doğru karar almamızı etkileyen bir zehirdir.

Evet,varlık daveti ile bilmeceyi birleştirdik ve olasılıklara döktük.Cevaplamamız gereken iki soru var ;
Varlığın doğrucu veya yalancı olduğunu nasıl anlarız ?
Doğru yolu nasıl buluruz ?

Sorunun cevabı aslında çok kolaydır,önemli olan bakış açısıdır.Başta söylediğimiz gibi,doğru bilginin peşindeyiz.Bir işin doğruluğunu ve kanıtlanabilirliğini kovalıyoruz.Kısacası,bilimsel takılıyoruz yani bir nevi bilim adamı gibi davranıyoruz.Vücudumuzda gezinen zehir(inanç,otohipnoz/şartlanma,bilinçaltı,yapılan zikir,tütsülerin soktuğu trans hali,değişen vücut kimyası) bizim sağlıklı düşünüp karar vermemizi engeller.Varlıklar görünmediği için bağlantıya geçsek bile emin olunamaz.Çünkü bu kurulan bağlantı,bir hayalin eseri olabilir,demin dediğimiz gibi ortada varlıkta olmayabilir,,,

Biz bu haldeyken gelen varlıklarla iletişime geçsek bile varlıkların tavırları dolayısıyla rahatça kandırılabiliriz.En sağlıklı halimizle bile,bu iki varlığın hangisinin iyi,hangisinin kötü olduğunu ayıt edemeyiz.Bu yüzden bu varlıklardan alacağımız bilginin yanlış olma ihtimali çok yüksektir.Ayrıca varlıklar görünmediği için kimle muhattap olduğumuzu veya muhattap olunan bir şey olup olmadığını bilemeyiz.Kapıların şeffaf olmasından dolayı arkasını görsek bile ; iyi kapı kötü olarak,kötü kapı iyi olarak görünebilir,,,Normal halde bile olsak doğru kararı verip amacımıza ulaşamayız,yani doğru yolu asla bulamayız.Buradan anlıyoruz ki ; varlıklardan bilgi anlamında alınacak pek bir şey yoktur.Çünkü biz,kesin ve olabilecek şeyler peşinde koşan biriyiz.Bu nedenle,varlıkları asla ve asla umursamıyoruz,,,Bilgi almak ve yol göstermesi için asla bir varlığa güvenilmez,çünkü varlık gerçekte olmayabilir.Hadi diyelim ki gerçekten bu varlık var,o zamanda bu varlığın iyi veya kötü olup olmadığını bilemiyoruz.Görünmeyen bir varlığın gerçekliğini tartışmak,onun varlığını kanıtlamaya çalışmak anlamsız ve saçmadır.(burada bahsettiğim şey ruhani varlıklardır,Yaradana/Allah'a herhangi bir ithamda bulunmadım,bulunamam)

NEDEN DAVET YAPIYORUZ

Davetler sadece bir deneyden ibarettir ve deneyin sonucu bu alemde gözlemlenebilir olmalıdır.Deneyin sonuçları bu alemde elle tutulur veriler olarak incelenebilmelidir ki amacımıza giden yolda gereken adımları daha rahat atabilelim.Bir kişinin bir yere gelmesi,bir yerin yıkılması/yok olması,bir kişinin helak olması,birisinin büyük başarı sağlaması,maddi anlamda kazanç sağlanması ve bir konuda bilgi alınması amacıyla davetler yapılır.

Davet esnasında varlığın görünüp görünmemesi önemli değildir.Biz isteğimizi dile getiririz.Varlığın gözümüzün önünde çok net belirmesi bile bizim için bir anlam ifade etmez.Önemli olan hedefin gerçekleşmesidir,varlık sadece bir katalizördür,olmasını istediğimiz şeyin oluşunu hızlandırır.Eğer çalışma bittikten sonra,çalışmadan amaçlanan sonuç gerçekleşmişse 'başarılı' bir çalışma yapılmıştır.Fakat bu asla gelen,bizimle iletişim kuran,bize bir şeyler anlatan ve çalışmada isteğimizi yerine getiren o varlığın gerçekliğini kanıtlamaz.Sonuç alınmış olsa bile çalışmada gelen varlıkların/varlığın gerçekliği asla kanıtlanamaz.

Yaptığımız zikirle etrafımıza belirli bir enerjiyi çekiyoruz,kendimizi o enerjiyle senkronize ediyoruz.Tüm çakra sistemimiz o enerjiyle uyumlu hale gelir.Zikirlerin tekrarı seremoni ritmi,bizi trans haline sokarken beyin kimyamızla da oynamaya başlar.Çalışmaya o denli odaklandığımızdan dolayı tam bir bilinçli hipnoz halindeyiz ve davete başladığımızda çok farklı bilinç hallerine girip çıkarız.

Odada/mekanda duyulan/görülen her şey aslında ;

-Enerjimizin oda içerisine yansımış hali olabilir
-Gerçekten çektiğimiz bir varlığın tepkisi olabilir
-Trans ve sanrılı durumumuzun hayalleri olabilir

Odada/mekanda temas kurduğumuzda aslında ;

-Bir hayalle konuşuyor olabiliriz
-Gerçek bir varlıkla konuşuyor olabiliriz

Çalışma başarılı olursa ve biz bir hayal ile konuştuysak ;
Kendimizi şartlandırmış ve zihnimizi bölmüşüzdür ve ortama topladığımız enerjimiz,,niyetimizi ve inancımızı birleştirip,istediğimiz şeyi aslında kendimiz yönlendirmişizdir.Varlıkla temas kurduğumuzu zannetmemiz bizlere motivasyon ve inançtan başka bir şey sağlamamıştır.İnanç,bir şeyi gerçek yapan özdür.Var olmayan bir şeyin var olmasını sağlayan inancımız,yaptığımız davette var olmayan bir varlığı görünür kılmıştır.

Çalışma başarılı olursa ve bir varlıkla konuştuysak ;
Varlık,ortamdaki enerjinin etkisiyle gelmiştir ve ortamdaki enerjiyi 'ödeme' olarak kabul ederek veya başka bir şeyleri amaçlayarak bizim isteğimizi yerine getirmiştir.

Her iki durumda da varlık tamamen önemsizdir.
Buraya kadar her şey çok güzel fakat bizim aradığımız şey bir 'bilgi' ise o zaman ne olacak ? ;

Bu durum farklı gibi görünebilir hatta epey farklıdır fakat yine işleyiş aynı şekildedir.
Yine,bir hayal veya gerçek bir varlıkla konuşma ihtimalimiz vardır.Eğer bir hayal ile konuşuyorsak ; ortamdaki enerji ve çakra düzeni sayesinde başka bir boyutla bağlantıya geçilmiş ve aradığımız 'bilgi/bilgileri' kendi kanalımızdan almışızdır.Tabii içinde bulunduğumuz ruhsal durum bilgilerin varlıktan geldiği düşüncesini uyandırır ama ortada varlık falan yoktur.

Eğer ortada bir varlık varsa,aradığımız 'bilgi'yi bize varlık aktarmıştır.

Yani elde ettiğimiz 'bilgi' doğruysa,bilgi doğrudur.Çalışmada olan her şey önemsizdir.

Hata ve eksiklerimiz göz önüne alınarak çalışma hakkında detaylı bir gözden geçirme yapılır.Çalışma esnasında gelen varlıktan alınan her türlü veri ; varlığın görüntüsü,sesi,karakteri,söylediği ve anlattığı çalışma dışı şeyler gereksizdir.Anlattığı ve söylediği şeyler hiç bir etki altında kalmadan not edilir,böylelikle ileride olacak herhangi bir durumda bu çalışmada verilen veriler karşılaştırılabilir,,,

DAVETTEN ELDE EDİLEN KAZANÇ

Yaptığımız davetlerdeki kazançları incelerken sadece sıradan bir davet yerine bir deney,bir operasyon olarak incelemek en doğrusudur.
Davet ; keşfetmek,incelemek,denemek ve değiştirip ilerleyebilmek için kullanılır.Bizler için gereksiz ve önemsiz bir çalışmaya asla bulaşmamalıyız.Davetler bizim için sadece bir deneydir ve kazandığımız şey bilgi ve deney sonucudur.Ve varlık davetinden kazandığımız önemli bir şey daha vardır.Bu önemli şey,varlıklardan elde ettiğimiz 'kodlar'dır.Varlık,kendisiyle tekrar iletişime geçilebilmesi için bir tılsım,bir isim veya bir 'kod' verir.Varlığı tekrar davet etmek istediğimiz zaman,varlığın verdiği kodu kullanarak iletişime geçebiliriz.Bu kodlar kazandığımız en önemli şeylerden biridir,elimize belirli bir amaç için kullanabileceğimiz bir kod geçmiştir.

Bu bölümde anlatılan her şey yukarıdaki bölümlerde anlatılanlarla çelişiyor gibi dursa da hiçbir şey göründüğü gibi değildir.
Yukarıda vurguladığımız en önemli şey bir varlığın gelmediğiydi,bir varlık gelmiyorsa,bizimle tekrar iletişim için bir kod vermesi tamamen saçmalıktır.Fakat şu söz bize gerçekten gelmeyen bir varlıkla anlaşmanın aslında saçma olmayacağını göstermektedir ;

"Goetia varlıkları insan beyninin bölümleridir."
Aleister Crowley,Goetia


Daha önce de belirtildiği gibi,çalışma sırasında varlık gelmediği halde varlık görüyorsak,bu bizim algımız ve inancımızla oluşmuş,aslında gerçek olmayan ve kafamızdaki bir imajdır.Gerçekte o şey bizim parçamızdır.Ve o varlıktan aldığımız kod bizi trans haline sokucak hipnotik bir tetikleyicidir.Gerçekten bir varlıkla anlaşma yapılmış olsa bile varlıklarla asla ilgilenmemeliyiz,çünkü önemli olan şey hedefimizdir,kanıtlayamayacağımız şeyler ile uğraşmak bize zaman kaybettirir,hele ki kendimize bile kanıtlayamıyorken.
Elde ettiğimiz kodlar,bizi çalışma esnasındaki ruhsal duruma sokacak olan ve davet sırasında kazandığımız güç ile deneylerimize devam edeceğimiz önemli şeylerdir.

SONUÇ

-Yaptığımız davetlerde varlıklara asla kafa yormayacağız çünkü varlığın iyi veya kötü,gerçek veya hayal olduğunu bilemeyiz.

-Her çalışmada olduğu gibi bu çalışmada da sonuçlara odaklanmalıyız,çalışmada elde ettiğimiz verilerin hepsi bir hayalden ibaret olabilir bu yüzden bunlara takılıp kalmamalıyız.

-Böyle bir çalışmada asla gelen/giden varlıkların yada hayalimizde canlanan varlıkların etkisinde kalmamalıyız.Aklımız bizi tüm ilizyonlardan kurtaracaktır,,,

-İstenilen sonucu alamadığımızda,çalışma sırasında yaşadığımız her şeyden kendimizi,aklımızı ve zihnimizi arındırmalıyız,,,

-Eğer çalışmadan sonuç alınamadıysa ; varlıkla yapılan anlaşmanın,alınan isimlerin,kodların hiç bir önemi yoktur,çünkü deney başarısızlıkla sonuçlanmıştır,,,

Şuan gözümüzle gördüğümüz ve fiziksel olarak incelediğimiz insanı bile tam olarak çözememişken,kim diğer boyut varlıklarını çok net inceledi ve onları kategorize edebildi ? Hangi insan onları iyi veya kötü olarak ayırabilir ? Gözümüzle gördüğümüz bir insanın bile, iyimi kötümü,dindar mı günahkar mı olduğunu anlayabiliyor muyuz da,gözümüzle göremediğimiz varlıkları iyi veya kötü diye ayırt edebilelim ?
Bazı bilgilerin bilinemeyeceğini bilmemiz gerekir.Gözle gördüğümüz insanlar iki yüzlüyken,göremediğimiz şeylerin gerçek olduğuna,gerçek olsa bile iyi veya kötü olduğuna nasıl karar verebiliyoruz ?

Yazıyı buraya kadar okuyan tüm herkese teşekkür ederim eğer okumadıysanız ve sayfayı açtığınız gibi en aşağı indiyseniz bu cümleyi görüyor olmalısınız,eğer öyle bir durum varsa bütün yazıyı okumanıza gerek yok-tabii her gördüğünüze sorgusuz inanıyorsanız-,yazıda anlatılan şey ; varlıklara o kadar kafa takılmamalı,varlıklar yok diye bir şey demiyorum varlar ama onların gerçekliğini kanıtlamak boşuna verilmiş bir uğraştır.Eğer şüpheci ve bilim adamı tavırlarıyla bu işi yapmayacaksanız hiç yapmayın,hayatın tadını çıkarın,,,Şahsen ben öyle yapıyorum :D


Yardımların için teşekkürler Lughnasadh !!!
 
  • Beğendim
Tepkiler: Ra_

treworax

Kayıtlı Üye
Katılım
18 Eyl 2012
Mesajlar
127
Tepkime puanı
19
Eğer davet 2 veya daha fazla kişi tarafından yapılıyorsa,varlık gelmese bile frekanslar aynı olduğu için herhangi birisinin "hayal" etmesi yani varlığın tezahür ettiğini sanması bile diğerleri tarafından görülmesine yeterdir diye düşünüyorum.
 

Ra_

Banlı Kullanıcı
Katılım
21 Ocak 2013
Mesajlar
142
Tepkime puanı
16
Konum
7.World
İş
Araştırmacı Yazar
İkinizinde mesajları çok güzeldi .
 

treworax

Kayıtlı Üye
Katılım
18 Eyl 2012
Mesajlar
127
Tepkime puanı
19
Sadece görme demedim, örneğin davetlerde notlar tutuluyor birbirlerinden habersiz ve duyduklarını yazıyorlar aynı görüntüyü görüyorlar, ama aynı konuşmalarıda duyuyorlar kelimesi kelimesine bunun halisünasyonla, şartlanmayla, telkinle başaramazsın. Bu tür uygulamalarda yaşananları okursan görürsün ki, ya tüm katılımcılar birbiri ile haberli olarak bilerek yalan söylüyor yada doğaüstü bir varlıkla iletişime geçmişlerdir. Çünkü bilinç altındaki hayaller sesler herkeste aynı şekilde olamaz, farklar olması lazım. Sen farklı bir cümle duyarsın o farklı ama tüm katılımcılar aynı sesi aynı kelimeleri duyuyor. Ve goetia davetlerinde yaşananları incelersen gelen varlık kısa konuşmuyor, uzun uzun anlatıyor.

Zaten 'BAŞARILI' olarak geçen bir davetten bahsetmiyorum.Tabiiki de varlıklar davete iştirak edebilir,ben burada "varlık diye bir şey yok,bu sadece beynin oyunudur" demedim,eğer öyle anlaşıldıysa herkesten özür dilerim.Fakat her davetin aynı olması beklenemez kimisinde gerçekten bir varlık gelir,kimisinde sadece tütsünün,zikirlerin ve bilinçaltının etkisinde kalınır.Ve bizim okuduğumuz davetler genelde 'BAŞARILI' olarak geçen davetleri konu alırlar.Hiçbir grimoire'un içinde 'başarısız',daha doğrusu 'sonuç alınamamış' bir davet görmedim.
 
Üst