Başlangıçta Işık Vardı

Diagramma

Kayıtlı Üye
Katılım
14 Ara 2008
Mesajlar
95
Tepkime puanı
19
Yaş
32
Konum
İstanbul
Hatırlayın! Hepimiz oradaydık. Hepimiz o ilk yaradılış anında. zamanın başlangıcında. büyük beyaz ışık... hepimiz onun içindeydik. küçük beyaz ışıklar. küçük... küçücük. çok , pek çoktuk o zaman... O nun sevgisinden sarhoş olmuş bir şekilde. hepimiz O nun ışııyla vardık. hepimiz O nun gibiydik. fakat O , tekdüzeligi sevmedigi için, hepimiz birbirimizden farklı idik bir yandan. farklı renklerde ve farklı tonlarda. hepimiz,O nun sonsuz ve sınırsız varlıgının bir bölümünü ifade etmeyi seçtik. hepimizin bir ismi vardı,başlangıçta O nun bize verdigi. ve biz, o ismi biliyorduk. sonra UNUTTUK YA HANİ, YENİDEN HATIRLAMAK İÇİN. hani hepimiz ham aynıydık, hem de çok farklı. heyecanlıydık. varoluşun nasıl bir şey oldugunu bilmek istiyorduk. kimimiz telaşlı ve aceleciydik, kimimiz ayrılmak istemiyorduk O ndan. kimimiz dünyaya kim oldugumuzu göstermek istiyorduk. ne kadar özel ve önemli oldugumuzu. kimimiz ayrılmak istemiyorduk oradan. HATIRLAYIN... oradaydık hepimiz. yola çıkmaya istekliydik. o kadar çok doluyduk ki, O nunla ve o kadar tam ve eksizsizdik ki... sonra tanımak istedik kendimizi... O ndan ayrılmaya karar verdik. neşeyle çıktık yola. uzaklara dogru. yalnız olmak istedik. bakmak ve görmek istedik. O büyük başlangıç gününde, biz ayrılıga dogru koştuk. uzaklaştıkça içimiz de bir açlık ve hüzünle. bir yandan da kendimizi keşfetmenin sevinci ile. kendimizi kaybederek , kendimizi bulmak istedik. Oraydaydık hepimiz. O nun sevgisinden var ettikleri. her yerde O nu aradık... sonra, bir aşkın gözlerinde ,, bir hüznün gölgesinde, bir acının karanlıgında aradık O nu. kendimizi kirleterek , aydınlıgımızı keşfetmek istedik . başarının gururunda aradık, anamızın kokusunda, çocugumuzun gülüşünde. hem her şey O nu hatırlatıyordu. hem de hiç bir şet O nun gibi degildi. aradık hep. TANRI OLMAYI ARADIK ... kimimiz küstük O na , bizi yalnız bıraktıgı için. kimimiz kendimizi ve başkalarını cezalandırdık , sözde O na ceza vermek istedik. kimimiz aramayı bıraktık umutsuzca. kimimiz O nu herkese şikayet ettik. HATIRLAYIN... O , BİZE GERİ DÖNECEGİMİZİN MÜJDESİNİ VERMİŞTİ. BULUŞMAMIZIN MÜJDESİNİ. KİMBİLİR BELKİ DE ÇOK YAKINDIR BU VAKİT? YA DA VAKİT ŞİMDİDİR? KİMBİLİR?

NOT. BİLGİYİ HAZIR OLANLAR ALIR ANCAK TAM OLARAK. YANİ ÖGRENCİ HAZIR OLDUGUNDA ÖGRETMEN GELİR. ŞÜPHEYE YER KALMADAN ALIR ALACAGINI...
 

lunatic

Kayıtlı Üye
Katılım
9 Haz 2008
Mesajlar
112
Tepkime puanı
3
Çok çok güzel bir paylaşım teşekkürler.Evet kişi hazır olduğunda bulurlar onu.Bunu biliyor ve hazırlanıyorum o güne.;)
 

Diagramma

Kayıtlı Üye
Katılım
14 Ara 2008
Mesajlar
95
Tepkime puanı
19
Yaş
32
Konum
İstanbul
İnanç boyutu kişinin çevresel ve kişisel faktörlere bağlı olarak topladığı
çeşitli bilgi ve öngörülerle oluşturduğu,
çoğu zaman da sürü psikolojisi içinde gruba kendisini uyumladığı yapılardır.
Böyle geliştirilen ve sadece inanç veya sanı diyebilecegimiz düşünce
ve davranışların temeli olamaz,felsefesi olamaz,bu inanç/sanılar
ayrıca içselleştirilemez de.Dolayısı ile kalıcı ve sürekli de olamazlar,
degişkendirler.
Baktıgımız zaman görüyoruz ki toplumumuzun ve diger Dünya toplumlarınında
kahhar çoğunluğu(%85 diyelim)bu şekilde bir dinsel inanç taşırlar.
Bunlar içinde doğdukları toplumun dinini yarım ağız benimsemiş,
neye inandığını da pek bilmeyen kalabalıklardır.
Yine,ne kadar aydın-entel takılıyor olsalarda bu grubun inançsızlarıda aslında
neye inanmadığını bilmezler.
Yani bu grup için(inananlar/zannedenler) şu önerme cuk oturur:
İnananlar neye inandığını,inanmayanlar da neye inanmadığını,
bilmiyorlar.
Bu boyutta olan insanlardan bazıları aklını işleterek,
usulcana ve yaşadıkları kalabalığa da çaktırmadan
düşünmeye başlar.
Arayışa girer,ben ne yapıyorum diye sorar.Dünyanın ve çevresinin
riyakarlığını,menfaatçiligini ve vahşetini,kirini görüp,bunlarda bir rahmet
olmadığı ve olamayacağı gerçegine varır.
Sonluda mutluluk olmadığını,mutluluğun sonsuzda olduğu
idrakine varır.
Kozmostaki ve Dünyadaki dengeye bakarak,eşyaya ve
onun ötesine bakmaya çalışarak,mevcut olanın altında
var olan,bir koku gibi süptil bir şekilde varlıgını hissettiren bir gücü,
bir enerjiyi hissetmeye ,tehayül etmeye başlar.
Yavaş yavaş yalancı,maddeci,taklit-yapay dünyadan kurtularak
hakiki olana doğu bir yönelişe geçer.
İşte bu noktada...
İnanç ağacı içinde yavaş yavaş kururken;
Aynı anda içinde taze bir fidan büyümeye başlar:
Bilme ağacı.
Kişi burada tam tevhide,''Saf Tevhid''e doğru yol almaya başlar.
Artık....iyi-kötü,güzel-çirkin,küçük-büyük,tatlı-acı vs.
bu ikilemlerden kurtulmaya başlar.
Bunların eski yapay dünyasının artıkları olduğunu hisseder.
Artık kişi....Otta,yaprakta,taşta,suda O Latif Nur'u
seçmeye,hissetmeye başlar.
Anlar ki,O Latif Nur...O Başlangıcın Babası...
O Tarif edilemeyen ve edilemeyecek olan,İsimlendirelemez
olan O(Huve)...
Sadece O var...O İrade-i İlahi'den başka birşey yok.
Sonra Aynanın arkasına segirir...seyr eder.
Aynanın parlak ön yüzününde,sırlı arka yüzününde aynı
AYNA oldugunu farkeder.
O artık şeytana bile gülümseyecek hale gelimiştir.
Bilenler kervanına katılmış...sınavdan kurtulmuştur.
O,Rabbinden razı olmuş...Rabbide ondan razı olmuştur.
Gerisi artık Yaşatan ile...yaşayan arasındadır.
''Rabbini Bime'' işte budur.
 

nogada

Kayıtlı Üye
Katılım
30 Nis 2009
Mesajlar
3
Tepkime puanı
0
İnanç boyutu kişinin çevresel ve kişisel faktörlere bağlı olarak topladığı
çeşitli bilgi ve öngörülerle oluşturduğu,
çoğu zaman da sürü psikolojisi içinde gruba kendisini uyumladığı yapılardır.
Böyle geliştirilen ve sadece inanç veya sanı diyebilecegimiz düşünce
ve davranışların temeli olamaz,felsefesi olamaz,bu inanç/sanılar
ayrıca içselleştirilemez de.Dolayısı ile kalıcı ve sürekli de olamazlar,
degişkendirler.
Baktıgımız zaman görüyoruz ki toplumumuzun ve diger Dünya toplumlarınında
kahhar çoğunluğu(%85 diyelim)bu şekilde bir dinsel inanç taşırlar.
Bunlar içinde doğdukları toplumun dinini yarım ağız benimsemiş,
neye inandığını da pek bilmeyen kalabalıklardır.
Yine,ne kadar aydın-entel takılıyor olsalarda bu grubun inançsızlarıda aslında
neye inanmadığını bilmezler.
Yani bu grup için(inananlar/zannedenler) şu önerme cuk oturur:
İnananlar neye inandığını,inanmayanlar da neye inanmadığını,
bilmiyorlar.
Bu boyutta olan insanlardan bazıları aklını işleterek,
usulcana ve yaşadıkları kalabalığa da çaktırmadan
düşünmeye başlar.
Arayışa girer,ben ne yapıyorum diye sorar.Dünyanın ve çevresinin
riyakarlığını,menfaatçiligini ve vahşetini,kirini görüp,bunlarda bir rahmet
olmadığı ve olamayacağı gerçegine varır.
Sonluda mutluluk olmadığını,mutluluğun sonsuzda olduğu
idrakine varır.
Kozmostaki ve Dünyadaki dengeye bakarak,eşyaya ve
onun ötesine bakmaya çalışarak,mevcut olanın altında
var olan,bir koku gibi süptil bir şekilde varlıgını hissettiren bir gücü,
bir enerjiyi hissetmeye ,tehayül etmeye başlar.
Yavaş yavaş yalancı,maddeci,taklit-yapay dünyadan kurtularak
hakiki olana doğu bir yönelişe geçer.
İşte bu noktada...
İnanç ağacı içinde yavaş yavaş kururken;
Aynı anda içinde taze bir fidan büyümeye başlar:
Bilme ağacı.
Kişi burada tam tevhide,''Saf Tevhid''e doğru yol almaya başlar.
Artık....iyi-kötü,güzel-çirkin,küçük-büyük,tatlı-acı vs.
bu ikilemlerden kurtulmaya başlar.
Bunların eski yapay dünyasının artıkları olduğunu hisseder.
Artık kişi....Otta,yaprakta,taşta,suda O Latif Nur'u
seçmeye,hissetmeye başlar.
Anlar ki,O Latif Nur...O Başlangıcın Babası...
O Tarif edilemeyen ve edilemeyecek olan,İsimlendirelemez
olan O(Huve)...
Sadece O var...O İrade-i İlahi'den başka birşey yok.
Sonra Aynanın arkasına segirir...seyr eder.
Aynanın parlak ön yüzününde,sırlı arka yüzününde aynı
AYNA oldugunu farkeder.
O artık şeytana bile gülümseyecek hale gelimiştir.
Bilenler kervanına katılmış...sınavdan kurtulmuştur.
O,Rabbinden razı olmuş...Rabbide ondan razı olmuştur.
Gerisi artık Yaşatan ile...yaşayan arasındadır.
''Rabbini Bime'' işte budur.

Çok güzel yazmışşın kardeş teşekkür ederim pylaştığın için.Sanırım bir neevide Fenafillahdan bahsetmişsin.
 

nehir

Kayıtlı Üye
Katılım
7 Şub 2009
Mesajlar
51
Tepkime puanı
0
unuttukya hani, yeniden hatırlamak için..
 

mecra

Kayıtlı Üye
Katılım
9 Ara 2008
Mesajlar
482
Tepkime puanı
40
iki yazı da çok güzel olmuş=))
 
Üst