Namaz ile meditasyon?

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

Rein

Banlı Kullanıcı
Katılım
10 Mar 2013
Mesajlar
291
Tepkime puanı
26
Konum
İstanbul
İş
Üniversite Öğrencisi
Arkadaşımdan duydum bir kitapta okumuş..Bence gerçek olabilir;

Namaz kılarken Allah'ın huzuruna çıkarsın, bu da dünyevi rahatsızlıklardan arınmadır yani meditasyonla aynı(galiba).

Ve verdiği bir örnek şöyleydi;

Örneğin Sait Nursi hapishanede mahkumken cuma namazını çok kılmak ister o hafta ve gardiyandan müsaade etmesini ister, fakat kabul edilmez. Sait Nursi ve diğer mahkumlar hapishanede kalmak zorunda kalırlar, gardiyan cuma namazına gider ve Sait Nursi'yi safta görür çok şaşırır kaçtığını düşünerek namaz sonrası onu dışarıda bekler, ama Sait Nursi yoktur. Kaçtığını düşünerek hapishaneye döndüğünde, diğer mahkumların yanında bulur..

Bu gerçek ise bir çeşit astral seyahat midir?
 

yare-i yarim

Moderator
Katılım
10 Ocak 2013
Mesajlar
2,247
Tepkime puanı
879
İş
Sanatsal tablolar oluşturmak/Mutfak eşyaları dalında ticaret
Öncelikle said nursi örneğine pek fazla takılmayın,malesef ki islamın içine aslı olmayan çok rivayetler girmitir.
Namaz ile meditasyon bence ikisi farklı şeylerdir tabi uzmanları daha iyi bilir ama bu benim kendi fikrim sadece
meditasyon ile ne yapılıyorsa namaz ile de yapılır ama namazla bazı aşamalara uğlaşmak zor biraz neden derseniz
Kur'an bize bunu tarif eder namaz ancak rabbin istediği gibi yapılırsa sonuca uğlaşılır ve namaz çok hassastır
mesela pisişik yetenek geliştirmek için namaz kılarsanız şirke düşersiniz cünki Allah için değil de pisişik yetenek için namaz kılmış olursunuz
Hz.Ali'nin şöyle dediği bir sözü vardır " ey insanlar ahirette bir gurup namazlı insan Allahın huzurundan cehenneme götürülücek o insanlar yaratıcısına sorar ey rabbimiz biz hep namaz kılanlardandık bizi niye azap yurduna gönderiyorsun Allah'ta buyurur ki siz namazı benim için kılmadınız kiminiz saygınlık için kiminiz de farklı şeyler için kıldı ve bende tüm o dilediklerinizi verdim benim rızam için kılsaydınız şüphesiz bugün benim rızam ile karşılaşırsınız"
namaz ile belli yerlere gelmek maddi veya manevi niyete göredir Allah namazı böyle tasarlamıştır.
Ama bildiğim kadarıyla meditasyon için bular geçerli değil yani meditasyon bir dinin ibadeti değil diye biliyorum
 

treworax

Kayıtlı Üye
Katılım
18 Eyl 2012
Mesajlar
127
Tepkime puanı
19
Eğer anlattıkların doğruysa Said Nursi'nin yaptığı olay bilokasyon/dedublüman dır.Fakat bunu Said Nursi'nin yaptığına inanmak biraz güç çünkü hemen hemen bütün islam alimleri için bu rivayet söyleniyor.
 

embriyo

Elit Üye
Katılım
19 May 2010
Mesajlar
2,217
Tepkime puanı
884
Konum
Ankara
İş
Ressam
Namazda da, yogada da içe dönük ruhsal bir yolculuk yapılır, yaradan aranır. Asıl amaç insanın kendisini aydınlatmasıdır. Dinlerin tümü aynı hedefe kitlenir. Bütün çaba yaradanı aramak içindir. İnsanın kendini keşfetmesi yaradana ulaşması nihai hedeftir. Hindular yoga yapar, Müslümanlar namaz kılar. Her ikisi de aynı hedef içindir. Meditasyon ile tefekkür benzerdir.
Asıl yapılan meditasyonlarda amaç psişik yetenek geliştirme değildir, öyle olursa ancak egoya hizmet edilmiş olunur. Amaç amaçsızlık, anda kalabilmek, zihni sessizleştirebilmek ve huzura, yaradanın nuruna, aydınlığa kavuşmaktır.
 

memories

Kayıtlı Üye
Katılım
22 Eyl 2012
Mesajlar
150
Tepkime puanı
16
Arkadaşımdan duydum bir kitapta okumuş..Bence gerçek olabilir;

Namaz kılarken Allah'ın huzuruna çıkarsın, bu da dünyevi rahatsızlıklardan arınmadır yani meditasyonla aynı(galiba).

Ve verdiği bir örnek şöyleydi;

Örneğin Sait Nursi hapishanede mahkumken cuma namazını çok kılmak ister o hafta ve gardiyandan müsaade etmesini ister, fakat kabul edilmez. Sait Nursi ve diğer mahkumlar hapishanede kalmak zorunda kalırlar, gardiyan cuma namazına gider ve Sait Nursi'yi safta görür çok şaşırır kaçtığını düşünerek namaz sonrası onu dışarıda bekler, ama Sait Nursi yoktur. Kaçtığını düşünerek hapishaneye döndüğünde, diğer mahkumların yanında bulur..

Bu gerçek ise bir çeşit astral seyahat midir?

Gerçekliğini tartışmadan bu olayı gerçek varsayıp, sorunuza cevap vermek gerekirse astral seyahat değildir.Astral seyahat ruhun bedenden ayrılarak başka bir boyuta geçmesidir.Anlattığınız olayda ruh veya ruhani beden hareketi olarak kabul edilebilecek bir eylemin yerine fiziki bedenin hareketi ve mekan değiştirmesi söz konusudur ve kelime manasıyla bunu astral seyahat olarak kabul etmek yanlıştır.
 

yare-i yarim

Moderator
Katılım
10 Ocak 2013
Mesajlar
2,247
Tepkime puanı
879
İş
Sanatsal tablolar oluşturmak/Mutfak eşyaları dalında ticaret
Namazda da, yogada da içe dönük ruhsal bir yolculuk yapılır, yaradan aranır. Asıl amaç insanın kendisini aydınlatmasıdır. Dinlerin tümü aynı hedefe kitlenir. Bütün çaba yaradanı aramak içindir. İnsanın kendini keşfetmesi yaradana ulaşması nihai hedeftir. Hindular yoga yapar, Müslümanlar namaz kılar. Her ikisi de aynı hedef içindir. Meditasyon ile tefekkür benzerdir.
Asıl yapılan meditasyonlarda amaç psişik yetenek geliştirme değildir, öyle olursa ancak egoya hizmet edilmiş olunur. Amaç amaçsızlık, anda kalabilmek, zihni sessizleştirebilmek ve huzura, yaradanın nuruna, aydınlığa kavuşmaktır.
Sadece öğrenmek ve anlayabilmek için soruyorum, "huzura, yaradanın nuruna, aydınlığa kavuşmaktır"
islamda'ki namaz hindular'daki yoga bu ikisi zaten bu belirttiğiniz kavramların gerçekleşmesi için değilmidir ?
tefekkür nereden geldik nereye gideceğiz gibi düşünceler dir ama meditasyonda amaç zihni susturmak hiçbirşey düşünmemek diye öğrendim bu ikisi birbirlerinden farklılık arzetmiyor mu ?
 

embriyo

Elit Üye
Katılım
19 May 2010
Mesajlar
2,217
Tepkime puanı
884
Konum
Ankara
İş
Ressam
Sadece öğrenmek ve anlayabilmek için soruyorum, "huzura, yaradanın nuruna, aydınlığa kavuşmaktır"
islamda'ki namaz hindular'daki yoga bu ikisi zaten bu belirttiğiniz kavramların gerçekleşmesi için değilmidir ?
tefekkür nereden geldik nereye gideceğiz gibi düşünceler dir ama meditasyonda amaç zihni susturmak hiçbirşey düşünmemek diye öğrendim bu ikisi birbirlerinden farklılık arzetmiyor mu ?


İlk kısımda zaten aynı şeyden bahsediyoruz, yazdığımı bir daha okursanız anlarsınız. Benim söylemeye çalıştığım da bu zaten.

Meditasyon, Latince meditatio kelimesinden türetilmiş bir kelimedir ve bu bir şeyi gözden geçirme, üzerinde düşünme gibi anlamlara gelir. Yani esasında meditasyon dediğimiz şey derin düşünmedir (ki esasında bu “zihnen düşünmemedir” ) ve tasavvufi terimlerde bu tefekkür olarak geçer. Yani hiçbir şey düşünmeksizin gerçekleşen derin düşünmedir. Bu biraz kafanızı karıştırabilir, nasıl oluyor da düşünmeden bir şeyleri düşünüyoruz diyebilirsiniz.
Meditasyonda zihin boşaltılır, zihni boşaltmayı öğrenmek gerekir. Siz zihni boşalttığınızda derin bir huzura ve farkındalığa ulaşırsınız. İşte tam bu anda, tam bu derin öze temas ettiğiniz anda, ruhunuzdan bilincinize bir akış, bir aydınlanma, bir farkındalık akar ve hayata dair bir farkındalık-uyanış ve berrak bir görüş kazanırsınız. Buradaki tefekkür yani derin düşünme “felsefi bir sorgulama” değildir. Burada zihin arındırılır.
 

yare-i yarim

Moderator
Katılım
10 Ocak 2013
Mesajlar
2,247
Tepkime puanı
879
İş
Sanatsal tablolar oluşturmak/Mutfak eşyaları dalında ticaret
İlk kısımda zaten aynı şeyden bahsediyoruz, yazdığımı bir daha okursanız anlarsınız. Benim söylemeye çalıştığım da bu zaten.

Meditasyon, Latince meditatio kelimesinden türetilmiş bir kelimedir ve bu bir şeyi gözden geçirme, üzerinde düşünme gibi anlamlara gelir. Yani esasında meditasyon dediğimiz şey derin düşünmedir (ki esasında bu “zihnen düşünmemedir” ) ve tasavvufi terimlerde bu tefekkür olarak geçer. Yani hiçbir şey düşünmeksizin gerçekleşen derin düşünmedir. Bu biraz kafanızı karıştırabilir, nasıl oluyor da düşünmeden bir şeyleri düşünüyoruz diyebilirsiniz.
Meditasyonda zihin boşaltılır, zihni boşaltmayı öğrenmek gerekir. Siz zihni boşalttığınızda derin bir huzura ve farkındalığa ulaşırsınız. İşte tam bu anda, tam bu derin öze temas ettiğiniz anda, ruhunuzdan bilincinize bir akış, bir aydınlanma, bir farkındalık akar ve hayata dair bir farkındalık-uyanış ve berrak bir görüş kazanırsınız. Buradaki tefekkür yani derin düşünme “felsefi bir sorgulama” değildir. Burada zihin arındırılır.

Dediğinizi iyi anladım,benim meditasyon hakkında okuduğum bazı yazılarda bunun belli bir dine ait olan birşey olmadıgı yazılıdır bu doğrumudur yoksa öğrendiğim yanlış mı ?
 

embriyo

Elit Üye
Katılım
19 May 2010
Mesajlar
2,217
Tepkime puanı
884
Konum
Ankara
İş
Ressam
Dediğinizi iyi anladım,benim meditasyon hakkında okuduğum bazı yazılarda bunun belli bir dine ait olan birşey olmadıgı yazılıdır bu doğrumudur yoksa öğrendiğim yanlış mı ?

Deniz dalgalarının sesini, kuşların ötüşünü dinlerken de meditatif bir duruma girebiliriz. Dalgaların sesine odaklanarak yarı trans haline girdiğimizde ibadet yapmış olmuyor, devamlı bilgisayar gibi çalışan zihnimizi dinlendirmiş oluyoruz. Meditasyon, köken olarak uzak doğu öğretisidir, ancak çok daha önceleri de farklı kültürlerde kullanılan zihinsel bir tekniktir. Uzakdoğuda dini bir ritüel olarak yapılsa da orada da amaç kişilere farkındalık kazandırmak, öz benle buluşturmaktır, daha önce de bahsettiğim İslam'da ki tefekkür gibi.
Neden detaylara takılıyorsunuz, sessiz olarak oturmak, bebeklik halimize, henüz konuşmayı öğrenmediğimiz, hatta cenin halimize dönmek gibidir. Bu da insana has bir deneyimdir, unutmayın konuşmayı sonradan öğreniyoruz ve sonra da zihnimizi susturamıyoruz. Olumlu-olumsuz her türlü düşünce her an zihnimize üşüşüyor, bilgisayarımızda ki dosyaları arada hard diske kaydetmeli ve pcyi boşaltmalıyız. Yoksa aşırı yüklenmeden dolayı çökebilir.

Sayın treworax ilk mesajın cevabını vermiş, astral seyehat değil ancak bilokasyon olabileceğini yazmış.
Bilokasyon: Bir kişinin aynı zamanda iki ayrı yerde görünmesidir. Bilokasyon fenomeninde tam olarak ne olduğu kesin olmamakla birlikte, genel kanı kişinin eş bedeninin izdüşümü olduğudur. Bilokasyona örnek olarak, kişi eş bedenini istem dışı veya isteyerek uzak bir lokasyona gönderebilir.

Bu arada Saidi Nursi konusu uyarı yazdığım halde gereğinden fazla uzadı, sitede siyasi tartışmalar yasaktır. Forum kurallarını gözden geçiriniz. Konu dışı mesajlar silinecektir. Kimse kimseye bir mesajla fikrini kabul ettiremeyeceğine göre ve burası da siyasi bir platform olmadığı için forumda gerginlik yaratmaktan kaçınalım. Her inançtan üyemiz olduğunu da unutmayalım.
 

gümüş

Kayıtlı Üye
Katılım
11 Kas 2010
Mesajlar
1,683
Tepkime puanı
252
Arkadaşımdan duydum bir kitapta okumuş..Bence gerçek olabilir;

Namaz kılarken Allah'ın huzuruna çıkarsın, bu da dünyevi rahatsızlıklardan arınmadır yani meditasyonla aynı(galiba).

Ve verdiği bir örnek şöyleydi;

Örneğin Sait Nursi hapishanede mahkumken cuma namazını çok kılmak ister o hafta ve gardiyandan müsaade etmesini ister, fakat kabul edilmez. Sait Nursi ve diğer mahkumlar hapishanede kalmak zorunda kalırlar, gardiyan cuma namazına gider ve Sait Nursi'yi safta görür çok şaşırır kaçtığını düşünerek namaz sonrası onu dışarıda bekler, ama Sait Nursi yoktur. Kaçtığını düşünerek hapishaneye döndüğünde, diğer mahkumların yanında bulur..

Bu gerçek ise bir çeşit astral seyahat midir?


Benzer olaylar islamla bağlantılı örneklerde , büyük islam ilmihali ve riyazüs salihin ciltlerinde yer almakta. Aynı zamanda hafızam yanıtmıyorsa Tibetli keşişlerle ilgili anekdotların da olması lazım ama bunları okuduğum zaman çok geride kaldı, spesifik örnekleri isimleri ve yerleri ile vermem şimdi çok zor. Aynı şekilde aşağıda alıntıladığım islam harici örnekleri de var. İlaveten 2003 tarihinde başrol oyuncusu olarak yaşadığım bir olaydan yola çıkarak bunun belki herkesin bir şekilde isteyerek ya da istemeyerek deneyimleyebileceği bir tecrübe olduğunu sanıyorum. Kendi tecrübe ettiğim olayda ben o tarihte Ankara idim, okul sebebiyle . Eve, yaşadığım kente döndüğümde arkadaşlarımın bir kısmı 2 gün önce beni kafede gördüklerine yeminm ediyorlardı. Ağlıyormuşum ve hiç biri ile konuşmamışım. Ama ben Ankara'daydım. Benzetmişsinizdir, ben değildim dedim ama o kadar emindiler ki olay iki tanesinin bir süre küsmesi ile sonuçlandı.
Bir başka yansıma olayında ise, ben o tarihte yurt dışındaydım ve sabah 6 gibi gözümü açtım yatağımın başında arkadaşımın İstanbul'da yaşayan babaannesi oturuyor. Nasıl yani falan olmuştum , gerçi aynı gün onun vefat haberini aldık.Ama bütün hayatımda onu sadece 2 kez gördüğüm için neden bana yansıdığını anlamadım. Herneyse , tabii nasıl pek nasıl açıklanamıyor ama ben duygu yoğunluğu ile ilgisi olabileceğini düşünüyorum, yani istemsiz yapılan yansımaların. Ben Ankara'da iken, aklım tamamen yaşadığım kentte idi ve dönmeyi çok istiyordum. Nasıl olduğunu bilmiyorum ama orada olmayı çok istediğim bir ana denk gelip görüntüm oraya düşmüş olabilir diye düşünüyorum. Aşağıdaki örneklemelerde deneyimleyen insanların bahsettikleri halsizlik o zaman için ben de sağlık açısından problemliydim ve baygınlıklar geçiriyordum.Ama bir de şöyle bir şey var, beni olmadığım yerde gördüklerini söyleyenlere karşılık ben hiç öyle bir şey hatırlamıyorum, yani bu deneyim sadece o kişilerin referansına göre olmuş gibi görünüyor.Benim hafızamda a evet ben de gözümü kapadım açtım bir baktım ki falan şehirden filan şehire gitmişim diye bir anı yok.

Ek olarak, geçmişte okuduğum bir anekdotta Hac'ca gitmeyi çok isteyip imkansızlık yüzünden gitmeyen bir adam anlatılır. O da kendisini eve kapatır ve evde Hac'ta yapacağı şeyleri yapar günlerce , namaz kılar namaz kılar ve namaz kılar. Hac kafilesi döndüğünde, bazı insanlar onu ziyaret edip kendisini Kabe'nin etrafında dönerken gördüklerini ama selamlarına karşılık vermediğini söylerler ama adam aslında İstanbul'dan hiç ayrılmamıştır. Demek istediğim bu yansımalarda incelerken belki dikkat edilmesi gereken nokta ya da bilinçle yapılan olası bir başka çalışmadan ayıraç yansıyan görüntünün neden selamlara karşılık veremediğinde ya da konuşmadığında vs olabilir.



****
Bilokasyon


Bir kişinin aynı zamanda iki ayrı yerde görünmesidir. Bilokasyon fenomeninde tam olarak ne olduğu kesin olmamakla birlikte, genel kanı kişinin eş bedeninin izdüşümü olduğudur. Bilokasyona örnek olarak, kişi eş bedenini istem dışı veya isteyerek uzak bir lokasyona gönderebilir. Bu eş beden fiziksel formda veya hayali formda görünebilir. Kimi zaman bu eş gerçeğinden ayırt edilemeyecek derecede gerçek kişi gibi hareket edebilir. Genellikle garip ve mekanik hareketler içerisindedir, konuşulana karşılık vermez.
Eş beden, yani bir diğer adıyla doppelganger, Almancada "Gezgin Çift" anlamındadır ve her bir kişiye eşlik eden gölge beden olarak düşünülür. Geleneksel olarak bir kişinin eş bedeni sadece kendisi tarafından görülebileceği ve ölümün habercisi olduğu söylense de arada sırada, şaşırtıcı bir şekilde kişinin arkadaşları veya ailesi tarafından görülebilir. Kedi ve köpekler tarafından görülebildiği, eş bedenin kişinin hemen arkasında durduğu ve aynada yansımasının görünmediği de bilinen genel inanışlardandır. Bir başka inanışa göre iyi huylu veya kötü huylu da olabilir.
Seyrek görülen bir fenomen olmasında karşın bilokasyon eski çağlara ait bir fenomendir. Zamanında Mistikler, ermişler, azizler,keşişler, kutsal kişiler ve büyü yetisine sahip kişiler tarafından tecrübe edildiği ve uygulandığı iddia edilmektedir. Padua'lı Aziz Anthony, Milan'lı Aziz Ambrose , Ravenna'lı Aziz Severus ve İtalyan Padre Pio gibi birkaç hristiyan aziz ve keşiş'in bilokasyon fenomenini uyguladıkları söylenmektedir. 1774'de Aziz Alphonsus Mariade'Ligour ölmekte olan 14. Papa Clement'in yatağının ucunda görüldüğünde aslında o anda görüldüğü yere 4 günlük uzaklıklaki hücresinde kilitli olduğu anlaşılmıştır.
İngilteredeki Psişik Araştırma Derneği'nin kurucusu olan Frederic W.H. Myers diğer konuların yanı sıra bilokasyonla ilgili çalışmalarda bulunup raporlar hazırlamasına rağmen bu fenomen modern zamanlarda çok az ilgi görmüştür.
Bilokasyona örnek olarak gösterilen en şaşırtıcı raporlardan biri Baron von Güldenstubbe'nin ikinci kızı Julie von Güldenstubbe tarafından, Amerikalı yazar Robert Dale Owen'a anlatılan Emilie Sagee'nin hikayesidir.
Julie von Güldenstubbe 1845 yılında, henüz 13 yaşındayken, Litvanyadaki Wolmar yakınlarında Pensionat von Neuwelcke adlı özel bir kız okuluna gönderilir. Öğretmenlerinden biri de Amilie Sagee adında 32 yaşındaki fransız kadındır. Okul yönetimi kadından oldukça memnun olmasına rağmen yakın zamanda kadın hakkında Doppelganger'ının olduğu ve zaman zaman öğrencilere görünüp kaybolduğu gibi garip söylentiler baş göstermiştir.
Bir gün, dersin tam ortasında, Sagee tahtaya birşeyler yazarken kadının eş bedeni hemen yanında beliriverir. Eş, kadının her bir hareketini taklit etmektedir, bir tek elinde tebeşir yoktur. Bu olaya sınıftaki 13 öğrenci şahit olur. Aynı şekilde başka bir olay, bir akşam yemeği sırasında Sagee'nin eş bedeninin hemen arkasında belirerek, kadının yemek yeme mimiklerini taklit etmesiyle meydana gelir. Bir tek elinde çatal bıçak yoktur.
Ancak kadının eş bedeni her zaman hareketleri taklit etmemektedir. Birkaç olayda, Sagee okulun bir bölümünde görüldüğünde aynı zamanda bir başka bölümde de görülmüştür. Bu olaylardan en belirginine 42 öğrenci şahit olmuştur. 1846 yılının bir yaz gününde, başka bir öğretmen tarafından verilen dikiş ve işleme dersinde olan 42 öğrenci, pencereden Sagee'nin bahçede çiçek toplamakta olduğunu görürler. Ders esnasında okul müdürüyle konuşmak için sınıftan çıkan öğretmenin ardından, Sagee'nin eş bedeni bir anda sınıfta, çıkan öğretmenin oturduğu iskemlede beliriverir. Aynı anda bahçede çiçek toplayan Sagee de görülebilmektedir ancak öğrenciler bahçedeki gerçek Sagee'nin tavrının yorgun bir hal aldığını farkederler. İki cesaretli kız sandalyede hareketsiz oturan hayali görüntüye doğru ilerlediklerinde görüntünün çevresinde garip bir hava akımı farkederler. Kızlardan bir, hayali görüntünün içinden geçerek sandalye ile masa arasında dolanır ancak görüntü kıpırtısız orada oturmaktadır. Ardından doppelganger yavaşça solarak gözden kaybolur.
Emilie Sagee hiçbir zaman eş bedenini görmediğini ancak başkaları tarafından görüldüğü söylendiği zamanlarda kendini bütün gücü çekilmiş gibi yorgun hissettiğini söyler. Hatta böyle zamanlarda kadının tüm renginin uçtuğu farkedilmiştir.
Ünlü Doppelgangerlar:
Ünlüler arasında da bu seyrek fenomeni tecrübe edenler oldukça çoktur.
Guy de Maupassant, ünlü Fransız roman ve hikaye yazarı. Yazar yaşamının sonlarına doğru kendi eş bedeni tarafından rahatsız edildiğini iddia etmiştir. Bu olaylardan birinde doppelganger yazarın bulunduğu odaya girerek tam karşısına oturmuş ve yazarın aynı anda yazdıklarını dikte etmiştir. Yazar bu tecrübesini "Lui" adlı kısa hikayesinde yazmıştır.
John Donne, 16 yy. İngiliz şairi olan Donne Paris'e yaptığı bir gezi sırasında, kucağında bebek taşıyan karısının doppelgangerını görür. Donne'nin karısı o tarihte hamiledir ve bu görünme kötü bir olayın habercisidir. Eş bedenin göründüğü aynı zamanda karısı doğum yapmış, çocuk ölü doğmuştur.
Percy Bysshe Shelly, İngiliz dilinin en büyük şarirlerinden biri olan Shelly İtalya'dayken kendi eş bedenini görür. Hayali görüntü sessizce Akdenizi işaret etmektedir. Aradan uzun zaman geçmeden, 1822 yılında, 30 yaşına basmadan az evvel Shelly Akdenizde meydana gelen bir deniz kazasında boğularak ölür.
I. Kraliçe Elizabeth kendi yatağına uzanmış eş bedenini gördüğünde şok geçirir. Olayın adından kısa bir zaman sonra da ölür.
Doppelgangerın kimi zaman boyutsal veya zamansal farklılıklar taşıdığı da görülmüştür. 18.yy Alman şairi Johann Wolfgang von Goethe, Drusenheim'a atla giderken eş bedenini görür. Ona doğru atla gelen görüntü şairin tamamen aynısıdır. Ancak görüntünün üzerindeki giysi şairin giysisinin aksine gri ve altın sırmalıdır. Sekiz yıl sonra şair aynı yolda ters yöne at sürerken üzerindekilerin gri ve altın sırmalı giysiler olduğunun farkına varır ve sekiz yıl önce gördüğü beden çiftinin gelecekten gelip gelmediğini merak eder.
Bilokasyon ve doppleganger- eş beden- görünmelerine örnek verilebilecek pek çok olay, rapor var. Tam olarak ne olduğu veya nasıl meydana geldiği bilinmiyor. Ya da neye işaret olduğu. Fazla sık meydana gelen bir fenomen olmamasına rağmen, oldukça şaşırtıcı ve esrarengiz olduğu bir gerçek.


Alıntı
 

ruhname

Kayıtlı Üye
Katılım
23 Eki 2012
Mesajlar
557
Tepkime puanı
152
said nursi meditasyon yapmamış eğer anlattığın olay gerçekse tayyi mekan yapmıştır evliyalar elbette tayyi meken yapabilirler.
 

embriyo

Elit Üye
Katılım
19 May 2010
Mesajlar
2,217
Tepkime puanı
884
Konum
Ankara
İş
Ressam
Bu konuda daha önce ki mesajlarımda da yazdım ancak sanırım okunmuyor, bakın bir önce ki mesajımdan alıntı yapıyorum.
Bu arada Saidi Nursi konusu uyarı yazdığım halde gereğinden fazla uzadı, sitede siyasi tartışmalar yasaktır. Forum kurallarını gözden geçiriniz. Konu dışı mesajlar silinecektir. (önce ki uyarı mesajımda silindi) Kimse kimseye bir mesajla fikrini kabul ettiremeyeceğine göre ve burası da siyasi bir platform olmadığı için forumda gerginlik yaratmaktan kaçınalım. Her inançtan üyemiz olduğunu da unutmayalım.

Yasak olduğunu söylediğim halde neredeyse Türk-Kürt tartışması çıkartacaksınız ki kesinlikle uzaklaştırılmanıza sebep olur. Bu son uyarıdır, sitemizin içeriğini unutmayalım.

Konu dışı mesajlar silinmiştir, siyasi tartışma platformu değiliz. Konu hakkında yeterince cevap verilmiş olduğundan ve de konunun içeriğinin dışına çıkıldığından kapatılmıştır.
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Üst