ruh ve nefes

Aegwyn-

Kayıtlı Üye
Katılım
10 Ara 2008
Mesajlar
28
Tepkime puanı
4
Cenâbı Allah'ın özenle ölümsüz olarak yarattığı ve halifelik görevi verdiği insan, iki unsurdan ibarettir. Madde yönü ile bedeni ve madde ötesi tarafı ile benliği. Benlik yani can; ilâhî (Allah'a özgü) bir oluş sırrı ile yaratılan madde ötesi manevî şahsiyetimiz, kişiliğimizdir. Hayat, tabiat, huy, akıl, gönül, irade, düşünce gibi çeşitli unsurlarıyla bizdeki benlik duygusu ve insanın özü. Benlik iki kısmıdır. Bir parçasını nefs, diğer bir parçasını da ruh teşkil etmektedir. İşte birbirinin zıddı bu iki yönümüzle Dünya planında ya aşağılara ineceğiz veya yükseklere çıkarak yüceleceğiz.

Nefs; benliğin çirkin, kötü ve isyankar davranışlarına denir. Bedensel istek ve arzuların tümünü kapsar. Nefsin özellikleri; yalancılık, zulüm, gurur, şehvete aşırı düşkünlük, öfke, kin, cimrilik, v.s.dir. Yüce Yaratıcı'sını tanımayan, nankör, kendi varlığını herşeyin üstünde tutan hep kötülüklere çalışan tutumuyla yanılgıların kaynağıdır. Sonunda Yüce Allah'ı hissederek O'na dönebilmektedir. Nefs, yaratılışın negatif kutbunun temsilcisi ve Cenâbı Allah'ın Celâl görüntüsüdür.

Ruh; Cenâbı Hakk'ın dilemesi ile insana yansıyan ve ona hayat veren ilâhî bir kudret, Yaratıcı ile insan arasında ilâhî bir ceryandır. Benliğe güzel ve iyi sıfatların kazanılması için, ona gerçekleri hissettiren ilâhî bir güç. Dünyadaki görevini nefsle birlikte sürdürmektedir. Cenâbı Allah'tan gelen, ölümsüz olan ruhun yücelmesi söz konusu olmayacağından, o hep yücedir. Nefs; ruh ceryanını hissettikçe, onunla ilgisi arttıkça da yücelmektedir. Ruh, yaratılışın pozitif kutbu ve Cenâbı Hakk'ın Cemal görüntüsüdür.

NEFS VE RUH SIRRI

50/16: ... İnsanı Biz yarattık. Nefsinin ona ne vesveseler verdiğini biliriz. Biz ona şah damarından daha yakınız.
12/53: ... Nefs, kötülüğü şiddetle emreder...
17/85: ... Ruh, Rabbimin emrindendir. Size ancak az bilgi verilmiştir.


Nefsin vesvesesi; insanın içinden geçirdiği aslı olmayan fakat var sandığı şüphe, kuşku, kuruntu gibi duygulardır. Bunları insanı devamlı kemirir onu isyana, kötü yollara sevk eder. Egoist, gururlu, aşırı hırslı, dünyanın geçici menfaatlerini tanrı edinir. Nefs; bedene dönük arzu ve isteklerin esiri davranışlara bürünür. Kur'ân'da adları geçen ve kötülüğün en üst noktasını temsil eden Nemrûd, Firavûn, Ebu Cehil'in nefisleri her devirde yaşamaktadır. Nefsde; ferdiyetçilik, benlik duygusu ön plandadır. Yaratılmışlığına, ruh-hayat sırrına rağmen kendi varlığını adeta tanrılaştırması nefsin büyük yanılgısıdır. Cenâbı Allah'ın Tek'liğini, Samed'liğini ve O'ndan başka bir kudretin olmadığı gerçeğini kabul etmemesi, şirk (Allah'a ortak koşma) ve inkarı getirir. Allah'ı bulma da ona perde olur. Nefsinin boş ve zararlı arzularının egemen olduğu bir insan da Allah ile kul ilişkileri gerçekleşemez. Nefsin çok önemli bir özelliği de iyiliğe de kötülüğe de dönebilen seyyal ve değişken olmasıdır. Bunun için nefsten ümit kesilmez ve her zaman Rabbini hissedebilme kabiliyeti vardır.

" Biz ona şah damarından daha yakınız. " ayeti, Yüce Yaratıcı'nın kuluna ne kadar yakın olduğunu vurgulamaktadır. Ona hayatını, canını Kendi Ruhun'dan üfleyerek vermesi, bu yakın ilişkinin sırlarıdır.Kul, Mutlak Kaynak'tan gelen ruh cereyanı ile Yaratıcı'sını hisseder, O'ndan kuvvet alır ve yücelir. Ruh; Emir Aleminden " yani Allah'tan geldiği için ölümsüzdür, sezildiği oranda da kulu yüceltir.

Ruh nefsi, nefs de ruhu hakimiyeti altına alabilir. Nefsin ruha galibiyetinde negatif kuvvetlerin eline geçen nefs, azab çekerek cehennemi hak edecek; nefsin ruh gerçeğini hissederek ona sahip çıkması halinde ise pozitif kuvvetlerin kaplaması ile o kul, sonsuz kurtuluşu ve cenneti kazanacaktır. Yaratılış yasası gereği nefs; acı çekerek, yoğrularak adım adım olgunlaşır ve kemale erer. Ruh için olgunlaşma düşünülemez, o Allah'tan gelen ilâhî bir yönümüzdür
 

dynamic apnea

Kayıtlı Üye
Katılım
25 Haz 2008
Mesajlar
2,596
Tepkime puanı
165
Konum
somewhere outthere
İş
dış ticaret uzmanı
Aegwyn, teşekkür ederim soruma tam cevabı aldım. Nefs ve ruh yaradılışı arasındaki farkı anladım şimdi. Yazını başka konu ile alakalı bir bölüme taşıyor olacağım ki diğer üyelerimiz de yararlanabilsin .

Creepa, anlatamamışım bu arada kürtaj cinayettir demiyorum ama değildir de demiyorum. selamlar.
 

ZuLkarneyn

Kayıtlı Üye
Katılım
17 Kas 2008
Mesajlar
25
Tepkime puanı
0
Cenâbı Allah'ın özenle ölümsüz olarak yarattığı ve halifelik görevi verdiği insan, iki unsurdan ibarettir. Madde yönü ile bedeni ve madde ötesi tarafı ile benliği. Benlik yani can; ilâhî (Allah'a özgü) bir oluş sırrı ile yaratılan madde ötesi manevî şahsiyetimiz, kişiliğimizdir. Hayat, tabiat, huy, akıl, gönül, irade, düşünce gibi çeşitli unsurlarıyla bizdeki benlik duygusu ve insanın özü. Benlik iki kısmıdır. Bir parçasını nefs, diğer bir parçasını da ruh teşkil etmektedir. İşte birbirinin zıddı bu iki yönümüzle Dünya planında ya aşağılara ineceğiz veya yükseklere çıkarak yüceleceğiz.

Nefs; benliğin çirkin, kötü ve isyankar davranışlarına denir. Bedensel istek ve arzuların tümünü kapsar. Nefsin özellikleri; yalancılık, zulüm, gurur, şehvete aşırı düşkünlük, öfke, kin, cimrilik, v.s.dir. Yüce Yaratıcı'sını tanımayan, nankör, kendi varlığını herşeyin üstünde tutan hep kötülüklere çalışan tutumuyla yanılgıların kaynağıdır. Sonunda Yüce Allah'ı hissederek O'na dönebilmektedir. Nefs, yaratılışın negatif kutbunun temsilcisi ve Cenâbı Allah'ın Celâl görüntüsüdür.

Ruh; Cenâbı Hakk'ın dilemesi ile insana yansıyan ve ona hayat veren ilâhî bir kudret, Yaratıcı ile insan arasında ilâhî bir ceryandır. Benliğe güzel ve iyi sıfatların kazanılması için, ona gerçekleri hissettiren ilâhî bir güç. Dünyadaki görevini nefsle birlikte sürdürmektedir. Cenâbı Allah'tan gelen, ölümsüz olan ruhun yücelmesi söz konusu olmayacağından, o hep yücedir. Nefs; ruh ceryanını hissettikçe, onunla ilgisi arttıkça da yücelmektedir. Ruh, yaratılışın pozitif kutbu ve Cenâbı Hakk'ın Cemal görüntüsüdür.

NEFS VE RUH SIRRI

50/16: ... İnsanı Biz yarattık. Nefsinin ona ne vesveseler verdiğini biliriz. Biz ona şah damarından daha yakınız.
12/53: ... Nefs, kötülüğü şiddetle emreder...
17/85: ... Ruh, Rabbimin emrindendir. Size ancak az bilgi verilmiştir.

Nefsin vesvesesi; insanın içinden geçirdiği aslı olmayan fakat var sandığı şüphe, kuşku, kuruntu gibi duygulardır. Bunları insanı devamlı kemirir onu isyana, kötü yollara sevk eder. Egoist, gururlu, aşırı hırslı, dünyanın geçici menfaatlerini tanrı edinir. Nefs; bedene dönük arzu ve isteklerin esiri davranışlara bürünür. Kur'ân'da adları geçen ve kötülüğün en üst noktasını temsil eden Nemrûd, Firavûn, Ebu Cehil'in nefisleri her devirde yaşamaktadır. Nefsde; ferdiyetçilik, benlik duygusu ön plandadır. Yaratılmışlığına, ruh-hayat sırrına rağmen kendi varlığını adeta tanrılaştırması nefsin büyük yanılgısıdır. Cenâbı Allah'ın Tek'liğini, Samed'liğini ve O'ndan başka bir kudretin olmadığı gerçeğini kabul etmemesi, şirk (Allah'a ortak koşma) ve inkarı getirir. Allah'ı bulma da ona perde olur. Nefsinin boş ve zararlı arzularının egemen olduğu bir insan da Allah ile kul ilişkileri gerçekleşemez. Nefsin çok önemli bir özelliği de iyiliğe de kötülüğe de dönebilen seyyal ve değişken olmasıdır. Bunun için nefsten ümit kesilmez ve her zaman Rabbini hissedebilme kabiliyeti vardır.

" Biz ona şah damarından daha yakınız. " ayeti, Yüce Yaratıcı'nın kuluna ne kadar yakın olduğunu vurgulamaktadır. Ona hayatını, canını Kendi Ruhun'dan üfleyerek vermesi, bu yakın ilişkinin sırlarıdır.Kul, Mutlak Kaynak'tan gelen ruh cereyanı ile Yaratıcı'sını hisseder, O'ndan kuvvet alır ve yücelir. Ruh; Emir Aleminden " yani Allah'tan geldiği için ölümsüzdür, sezildiği oranda da kulu yüceltir.

Ruh nefsi, nefs de ruhu hakimiyeti altına alabilir. Nefsin ruha galibiyetinde negatif kuvvetlerin eline geçen nefs, azab çekerek cehennemi hak edecek; nefsin ruh gerçeğini hissederek ona sahip çıkması halinde ise pozitif kuvvetlerin kaplaması ile o kul, sonsuz kurtuluşu ve cenneti kazanacaktır. Yaratılış yasası gereği nefs; acı çekerek, yoğrularak adım adım olgunlaşır ve kemale erer. Ruh için olgunlaşma düşünülemez, o Allah'tan gelen ilâhî bir yönümüzdür

İnsanın Ruh'u varmıdır ?
 

ZuLkarneyn

Kayıtlı Üye
Katılım
17 Kas 2008
Mesajlar
25
Tepkime puanı
0
hımm şimdi bi soru, nefs insan dünyada soluk almaya başlayınca mı oluşur? o zaman ruhun cenine üflenmesi doğru bir bilgi değil mi? eğer öyle ise 8 aylık bir bebek aldırmak, öldürmek cinayet değil midir oluyor? İnsanın nefsi sadece ölünce mi ölür? Bu konuyu tasavvufa taşıyalım tartışalım ister misiniz?

Bu konuyla ilgili açıklamamı buraya mı yazayım ? yoksa göstereceğiniz başka bir bölüme mi ?
 

Aegwyn-

Kayıtlı Üye
Katılım
10 Ara 2008
Mesajlar
28
Tepkime puanı
4
İnsanın Ruh'u varmıdır ?

Sevgili ZuLkarneyn daha önceden okumuş olduğum bir yazıdan alıntı yaparak sunmak istedim.

Kuranda .Ruh kavramı vahyin diğer bir adıdır.Dolayısıyla kuranda ruh; vahiy ve vahyi taşıyan cibril hakkındadır. İlgili ayetler

CİBRİL,E İSNADEN RUH KAVRAMNIN GEÇTİĞİ AYETLER


Bakara..87- Celâlim hakkı için Musa'ya o kitabı verdik, arkasından birtakım peygamberler de gönderdik, hele Meryem oğlu İsa'ya apaçık mucizeler verdik, onu Rûhu'l-Kudüs ile de destekledik. Size nefislerinizin hoşlanmayacağı bir emirle gelen her peygambere kafa mı tutacaksınız? Kibrinize dokunduğu için onların bir kısmına yalan diyecek, bir kısmını da öldürecek misiniz?


Bakara..253- O işaret olunan resuller yok mu, biz onların bazısını, bazısından üstün kıldık. İçlerinden kimi var ki Allah, kendisiyle konuştu, bazısını da derecelerle daha yükseklere çıkardı. Biz Meryem oğlu İsa'ya da o delilleri verdik ve kendisini Rûhu'l-Kudüs (Cebrail) ile kuvvetlendirdik. Eğer Allah dileseydi, bunların arkasındaki ümmetler, kendilerine o deliller geldikten sonra birbirlerinin kanına girmezlerdi. Fakat ihtilâfa düştüler, kimi iman etti, kimi inkâr etti. Yine Allah dileseydi, birbirlerinin kanına girmezlerdi. Fakat Allah dilediğini yapar.

Meyem 17- Sonra ailesiyle kendisi arasına bir perde koymuştu. Biz ona ruhumuzu gönderdik de ona tam bir insan şeklinde göründü

.
Bu ayetlerde vahyi taşıyan meleğe yani cibrile RUHUL KUDUS =KUTSAL RUH ifadesi kullanılmıştır.Bizlerde aynı ifadeleri kullanırız.

Mesela bir tarih profesörüne, AYAKLI TARİH ifadesini kulllanırız.Aynı şekilde Son peygamber Hz Muhammede
YÜRÜYEN KURAN,AYAKLI KURAN dediğimiz gibi

VAHYİ TAŞIYAN CİBRİLE İSNADEN SADECE RUH KAVRAMI GEÇEN AYETLER


Nebe 38- O gün Ruh ve melekler sıra sıra dururlar. Rahmân'ın izin verdikleri dışında hiç kimse konuşamaz. İzin verilen de doğruyu söyler

Kadr 4- Melekler ve Ruh o gece Rablerinin izniyle, her iş için inerler


Mearic 3- O, derece ve makamlar Allah'tandır.

Mearic 4- Melekler ve Ruh miktarı ellibin yıl süren bir gün içinde ona çıkar.

Bu ayetteki İleyhi= ona zamiri dil bilim ve gramer kurallarına göre bir önceki kelimeye atfetmek gerekirki oda,önceki ayetteki son kelime olan meariç,tir. Dolayısıyla burdaki ona zamirini kalkıpta Allaha atfetmenin ona mekan isnadı anlamına gelirki,böyle bir düşüncenin tevhide aykırı olduğunu düşünüyoruz

Meariç; miraç kelimesinin çoğuludur. mirac,ın ise gerçek anlamda ne olduğu kesin olarak bilmek imkansız. Ben mahiyetini sadece Allahın bildiği ve meleklere ait derece veya makamlar olduğunu söylemekle yetinmeyi uygun görüyorum.En doğrusunu Allah bilir.


RUH KAVRAMININ VAHİY OLDUĞU İLE İLGİLİ AYETLER


İsra..82- Biz Kur'ân'dan, iman edenler için bir şifa ve rahmet kaynağı olan âyetler indiriyoruz. Zalimlerin de ancak zararını artırır.

İsra..83- Biz insana nimet verdiğimiz zaman, Allah'ı anmaktan yüz çevirip uzaklaşır. Ona fenalık dokununca da ümitsizliğe kapılır.

İsra..84- De ki: "Herkes bulunduğu hal ve niyetine göre iş yapar. Bu durumda kimin en doğru yolda olduğunu Rabbiniz daha iyi bilir.
"
İsra..85! Sana ruhtan soruyorlar. De ki: "Ruh Rabbimin emrindendir ve size ilimden ancak az bir şey verilmiştir."

İsra..86- Yemin olsun ki, dilersek sana vahyettiğimizi ortadan kaldırırız; sonra bize karşı kendine bir vekil (koruyucu) bulamazsın.


İsra..88- De ki: "Yemin olsun, eğer insanlar ve cinler bu Kur'ân'ın benzerini getirmek üzere toplansalar ve birbirlerine yardımcı olsalar bile, yine onun bir benzerini meydana getiremeyeceklerdir."

Ayetler gurubu dikkate alındığında görüldüğü gibi isra 85 teki ruhtan maksat vahiydir.Bulunduğu toplumda insanlara Allahın elçisi olduğunu ve Allahtan vahiy aldığını söyleyen peygambere bir takım insanlar vahyin mahiyeti hakkında sorular sordukları görülmektedir.Onların bu sorusuna ise Allah cevap vermiştir

ANAHTAR KELİME;ALLAHIN EMRİ. ALLAHIN EMRİ İSE ŞÜPHESİZ VAHİYDİR


İşte Allahın sonsuz ve sınırsız ilminden bizlere bildirilen bu az bilgi kurandaki olan kadardır

Burayı biraz daha açalım.Asırlardan beri resullük taslayan insanlar olagelmiştir.Nitekim günümüzde de böyle insanlar vardır.Örnek olarak Ali iskender mihr,i gösterebiliriz.Bu sahte resule hiç bir insan gidipte insanın ruhu varmı diye sormaz. Ya neyi sorar?

Sen kendine vahiy geldiğini iddia ediyorsun arkadaş; anlat bakalım bu işin mahiyeti nedir?

işte Aynen bunun gibi kendi içlerinde 40 yıl yaşamış ve onlara göre sıradan biri olan insan olan Hz Muhammed günün birinde aniden Allahın resulü olduğunu ve Allahtan vahiyler aldığını ve bunlara uymazlarsa onlara ahiret azabıyla korkutuyordu.Dolayısıyla bu insanlar Hz Muhammedin bu konuda güvenilir olduğunu tesbit amacıyla vahyin mahiyeti (ruhtan)hakkında sorular soruyorlardı.Yoksa bu kişilerin insanın ruhu varmıdır yokmudur gibi bir detleri ve sıkıntıları yoktu

Ruh kavramının vahiy anlamında kulllanıldığı ile ilgili diğer ayetler


Mümin..15- O dereceleri yükselten Arş'ın sahibi Allah, o buluşma gününün (kıyametin) dehşetini haber vermek için kullarından dilediği kimseye emrinden Ruh indiriyor.


Nahl 2- Kendi emrinden Ruh ile melekleri, kullarından dilediği peygamberlere indirip şu gerçeği insanlara bildirin, buyuruyor: Benden başka hiçbir ilâh yoktur. Ancak benden korkun.

Nahl 102 Onlara de ki: ", iman edenlere sebat vermek, müslümanlara bir hidayet ve bir müjde olmak için Rabbin Ruhu katından hak olarak indirdi.

Mücadele 22. Allah'a ve ahiret gününe inanan bir milletin, babaları, oğulları, kardeşleri, yahut akrabaları da olsa Allah'a ve Resulüne düşman olanlarla dostluk ettiğini görmezsiniz. Onlar o kimselerdir ki Allah kalblerine iman yazmış ve onları bir Ruh ile desteklemiştir. Onları, altlarından ırmaklar akan cennetlere sokacak, orada ebedî kalacaklardır. Allah onlardan razı olmuş, onlar da O'ndan razı olmuşlardır. İşte onlar Allah'ın hizbi (dininin yardımcıları)dir. İyi bil ki, kurtuluşa ulaşacak olanlar, Allah'ın hizbidir.

RUHTAN ÜFLEME




Enbiya 91- Irzını koruyan Meryem'e ruhumuzdan üflemiş, onu ve oğlunu, âlemler için bir mucize kılmıştık.


Hicr 28..Rabbinin meleklere şöyle dediğini hatırla: "Ben, kuru balçıktan, şekil verilmiş kokuşmuş çamurdan bir insan yaratacağım."

Hicr..29- Ben, onun yaratılışını tamamladığım ve ona ruhumdan üflediğim zaman, siz hemen onun için secdeye kapanın."

Secde 7- Yarattığı her şeyi güzel yaratan ve insanı yaratmaya bir çamurdan başlayan O'dur.

Secde..8- Sonra da onun soyunu süzülmüş bir özden, değersiz bir sudan yaratmıştır.

Secde..9- Sonra onu düzenli bir şekle sokup, ruhundan üfürdü. Ve sizin için kulaklar, gözler ve gönüller var etti. Siz pek az şükrediyorsunuz!

Sad 71- Hani Rabbin meleklere demişti ki: "Ben çamurdan bir insan yaratmaktayım."

Sad 72- "Onu tesviye edip, düzeltip de ruhumdan ona üfledim mi derhal ona secde edin."

Tahrim 12-Irzını korumuş olan, İmrân kızı Meryem'i de Allah örnek gösterdi. Biz, ona ruhumuzdan üfledik ve Rabbinin sözlerini ve kitaplarını tasdik etti. O, gönülden itaat edenlerdendi.

Ruhtan üfleme ne anlama gelir?


Yüce Allahın yarattığı bir varlığa canlılık kazandırması ,hayat vermesi için üflemeye, püflemeye ihtiyacı yoktur.Dolayısıyla üfleme ifadesi tamamne mecazidir. Aksi takdirde Allahın yarettığı varlıkları bir balon şişirir gibi şişirdiğini anlamak zorunda kalırız

Yasin 81- Gökleri ve yeri yaratan, onlar gibisini yaratmaya kâdir değil midir? Elbette kâdirdir. Çünkü o her şeyi yaratandır, her şeyi bilendir.

82- O'nun emri, bir şeyi dileyince ona sadece "Ol!" demektir. O da hemen oluverir.

En,am 73 O, gökleri ve yeri hak ile yaratandır. "Ol!" dediği gün herşey oluverir. O'nun sözü gerçektir. Sur'a üflendiği gün de hükümranlık O'nundur. Gizliyi ve açığı bilendir ve O, hikmet sahibidir, her şeyden haberdardır

KUN FEYEKUN

Alllah ol der olur yani vahyeder.İşte Allahın ruhundan üfürmesi demek, yarattığı varlığıa vahyederek CANLANDIRMASI anlamındadır ki şu ayet açıkça buna delalet etmektedir

Ali İmran..59- Doğrusu Allah katında İsa'nın (yaratılışındaki) durumu, Âdem'in durumu gibidir; onu topraktan yarattı, sonra ona "ol!" dedi, o da oluverdi.

KUN FEYEKUN

Buraya kadar gördükki kuranda insanın ruhu olduğuna dair tek bir ayet yoktur.İnsan ölünce ruhu çıkar diyorlar.

Peki olmayan bir ruh nasıl çıkıyor.Kuran insanı NEFS olarak tanıtır.İnsan hayata gelmeden nasıl mutlak bir yokluk idi ise ölüm olayında da bir bütün olarak yok olmaktadır.İnsandan çıkan herhangi bir şey yoktur

İnsan bir bütündür.Bir bütün olarak dünyaya gelmekte ve bir bütün olarak ölüm olayı ile yok olmaktadır. Dolayısıyla insanlar yaratılmadan önce ruhlarını yaratıldığı ve Allahın bu bedensiz hayaletlere ruhlar aleminde soru sorduğu kalu bela ilgili ayetin tamamen yunan patentli ruh anlayışına göre yorumlanmasından kaynaklanmaktadır. Allah insanları taksit tasit yaratmadığı gibi taksit taksit öldürmesi düşünülemez.Eski yunan mitolıjisine göre insan; beden ve ruhtan meydana gelen bir varlıktır. Ölüm olayında ise beden yok olmakta ruh ise ölümsüz olduğundan başka alemlerde yaşamına devam etmektedir.Hatta başka bir insanın bedeninne girip bu şekildede yaşamına devam edebilmektedir.Reenkarnasyon

Bakara ..28- Allah'ı nasıl inkâr edersiniz ki, ölü idiniz sizleri diriltti. Sonra sizleri yine öldürecek, sonra yine diriltecek, sonra da döndürülüp ona götürüleceksiniz.

Bu ayeti kerimede Allahu Teala yaratılış öncesini ölüm olarak tarif etmektedir (ve kuntum emvaten) işte ölüm olayıda aynen bunun gibi salt bir yokluktur.

Yartılış ve dirilişle ilgili diğer ayetler

Yasin 78- Yaratılışını unutarak bize bir de mesel fırlattı: "Kim diriltecekmiş o çürümüş kemikleri?" dedi.

79- De ki: "Onları ilk defa yaratan diriltecek ve o her yaratmayı bilir."

Hac 66- Size (ilk defa) hayat veren, sonra öldürecek olan, sonra da yeniden diriltecek olan O'dur. İnsan gerçekten pek nankördür.

Mümin 11- Kâfirler diyecekler ki: "Ey Rabbimiz! Sen bizi iki defa öldürdün, iki defa dirilttin. Şimdi günahlarımızı anladık. Fakat çıkmaya bir yol var mı?"

İki ölüm ve iki dirilme

Dünyaya gelmeden önceki durum. 1.inci ölüm

Dünya hayatındaki ölüm. 2.inci ölüm

Dünya hayatına gelme. 1.inci diriliş

Kıyametten sonra dirilme 2.inci diriliş

Peygamberin vefatından kısa bir süre sonra yunan eserlerini, arapçaya tercüme edilmiş, ve dolayısıyla yunan mitolojisine ait bu tür inançlar müslümanlar arasında revaç bulmuş ve halende bu anlayış toplumun geneli tarafından kabul görmektedir

Oysaki kuran bunların tamamen aksini söylemktedir

Araf 172 Kıyamet gününde, biz bundan habersizdik demeyesiniz diye Rabbin Adem oğullarından, onların bellerinden zürriyetlerini çıkardı, onları kendilerine şahit tuttu ve dedi ki: Ben sizin Rabbiniz değil miyim? (Onlar da), Evet (buna) şahit olduk, dediler.

Allahu Tealanın bu ayette insanlara yaratılmadan önce kalıpsız ruhlara seslendiği ile ilgili hiç bir işaret yoktur..Ademoğulların bellerinden nesillerin alınması aşağıdaki ayette bildirildiği gibidir



Hac 5..Ey insanlar, eğer, tekrar diriltileceğinizden bir şüpheniz varsa size açıkça gösterelim diye sizi topraktan yarattık, sonra spermden, sonra embriyodan, sonra da yaratılışı belli belirsiz bir çiğnem etten yarattık. Dilediğimizi adı konmuş bir süreye kadar rahimlerde tutar ve sizi bebek olarak çıkarırız. Sonra siz yetişip, erginlik çağına gelirsiniz. Kiminizin canı alınır, kiminiz de bildiği şeyleri bilmez olsun diye ömrünün en düşkün dönemine ulaştırılır. Yeryüzünü kupkuru görürsün de biz ona su indirince harekete geçer, kabarır ve her çeşit güzel bitkiyi çift çift bitirir ya...

Allaha verdiğimiz bu misak ise,yani galu bela insan doğuktan ve iyiyi ve kötüyü ayır edebilme çağına ulaştığında gerçekleşmektedir.her insan yanlışı ve doğruyu anlayabilecek bir özellikte yartılmıştır

Fe elhemeha fucuraha ve takvaha''

Şems 8..(Nefse) isyankarlığını ve iyiliğini ilham edenin hakkı için''

Zariyat 56- Ben cinleri ve insanları ancak bana kuulk etsinler diye yarattım.


Diğer bir ayette ise şöyle buyurulmaktadır

Rum 30..Öyleyse sen yüzünü bir hanif olarak dine, Allah'ın o fıtratına çevir; ki insanları bunun üzerine yaratmıştır. Allah'ın yaratışında hiç bir değişme yoktur. İşte dimdik ayakta duran din (budur). Ancak insanların çoğu bilmezler.


Her insan belli bir yaşa geldiğinde çevresini ve etrafındaki kültürü Allahın kendine vermiş olduğu bu özelikten esinlenerek sorgular . Kainattaki bu muhteşem düzeni, yaratılış harikasını idrak ettiğinde,yaratıcısı Allahı sanki görüyormuş gibi, bütün benliğiyle GALU BELA; EVET DER

Evet yarabbi sensin herşeyi sonsuz kudretinle yaratan SENSİN SEN DER

Bir insanın çevresindeki kültürü ve evrendeki Allahın ayetlerini sorgulayarak dünya hayatında galu bela ya ulaşmasını Hz İbrahimle ilgili şu ayetlerde dahada net görebilmekteyiz



Enbiya
51- And olsun ki biz daha önce İbrahim'e de rüşdünü vermiştik . Biz onu biliyorduk.
52- O zaman o, babasına ve kavmine: "Bu tapınıp durduğunuz heykeller nedir?" demişti.
53- Onlar: "Biz atalarımızı bunlara tapar bulduk" dediler.
54- İbrahim: "And olsun ki sizler de, atalarınız da apaçık bir sapıklık içindesiniz" dedi.
55- Onlar : "Sen bize gerçeği mi getirdin , yoksa şaka mı ediyorsun?" dediler.

56- O şöyle dedi: "Hayır Rabbiniz göklerin ve yerin Rabbidir ki onları O yaratmıştır. Ben de buna şahidlik edenlerdenim."


İşte dünya hayatında gerçekleşen ''GALU BELA''



En koyu ateist bile hernekadar dilinden söylemese bile kalbinin derinliklerinden galu belayı söküp atamaz.hayatın içinden çıkılmaz gibi görünen problemleri karşısında o kopkoyu materyalist ateist, bakarsınız çözülüverir ve AMAN ALLAHIM diyerek Allaha sığınıverir.

Yunan kaynaklı ruh ve beden ayırımının getirdiği kurana taban tabana ters olan inançlardan biride ölüm sonrası kabir hayatıdır.Azap veya mükafat.

Kuranın bu konudaki mesajını anlayamamış ve hadislerle kapleri körlenmiş insanlar bu sakat inancın bıraktığı psikolojik rahatsıylıktan dolayı ölmüş yakınları için kuran okurlar.Ne yapsın zavallılar şimdi orda toprağın altında en sevdiği kişi belkide aazap görmektedir.bundan dolayıda belkide bir parça olsun onun azabını hafifiletebilmek için bir şeyler yapmak çabasındadır.Onun için hiç bir şeyden haberi olmayan çürümüş cesetlere kuran okurlar.

Kurana göre ölüm sonrası hayat kabirde değil,kıyametten sonra ahirette olacaktır.Biz yine biz olacağız hemde ta parmak uçlarına kadar eskisi gibi

Kıyamet 4.. Evet, bizim, onun parmak uçlarını bile aynen eski haline getirmeye gücümüz yeter.

Kuran dışı yanlış bir inanç,sadece inanç boyutunda kalmaz.Mutlaka ve mutlaka günlük yaşama olumsuz bir çok şekilde yansır

Ruh kavramının ne kadar büyük felaketlere yol açdığına, maddelere halinde değinmek istiyorum.

1-ruhun ölmeyeceği düşüncesiyle,mahşer günü ayetleri nesh edilmiş ve kabir azabı fikri ortaya atılmıştır.

2-ölmüş ataların bizi izledikleri fikri çıkmışdır.

3-ademe ruh(vahiy) üfledik ayetleri çarpıtılırak,insanın ALLAHIN bir parçası olduğu,enel hak sapıklığı ortaya atılmıştır.

4-reenkarnasyon sapıklığı ortaya atılmıştır.

5-ruhulkudüs hristiyanlarda vahiy meleği cebrail olmakdan çıkartılıp ALLAHIN ayrı bir ruhu olduğu yani 2. tanrı olduğu iddia edilmiştir.

6-ruhul kudüsün meryeme verdiği isada 3. bir tanrı olup teslis inancı ortaya atılmıştır.

7-ruh çağırma seansları gibi saçmalıklara milyarlarca insan inandırılıp,müşrik edilmiştir.

8-ruh ölmediğinden,ölmüş şanlı atalar,ilahlaşmıştır.herkese yardım eden geylani,hızır,vs ortaya çıkmıştır.insanların ALLAHDAN başka yardımcıları olduğu yaygınlaşmıştır.

9-hz muhammedin her an bizi izlediği varsayılarak ona selam gönderme şirki ortaya atılımıştır.

10-şefaat mitolojisi oluşturulmuştur.

11-kalu bela ruhlar alemi safsataları ortaya atılmıştır.

12-gavslar kutuplar olduğu dünyayı yöneten fikri ortaya atılmıştır.

13-ruhlar aleminde evliyalar türemiştir.

14-ölümsüz bir varlık haline gelen insan kendi kendini ilahlaştırmıştır.

15-türbelerde mezarlarda hazır ve nazır ilahlar ortaya çıkmışdır.

16-kuran ayetleri çarpıtılmıştır.

17-sır kapısı adlı tv programında milyonlarca insan şirke sürüklendirilmiştir.

18-piramitler inşa edilmişdir.

19-binlerce tevhid akidesini bozan mitos-söylence ortaya atılmıştır.

20-milyarlarca insan şirke sürüklenmiştir.

Velhasıl ;bu ruh konusunu asla küçümsemeyelim,şirkin her türlüsünün beslendiği kaynak bu inançdır.ve inananları kesinlikle şirke götürür.(Alıntıdır)

Ki mevzu Ruh olduğunda paradox büyür ve hortum misali çeker..
 

dynamic apnea

Kayıtlı Üye
Katılım
25 Haz 2008
Mesajlar
2,596
Tepkime puanı
165
Konum
somewhere outthere
İş
dış ticaret uzmanı
tarikatlar hakkında ne düşünüyorsunuz, Mevlana nın mirasının turistik gezi haline getirilmesi hakkında ne düşünüyorsunuz? Yaşarken nefsi ölmeden öldürebilenler kimlerdir? Dünya, yaşam çok zor nefsi körlemek mümkün mü? Nefsi körledğinizde el ayak çektiğinizde bakmakla yükümlü olduklarınıza zarar gelebileceğini düşünüyor musunuz?
 

Aegwyn-

Kayıtlı Üye
Katılım
10 Ara 2008
Mesajlar
28
Tepkime puanı
4
tarikatlar hakkında ne düşünüyorsunuz, Mevlana nın mirasının turistik gezi haline getirilmesi hakkında ne düşünüyorsunuz? Yaşarken nefsi ölmeden öldürebilenler kimlerdir? Dünya, yaşam çok zor nefsi körlemek mümkün mü? Nefsi körledğinizde el ayak çektiğinizde bakmakla yükümlü olduklarınıza zarar gelebileceğini düşünüyor musunuz?

Sorularının cevabını sondan başlayarak vermek istiyorum.Sakıncası yoktur umarım..

5-)Tefekkür edip islam ehli olmayı başarabildikten sonra;herşeyin Allah'dan geldiğini bileceğiniz için, yükümlü olduklarınıza gelecek olan dertleri de dermanıda O'nun verdiğini biliyor olacaksınız.

4-)Zor olanı başarmanın mutluluğu onlarca basit olanı başarmanın mutluluğundan daha hoştur.Nefs dünyevi hırsları ister.Nefsi köreltmek bunlardan vazgeçmek demektir.Tam manası ile Allah'a bağlanmak nefsi köreltir.Mümkündür.Lakin dediğiniz gibi zordur şartlar.Dünyanın herbir yanı süsler ile kuşatılmış olduğundan ölümü hatırlamak çok zordur.Ahiret inancına sahip olmayan veya düşünecek vakti kendine ayıramayan insanlar bu dünyadaki saltanatlarını fevkalade bir şekilde sürdürürler.Şeytanın gölgesinde kalmış kullar aydınlığı göremezler.Lakin aydınlığa ışığı tutmuştur Allah.Kuran-ı Kerim bütün sorulara cevap verebilecek bir kutsaldır.

3-)Allah kendisine en yakın kullarınına nur bahşeder.Ona ne kadar yaklaşmak istersen; o kadar yaklaşırsın.Ondan nefsini köreltmeyi istersen nefsin körelir.

2-)Mevlana'nın yaşayış tarzı ve hayatı tüm insanlığı ilgilendirdiği için insanlar oraları ziyaret ederek ;oranın kokusunu ve mazisini tatmak isterler.Mevlana'nın ziyaretinin yasaklanması veya ziyaretlerin devam etmesi konusu tartışılır.Fakat gitmyip de haybeye zaman harcamaktansa,gidipte bir an olsun ahireti,nefsi ve Allah'ı düşünmekte fayda vardır.

1-)Bildiğiniz gibi Tarikat:Yol demektir.Yol ise bilindiği üzre yanlış yol ve doğru yol gibi ayrılır.Yön doğru bilinip baş koyulduktan sonra yollar patika olmuş,asfalt olmuş,bayır olmuş taş olmuş farkedetmez derim.(Ama öncemli olan nereye gittiğinizdir.)
Bu arada size özel teşekkürlerimi sunmak isterim.Tasavvuf a karşı olan ilginiz beni gerçekten sevindirdi.Baksanıza site A'dan Z'ye NEFS i bileyliyor ve Şehvete davet çıkartıyor.Tabii ki yararlanabilecek yönleri var elbette fakat görünenler ve üyelerden gelen isteklerde ortada, temez ve unutulmak istenir.Sayın dynamic apnea umarım dünya vaktiniz hep böyle doğru olanı aramak için geçer. Er veya geç arayan isteyen bulur.

Saygılarımla..
 

La-edri

Kayıtlı Üye
Katılım
21 Haz 2010
Mesajlar
2,195
Tepkime puanı
509
1-tarikatlarin hakikisi olmasa idi bugun sahteleri olmaz idi
2-mevlana yi hayatta iken anlamamis olmalarinin bir isbatidir
3-yasarken nefsi öldürmüs olanlar<- ki nefs ölmez saadece özüne döner onlar nefsi safiye mertebesinde olan evliyalardir
4-nefsi köreltmek elbette mümkündür mümkün olmasa idi kuranda bir emir olarak karsimiza cikmaz idi.
5-nefsi ölmüs bir zat hayatta el ayak cekecek diye bir sart yok,nefsi ölmüs bir insanin özelligi kötülügü degil yapmak düsünmez bile,ama ise gider calisir ailesi ile ilgilenir.. zaten bunlari yapmak zorundadir zira bu isleri hakkin rizasi icin yaptigin taktirde bu zaten ibadetdir, ve bu insanlarin her yaptiklari hakkin rizasi oldugu icin hic bir isten ve görevden kacmazlar..
kimisi görev alir talebeler kamil insanlar yetistirir
kimisi kuluk yarisina girer, el ayak cekmek yok öyle..
efendimiz (sav)a sen peygambersin niye ibaded ediyorsunki sen allah'in habibisin denildiginde, kendisi peygamberim diye kullugumu yapmayayimmi diye cevab vermistir
 
Üst