Duygusal Hayatımızın Çöpünü Boşaltalım

yule

Yönetici
Katılım
4 Haz 2008
Mesajlar
3,141
Tepkime puanı
1,556
İş
Parapsikolog & Enerji Terapist /Sosyolog
İşinize yarayan ne varsa bilgisayarınızda saklar; işe yaramayan, güncelliğini yitirmiş ne varsa bu kutuya atarsınız. Olmazsa, geri dönüşüm kutusunu da boşaltır, tüm işe yaramaz şeyleri bir defada uzay boşluğuna gönderiverir, bir daha yüzünü bile görmezsiniz.

Peki, yaşanmış, bitmiş, güncelliğini kaybetmiş, artık üzerinizde hiçbir etkisi kalmamış ya da sadece olumsuz tortularını taşıdığınız duygularınızdan ne haber?

Yaşadığınız anda bile hoşlanmadığınıza karar verdiğiniz anılar... Eski aşklarınızı ne yaptınız mesela? Yoksa yaşanıp bittikten, üzülüp bunalıp stresini çektikten sonra onları ahde vefa olsun diye kaldırıp beyninizin en kıymetli yerindeki duygusal çöplüğünüze mi attınız? Attınız, buraya kadar güzel. Acaba onlar şimdi o çöplükte, canınız ne zaman sıkılmak ve kendinize bunalım yaratmak isterse çıkarıp çıkarıp kullanılmak üzere emre amade mi bekliyor?

Sizi Üzen Duyguları Artık Yanınızda Taşımayın!

Bazen şöyle bir cümle söylendiğini duyarım da, kanım mı donsun, kahkahalarla güleyim mi şaşırır kalırım. Mesela kimi arkadaşlar der ki; “Ben eski aşklarımın hiçbirini unutmadım, yaşadığım ne varsa anılarımda, aklımda.”

Aferin. Bu kadar vefalı olduğunuz için kendinizi tebrik edebilirsiniz; bir de tenekeden madalya takın bari! Zihninizde kaç tane yaşanıp bitmiş aşk, yaşanmış ama kötü bitmiş ilişki, ne bileyim kazık atmış, sizi üzmüş arkadaşlarınızla ilgili anılar, kısaca canınızı sıkıp sizi üzebilecek ne varsa sakın bir yere göndermeyin. Ömrünüzün sonuna dek beraber yaşayın!

İnkar edemem; aşk güzel bir duygudur. Bizi mutluluktan bebekler gibi zıplatır, kış ortasında bahar yaşatır, mutlu olmamızı sağlar. Vefa da güzeldir. Yaşanılmış olayları, insanları, ilişkileri, aşkları unutmamak gerekir. Peki ama biz? Kendimize olan vefa borcumuz? Kendimize karşı yerine getirmemiz gereken görevlerimiz ve sorumluluklarımız?

İçimizdeki duygu çöplüğü bana göre gerçek bir bomba gibidir. Nasıl ki bir çöp bidonu, içine tehlikeli maddeler atıldıkça sessiz sakin şişer, dolduğunda da patlar; içimizde taşıdığımız ve hoşlanmadığımız ne varsa doldurduğumuz ‘Duygu Çöplüğü’ de işte böyle tehlikeli bir bölgedir.

Aşk güzeldir elbet. Doğar, büyür, yaşar. Ama unutmamak lazımdır ki bir gün mutlaka biter. Doğası gereği bitmek zorundadır. Tarihe mal olmuş ünlü aşklara baktığınızda göreceksiniz ki, ya kadın ölmüştür, ya erkek... Aşkları da araya ölüm engeli girip bitmeye fırsat bulamadığından, tarihe mal olmuştur. Son aşama hep bitiştir; bu kaçınılmaz. Bitişlerden sonra da zavallı ruhumuzda iyiler yanında kötü olayları da mı tutacağız? Bize kendimizi kötü hissettiren olayları zihnimizde, duygu çöplüğümüzde neden barındıralım?

Zihnimizi Çöplerinden Kurtarma Aşamaları

Gelin isterseniz bugün beynimizin “Duygu Çöplüğü” bölümünde bir tarama çalışması yapalım. Bizi üzen, bunaltan, mutsuz eden, süründüren ne varsa onları aklımızdan çıkarıp uzayın boşluklarına bir daha buluşmamak üzere gönderelim. Bunu başarmak için de şu sıralamayı takip edelim:

Öncelikle evimizin içinde kendimize sakin bir yer bulalım. Mekan seçimi size ait olup ses ve gürültüden etkilenmeyeceğiniz, rahatsız edilmeyeceğiniz bir yer olması gerekmektedir.

Terapimizi yapacağımız mekanın renkleri ise rahatlatıcı, pastel renklerden seçilmiş olmalı. Renk seçim imkanımız yok ise, hiç olmazsa oturduğumuz yere yeşil, mavi, pembe, sarı gibi renklerin pastel tonlarından oluşmuş veya bu da bulunamıyorsa beyaz bir örtü örtmek yeterli olacaktır.

Mekan seçimini yaptıktan sonra yanımıza bir adet kalem ve bol miktarda küçük kağıt (hatırlatma kağıtları boyutunda olması yeterli), bir adet kutu, bir de kulaklıkla hareketli bir müzik dinlememize imkan verecek herhangi bir alet alarak, yalnız kalabileceğimiz ve rahatsız edilmeyeceğimizden emin olduğumuz anda mekanımıza çekilelim.

Rahatça oturabileceğimiz bir pozisyonda yerimize yerleşip kendi içimize dönerek duygu çöplüğümüzde tarama yapmaya başlayalım. Bu taramayı yaptıkça aklımıza gelen her olay bir diğerini çağıracak, birbiri ardına kötü anılarımız yavaş yavaş sıraya dizilmeye başlayacak.

Her bir kağıdın üzerine ayrı ayrı canımızı sıkan, bizi üzen, bunaltan hangi anımız varsa onları kısa notlar halinde yazalım.

İçimizde varolanları bitirdiğimize ve hepsini kağıda döktüğümüzü düşündüğümüz anda yazma işlemine son verelim.

Kağıtlarımızı sıraya koyalım. Mekanımıza çekilirken yanımıza almış olduğumuz kutuyu yakınımızda bir yerlere koyalım. Müziğimizi dinlemek üzere kulaklıklarımızı takalım. Dinlemek üzere seçtiğimiz parçaların hareketli bir tempoda olmasına özen gösterelim; çünkü ağır ritimli parçalar bizim dağılıp anılarımıza dalmamıza neden olur.
Sıraya koyduğumuz kağıtları teker teker alıp okuyalım (tercihen sesli), okuyup bitirdikten sonra da buruşturup çöp sepetine atalım. Bu işlemi yaparken gözlerimizi kapatalım. Bu arada bu olayın beynimizin içinden dertop olup kağıdımızı attığımız kutuya düştüğünü hayal edelim.

Yazdığımız kaç adet kağıt varsa hepsi için aynı işlemi uygulayalım. Tüm kağıtlarımız bittiğinde, bunları doldurduğumuz kutuyu da alıp hepsini akan bir suya keyifle boşaltalım. Akar su hiçbir zaman kir barındırmaz, kötü anılarımıza da layık oldukları finali yaşatacaktır.
Bu terapiyi, olumsuz hisler bizi ne zaman rahatsız ederse tekrar uygulayabiliriz. Lütfen unutmayın, bunu vefasız olduğumuzdan veya insanlara değer vermediğimizden değil, sadece karmakarışık hislerle baş başa kalmak yerine, biraz olsun ferahlamak ve ruhumuzu rahatlatmak için yapıyoruz. Önce de söylediğim gibi aşk güzeldir; yaşanılanlardan ise sadece güzel olanlar muhafaza edilmeye layıktır.

Bizi rahatsız eden ne varsa uzaya yollayıp hem rahatımızı kaçırmayalım, hem de yeni ve güzel duygulara gerekli yeri açabilelim
 

nora22

Kayıtlı Üye
Katılım
27 Ara 2008
Mesajlar
45
Tepkime puanı
3
İş
matematikci
ah keske bunu yapabilsem,zihnim hep eski yasanmisliklarla karmakarisik.
 

hira

Kayıtlı Üye
Katılım
26 Eki 2008
Mesajlar
182
Tepkime puanı
6
Yapabileceğimi sanmıyorum o kadar kolay değil!!
 

erdem2086

Kayıtlı Üye
Katılım
23 Ara 2008
Mesajlar
52
Tepkime puanı
0
güzel paylaşım bunu başarabilen insan bence herşeyi başarır
 

awra

Banlı Kullanıcı
Katılım
21 Kas 2008
Mesajlar
150
Tepkime puanı
1
akarsu nerde bulucaz yule yokki.. onun yerine ne önerirsin?
 

Sellenay

Kayıtlı Üye
Katılım
1 Kas 2008
Mesajlar
110
Tepkime puanı
17
akarsu yerine deniz olabilir.
EFT nin bir başka çeşidi.
Evet haklısın yule duygularımızı boşaltmanın, değişip, dönüşmenin vaktidir şimdi.
Bunlara ek yaşadığımız o üzücü olaylarda bizi üzen kişileri ve kendimizi bol bol affedilmek. Oda akarsu kadar rahatlatan ve temizleyen bir yöntem.
Paylaşımınız için teşekkürler..:hurray::willy_nilly::boat::nopity:
 

yazboz

Kayıtlı Üye
Katılım
22 Ağu 2008
Mesajlar
119
Tepkime puanı
5
Yaş
2023
bence zor degıl ısteyıp ıstememekle alakalı ama ne kadar ıcte kalırsa o kadar agır tahrıbat yapar denemeden kımse zor demesın bence
 

awra

Banlı Kullanıcı
Katılım
21 Kas 2008
Mesajlar
150
Tepkime puanı
1
Ben bu gece yaptım zihin olarak ..bayağı rahatladım.. canım ı çok sıkan bi kadın vardı ..çok ama çok kırılmıştım.. ama zihnimde bana karşı mücadele verdi .. demekki dost gibi görünsede benle zoru vardı aslşında...fakat olayı başardım.. içimden çıkan gümüşi bir ışıkla rahatlama oldu.. EVET her tedavi aradığımız her şey kendimizde.. yeter ki isteyelim arkadaşlar.. SALMAYALIM KENDİMİZİ; ÖZELLİKLE GENÇ ARKADAŞLAR; DÜNYA ÇOOOK BÜYÜK DEĞİŞİMİN KAPISINDA;;; UYANIN :İSTİKBAL İÇİN ;DEPRESYONA GİRMEYELİM SADECE OLAYLARDAN DERS ALALIM...KENDİMİZİ BİLGİYLE GELİŞTİRELİM ::ŞU ANDA HANGİ İŞİ YAPIYORSAK EN İYİ ŞEKİLDE YAPALIM:
 

awra

Banlı Kullanıcı
Katılım
21 Kas 2008
Mesajlar
150
Tepkime puanı
1
yule çok teşekkür ederim çook kendime getirdin beni :biggrinjester::nopity:
 
Üst