Vampir Kedinin Öcü

URUMHAMATAHAYİL

Yönetici
Katılım
5 Haz 2008
Mesajlar
7,096
Tepkime puanı
4,964
İş
Wellness Antrenör/Psikolog/ Sosyolog
Vampir Kedinin Öcü


Ekli dosyayı görüntüle 3544(resim tam uygun olmasa da koydum :) )

Batı Virginia Dağları tekin değildir. Ölmüş madenci ruhlarının dolaştığı söylenir. Kızılderili inanışına göre de iyi ve kötü sayılan ruhlar bu dağlarda yaşar.

Bir çok kızılderilinin yaşadığı bölgede biri vardır ki onun Vampir Kedinin ruhunu gördüğü iddia edilir. Jinx Johnston isimli bu kızılderili öyle kötü ruhlardan pek kolay ürkecek biri değildir, ama konu Vampir Kediden açılırsa Jinx Johnston'ın terlediği ve titrediği rahatlıkla görülebilir. Bugün oldukça yaşlanmış olan Jinx Johnston hikayeyi bir kez anlatmıştır ve sonra da susmayı tercih etmiştir. Kızılderili geleneğine göre kadınların ava gitmesi yasaktır. Ama kabilede bir kadın ava gitmek için ayak diremiş ve bu isteği erkeklerden asla kabul görmemiştir. Hırslı kadın isteğinden vazgeçmeyip kedilerin kürkünden yapılan bir giysiyle kendini saklamış ve avlanan erkekleri gizlice seyretmiştir. Farkedilip yalandığında ise cezası ağır olmuş ve kabileden atılmıştır. Kadın kabileden atılmış olsa da daima kabilenin yakınlarında yaşamıştır. Bir gün kabilenin çitlerle koruduğu koyunların ineklerin ağılına giren bir vahşi hayvan, koyunları, inekleri teker teker kaçırmaya başlamıştır. Kabile üyeleri, bu talihsizliğin kabileden atılan kadının uğursuzluğuna yormuşlardır. Koyunları, inekleri korumak için hemen tuzaklar kursalar, nöbete kalsalar da, zeki hayvan her seferinde bir yolunu bulmuş ve sürüden bir hayvanı kapıp götürmüştür. Ta ki Jinx Johnstonla karşılaşana dek. Jinx Johnston o gece bir an bile gözünü kırpmamış ve vahşi hayvanı beklemeye koyulmuştur.
Beklenen an gelmekte gecikmemiş, büyük bir kedi çitleri aşarak sürüye dalmıştır. Jinx Johnston kediyi kovalamaya başlamış ve ormanın derinliklerinde bir yerde onu kıstırmayı başarmıştır. Kıstırdığı yerde ise gözlerine inanamamıştır. Kedinin tılsımlı bir suyu üzerine dökerek yavaş yavaş insana dönüştüğünü görmüştür. Yavaş yavaş beliren insan silüetinden bu kişinin kabileden sürülen kadın olduğunu dolunay ışığının yardımıyla farketmiştir. Bir anda karar verip tılsımlı suyu çekip almış ve toprağa dökmüştür. Yarı kadın yarı kedi şeklindeki yaratık kızgınlıkla bağırmış ama yavaş yavaş insanlaşan yönü tekrar kediye dönüşmüştür. Sonra da kedice çığlıklar atarak hızla oradan kaçmıştır. Ama Jinx Johnston bunun ilk ve son karşılaşmaları olmayacağını o an anlayabilmiştir.

İzleyen günlerde Jinx Johnston ne zaman avlanmaya gitse ve açık arazide uyuya kalsa ya ensesinde bir ağrı ya da kulağında bir sızı ile uyanmış ve Vampir Kedi tarafından ısırıldığını farketmiştir. Bir süre sonra Jinx Johnston artık ava gitmeye korkar olmuştur. Vampir Kedi'nin sıcak nefesini her an ensesinde hissetmek korkusu ile ava gitmekten vazgeçip köyde kalmaya karar vermiştir. Avcılar Jinx Johnston'a dudak bükseler de Vampir Kedi'nin hayali Jinx Jonston'ın bir an olsun gözlerinin önünden gitmemiştir. Batı Virginia Dağları sadece ruhlarla değil, ilginç derslerle de doludur. Ava gitmek istediği için kabileden sürülen kadın, belki de öcünü böyle almış, kabilenin en savaşçı avcılarından birini avdan uzaklaştırıp kendi oturduğu minderde onu oturmaya mahkum etmiştir.
Alıntı.

sevgiler ve saygılar :)
 

subzero31

Banlı Kullanıcı
Katılım
18 Ocak 2013
Mesajlar
32
Tepkime puanı
0
Konum
istanbul
güzelmiş bizim türk ormanlarında hiç birsey yok ya hep gerideyiz vampir kurtadam baska seyler hep yabancılardan cıkıyor yazık bize :D
 

gümüş

Kayıtlı Üye
Katılım
11 Kas 2010
Mesajlar
1,683
Tepkime puanı
252
güzelmiş bizim türk ormanlarında hiç birsey yok ya hep gerideyiz vampir kurtadam baska seyler hep yabancılardan cıkıyor yazık bize :D

Aslında bizim kültürümüz de hayli zengindir ve ormanlarımız da çeşitlilik açısından hayli bereketlidir :)
 

arzuhal

Kayıtlı Üye
Katılım
13 Kas 2011
Mesajlar
580
Tepkime puanı
34
Konum
nurnberg-almanya
İş
su an evdeyim maalesef
güzelmiş bizim türk ormanlarında hiç birsey yok ya hep gerideyiz vampir kurtadam baska seyler hep yabancılardan cıkıyor yazık bize :D


Bizim tarihimize bir göz atsan,neler neler göreceksin bir bilsen,Bizim öyle kediye falan ihtiyacimiz yok,Sizin bu türkcenizle,oldugumuz yerde daha cok sayiklariz biz.:D
 

subzero31

Banlı Kullanıcı
Katılım
18 Ocak 2013
Mesajlar
32
Tepkime puanı
0
Konum
istanbul
Bizim tarihimize bir göz atsan,neler neler göreceksin bir bilsen,Bizim öyle kediye falan ihtiyacimiz yok,Sizin bu türkcenizle,oldugumuz yerde daha cok sayiklariz biz.:D

anlamadıgım benimle ne derdin var her defasında laf sokmaya çalısıyon en azından türkiyedeyim senin gibi gavurların arasında almanyada yaşamıyom zaaa :D
 

hazaR

Kayıtlı Üye
Katılım
30 Haz 2011
Mesajlar
2,233
Tepkime puanı
673
Konum
İstanbul
İş
Passenger.
Türkiye de bol canım.Yazı bile yazamıyorlar :)
 

gümüş

Kayıtlı Üye
Katılım
11 Kas 2010
Mesajlar
1,683
Tepkime puanı
252
Arkadaşlar bu konu ile ilgili Jean -Paul Roux 'ya ait Orta Asya 'da Kutsal Bitkiler ve Hayvanlar kitabını edinmenizi öneririm. Türk tarihindeki mitolojik öğeleri etraflıca incelemiştir kitapta ve anımsayacağınızı sandığım masalların da nelere referans olabileceği üzerine etraflıca bir araştırma yapmıştır. Zaman oldukça alıntılar eklemeye çalışacağım foruma.

Ayrıca lütfen konularda yorumlar konuya olsun, kişi olarak birbirimizi hırpalamanın konuya hiç bir faydası olmaz ,anlamı da yok zaten.
 

URUMHAMATAHAYİL

Yönetici
Katılım
5 Haz 2008
Mesajlar
7,096
Tepkime puanı
4,964
İş
Wellness Antrenör/Psikolog/ Sosyolog
tuşları hızlı kullandıgım için kısaltımlı cümleler kurmaya alışmışım o yüzden ama halimden memnunum :)


Forum kurallarına bakın...Kurallara uymak zorundasınız, kurallar size değil.
Hitap şeklinizi düzeltin, imla kurallarına dikkat edin sonra halinizden memnun olursunuz.
 

ENDORA

Kayıtlı Üye
Katılım
13 Kas 2012
Mesajlar
124
Tepkime puanı
18
güzelmiş bizim türk ormanlarında hiç birsey yok ya hep gerideyiz vampir kurtadam baska seyler hep yabancılardan cıkıyor yazık bize :D


Oooo!!!! bir dinlesen bizde neler var neler kardeş. İki olay paylaşmak isterim sizinle.
Annemin köyü Kırklarelinin bir kasabası. Bu kasabada kanlıgöl diye bir sokak var ki teyzem oturur bu sokakta. Bu sokağın adının kanlıgöl olmasının sebebi ( bu arara sokağın resmi adı Kanlıgöl sokağıdır öyle halk arasında geçen bir isim değil yanı. ) Vakti zamanında bu sokağın olduğu yerde bir akarsuya ait oluşmuş çatak varmış ( gölcük ) ama derinmiş. Bu çatağın olduğu yerde düğün kurulmuş düğün sırasında her ne yaşanmış ise çok eski olduğu için tam detayları bilen yok bir şekilde gelin o göle düşmüş ve kurtaramamışlar o gölde boğulmuş. Zamanla bu göl kurumuş ama o gölün olduğu mevkii kanlıgöl olarak anılır olmuş. Hatta zaman zaman geceyarısından sonra yanlız başına gezen perişan halde gelin görenlerde çok olmuş hala anlatılır bu olay.
İkinci olay ise daha yeni. Yeni dediğimde nereden baksanız yine 25 yıl olmuştur herhalde ben daha ergenlik çağlarımda falandım :) Aynı kasabada yine bu olayda. Bu kasabayı ortasından geçen bir dere ikiye ayırır. İki tarafı bir köprü bağlar. Köprünün hemen yan tarafında dere kenarında ise kasabanın sanayisi ( tamirhaneler falan ) vardır. Bu dükkanlardan birinin sahibi olan adamın çocuğu olmuyormuş ve ne yazıkki insanlıktan nasibini almamış bir karısı olduğu için eşine bu konuda çok hakaret edip eziyette bulunuyormuş. (Şahısları annemlerde tanıdığı için oradan biliyorum.) Sonunda köyden haber geldi bu adamın kedini sanayideki dükkanında astığına dair annemler çok üzülmüştü. Kısa bir süre sonrada garip olayların olmaya başladığında dair haberler gelmeye başladı. Adamın kendini astığı o dükkandan gece yarısından sonra feryatlar ve inlemeler gelmeye başlamış ama öyle az buz sesler değil o dere kenarı feryatlarından inliyor diye anlattılar. Bu vaka yaklaşık 40 gün sürmüş hatta köyün bekçileri bile gece yarısından sonra o köprüyü geçip köyün bir yakasına gidememişler korkudan. Sonra bunun sebebini araştırdım. Azap ile ölenler, İntahar edenler ya da muradı olmadan ölenlerin ruhu bazen öldükleri yerde sıkışır kalırmış ve buda onlara azap verirmiş bir şekilde yaşayanlara orda olduklarını belli ederlermiş.
İşte böyle bunlar sadece benim bildiğim iki vaka daha kayıtlara geçmemiş ne vakalar var. Türkiye aslında böyle doğa üstü vakarlar yönünden olduça zengin. Ama bir dönem bu vakalara koca karı hikayesi diyip burun kıvırmak modernlik sayıldı. Eskilerin lafına itibar edilmedi neyseki benim gibi babanne anlatsana diyip ninelerin dedelerin ağzının içine bakan çocuklar vardı kaybolmadı. Aslında ara ara bu yaşanlış öyküleri sizlerle paylaşsam fena olmaz herhalde tabi istenirse. Tüm arkadaşlara saygılar.
 
Üst