Doğru Meditasyon

p4inkiLLer

Kayıtlı Üye
Katılım
14 May 2010
Mesajlar
190
Tepkime puanı
142
Doğru meditasyonu soruyorsun. İlk ve öncelikli iş içsel varlığını tüm düşüncelerden temizlemektir. İyi düşünceleri saklamak ve kötü düşünceleri atmak söz konusu değildir. Bir meditasyoncu için tüm düşünceler sadece çöptür; iyi ya da kötü olması söz konusu değildir. Onların hepsi senin içinde bir yeri işgal ederler ve onlar işgal ettiği için senin varlığın tam olarak sessizleşemez. O yüzden iyi düşünceler kötü düşünceler kadar kötüdür; onlar arasında bir ayrım yapma. Bırak kurunun yanında yaş da yansın!
Meditasyon tam sessizliğe, öylesine derin bir sessizliğe ihtiyaç duyar ki içinde hiçbir şey kıpırdamaz. Tam olarak meditasyonun ne olduğunu bir kez anladığında onu elde etmek zor değildir. Biz bu hakka doğuştan sahibiz; kesinlikle ona sahip olmaya muktediriz, ancak her ikisine birden sahip olamazsın: zihne ve meditasyona.
Zihin bir rahatsızlıktır. Zihin normal bir delilikten başka bir şey değildir.
Zihnin ötesinde, hiçbir düşüncenin asla girmemiş olduğu, hiçbir hayal gücünün çalışmadığı, hiçbir rüyanın ortaya çıkmadığı, sadece olduğun, hiç kimse olmadığın bir hale gelmek durumundasın.
O bir disiplinden çok, bir anlayıştır. O çok şey yapmanı gerektirmiyor; aksine, meditasyonun ne olduğunu net bir şekilde anlamak dışında hiçbir şey yapmak zorunda değilsin. Bu anlayışın kendisi zihnin işleyişini durduracaktır. Bu anlayış tıpkı hizmetkârların, önünde birbirleriyle tartışmayı ya da birbirleriyle konuşmayı kestiği bir efendi gibidir; birden efendi evden içeri girer ve sessizlik vardır. Tüm hizmetkârlar bir şeyle meşgul olmaya başlar; en azından meşgul gibi görünürler. Sadece bir an önce hepsi tartışıyor ve kavga ediyor ve atışıyorlardı ve hiç kimse bir şey yapmıyordu.
Meditasyonun ne olduğunu anlamak, efendiyi içeri davet etmektir. Zihin bir hizmetkârdır. Efendi tüm sessizliği ile, tüm coşkusu ile içeri girdiğinde ansızın zihin kesin bir sessizliğin içine düşer.
Bir kez meditasyon haline eriştiğinde, aydınlanma sadece bir zaman meselesidir. Onu zorlayamazsın. Sadece bir bekleyiş, büyük bir özlem içerisinde; neredeyse susuzluk, açlık gibi yoğun bir bekleyiş içinde olman gerekir. Tek bir söz bile değil...
Meditasyonda özlem, aydınlanma için bir susuzluk ve sabırlı bir bekleyiş halini alır; çünkü o, o kadar büyük bir olgu ve sen o kadar küçüksün ki ellerin ona ulaşamaz, o senin ulaşabileceğin bir yerde değil. O gelip seni kucaklayacaktır ama sen onu kendine getirmek için hiçbir şey yapamazsın. Sen çok küçüksün, enerjilerin çok küçük. Ancak ne zaman gerçekten sabırla ve özlemle ve tutkuyla beklersen o gelir. Doğru anda o gelir. O her zaman gelmiştir.

OSHO
 
Üst