Nazar Abdesti

URUMHAMATAHAYİL

Yönetici
Katılım
5 Haz 2008
Mesajlar
7,096
Tepkime puanı
4,962
İş
Wellness Antrenör/Psikolog/ Sosyolog
Nazar değen birinin gerektiğinde bedenini yıkaması gerekir. İslam öncesi Arapları arasında da kullanılan bu yöntem, sünnetlerden tarafından da kabul görmüş ve uygulanmaya devam etmiştir. Bu nazar abdestinin nasıl uygulanacağı hakkında çeşitli rivayetler vardır. Bu rivayetlerden birine göre; nazar abdesti şöyle alınır. Bir kap içine su doldurulur. Kap yere konmaz, ondan nazar değen kimse bir avuç alarak mazmaza yapar ( su ile ağzı çalkalamak) ve suyu yine kabın içine püskürtür. Sonra aynı sudan alarak, yüzünü yıkar. Sonra sol eliyle suyu alır, sağ elini, sonra sağ eli suyu alır, sol elini yıkar. Dirsekleri ve topukları yıkamaz. Son bu şekilde sol ve sağ ayağını yıkar. Böylece yıkama işini bitirir. Abdest almak için kullanılan bu su, nazara uğrayan kimsenin arkasından dökülür. ( bu işlem dışarıda ya da balkon gibi yerin ıslanmasının sorun olmadığı yerde yapılır.

Kaynak: Çelik, İslam’ın kabul veya reddettiği halk inançları
 

ibis73

Kayıtlı Üye
Katılım
22 Ocak 2010
Mesajlar
338
Tepkime puanı
26
Cok güzel bir konuya deginmissiniz sayin urumhamatahayil bende baska bir kaynaktan farkli yapilisini buraya kopyalayim.

Niyet: “Yâ Rabbî niyet ettim nazar abdesti almaya. Abdesti nazar için alıyorum guslü de nazar için alıyorum. Gözüm kendime eşime anne baba akraba kardeşler çocuğuma/çocuklarıma ve arkadaşlarıma da değmesin.

Güzel ve taze bir abdest aldıktan sonra nazar abdesti almak temiz bir su ile temiz bir kap içine dökülecek şekilde euzu-besmele ile önce eller sonra gözler yıkanır. Sonra ayakların ön tarafı yıkanır. Sonra o su büyük bir kaba konulup o su ile gusül abdesti alınır.

Bunu herkes yapabilir. Ne kimsenin nazarı değer o kişiye ne de başkasının nazarı değer ona. Nazardan da muhafaza ediyor. Kurtulunur inşaallah


Sen böyle abdest aldinmi diye soran olursa almadim .Ama not defterimde var bu konu. günlük olarak ayetel kürsi , nas ve felak süresini ben ve esim düzenli okuyoruz yani vird haline getirdik. Bundan dolayi ihtiyac duymadim

Birde bu konu ile ilgili peygamberimiz döneminde yasanmis olay var.

Muhammed İbnu Ebî Ümâme İbni Sehl İbni Hanîf, babasından şunları işittiğini anlatmıştır: "Babam Sehl (radıyallahu anh) (Cuhfe yakınlarındaki) Harrâr nam mevkide yıkandı. Üzerindeki cübbeyi çıkardı. Bu sırada Âmir İbnu Rabî'a ona bakıyordu. Sehl, bembeyaz bir tene, güzel görünüşlü bir cilde sahipti. Âmir: "Ne bugünkü bir manzarayı, ne de böylesine ancak çadıra çekilmiş bâkirede bulunabilen bir cildi hiç görmedim." dedi. Sehl daha orada iken hummaya yakalandı ve rahatsızlığı şiddet peyda etti [ve yere yıkıldı]. Durum Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)'a haber verildi ve: "Başını kaldıramıyor." dendi. Halbuki Sehl orduya kaydedilmişti. "Ya Resulallah o, sizinle gelemez Vallahi başını bile kaldıramıyor!" dediler. Aleyhissalâtu vesselâm: "Onunla ilgili olarak herhangi bir kimseyi ittiham ediyor musunuz?" diye sordu. "Âmir İbnu Rebîa var." dediler. Resulullah (asv), onu çağırtıp kendisine kızdı ve: "Sizden biri niye kardeşini öldürüyor? Niye bir "Bârekallah!" demedin? Onun için abdest al!" buyurdu. Bunun üzerine Âmir yüzünü, ellerini, kollarını, dizlerini ve ayaklarının etrafını ve izarının içini bir kaba yıkadı. Sonra, bir adam bu suyu onun (Sehl'in) üzerine arkasından döktü; derken o ânında iyileşti." (Muvatta, Ayn 1, (2, 938

alinti
 
Üst