Dünya Dışı Varlıklarla kurulan temaslardan örnekler...

Zeyna

Kayıtlı Üye
Katılım
20 Ocak 2009
Mesajlar
330
Tepkime puanı
60
Konum
İstanbul
İş
yönetici
Gizemli bir grup

Birkaç yil öncesine dönelim, UFO A-rastirmacisi William Moore "Dünyadisi Canlilarin Biyolojik Varliklari" adli bir radyo programi yapiyordu, ikinci programin sonrasinda, bir telefon aldi. Arayan eski bir istihbarat görevlisiydi, 9 arkadasi adina konusurken, "Dünya-daki Yabanci Varliklarla ilgili dokümanlari Moore'a verebilecegini söylüyordu. Moore, ikna olarak konusmayi kabul etti ve konusmalara ve konus-macilara "Faicon" kod adi verildi. Bu arada Moore, Jamie Sanders adli bir TV yapimcisi ve yönetmeninden yardim isteyerek, görüsmelerin videoya kaydedilmesini planladi. Bu asamanin ardindan, Faicon kod adli ama gerçek adi "MJ 12" olan grupla çalismalara geçildi. Peki, "MJ 12" neydi? Bu özel grup, ABD içindeki UFO faaliyetlerini arastirirken, "Dünyadaki Yabanci Var-liklar"la da iliskileri yönlendirmekle görevliydi.

Yani resmen, insanlik ile "Dünyadaki Yabanci Varliklar' arasindaki politikayi belirliyorlardi. Çalismalar sürdürülü-yor, kararlar veriliyor, Baskan'in onayina sunuluyor ve politika uygulaniyordu. Yani ABD Baskani'nin "Dünyadaki Yabanci Varliklardan haberi vardi... Faicon'a göre, "MJ 12" 1950'lerde bizzat Baskan Truman'un emriyle kurul-mustu ve bu emrin belgesi de vardi. Faicon bu belgeyi gösteriyordu. Ek o" larak da, 1947'de, New Mexico Ros-vvell'e düsen UFO'nun ve içindeki dünyadisi canlilarin cesetleri hakkindan bilgi veren "MJ 12" dokümanlari bulunuyordu. Bu dokümanlarda dönemin Baskan'i Eisenhovver'in imzası bulunuyordu. Asagidaki satirlar teyp kasetinden aynen alinan bir bölümdür.

Bu incil baska bir incil

Faicon'un sesi: "MJ 12, 1950'lerde, hükümetin içinden seçilen bir grup insanla olusturuldu. Görevleri, UFO'larla ilgili arastirmalar yaparak, elde edilen bilgileri derlemekti. En önemli amaçlari, UFO'tarla ilgili bilgileri, bilimsel olarak gelistirmek ve teknolojimize yardim saglayacak sekilde analiz etmekti. "MJ 12 'nin üyeleri arasinda, ABD Baskani, Baskan Yardimcisi, Merkezi ?stihbarat Örgütü "CIA" Baskani ve Ulusal Güvenlik Danismani da dahildiler. "MJ 12"nin yönetim merkezi ise. Washington DC'deki Deniz Kuvvetleri Gözlemevi'ydi ve ABD Deniz Kuvvetleri "MJ 12" politikalariyla ilgili faaliyetlerin tümünde öncelikli sorumluluga sahipti. Deniz Kuvvetleri personeli tarafindan derlenen tüm bilgiler, analiz edilmek üzere "Aquarius" kod adiyla komutanlik merkezine aktariliyordu."

Falcon devam ediyor; "MJ 12'nin kendi arasinda 'incil' adiyla taninan bir kitap veya basili bir dosya vardi. Bu kitapta, Truman döneminde, ABD'nin misafiri olan üç dünyadisi yabanci anlatiliyor ve tüm ayrintilar veriliyordu. Ayrica kitapta, dünyadisi canlilardan alinan teknolojik ve tibbi bilgiler, onlarin kendi gezegenlerindeki sosyal yasamlari, Roswell'de bulunan cesetlere yapilan otopsilerin sonuçlari ve evren ile ilgili bilgiler de yer aliyordu. Ama bu kadar degildi, devami da vardi, 1988 yilinda gelen ve yine ABD'nin konugu olan ve dev bir gizlilik perdesi altinda saklanan ikinci bir dünyadisi canli grup daha anlatiliyor."

"Dünyaya bugüne kadar üç ayri dünyadışı canlı türü geldi.."

Faicon sürdürüyor; " Bir diger kitap daha var, adi "Yellow Book". Bu ise son olarak gelen iki dünyadisi canli tarafindan yazilmis. Kitapta, geldikleri gezegeni, Günes Sistemi'ni, diger günesleri, kültürlerini, kendi toplumlarini ve dünyada nasil yasamlarini sürdürdüklerini anlatiyorlar."
Bu noktada Falcon'a önemli bir soru soruluyor, dünyadisi canlıların kökenlerinin neresi oldugu soruluyor:
Faicon açikliyor; " Zeta Reticuli takimyildizindan geliyorlar. Bu takimyildiz onlarin ilk evi degil." Bu noktada hemen akla gelen biri var, bir dönem hükümet adina çalisan hipnoz uzmani ve fizikçi Bob Lazar dünyadisi canlilar tarafindan kaçirildigini iddia eden ünlü Betty Hill'i hipnoz etmisti ve Hili 1961 yilinda yapilan bir seansta hipnoz altindayken Zeta Reticuli yildiz sistemini tipatip tarif etmisti. Ama dünyali astronomlar bu takimyildizi ancak 1969 yilinda ilk kez gözlemleyebildiler ve buldular. Öyleyse, arada kesin ama garip iliskiler vardi ama bu iliskilerin arasindaki bag açikça görülemiyordu

Simdi Faicon grubundan bir baska kisiye geçelim, onun kod adi "Condor". Condor, ABD Hükümeti ile dünyadisi canlilar arasinda yapilan anlasmalardan söz ediyor; "ABD Hükümeti ile dünyadisi canlilar arasinda imzalanan anlasmaya göre, ABD Hükümeti dünyadisi canlilarin varligini açiklamamayi kabul ederken, onlar da insan toplumuna yani dünyaya karismamaya söz veriyorlar. Ayrica ABD, dünyadisi canlilara özel bir bölgede, çok gizli tutulmak kaydiyla bir üs de veriyor. Söz konusu yer Nevada'daki 51.Bölge ya da öteki adiyla "Dreamland / Rüya Ülkesi" olabilir." Simdi söz yine Fal-con'da; "Dünyadisi canlilar bu bölgede üslendiler yani Nevada'da. Benim bil-digime göre 1948 veya 1949'dan gü-nümüze kadar üç ayri dünyadisi canli türü dünyamizi ziyaret etti veya konakladi, dünyada ilk dünyadisi bir canli New Mexico Çölü'ndeki kazadan sonra ele geçirildi. Dünyadisi canlinin adi EBE'idi. Hükümet tarafindan üç yil konuk edildi ve bakildi. Ondan kültürleri, irki ve araçlari hakkinda çok sey ögrenildi. Diger bir dünyadisi canli ise, bir degisim programinin parçasi olarak, ABD Hükümeti'nin 1982 yilindan bu yana konugu oldu."

"400 yil yasiyorlar ve çok zekiler..."

Birçok görgü taniginin çizdikleri resimlerin yani sira, Falcon dünyadisi canlilari söyle tanimliyor; "Boylari yaklasik bir metre ile bir metre on santim arasinda degisiyor. Böcek gözüne benzer çok büyük gözleri var ayrica birer iç gözkapaklari bulunuyor. Yasadiklari gezegende, gündüzleri günes isigi bizimkinden iki veya üç kez daha fazla. Onlar da disi ve erkek olarak iki cinsiyetteler. Bizim burnumuzun oldugu yerde iki küçük delik var ve küçük bir agiza sahipler. Bildigimiz türde disten yok, dislerin yerinde çok sert kauçuk benzen bir alan bulunuyor, iç organlari çok basit, kalbin ve cigerlerin görevini tek bir organ yapiyor. Yine çok basit bir sindirim sistemleri ve büyük olasilikla gezegenlerindeki çok güçlü günes isisi nedeniyle sertlesmis ama son derece elastiki bir deriye sahipler. Beyinleri ise, bizimkinden çok daha karmasik ve çok daha fazla kivrim görülüyor.
Bizim görme sistemimiz beynimizin arka tarafindan yönetilirken, onlarinki beyinlerinin önündeki bir merkezden yönleniyor. Duyma yetileri bizlerden hatta köpeklerden bile çok ötede. Böbrek ve mesane sistemi de tek bir organ halinde, onlar da atiklari vücutlarindan atiyorlar ama kati atiklari siviya dönüstüren ve bilimcilerimizin bir türlü tam olarak çözümleyemedikleri ekstra bir organlari daha var. Ellerinde bas parmak yok, dört parmaklari bulunuyor, ayaklari küçük ve parmak aralari perdeli. Yasamlari ortalama olarak bizim zaman ölçümüze göre 350-400 yil arasinda. Aslinda genel olarak sürüngenlere benziyorlar. Bilindigi gibi dünyada bazi sürüngen türleri 500 yil yasayabiliyorlar. Bir timsahin 850 ya-sinda oldugu resmen açiklanmisti. Ve tabii çok zekiler, eger IQ ölçüsünü alacak olursak, IQ dereceleri 200'ü n üzerinde." Falcon dünya disi canlilarin sosyal yasamlari hakkinda da bilgi vererek konusmasina devam ediyor;

"Onlarin da bir dini var, evrensel bir dine sahipler. Evreni Tanri olarak kabul ediyorlar. Sevdikleri müzik türü eski Tibet müzigine çok benziyor. Genelde sebzeleri severek yiyorlar, dünyada en çok dondurmayi sevmisler, en çok da çilekli dondurmayi..." Simdi Faicon'u birakip, adim saklamayan birine geçiyoruz

Robert veya Bob Lazar yukarda adi geçen Nevada'daki ünlü 51.Bölge'de bulunmustu. Aslinda bir fizik uzmani olan Lazar, ABD Hükümeti tarafindan resmen görevlendirilmisti. Lazar, hiç çekinmeden birkaç ayri UFO tipini tarif etti. Lazar, ayrica Las Vegas'in 15 mil kuzeyindeki Pagose Gölü yakininda gizli bir arastirma merkezi bulunuyordu. Burada U2, SR71, F-117A ve SR75 gibi çesitli uçaklar gelistirildi. Üste çok ciddi ve inanilmaz derecede bir gizlilik uygulaniyordu. Ölüm cezasi bile vardi. Pagose Dagi'nin içine 9 hangar insa edilmisti. Hangar kapilari öylesine dogaya uydurulmustu ki, birkaç yüz metre yakindan bile fark edilemiyordu. Lazar'a göre, bu hangarlarin içinde UFO benzeri uçan disklerin deneyleri yapiliyor ve uçus prensipleri deneniyordu. Lazar, disklerin uçabilmesi için adina "Yerçekimi Amplifikatörü" denen bir aygit gelis-tirilmisti. Aygitin planlari dünyadisi canlilar tarafindan hazirlanmisti. iki tür UFO vardi, birisi "Omicron" adi veri-ten bir gezegen veya bir yildiz çevresinde kisa yolculuklar yapabilen diskti. "Delta" adli diger tip ise, uzay-zaman alani içinde hareket edebilen, ve bu sekilde yildizlar ve galaksiler arasi yolculuk yapabilen olaganüstü bir araçti. Araçlarin üçüncü ve bir baska tipi ise, hem Omicron, hem de Delta konumuna geçebilen bir modeldi. Bu diskler veya araçlarla ilgili tüm bilgi vardi ve uygulaniyordu.

Lazar, üsten ayrildiktan sonraki yillarda çalismalarin bitirilmis olacagini ve dünyada 80'li yillardan sonra görülen UFO'larin hemen hemen tamaminin dünya yapisi olduklarini iddia ediyordu. Ve bu araçlar gizli tutuluyordular. Lazar, dünyadisi canlilarin sadece güney yarimküreden gözlemlenebilen Zeta Reticuli yildiz sisteminden geldiklerini vurgularken, Faicon grubunun söylediklerini onayliyor. Bu yildiz sistemi dünyaya 38 isik yili uzaklikta ve bir ve iki diye numaralandirilan ikili bir yildiz sisteminden olusuyor, dünyadisi canlilar Reticulum 4 planetinden, yani Zeta 2 Reticuli yildizinin dördüncü planetinden geliyorlar. Galaksimizi ve yildiz sistemlerim dogal olarak kendilerine göre isimlendirmisler. Örnegin bizim günesimize "Sol", dünyamiza ise. günesin üçüncü gezegeni oldugu için "Sol 3" diyorlar. Yasadiklari gezegende yani Reticulum 4'te bir gün, dünya zamaniyla 90 saat sürüyor. Lazar in dünyadisi canlilari tarifi, Falcon'dan çok farkli degil, hatta ayni gibi. Boyları bir birbuçuk metre arasinda, agirliklari 15 ile 30 kg arasinda, hemen hemen yeni yürümeye baslayan bir çocuk görünümündeler, baslari büyük, her yönü görebilen badem seklinde kocaman gözleri var ve genelde saçsizlar. Daha çok mavi gri renkte tek parça tayf benzeri bir giysi ite görülmüsler.


Alıntı


 

Zeyna

Kayıtlı Üye
Katılım
20 Ocak 2009
Mesajlar
330
Tepkime puanı
60
Konum
İstanbul
İş
yönetici
CIA paralelinde bir diğer gizem, NASA´da dikkat çeker. ABD´nin ulusal uzay örgütü olan bu kuruluş, elbette ki uzayla ilgili olaylarda öncelikle söz sahibi. Tanımlanamayan uçan cisimlerle ilgili olarak NASA 1978 yılında şöyle diyordu; "Gerek askeri, gerekse de bürokratik olarak NASA son sözü söyleyecek tek kuruluştur. Fakat biz, Hava Kuvvetleri´nin ötesinde fazla bilgiye sahip değiliz.." Buna rağmen, 17 Kasım 1980´de Hava Kuvvetleri Özel Araştırmalar Başkanlığı şu açıklamayı yaptı; "Bu konudaki tüm araştırmalar NASA tarafından sürdürülmektedir, NASA askeri yetkililerin görüşü doğrultusunda olayları yorumluyor." 1976´da seçildikten sonra Başkan Jimmy Carter,
carter.jpg
UFO araştırmalarının geliştirilmesini emretti. Çünkü Carter, 1969 yılında, Georgia´da bir UFO olayının tanığı olmuştu. Carter aynı yıl Lions Kulüp´de şöyle konuşuyordu: "Gördüğüm en inanılmaz şeydi.. çok büyük, çok parlaktı, Ay kadar büyüktü ve sürekli renk değiştiriyordu.. on dakika kadar izledik.. şeklini pek anlayamadım.. ama artık UFO gördüğünü söyleyen insanlara inanmamazlık etmeyeceğim.."
"Yolumuzda bir UFO var.." NASA´nın açıklamalarını ve neyi saklayıp saklamadığını bir yana bırakıp, şimdi sizlere astronotların yaşadıklarıolayları iletmek istiyorum; Kasım 1972´de Gemini 7 uçuşunda görevli astronotlardan James Lowell, yer kontrol merkeziyle şöyle konuşuyordu;


Gemini 7 - Saat 10 rotasında bir cisim var.
Yer kontrol - Burası Houston, tekrarla Gemini 7.
Gemini 7 - Saat on rotasında bir cisim dedim.
Yer kontrol - Gemini 7, bu bir yanılgı mı yoksa aktüel görüş mü?
Gemini 7 - Hayır, çeşitli açılardan görüyoruz, aktüel.
Yer kontrol - Uzaklık ve boyutu söyleyin.
Gemini 7 - Görüş alanımız daralıyor.

Aslında Gemini 7 olayı, ilk değildi, astronotların UFO gözlemleri çok öncelerden başlamıştı ve Apollo Projesi´ne gelindiğinde birçok astronotun emin olduğu görülüyordu. Astronot Gordon Cooper´ın hiç kuşkusu yoktu; "İnanıyorum ki, dünyadışı canlılar ve onların araçları gezegenimizi ziyaret ediyorlar,
ben birçok kez onları gözlemledim." Cooper yanlız değildi, en ünlü astronot ve en ünlü uçuşolan Apollo 11´de benzer bir olayı yaşadı; 21 Temmuz 1969 günü, Ay´a ilk defa inen Neil Armstrong ve Buzz Aldrin, Houston Merkez´e Ay yüzeyine inmelerini az kala, bir kraterin kenarında duran ışıklı cisimden söz ettiler. Aynı yolculukta, astronotların yer kontrol ile yaptığı bir diğer konuşma daha var, NASA yetkilisi Otto Binder´in de doğru olarak onayladığı konuşmayı VHF bandından binlerce kişi dinledi.

Yer kontrol - Nedir o? Apollo 11´i arıyoruz.
Gemini 7 - Bu bebekler buradalar.. inanılmaz.. Tanrım, buna inanamazsınız.. dışarda bir başka uzay aracı var.. kraterin öte kenarında duruyor.. onlar Ay´dalar ve bizi gözlüyorlar.
Yer kontrol - Anlatmayı durdur Apollo 11.

İletişimin bu anda NASA tarafından kesildiği biliniyor. Bu konuşmanın duyulmasından çok sonra NASA´da çözülmeler oldu, yıllar geçti ve emekli NASA şeflerinden Maurice Chatelain Apollo 11 konuşmasını açıkça doğruladı; "Buluşma gerçektir ve NASA´da herkes tarafından bilinir fakat hiç kimse bu konuda konuşmaz." 70´li yılların ortalarında Moskova Üniversitesi´den Fizik Profesörü Vladimir Azhazha kesin tavırla konuşuyordu;

"Neil Armstrong´un Yer Kontrol ile yaptığı konuşma doğrudur, biz tamamını dinledik, iki büyük esrarlı cisim onları gözlüyorlardı ve bu cisimler Ay Modülü´nün hemen yakınındaydılar." Bir diğer Sovyet bilim adamı olan Dr.Aleksandr Kazantsev ise, astronot Buzz Aldrin´in modülün içinden çektiği renkli filmde iki UFO´nun açıkça görüldüklerini belirtirken, filmin devamının Armstrong tarafından Ay yüzeyinden çekildiğini ve UFO´ların Ay Modülü iniş yapmadan birkaç dakika önce geldiklerini söylüyordu.


Alıntı



 

Zeyna

Kayıtlı Üye
Katılım
20 Ocak 2009
Mesajlar
330
Tepkime puanı
60
Konum
İstanbul
İş
yönetici
1974 yılında, adı saklı tutulan ve gerektiğinde açıklanacağı söylenen ünlü bir Amerikalı Fizik Profesörü, Ay´a ilk inen insan olan Neil Armstrong ile bir sempozyum çerçevesinde özel bir konuşma yaptı, astronot bu konuşmayı doğruluyor ve bunlar artık konuşulmalı diyordu.
Profesör - Apollo 11 yolculuğunda gerçekten ne oldu?
Armstrong - İnanılmazdı, tabii ki biz bu olasılığın var olduğunu daima biliyorduk ve her zaman susmamız için uyarıldık. Bir Ay kenti ve uzay üssü olasılığını hep bekledik ve hazırlandık.
Profesör - Uyarıldık, ne anlamda?
Armstrong - Çok fazla detaya giremem, o uzay araçları vardı ve bize göre çok farklılar, gerek büyüklükleri, gerekse de özgün teknolojileri erişilmez. Çok büyüktüler ve çok ustaca yönetiliyorlardı. Başka bir soruya gerek yok.
Profesör - Fakat NASA, Apollo 11´den sonra uçuşlar sürdürdü?
Armstrong - Doğal, NASA kararlıydı ve dünyada bir paniğe neden olmak istemedik, fakat hızla karar alıp, geri dönecek ve gerekeni yapacağız. Bu tür örnekler öylesine fazla ki ve öylesine çok ciddi kanıt ve tanık var ki, söylenecek fazla söz kalmıyor. Bu yazı dizisini hazırlarken, bir an durup önümdeki belgelerin kopyalarına veya fotokopilerine baktım, herşey o kadar gerçek ki, birçoğunda Amerikan Hükümeti/Çok Gizli/Savunma Bakanlığı/Ulusal Güvenlik Örgütü/NASA/CIA türünden damgalar var. Tüm gizlilik çabalarına rağmen, insanın özgün tabiatına uygun olarak biryerlerden birşeyler sızıyor veya kaçıyor. Şu ana kadar, sizlere çuvallar dolusu tanıklık ve dökümandan ancak birkaç örnek verebildim, amacım sizleri etkilemekti çünkü aklı başında olan ve belli bir kültür düzeyine ulaşmış herhangi bir mantık, bunları kolayca algılayabilir ve gerçeklerden söz edildiğini kavrayabilir veya en azından kuşku duymaya başlar. UFO olaylarının ve etkilerinin daha önce ancak küresel düşünebilen beyinlerde yer aldığını söylemiştim. Belki de beklenen birşey vardır, bu tür düşünenlerin çoğalması gibi. Birkaç çok önemli örneği gözden geçirerek. tekrar sizleri yaşanan olayların içine sokmak istiyorum ama özellikle yeni, az duyulan ve araştırılmış olaylardan yola çıkacağız.

Alıntı
 

Zeyna

Kayıtlı Üye
Katılım
20 Ocak 2009
Mesajlar
330
Tepkime puanı
60
Konum
İstanbul
İş
yönetici
Clinton döneminde Beyaz Saray Personel Şefi olan John Podesta , Washington DC’deki National Press Club’ta dün yaptığı basın toplantısnda U F O kayıtları ile ilgili gizli hükümet belgelerinin açıklanması yönündeki çalışmalara destek verdi ve Pentagon’u ‘ UFO ‘ larla ilgili olayların yer aldığı gizli dosyaları halka açıklamaya çağırıyor.

Podesta konuşmasında, şunları söyledi : “ Artık hükümetin 25 yıldan daha eski olan bu gizli kayıtları ortaya çıkarması ve bu fenomenlerin gerçek doğasını araştıran bilim adamlarına yardımcı olacak şekilde kaynak oluşturması gerekmektedir.”
Podesta , hükümetin UFO’larla ilgili gizli dosyalarının açıklanması için Washington DC’de kurulan yeni grupta yer alan çok sayıdaki politikacı, askeri ve sivil yetkilide sadece biri.

Eski Beyaz Saray Şefi John Podesta’nın UFO’lar hakkında ki Ulusal görüşü gayet açık. “Düşünüyorum ki uzun zamandır hükümetin UFO araştırmaları ile ilgili olarak karanlıkta bıraktığı soruların cevaplarının açığa çıkması zamanı gelmiştir.”

51. Bölge ile ilgili sorulduğunda , Podesta ; “Benim eğilimim gizlilikten yana deneme ve yanılma yerine açıklık ve şeffaflık tarafında olmak ve daha fazla bilginin başından sonuna kadar gözden geçirilmesinin harcanan emeğe değecek bir girişim olduğunu düşünüyorum.” 51. Bölge’nin UFO’larla ilgili gizli hükümet bilgilerini ve projelerini barındırıp barındırmadığına dair sorusuna ise Podesta; “Buna evet diye cevap verebilirim” dedi.
giz3.jpg

Podesta , Clinton yönetiminin en önemli isimlerinden biri olarak tanınıyor. O dönemde U FO gizemine cevap aramak üzere büyük adımlar atılmıştı. Clinton’un Bilim Danışmanı Dr. John Gibbon’un bizzat eğittiği Hava Kuvvetlerinden bir araştırma ekibi New Mexico , Roswell’de düşen UFO Olayını araştırmak üzere görevlendirildi. Ayrıca Clinton’un 1993 yılındaki ilk CIA Yöneticisi James Wooley , CIA’in yeni UFO araştırmalarına yeşil ışık yaktı. Clinton’un bizzat kendisinin , yakın arkadaşı olan Webster Hubbell’a UFO’lar hakkındaki gerçeği ortaya çıkarması yönünde istekte bulunduğu biliniyor. Kendisi de UFO fenomenine büyük ilgi duyan ve Başkan Clinton’a vereceği UFO raporunun gözden geçirilmesinde Laurence Rockefeller’a yardım eden Hillary Clinton , 1995 yılında Başkan Clinton’un Rockefeller Çiftliğine ziyareti sırasında Rockefeller’ın UFO’lar hakkında verdiği brifingde yer aldı.
Podesta’nın konuşması birçok Ulusal gazete ve Tv’lerinde yer aldı, ayrıca, SCI- FI Ulusal TV Kanalının, halk arasında UFO olarak tanımlanan cisimlerle ilgili gizli hükümet dosyalarının halka açıklanması yönündeki çalışmalara destek vermek amacıyla yapacağı yayın kampanyasının bir parçası olarak naklen yayınlandı. Podesta , ayrıca bağımsız bir gazeteci tarafından hazırlanan , Federal Hükümetin artık herkes tarafından bilinen bu fenomen üzerinde sistematik bir bilimsel araştırmayı sürdürmekteki başarısızlığını ortaya koyan bir raporu halka açıkladı..
Bu önemli konuşma , 22 Ekim 2002 tarihinde Washington’daki Ulusal Basın Kulübünde yapıldı. Podesto , UFO’lar hakkındaki sırların açıklanması yönündeki desteğini sunmasının yanı sıra UFO’lar konusunda yeni bir FOIA - Haberalma Özgürlüğü Hareketi girişimini de halka duyurdu. Haber Özgürlüğü Koalisyonu özellikle çok uzun zamandır UFO’ları araştıran Hava Kuvvetlerine baskı yapıyor.​
Haber Alma Özgürlüğü Hareketi fikrini ilk ortaya atan kişi olan Nation , The Boston Globe ve International Herald Tribune gazeteleri yazarı Leslie Kean , şöyle söylüyor :
“ Bu bilginin neden gizli tutulduğunu anlamak mümkün değil. Hükümet UFO olay gerçekleştiğini bile kabul etmiyor fakat biz gerçek olduğunu biliyoruz.Dünya üzerinde gözlemlenen birçok UFO olayıyla ilgili kesin kanıtlar var ve bunlar ayrıntılı şekilde belgelenmiş durumdalar.”


Alıntı


 

ruhname

Kayıtlı Üye
Katılım
23 Eki 2012
Mesajlar
557
Tepkime puanı
152
Şuan okduğum büyük bi havas kitabı yarabbime şükür merak ettiğim her türlü dua azimet ve davetnameler var :)
 

Similar Threads

Üst