Düşündüğümüz şey bilinçaltımızın kabul ettiği şeymidir ?

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

tevhid61

Banlı Kullanıcı
Katılım
7 Haz 2011
Mesajlar
146
Tepkime puanı
7
Düşünüp te bu benim için doğrudur dediğimiz şeyleri neden bilinçaltımız da kabul etmez ve buna göre şartlanmaz? Bildiğim kadarıyla bilinçaltı bilincin doğru bulduğu inançlara göre hareket eder ama mesela bir gün doğru bulduğumuz şeyi diğer gün sanki hiç doğru bulmamışız gibi düşünürüz. Bunlar günlük hayattaki sıradan önemsiz şeyler olabilir. Buna göre birşeyin sadece doğru olduğunu düşünmekle buna tamamıyla inanmıyoruz ve bilinçaltı tekrarlara duyarlıdır ama bir şeyi tekrar tekrar düşününce bile buna tamamıyla inanmak mümkün olmuyor. Yani iç dünyamızda (bilinçaltımızda) ne varsa buna göre düşünmemiz lazım ve bilinçaltımız bilincimizin düşünüp inandığı şeylere göre hareket ediyorsa yanlış giden şey ne?
 

rmznnacl

Banlı Kullanıcı
Katılım
10 Ağu 2012
Mesajlar
15
Tepkime puanı
0
Konum
Arnavutköy İstanbul
İş
Software Engineer and Software Development Specialist
İnsanlar günlük hayatlarında belki binlerce şey düşünüyor Ama bu düşündükleri şeyler gerçek değil doğru olsa bile gerçek değil yani hayatta da olduğu gibi doğrular ve gerçekler farklıdır eğer biz gerçekleri tecrübe edinip alışmış isek doğrulara inanmamız beklenemez örnek olarak telekinezi yani cisimleri düşünce gücüyle hareket ettirme ben bunun hakkında bayağı bi bilgi sahibi oldum fakat bilgilerimi ve deneyimlerimi okulda arkadaşlarım ve hocalarımla paylaştığımda bana deli gözüyle bakıyolar bu paylaştıklarımın bilimsel kanıtlarını ve daha önce uygulamış kişilerin uygulamalarını dahi göstersem kandırmaca yalan dolan vs diye adlandırıyorlar yani buna inanmıyorlar ancak insan mantığıyla hareket ettiğinde doğrulara ulaşmaktadır verdiğim örnekte olduğu gibi biz de allahın nurundan yaratıldık ve onun bütün özelliklerinin zerre miktarda da olsa taşıyoruz yani biz de onun bir parçasıyız ve çok küçük miktarda güçlerimiz var bu yüzden bunu başarabilmek aslında çok kolay fakat beyin bunu başaramayacağına inandığı için bi türlü yapamıyoruz bir de bu beyindeki düşünceyi değiştirebilsek başarabileceğimize inanabilsek insanların mucize gözüyle baktıkları onca şeyi başarabileceğimize inanıyorum iyi forumlar
 

tevhid61

Banlı Kullanıcı
Katılım
7 Haz 2011
Mesajlar
146
Tepkime puanı
7
benim söylemek istediğim çok farklı örnek olarak birine korkunç birşeymiş gibi gelen insan öldürme bir başkasına sıradan bir eğlence gibi gelebilir bunun sebebi ise inanmakla alakalı insan öldürmek ona korkunç gelen insan bilinciyle bunu düşünüp buna inandığı için insan öldürme veya başka birşey duyduğunda yada yaşadığında bilinçaltıda buna göre hareket eder ve kendini korkunç bir durumda bulur diğer insan ise bunu günlük hayatta yaşanan sıradan birşey olduğuna inanmıştır yani kendini öyle şartlayıp öyle düşünmüştür ve insan öldüreceği zaman günlük hayatta tuvalete nasıl rahat gidiyorsa o şekilde gidip insan öldürebilir demek istediğim herkesin inandığı şeyler farklı ve bunları değiştirmek mümkün ama yukarda anlattığım gibi birşeyin benim için doğru olduğunu anlık olarak düşünsemde bilinçaltım sanırım normalde doğru olmadığına inandığı inanmak istediğim şeklin tam tersi duygu ve düşünceler içine giriyorum anlamadığım nokta inanıyor olsam bile bunun neden değişmediği
 

alin

Kayıtlı Üye
Katılım
9 Ara 2010
Mesajlar
723
Tepkime puanı
338
Konum
İstanbul
Sayın tevhid61, tekrarlara duyarlı ama bilinçaltı değişimden nefret eder çünkü her değişim o kodun ölümü demektir. Kişi en değişim eşiğindeyken pes eder de çoğunda farkında bile olamaz. Bilinçaltımız bizim dostumuz ancak çok tutucu. Hayatta kalmamızı da buna bağlıyor çünkü. Emin olmak ister, dostça ister ama küçük çocuk gibi inatla ister. Savaş sevmez ama onu oyunun dışında tutmak istediğinizi anladığında, tüm gücüyle savaşır.

Diyelim su korkusu var kişide. Küçük yaşlarda bir deneyimden su (deniz vb.) tehlikelidir kodunu kaydetti. Siz her deniz gördüğünüzde, birisi bundan bahsettiğinde, herhangi bir fotoğrafta bile size farkında olmasanız da "aman ha su tehlikelidir" der. Sadece, sizi daha çok hayatta tutma isteğinden. Şimdi sayısını veremeyeceğimiz kadar çok kere yinelenen bir kodu, ne olmalı ki değiştirebilmelisiniz? Emin olana kadar, hele hele korkunun gitmesine yakın, size daha yoğun korku salacaktır. Siz de hayır deniz eğlencelidir, izlemesi ayrı zevkli, yüzmesi ayrı zevklidir diye onu ikna edeceksiniz. Olayın özü budur.

Bu sadece, defalarca işte deniz keyif alınası bir şeydir, demenizle geçmeyebilir çünkü kimi kodlar hücresel anlamda işlemiştir artık kişiye. Gün içinde öyle de yönlenir kişi. Yanlış giden bir şey yok. Bazen ki tümüyle o kod değişmez, sadece işimizi gördüğü kadar yönlendirmek de gerekir. Yani siz bilinçaltım şu şu özellikleri değişmiyor diye, yoğun zihinsel düşünce içine girdiğinizde, elde edeceğiniz durumu da öteleyebilirsiniz.

Sevgiyle...
 

tevhid61

Banlı Kullanıcı
Katılım
7 Haz 2011
Mesajlar
146
Tepkime puanı
7
Bilinç neye inanırsa bilinçaltı da bunu kabul edip ona göre davranır. Benim anlamadığım bilinçle inandığımız şeylere bazen bilinçaltının karşılık vermeyip yine bildiği gibi davranması. Halbuki inandığımız şeyin bizim bir parçamız olması gerekir.
 

alin

Kayıtlı Üye
Katılım
9 Ara 2010
Mesajlar
723
Tepkime puanı
338
Konum
İstanbul
İşte belki de yanlış diye nitelendirdiğiniz yegane durum budur. Bilinç bir şeye bir saniyede bile inanır. Ancak belirli yaşların ardından, bilinçaltı öyle değildir. Çünkü bilinç anlık hesap kitap tutturur, bilinçaltı ise önceden edindiklerine bağlıdır ve onları can hıraş korur.

Düşünün ki 2 yaşında eliniz sobaya değdi yandı, bu sizi hayat boyu bir tehlike boyutundan kurtardı. Bir başka gün soba yanmıyorken dokundunuz ama yanmadı, bilince bu işi teslim etmemesi bundandır. Bilinç soba yakmıyor yahu dediğinde, bilinçaltı bekler inanmaz, çok kere deneyimlemesi, gözlemlemesi, yinelenmesi bu nedenle gereklidir. Bir de telaştan hoşlanmaz, siz bir an önce değişmeli dediğinizde, size bu işi güvenip teslim etmez, ani kararlardan hoşlanmaz. Çünkü kişinin yaşantısına göre, ani kararlarınızdan zarar görmüş olduğunuz bir an varsa o kod da işin içine girecektir.
 

Bilgiç

Kayıtlı Üye
Katılım
29 Ağu 2012
Mesajlar
25
Tepkime puanı
3
Bilinçaltı otomatik çalışır.Bize doğru gelmeyen davranışları fark edemediğimiz yani bilinç düzeyine çıkaramadığımız sürece hareketlerimiz bilinçaltının verdiği komutlarla şekillenecektir.Biz bunun farkına vardığımız da bunun için mi diyeceğiz;hani sonradan kafaya dank etme olayı.Bilinçaltı kolayına değişmez.Bazen farkında olmadığımız saçma sapan davranışları bile yapabiliriz.
 

La-edri

Kayıtlı Üye
Katılım
21 Haz 2010
Mesajlar
2,195
Tepkime puanı
509
Sartlanmisliklar yönetir, bu sinirlari yine biz koyariz cogu kez farkinda olmadan,ve bunu yikmak cok zor bir seydir, ama özgurluk bununla gelen bir hazinedir .
 

tevhid61

Banlı Kullanıcı
Katılım
7 Haz 2011
Mesajlar
146
Tepkime puanı
7
bende bunu diyorum bilinçaltı bilincin inandığı şeyler doğrultusunda tepki gösterir.o zaman bir şeyin sadece doğru olduğunu düşünmek ona tam anlamıyla inandığımızı göstermez.çünkü bilinçaltı inandığımız şeylere göre tepki verir bu doğanın kanunlarından birisidir aksi kesinlikle olamaz.sadece düşündüğümüz şeyler inandığımız şeyler değil o zaman demekki.gerçek anlamda inanmak için ne gerekir anlamadığım kısım burası
 

alin

Kayıtlı Üye
Katılım
9 Ara 2010
Mesajlar
723
Tepkime puanı
338
Konum
İstanbul
Düşündüğünüz değil hissettiğiniz, yani olduğunuz enerji frekansını yayar ve benzerlerini çekersiniz. Kişi düşüncesi ne sık değişir, kendinizi bir test edin. Çok sevdiğinizi düşündüğünüz kişi, gün gelir sevmediğiniz olabilir ve daha binlercesi. Bu nedenle, salt düşünceye iş bırakmaması.

Olmak istediğiniz kişi her ne ise önce o olup, o frekansı yayıp, sonra deneyimleyebilirsiniz. Sanıldığı gibi önce bir dileyim ya da çok düşünüp inanmaya çalışayım demek, yetmeyecektir çoğu durumda.

Bilinçaltı dışında, ortak bilincin de eğilimlerimizde etkisi vardır. Çok karmaşık gibi duran bu durumda, en net bilmeniz gereken. Önce "ol"maktır.

Sevgiyle...
 

tevhid61

Banlı Kullanıcı
Katılım
7 Haz 2011
Mesajlar
146
Tepkime puanı
7
Peki olduğumuz enerji frekansını hangi inançla yayarız? Bir durumda olmak için o durumda ne hissediyorsak heyecan, endişe, hüzün mesela bunları hissetmenin de bir nedeni olmalı. Bu gibi durumlarıda nasıl düşünüyorsak öyle yaşarız. Zaten insanın bilinci kapalı olduğunda yani hipnotize anlarında bilinçaltı söyleneni direk kabul ettiği için kişiye sen bir kedisin dendiğinde söyleneni kusursuz bir şekilde yapar. Çünkü bilinçaltı birşeyin doğru olup olmadığına karar vermez. Bunu bilincimizle kendimiz yaparız. Yani ''ol''mayı çok istersek gerçekleşebilir ama nasıl istenmeli ?
 

joys

Kayıtlı Üye
Katılım
4 Ara 2010
Mesajlar
642
Tepkime puanı
249
Konum
İzmir
İş
Tekamülü hayırlısı ile tamamlamak İNŞALLAH tıpkı her insan gibi...
Zaten insanın bilinci kapalı olduğunda yani hipnotize anlarında bilinçaltı söyleneni direk kabul ettiği için kişiye sen bir kedisin dendiğinde söyleneni kusursuz bir şekilde yapar. Çünkü bilinçaltı birşeyin doğru olup olmadığına karar vermez.


Sayın tevhid61 hipnoz olan insanın bilnci kapalı değildir. Hipnotize olan kişi hipnoz esnasında kendisine her söyleneni (emir, rica, telkin vs.) kayıtsız, koşulsuz şartsız kabul etmez. Hipnoz sırasında kişinin bilinçli kontrolü ortadan kalkmaz. Hipnoz yapan kişinin söylediği her şeyi duyar, anlar, hatta yargılar ve kendi etik değerleri çerçevesinde davranır ya da eylemde bulunur. Yapması istenilen şey kişinin sosyal ve ahlâki değerlerine uygun değil ise kabul etmez, uygulamaz.


İyi forumlar...
 

tevhid61

Banlı Kullanıcı
Katılım
7 Haz 2011
Mesajlar
146
Tepkime puanı
7
Hipnoz sırasında dedikleriniz olursa bunun adı zaten hipnoz olmaz. Dediğiniz hipnotize olmuş kişinin yaptıkları normal insanlar zaten aynı şekilde yapıyor. Mesela hipnotize haldeki bir kişiye felç olduğunu telkin ederseniz felç olur. Bu insanın bunu düşünerek anlayarak, yargılayarak yaptığını zannetmiyorum. Eskiden beri doktorlar deneylerinde bu sonuçlara ulaşmıştır. Bazılarının hastalıklarını ortadan kaldırmak vb. olsun ama konumuz bu değil. Açtığım konunun saptırılmasını istemem. Cevap yazan olursa bir önceki mesajıma göre yazsın.
 

alin

Kayıtlı Üye
Katılım
9 Ara 2010
Mesajlar
723
Tepkime puanı
338
Konum
İstanbul
Sayın tevhid61, "istemek" dediniz ve "olmak" dediniz işte bu ayrım inanabileceğinizden daha büyük bir ayrımdır. Bir şeyi istiyoruz, çok istiyoruz ve evrene yoksunluk enerjisi veriyoruz. İşte her geçen gün, bu isteğimizi, biraz daha uzağa alıyoruz. Çünkü ne demiştik, benzer benzeri çeker ve siz bende yok enerjisi yaydıkça, sizde olmamaya devam eder. Kendinizden ve etrafınızdan gözlemlerseniz şayet, ya istemekten vazgeçince gerçekleşme oranı artar, ya da var ise daha çoğu gelir. O nedenledir ki yoksunluk her neye ise, ne istiyorsak, istemek kafi değildir. İstediğiniz enerjiyi, güçlü şekilde vizyonladıktan sonra, salın, emin olun demekte burdan gelir.

Bir şeyler istemeyecek mi kişi elbette. Misal kabul olan dua, acaba olur mu şeklinde edilen değildir. Şükürle, sana sunulacağına inanarak edilendir. Tam burada kişi şu yanılgıya düşebiliyor. E olsa zaten istemem ben nasıl mış gibi yapabilirim ki... Zaten olmuş gibi yapıldığında, bir süre hemen bilinçaltı devreye girip, kişinin içine türlü isteksizlik korku ve vesvese verecektir. Tam bu noktada kişi, eski hevesini taşımadığından, vazgeçme yanılgısına düşebilir. Aslında içimizde o rahatsızlık veren durum, geçiş sürecinden başka şey değildir, ne zamanki süreç tamamlanır, o yeni kodumuz olur. Ve biz o kodu taşıyan ve dolayısıyla o frekansı yayan kişi olarak, benzer benzeri çeker durumuna devam ederiz. Bu her yeni durum için aynen bu şekilde işlemektedir. Biz o olmak için uğraşmayacağız, önce o olup ( o frekansı yayan kişi olup) sonra deneyimleyeceğiz. Evrenin yasaları, her kişiye başka davranmaz aslında, biz öyle algılarız.

Bazı anlar da vardır ki sıçrama anı denilen dönemlerde, çok bıkkın, çok bitik ve sayısız durumdan sonra da şu sıraladığım durumlar atlanıp, değişim yaşanabilir. Ancak devamı, yine "ol" maya bakar. Yoksa şans oyunlarından zengin olmuş çoğu kişi, sonrasında o kişi olamadığı için kayıplarla eski haline dönmüştür.
 

mercanada

Banlı Kullanıcı
Katılım
19 May 2012
Mesajlar
53
Tepkime puanı
5
İş
.
Düşünüp te bu benim için doğrudur dediğimiz şeyleri neden bilinçaltımız da kabul etmez ve buna göre şartlanmaz? Bildiğim kadarıyla bilinçaltı bilincin doğru bulduğu inançlara göre hareket eder ama mesela bir gün doğru bulduğumuz şeyi diğer gün sanki hiç doğru bulmamışız gibi düşünürüz. Bunlar günlük hayattaki sıradan önemsiz şeyler olabilir. Buna göre birşeyin sadece doğru olduğunu düşünmekle buna tamamıyla inanmıyoruz ve bilinçaltı tekrarlara duyarlıdır ama bir şeyi tekrar tekrar düşününce bile buna tamamıyla inanmak mümkün olmuyor. Yani iç dünyamızda (bilinçaltımızda) ne varsa buna göre düşünmemiz lazım ve bilinçaltımız bilincimizin düşünüp inandığı şeylere göre hareket ediyorsa yanlış giden şey ne?

Şartlanmalarla ilgili meşhur bir 'pire deneyi ,duymuştum.Belki duymuşsunuzdur, bilinçaltının yada şartlanmanın düşüncelerimizi ve davranış biçimlerimizi nasıl şekillendirdiğine işaret ediyor.
15 cm yüksekliğinde üzeri açık kavanozların içine pireleri koyuyorlar ve kavanozları alttan ısı vererek ısıtıyorlar.
Sıçrayan pireler kavanozun dışına çıkabiliyor. Daha sonra kavanozların üzerini kalın kartonla kapatıyorlar.ve tekrar ısıtıyorlar.
Bu sefer sıçrayıp kavanozun içinde kalıyor pireler.Deneyde bunu bir çok kez tekrar ediyorlar.
Daha sonra kavanozların üstü tekrar açılıyor ve tekrar alttan ısıtıldığında , pirelerin en fazla 15 cm yüksekliğe kadar sıçradığını ve dışına çıkmadığını
gözlemliyorlar.
yani öğrenilmiş bilgi hafızaya alınıyor ve bundan sonra ki davranışlar buna göre değişebiliyor.

selamlar
 

tevhid61

Banlı Kullanıcı
Katılım
7 Haz 2011
Mesajlar
146
Tepkime puanı
7
Sayın tevhid61, "istemek" dediniz ve "olmak" dediniz işte bu ayrım inanabileceğinizden daha büyük bir ayrımdır. Bir şeyi istiyoruz, çok istiyoruz ve evrene yoksunluk enerjisi veriyoruz. İşte her geçen gün, bu isteğimizi, biraz daha uzağa alıyoruz. Çünkü ne demiştik, benzer benzeri çeker ve siz bende yok enerjisi yaydıkça, sizde olmamaya devam eder. Kendinizden ve etrafınızdan gözlemlerseniz şayet, ya istemekten vazgeçince gerçekleşme oranı artar, ya da var ise daha çoğu gelir. O nedenledir ki yoksunluk her neye ise, ne istiyorsak, istemek kafi değildir. İstediğiniz enerjiyi, güçlü şekilde vizyonladıktan sonra, salın, emin olun demekte burdan gelir.

Bir şeyler istemeyecek mi kişi elbette. Misal kabul olan dua, acaba olur mu şeklinde edilen değildir. Şükürle, sana sunulacağına inanarak edilendir. Tam burada kişi şu yanılgıya düşebiliyor. E olsa zaten istemem ben nasıl mış gibi yapabilirim ki... Zaten olmuş gibi yapıldığında, bir süre hemen bilinçaltı devreye girip, kişinin içine türlü isteksizlik korku ve vesvese verecektir. Tam bu noktada kişi, eski hevesini taşımadığından, vazgeçme yanılgısına düşebilir. Aslında içimizde o rahatsızlık veren durum, geçiş sürecinden başka şey değildir, ne zamanki süreç tamamlanır, o yeni kodumuz olur. Ve biz o kodu taşıyan ve dolayısıyla o frekansı yayan kişi olarak, benzer benzeri çeker durumuna devam ederiz. Bu her yeni durum için aynen bu şekilde işlemektedir. Biz o olmak için uğraşmayacağız, önce o olup ( o frekansı yayan kişi olup) sonra deneyimleyeceğiz. Evrenin yasaları, her kişiye başka davranmaz aslında, biz öyle algılarız.

Bazı anlar da vardır ki sıçrama anı denilen dönemlerde, çok bıkkın, çok bitik ve sayısız durumdan sonra da şu sıraladığım durumlar atlanıp, değişim yaşanabilir. Ancak devamı, yine "ol" maya bakar. Yoksa şans oyunlarından zengin olmuş çoğu kişi, sonrasında o kişi olamadığı için kayıplarla eski haline dönmüştür.

isterken evrene yoksulluk enerjisi veriyorsak.öyle olduğumuzu varsaydığımızdada pek değişen birşey olmuyor gözlemlediğim kadarıyla.ama okuduğum bazı yazılarda istemenin büyük gücünü anlatıyor ve istediğiniz şey gerçekleşir diyor mesela bir mahkum hapishaneden kaçtığınızı hayal edip duruyor ve bilinçaltı bu isteğe karşılık verip birgün hapishaneden kaçmasını sağlıyor.mesela ben değişebileceğime inanıyorum diyelim değişebileceğime derken ''şuan aynıyım sonradan değişeceğim'' mi demek istiyorum kendime.dediğiniz isteksizlik anlarının birkaçını yaşadım ama duygu düşüncelerimde pek bir değişiklik olmadığını gözlemledim.
 

alin

Kayıtlı Üye
Katılım
9 Ara 2010
Mesajlar
723
Tepkime puanı
338
Konum
İstanbul
Şöyle ki istemeyin demedim, elbette isteyeceğiz diye belirttim. İlk evvela çok istedik, bu bizi kamçılayacak, enerjimizi yükseltecek oluşumdur. Ama sonrasında, doğru adım atılmazsa, sorun başlıyor. Bizi ateşleyecek, yoğun isteme duygusu şarttır. Kişi ne istediğinden emin olacak, bunda sorun yok. Sonrasında ise sürekli isteyen kişiysek, benzer benzeri çekiyor ya, hep isteme halinde kalabiliyoruz. Bizde bu yok demeden istedik, sonra olmuş gibi imajladık. O hapisten kaçmayı imajlayan kişi ne mi yaptı? Önce yoğun olarak istedi, oluşum başladı. Sonra, işte buraya dikkat edin, o kişi oldu!! Yani istiyorum, kaçmak istiyorum çünkü ben özgür değilim değil de ben özgürüm, dışarıya çıkmış kişiyim'i vizyonladı. O dışarıdaki kişi "OL"du. İstemekten sonra olmak ve istemekte kalmamak bu anlamdadır.

İsteme halinde, yoksunluk enerjisi salma sıkıntısı da burada işte. Ben bir araba istiyorum diyelim, gördükçe iç çekiyorum. Ama bende yok, çok istemek, kendimi müthiş bir arzuyla araba fikrine kaptırmak, tamam. Yalnız sonrasında "ah ah şu arabayı çok istiyorum" diye devam ettim diyelim. İstiyorum çünkü bende yok enerjisi salındıkça, inanın bende o araba olmayacaktır.

İstemek adım değil, başlangıçtır. İstemek olayın kendisidir. Ama sürekli istemek, yoksunluk halidir. O nedenle, ya artık gerçek anlamda vazgeçtiğimizde, ya da benim artık o araba diyebilecek eminlikteyken gerçekleşir. Bazen de salarız başka yöne frekansımız yayılır, gerçekten başka şeyde ise enerjimiz o zaman olmamış olabilir.

Şunu unutmayın lütfen, bu da önemlidir. Olmazsa olmaz enerjisi de durumu eksi yönde etkileyebilir. Bu niyetinize çok saplanırsanız, olmazsa olmaz enerjisi sizi farketmeden daha yoksunum frekansına yöneltebilir. Kaybınız ne, hiç bir şey o şey zaten sizde isteme halinin öncesindeyken yoktu. Şimdi ise olması, sizin önce o şeye sahip kişi olmanızdan geçiyorsa, biraz sabır yeterli kalacaktır. Siz yeter ki hayırlı bir şey olduğundan emin olun. O şeye sahip kişi olun, sonra deneyimleyin.

Defalarca deneyimledim, bu bir sır değil. Evet deneyip başaramadığım ve hatta başaramama nedenini bildiğim durumlar da var. Ancak biliyorum ki ben o enerjiye hazır olduğumda, hala isteğim ise onlar da zamanla gerçek olur.

Sevgiyle...
 

tevhid61

Banlı Kullanıcı
Katılım
7 Haz 2011
Mesajlar
146
Tepkime puanı
7
peki o şeyi istedik diyelim tamam.ne kadar süre sonra gerçekleşir bu bana geliyorki ben istediğim şey anında olamam çünkü sadece istemekle gerçekleşmiyor.sizin dediğinizde o kişi olmayı vizyonlamak ama istedikten sonra nasıl vizyonlanır ? mesela benim hayat görüşüm normalden biraz farklı yada farklı değil bana özgü diyelim çünkü bu benim inancım bu görüş böyle yaşamaya inanıyorum ama genelde inandığım gibi yaşayıp düşünmüyorum hatta inandığımın tam zıttı hissettiğim durumlar oluyor
 

alin

Kayıtlı Üye
Katılım
9 Ara 2010
Mesajlar
723
Tepkime puanı
338
Konum
İstanbul
Bununla ilgili tek reçete, tek zaman yoktur. Yanılgılardan birisi de şudur; 21 günlük bilinçaltı çalışmaları yapılır, evet bilimsel gerçekler var. Ancak şu da var, o kodunuz ne kadardır sizinle, ne kadar çok işinizi gördü ve siz hangi bahanelere/gerekçelere dayanarak onu kendinizde tuttunuz. Bazı durumlar var inanın fark edildiği saniye değiştirebiliyorsunuz, bazı durumlar var ki uzun zamanlar alabiliyor. Tamamen size bağlı.

Misal çoğu kişi kurban rolünü, sorumluluklarından kaçınmak için üstüne zırh gibi giyinir. Ben yoksulum, ben öfkelendiriliyorum, benim elimde değildi vs vs. Biz sanki sorun hep dışarıdan geliyormuş, bizden ayrı bir şey imiş gibi düşündükçe, kendimizle ve egomuzla bir sorun yaşamayacağız ya... Biz sorunu başkaları kaynaklı gördüğümüzde, kendimizi rahatlatır ve elimizde olmayan işleyişe, yaşama, olanlara bırakır gideriz.Evet doğduğumuz yeri ve başımıza ilk gelenleri biz seçmedik ancak devamı bizim elimizdeydi. Peki önceden bilmiyorduk ama biliyorsak doğru uygularsak mutlak değişim olacaktır.

Sorumluluğu, kendi yanılgılarınızı anladığım almışsınız üstünüze, gayet güzel. Yalnız değişim önce dışarıda olmaz, önce içeride olur. Siz inandığınızın tam zıttı durumlar yaşıyorsunuz ya, onun da sebeplisi yine sizsiniz. Misal hayatın bize oyun oynadığını söylemek için bile, bu kurban rolünü seçebiliriz. Çünkü fark edersek çoğumuz bu tavırlar içinde büyüdük. Birisi bir şeyi istemediği halde başına her gelişte, başkalarını suçladı, biz de payımıza düşen yerden alıp devam ettik onlar gibi. İnanmayı seçtiğiniz kişi gibi değilse yaşamınız, gerçek düzeyde inanç değil istektir yine bu. Size makul gelen x durumdur ama siz hala y de iseniz maalesef y enerjisi salıyorsunuzdur. Böyle durumlar da deneyimledim. Edindiğim kodlar üzerine, sürekli inandığım başka, hayatıma çektiğim başka iken kendimi yakaladım. Artık kaynağı bulun, bulmayın kendi çekimimiz olduğunu anlayıp o yeni dilediğiniz kişi enerjisini yaydığınız an, (inandığınızı düşündüğünüz değil ancak o olduğunuza emin olup, diğer hali hayatınızdan atabildiğinizde) süratle yeni oluşumlar yeni enerjinize ait çekim başlayacaktır.

Biz diyelim ki bir şeyin kötü olduğunu düşünüyoruz ama odağımız yine oradaysa da o yine hayatımıza girecektir. Çünkü o zaman da istemiyorum derken, isteyip inandığımızdan çok, inanmadığımız duruma veriyoruz odağı. Evren de artı/eksi ayrımı yapmadan, odağımıza götürüyor bizi. Bir de dilediğimiz y durumu çok uzaksa atlayış sırasında çakılma ihtimali de yüksek. hedefi daha küçük adımlarla, daha emin görünen yerlerden atmayı deneyebilirsiniz.

Yine önce istemek, doğru odaklanmak ve o kişi gerçekten olmakta yatıyor.
 

joys

Kayıtlı Üye
Katılım
4 Ara 2010
Mesajlar
642
Tepkime puanı
249
Konum
İzmir
İş
Tekamülü hayırlısı ile tamamlamak İNŞALLAH tıpkı her insan gibi...
Hipnoz sırasında dedikleriniz olursa bunun adı zaten hipnoz olmaz. Dediğiniz hipnotize olmuş kişinin yaptıkları normal insanlar zaten aynı şekilde yapıyor. Mesela hipnotize haldeki bir kişiye felç olduğunu telkin ederseniz felç olur. Bu insanın bunu düşünerek anlayarak, yargılayarak yaptığını zannetmiyorum. Eskiden beri doktorlar deneylerinde bu sonuçlara ulaşmıştır. Bazılarının hastalıklarını ortadan kaldırmak vb. olsun ama konumuz bu değil. Açtığım konunun saptırılmasını istemem. Cevap yazan olursa bir önceki mesajıma göre yazsın.

Sayın tevhid61 hipnoz sırasında yukarıda açıklanan hususlar olmaktadır ve adı da hipnoz olarak belirtilmiştir. Detaylı bilgi için dilerseniz:

http://www.gizlimabet.com/threads/28693-Hipnoz


GMPP de zan değil doğru bilgi esastır. Paylaştığınız yanlış bilgi ve zanların belirtilmesi, sizin şahsınızda diğer üyelerimizin ve misafirlerimizin doğru bilgi ile bilgilendirilmesi söz konusudur ki belirttiğiniz "konunun saptırılması" ile hiç bir anlamda yakından uzaktan alakası yoktur.

Sorularınıza ve/veya sorunlarınıza mutmain olacağınız çözümleri edinebileceğinize inanıyorum İNŞALLAH.


Sevgiler... :)
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Üst