Karbonatlı Su, Çok Önemli Mutlaka Okuyun!!

embriyo

Elit Üye
Katılım
19 May 2010
Mesajlar
2,217
Tepkime puanı
884
Konum
Ankara
İş
Ressam
Kanser ve MS tedavisinde önemli olan asit değil, pH'ı yüksek yiyecek ve içeceklerle beslenmekmiş. Karbonatlı su mucizesi...
ARKADAŞLAR İNTERNETTE YAPTIĞIM ARAŞTIRMALARDAN DERLEDİM, LÜTFEN SİZ DE TANIDIKLARINIZLA PAYLAŞINIZ.

Konunun en altında Asit ve Alkali yiyecekler listesini pdf dosyası olarak ekledim, eminim şimdi olmasa da bir gün mutlaka işinize yarayacaktır! Çıktısını almanızı ve çevrenizdekilerle de paylaşmanızı öneririm. Hatta başucunuza asabilirsiniz.

Bu videoda prostat kanseri olup kemiklere metastas yapmış 4.seviyede Terminal, yani ölümcül seviyede artık birşey yapamayız denen bir adamın 2 yıl önce kendi kanserini iyleştirirken bunu nasıl yaptığını açıklayan bir video izleyeceksiniz. Teşhis konulduktan sonra Sodyum bikarbonat kullanarak 5 gün içerisinde idrarındaki pH seviyesini 8 in üzerine çıkartmış. Ancak video İngilizce!
pH seviyesi vücudumuzdaki her organı etkiler. Ortamın asidik olması işte kanser dediğimiz hastalığın temelini oluşturur.

http://www.youtube.com/watch?v=Grtrm8tk4d4&feature=share

Karbonatın Kullanımı:
Bir büyük bardağa 2 tatlı kaşığı karbonat atıldıktan sonra üzerine az az kaynar su dökülerek köpürtülür ve karbonatın suda iyice çözülmesi sağlanır. Sonra üzerine normal su dökülür, karıştırılır ve içilir ( su sıcak geliyorsa soğumaya bırakılır ve öyle içilir). Eğer Kanser, MS, Diabet hastasıysanız vücudu Alkali hale getirmek için ilk hafta aç karnına yemeklerden 1 saat önce bu uygulama 2 kere tekrarlanır. Sonraki 3 Hafta sadece
sabahları kahvaltıdan önce aç karnına içilerek devam edilir. 1 Ay sonra gidip hastalığınızı kontrol edip iyi olup olmadığınızı görebilirsiniz. Eğer idrarınızdaki pH 7.36 ve üstüyse vücudunuz "Alkali" haldedir, dilerseniz hergün bir çay kaşığı suya karbonat atıp hergün kullanmaya devam edebilir ya da sadece ihtiyaç
duyduğunuzda bunu uygulayabilirsiniz. İdrarınızdaki pH seviyesini öğrenmek için digital pH ölçerler satılıyor, onlardan bir tane alıp hergün tartıya çıkmak gibi idrarınızdaki pH seviyenize bakıp bedeninizin sağlık durumunu anlayabilirsiniz. Digital pH ölçer yerine pH kağıtları satılıyor, bunu da internetten araştırıp öğrenebilirsiniz. Hastaysanız Alkali gıdaları araştırıp mümkün mertebede iyleşene kadar Alkali gıda tüketmeye özen gösterin. Kanser asidik sıvı'dır. Hücrelerin içerisine yerleşip belirli bir bölgede toplandığında kendisini mantar hastalığı şeklinde gösterir. Kanser, Diabet, MS, Akne, Egzama ve diğer bütün hastalıklar ASİDOZ'DAN KAYNAKLANIR. ALKALİ HALE GELDİĞİNİZDE HASTALIKLARINIZIN HEPSİNDEN ( %99 ) KURTULURSUNUZ.
Neye dayanarak söylüyorum bunları;
Kimyager, Mikrobiyolog, Diyetisyen Dr. Robert O Young'a bağlı söylüyorum:

Kitap: Kanserden Korkma Modası GeçmişTedaviden Kork! Yazarı: Op. Dr. İlhami Güneral
Kitap: Doktorunuzun Söyleyemedikleri Yazarı: Op. Dr. İlhami Güneral
Kitap: Doktorların Büyük Sırrı Kanser Cinayetleri Yazarı: Yaşar Gören

pH Mucizesiyle Carmen Newman Göğüs Kanserinden Kurtuluşu;
Carmen Newman 2008 senesinde Göğüs kanserine yakalanmış 2009'a gelindiğinde doktorları ( bu sırada ağlamaklı oluyor çünkü öleceğini düşünmüş büyük bir travma aslında) ona bağışıklık sisteminin çok düşük olduğunu, ne yapacaklarını bilmediklerini ve bir mucize beklemesini söyleyip onu eve göndermişler.

Oda eve dönmüş daha sonra pH Mucizesi kitabını okumuş ve okudukça öğrenmeye ve bilinçlenmeye başlamış. Ve yeşil alkali gıdaları tüketmeye başlamış ve her gün kendisini daha iyi hissetmeye başlamış. Daha sonra Dr. Young'ın özel tedavi merkezine gelmiş ve detoks ve düzgün beslenme programı uygulamışlar. Bir kaç gün önce kan testi yapıldığında artık kanserinden iz kalmadığı görülmüş. Şu anda sağlıklı ve mutlu bir şekilde bu video da kendi hikayesini anlatıyor.

Alkali yaşam nedir? Önemi faydaları

ALKALİ YAŞAMIN ÖNEMİ

Hücresel seviyede yaşar ve ölürüz. Vücudumuzu meydana getiren milyonlarca hücre hafifçe alkalidir. Ancak hücresel aktivite asit yaşatır ve bu asitliklik hücrenin fonksiyonlarını yerine getirebilmesi için gerekli olan enerjiyi verir. Her alkali hücre kendi solunumunu kendi yapar ve metabolik atıklarını salgılar.

İnsan vücudu zekidir. Biz gittikçe daha asidik olmaya başladığımız zaman, vücut yaşamsal organlara giren asitlerin yaratacağı hasarı önlemek için savunma mekanizmalarını çalıştırmaya başlar. Bu asidin yağ hücrelerinde depolanması olarak bilinir. Bir defens mekanizması olarak vücut aşırı asidik olmamak için yağ üretir ve bunları yaşamsal organlardan uzak yerlerde adeta paketleyerek depolar. Yağ ilk bakışta yaşamsal organları hasarlanmaktan kurtarmasına rağmen aşırı yağ birikimi daha uzun vadede başka problemlere yol açmaktadır.


ALKALİLİĞİN FAYDALARI

Bugün yaşam stili birçok sağlık problemlerine neden olmaktadır.

Besinlerimizdeki katkılar, yapay maddeler, içtiğimiz suyun, kullandığımız toprağın, soluduğumuz havanın toksit maddelerce artan oranlarla kirletilmesi sonucunda insanlık şimdiye kadar hiç karşılaşmadığı bir durumla karşı karşıya kalmıştır. Vücudumuzun maruz kaldığı ve metabolize ettiği bu kirlilik sonucu ortaya çıkan toksiditeden kurtulma yani detoksifikasyon işlemi arık vücudun doğal kapasitesini aşar duruma gelmiştir.

Durumu daha kötü hale getiren ise, lupus (deri veremi) namotoid artirit, multiple salerosis kronik yorgunluğun gibi belirtilerin artmaya başlamış olmasıdır. Değişik kaynaklardan gelen düşük seviyeli toksiditeyi ilk başta saptamak çok güçtür. Bu toksinlerin yaratmış olduğu "toksin kokteyli" ve kanda vücuda yerleşmiş olan mantar ve bakterilerin de katkıda aşırı asitlilik durumu vücudu ciddi şekilde zayıflatabilmektedir. Büyüyen bu problemin çözümü kanı bu maddelerden mümkün olduğu kadar arındırmakta yatmaktadır.


FAZLA ASİDİK MİSİNİZ?

Vücudumuz alkali dizayn edilmiş olmasına rağmen fonksiyonel olarak asit üretir. Vücudumuzda asit üreten tek organ midedir ve asit sindirime yardımcı olmak amacı ile üretilir. Mide dışında hiçbir organın asidik olması gerekmemektedir. Buna rağmen günümüzün vebası sayılabilecek olan asidoz aynı zamanda birçok hastalığın sinsi ve en yaygın nedenlerinden biridir.

Asidoz genel ve en kısa olarak vücudun işleyebileceğinden daha fazla asidin toplanması olarak tanımlanabilir.

Bu normal bir durum olmayıp tamamı için olmasa bile günümüzde yaygın bir şekilde seyreden dejaneratif hastalıklardan birçoğunun ön nedenidir. Bilinenlerden biri asitlerin yağ hücrelerinde depolanarak mümkün olduğunca yaşamsal organlardan uzak tutulmasıdır.

İnsan vücudu zekidir. Vücutta asitlik oranı artmaya başladığında vücut kendini koruma mekanizmalarını devreye sokmaya başlar.

ASİDOZ'DAN KAÇINMAK İÇİN NEDENLER

1. Asidin mermer yüzeye verdiği zarar gibi asidoz toplar ve atardamarların yüzeylerini erozyona uğratıp kardiyo vasküler yapıları zayıflatır.
2. Serbest radikallerin ve ön yaşlanmayı
3. Kilo kazanma, diabet ve obezliğe neden olur.
4. Kollestrol plakaların oluşmasına neden olur.
5. Kan basıncını bozar, düzensizleştirir.
6. Kritik lipid ve yağ asidi metabolizmasını bozar, karıştırır.
7. Hücrelere dağıtılan oksijen miktarında azalmaya neden olur.

Asidik pH zemin hazırladığı dejeneretif hastalıklar:

•Kardio vasküler damar setliği, kalp krizi, yüksek kan basıncı
•Obezite
•MS, MD, ALS
•Karaciğer, böbrek
•Bunama
•Bağışıklık sistemi yetersizlikleri
•Ostrepoz
•Erken yaşlanma
•Erkeklerde prostat poblemleri

Eğer sağlık probleminiz varsa büyük ihtimalle vücudunuz asidik olmaya başlamıştır.

Vücut pH'nin hafifce alkali olmasını sağlanmaksızın vücudun kendini iyileştirmesi mümkün değildir.

VÜCUTTA ASİT OLUŞTURAN DUYGU VE DÜŞÜNCELER:

Bilinenin aksine, içimizde beslediğimiz olumsuz duygu ve düşünceler, vücudumuzda, yediklerimiz ve içtiklerimizden daha çok asiditeye neden olmakta ve ciddi hastalıklar için ortam yaratmaktadır.

ÖFKELENMEK YA DA KİN TUTMAK İLE ASİT İÇMENİN VÜCUDA ETKİSİ AYNIDIR…!


YÜKSEK ALKALİ OLUŞTURAN DUYGU VE DÜŞÜNCE VE EYLEMLER:

KAHKAHA İLE GÜLMEK

HUZUR DUYMAK

GÜVEN, SADAKAT, MİNNETTARLIK

SEVİLMEK & BEĞENİLMEK & AŞK

NEŞELENMEK

AFFETME DUYGUSU

OLUMLU DÜŞÜNMEK

DOSTLUK, ARKADAŞLIK, KABUL GÖRME

YORULMADAN YÜRÜMEK & EGZERSİZ

DİYAFRAMDAN DERİN NEFES ALMAK

NAMAZ & İBADET, DUA ETMEK

MEDİTASYON

NEZAKET & TATLI DİL & TAKDİR EDİLMEK

DİNLENMEK

SEVİLEN İNSANLARLA ZAMAN GEÇİRMEK

MÜZİK DİNLEMEK & ŞARKI SÖYLEMEK

DOĞAYLA, BAHÇEYLE TOPRAKLA UĞRAŞI

UMUT

DUYGULARI İFADE ETMEK, PAYLAŞMAK

TENSEL ZEVK



YÜKSEK ASİT OLUŞTURAN DUYGU VE DÜŞÜNCELER:

ÖFKELENMEK

KISKANÇLIK DUYGUSU

STRES

KORKU VE ENDİŞE

ŞÜPHE, KAYGI, SİNİRLİLİK

ACI, KEDER

UYKUSUZLUK & AŞIRI YORGUNLUK

NEFRET DUYGUSU

AŞIRI HIRS

AKCİĞER NEFESİ ALMAK

HAREKETSİZLİK

HUZURSUZLUK

OLUMSUZ DÜŞÜNCE

GÜRÜLTÜLÜ ORTAMDA YAŞAM

SÜREKLİ SOMURTMA, KİBİR

AŞAĞILANMA, ALINGANLIK

DÜŞMANLIK

UMUTSUZLUK

YALNIZLIK, İHANETE UĞRAMAK

SIKINTILARI PAYLAŞMAYIP İÇE ATMAK.....

Alkali-Asit dengesinin bozulması:

•Vücudun mineral ve diğer besileri alma kapasitesini düşürür
•Hücrelerdeki enerji üretimini olumsuz etkiler
•Hasarlı hücrelerin onarılması kapasitesi yeteneğini düşürür
•Vücudun detoks yeteneğini azaltır
•Vücudu bitkin ve hastalıklara açık hale getirir.

ASİT VE ALKALİ YİYECEK NEDİR?

Asit ve alkalik yiyecekler konusu karışık bir konu çünkü yemek söz konusu olunca bu kelimeleri kullanmanın birkaç yolu var.

Asitli, asidik, alkalik, bazik yiyecekler:

Yemek kimyası kitaplarında her yiyeceğin “pH değeri” denen bir değeri var. pH , bir sıvının veya maddenin ne kadar asidik veya alkalik olduğunu ölçmek için yaratılmış özel bir skala. Okul yıllarından hepimiz kimya dersinden bu kavramı biliriz. 7.0 nötr olmak üzere 0 (en asidik) ilâ 14 (en alkalik) arasında değişiyor. Yani 0’dan 7’ye yaklaştıkça yiyecek daha az asidik veya 14’ten 7’ye yaklaştıkça daha az alkalik oluyor. Örneğin, misket limonunun oldukça düşük bir pH değeri var, 2.0 ve pH skalasına göre oldukça asidik. Limonlar 2.2 pH ile biraz daha az asidik. Yumurta beyazı pek asitli değil ve değeri 8.0 pH. Etler de 7.0 civarında pH ile asidik değiller.Sebzelerin çoğu pH aralığının ortasında bir yerdeler. Örneğin kuşkonmazın ph’ı 5.6, tatlı patateslerinki 5.4, salatalığınki 5.1, havuçlarınki 5.0, bezelyeninki 6.2, mısırınki 6.3. Domatesin pH skalasındaki yeri sebzeler arasında en altta, pH’ları 4.0 - 4.6 arasında değişiyor. Bu aralık pH değeri 3.9 olan armutlardan ve 3.5 olan şeftaliden veya 3.4 olan çilekten veya 2.9 olan eriklerden daha yüksek (daha az asidik).

Asit-kül, alkalik-kül yiyecekler:

Yiyeceğin asiditesinden bahsetmenin bir başka yolu da yiyeceğin kendisinin asiditesini değil de yiyecek yendiği zaman vücudun asiditesini ölçmektir. Bir başka deyişle bu ikinci perspektiften bir yiyecek asidik olarak adlandırılmaz, asit oluşturucu olarak adlandırılır da denilebilir. Bu “asit oluşturucu” kavramına benzer olarak, “asit-kül, alkalik-kül” kavramı vardır. Bu kavrama göre yiyecek vücutta kimyasal olarak parçalanmaz, geride bir kül kalıntısı bırakarak yakılır ve bu kül kalıntısı daha sonra mineral içeriği için ölçülür. Asit-kül yiyecekler geride klorür, fosfor veya sülfür konsantrasyonu yüksek kalıntı bırakan yiyeceklerdir. Bu yiyeceklere “asit-kül” denir çünkü klorür, fosfor ve sülfür vücutta asit yapmak için kullanılan minerallerdir. Alkalik-kül yiyecekler geride magnezyum, kalsiyum ve potasyum konsantrasyonu yüksek kül bırakan yiyeceklerdir. Bu yiyeceklere “alkalik-kül” denir çünkü bu mineraller vücutta alkalik bileşikler (bunlara baz denir) oluşturmada kullanılır (magnezyum hidroksit, kalsiyum hidroksit, potasyum hidroksit dahil olmak üzere).

Dengeli beslenmeyi önemseyin:Yiyeceğin asiditesini ölçen asit-kül modeli elbette ki yaşayan bir insan için olan şey değil. Biz yemeğimizi yakmıyoruz ve biz yedikten sonra tek kalan kül değil. Aslında asit oluşturan yiyecekler kavramı pH kavramından çok daha karmaşık. Bir yiyeceğin ne kadar iyi sindirildiği ne derecede asit oluşturup oluşturmadığını etkileyebilir. Birçok yiyeceğin bileşiminde normalde sindirim sırasında değiştirilebilecek önceden oluşmuş asitler vardır. Ancak sorunlu sindirimi olan bir kişide bu asitler değiştirilemeyebilir ve yiyeceğin asit oluşturucu özellikleri artabilir. Yeterli ve dengeli beslenmek, yediklerinizi aktif bir yaşam ve düzenli egzersizle dengelemek en doğru yaşam şekli. Bu sebeple yeterli ve dengeli beslenme prensibinden vazgeçmeyin. Özellikle zayıflama hedefiyle tek besin veya düşük kalorili şok diyetler gibi metabolizmanızda kalıcı hasarlar bırakacak dengesiz diyetleri lütfen yapmayın.

Uykuyu olumlu etkileyen besinler:

Araştırmacılar beyindeki seratonin işlevinin de uyku düzenini iyileştirdiğini düşünüyor. Uyku anormallikleri sıklıkla yetersiz beyin serotonin aktivitesine bağlanıyor. Serotonin ve melatonin hormonları iyi bir uyku için önemlidir. Serotonini olumlu etkileyen besinler uyku problemi olanlar için çözüm oluşturabilir.Örneğin; Muz: Serotonine olan etkisi dışında magnezyum içerdiği için kaslarınızı gevşetip sizi rahatlatır. Strese karşı koruyucudur, içindeki potasyum da kalp sağlığı ve tansiyon için önemlidir.
Ilık süt: Çocukluğunuzu hatırlayabilirsiniz ama işe yarıyor içine bal karıştımak bu etkiyi güçlendirebilir.
Papatya çayı: Uyumadan bir saat önce içeceğiniz papatya çayı huzurlu bir uykuyu olumlu etkileyebilir.
Keten tohumu veya ceviz: Omega 3 depresyona karşı ve strese karşı etkilidir. Rahatlatarak gece daha rahat uyutur.
Yulaf unu: Melatonin açısından olumlu olduğu düşünülüyor süt ve bal ile karıştırmayı deneyebilirsiniz.

ASİT VE ALKALİ YİYECEKLER LİSTESİ aşağıdadır. (Listede görüldüğü gibi alkali besinler daha çok, asidik besinler daha az tüketilecek)
Çıktısını almanızda fayda var!!




Alıntı
 

ikbal1505

Guest
Katılım
5 Tem 2010
Mesajlar
606
Tepkime puanı
144
Sayın embriyo, tam benim için açılmış bir konu. Kola, soda ve asitli içecek tüketme oranım çok yüksek. Yükset asit oluşturan duygu ve düşünceler doğru.
•Vücudu bitkin ve hastalıklara açık hale getirir. En büyük etkiside bu işte. Ayrıca uyku düzenini bozuyor. Bundan sonra kendime daha çok dikkat edeceğim. Teşekkürler. Sevgi ve ışıkla.
 

Çınar

Kayıtlı Üye
Katılım
23 Ağu 2011
Mesajlar
139
Tepkime puanı
9
Konum
Sakarya
Sayın embriyo, tam benim için açılmış bir konu. Kola, soda ve asitli içecek tüketme oranım çok yüksek. Yükset asit oluşturan duygu ve düşünceler doğru.
•Vücudu bitkin ve hastalıklara açık hale getirir. En büyük etkiside bu işte. Ayrıca uyku düzenini bozuyor. Bundan sonra kendime daha çok dikkat edeceğim. Teşekkürler. Sevgi ve ışıkla.

Sn. İkbal1505 soda asidik değil baziktir.Vücuda da zararı değil faydası vardır. Tüketmenizde bir sakınca yok.
 

manifold

Kayıtlı Üye
Katılım
11 Nis 2011
Mesajlar
48
Tepkime puanı
0
ms dediginiz Multipl Skleroz bagisiklilik hastalligi mı?
 

satelcom

Banlı Kullanıcı
Katılım
19 Ara 2011
Mesajlar
190
Tepkime puanı
6
Oldukça faydalı bir konu olmuş.Devamını bekliyoruz.Teşekkürler.
 

İsiS2

Kayıtlı Üye
Katılım
20 Ara 2012
Mesajlar
137
Tepkime puanı
4
Yaş
43
İş
kuantum drama uzmanı
- Karbonat kuruyan, çatlayan veya yorgun ayaklara çok iyi gelir. Sıcak suya karbonat ve sirke döküp ayaklarınızı içinde 20 dakika bekletin, çıkarttığınızda pamuk gibi olurlar.

- Buzdolabına, vestiyere, ayakkabılığa koyacağınız bir miktar karbonat bütün kötü kokuyu emer.

- Dişinizi fırçaladıktan sonra bir miktar karbonat ile tekrar fırçalayın. Karbonat, dişleri beyazlattığı gibi ağız kokusunu da giderir.

- Bir miktar suya koyacağınız karbonat ile kirli, yağlı yüzeyleri temizleyebilirsiniz. Yüzeyin boya verip vermeyeceğine dikkat edin, dönüşü olmayabilir

- Karbonat doğal bir peeling malzemesidir. Sulandırılmış karbonat ile yüzünüze hafifçe masaj yapın. Masaj yaparken fazla bastırmamaya dikkat edin. Aşırı kuru ciltlerde iyi durulamaya özellikle dikkat edin.

- Karbonat doğal bir deodoranttır. Koltukaltına sürülen karbonat terlemeye ve kötü kokulara engel olur. Aşırı terleme sorunu olan insanlara banyo sonunda sirke ve karbonatı macun gibi yapıp kol altlarına masaj yapmaları, hatta yumuşak bir fırça ile fırçalamaları öneriliyor. Bu yöntemle ertesi gün deodorant kullanmaya bile gerek olmadığı gibi, kol altları ipek gibi oluyormuş. Gün içinde karbonat kullanacaksanız dikkat, bazı kıyafetlerin kol altında renk bozulmasına sebep olabilir

- Yapışkanlı etiketleri çıkarttıktan sonra yüzeyde kalan ve bir türlü çıkmayan yapışkan izlerini, biraz suyla macun kıvamına getireceğiniz karbonatla ovarak çıkartabilirsiniz.

- Sulandırılmış karbonat güneş yanığının acısını hafifletir. Çok hafif yanıkların da acısını dindirmek için kullanabilirsiniz.

- Vaktiniz kısıtlı, dışarı çıkmanız gerekiyor ve saçlarınız yeterince temiz değil. O zaman saçlarınızın dibine bir miktar karbonat dökün, bütün yağı emip saçınızı hızla temizleyecektir.

- Kepek sorununuzu gidermek için şampuanla yıkadığınız saçınıza karbonatla masaj yapıp durulayın. Ardından da son durulama suyuna 1 kaşık elma sirkesi ekleyin ki saçınız pırıl pırıl olsun.

- Midenizi rahatsız eden yemeklere katacağınız 1 çay kaşığı karbonat midenizi rahatlatacaktır.

- Banyo duşa kabin camlarını karbonat ile silip kurulayın. Duş alırken daha rahat nefes alacaksınız.

- Paslanabilecek eşyalarınızı karbonatla ovarsanız paslanmasını engellemiş olursunuz.

- Ayrıca tıkanan lavabolarınızı açmak için bir su bardağı karbonatı lavaboya dökün. Üzerine 1 bardak sirke ilave edip 2 litre kaynar suyu lavaboya boşaltın. Tıkanan lavabo açılacaktır.

alıntı
 

Zika

Kayıtlı Üye
Katılım
7 Kas 2012
Mesajlar
11
Tepkime puanı
0
Konum
İstanbul
,karbonatin bu kadar faydasi oldugunu bilmiyordum,tesekkurler.
 

güntülü

Kayıtlı Üye
Katılım
12 Nis 2013
Mesajlar
39
Tepkime puanı
4
İş
Laboratuvaar
Gerçekten yararlı bir paylaşım olmuş.Ben de mide asidimden dolayı malesef ilaç kullanıyorum.Proton pompası sürekli içmek zorunda kalıyorum.Sinirli ve asabi olmamın buna etkisi çok..
 

kodi

Kayıtlı Üye
Katılım
15 Nis 2013
Mesajlar
34
Tepkime puanı
2
Çok teşekkürler, benim gibi her türlü hastalığı yaşamış birisi için inanılmaz faydalı bilgiler bunlar. 40 yıl düşünsem karbonatın bu kadar faydalı olacağı aklıma gelmezdi.
 

asterix

Kayıtlı Üye
Katılım
29 Mar 2013
Mesajlar
743
Tepkime puanı
105
Karbonatlı su tansiyonumu yükseltti elimi yağımı şisi gibi yaptı alkali elde etmenin diğer yöntemleri olan;hazır dsmlslsr,limonlu su ve cihazlardan elde edileni kullanmalı.
 

Anael Zan

Kayıtlı Üye
Katılım
13 Ara 2014
Mesajlar
535
Tepkime puanı
165
Gerçekten Yararlı Bilgiler her daim karbonat kullanırım özellikle banyo sonrası koltuk altına ve dış firmalardan. .
 

xalpx

Kayıtlı Üye
Katılım
19 Kas 2010
Mesajlar
205
Tepkime puanı
18
Güzel bir konu olmuş teşekkürler.Bende 1ltlik suya bazen karbonat ,1 dilim limon yada tarçın çubuğu atıyorum.Tavsiye ederim.
 

Devres

Kayıtlı Üye
Katılım
21 Mar 2011
Mesajlar
36
Tepkime puanı
9
Sevgili canlar, karbonat 20-21 gün dışında kullanılmamalıdır.. Bunun yerine sirke ve limon suyu kullanın vüdunuzun alkali olması için. Kabonat belli bir süre sonra tansiyon problemi çıkracak, çünkü özünde sodyum var.

Saygı ve Sevgilerimle
 
Üst