Sevenlerin farkli hâlleri

semyanocibel

Banlı Kullanıcı
Katılım
14 Şub 2011
Mesajlar
212
Tepkime puanı
8
Eğer kul, sahip olduğu manevî halleri, halkın içinde buluyor fakat tek başına kaldığında koruyamıyorsa, o hakka yönelmiş bir kimsedir; ona halini muhasebe etmesi ve nefsinden sevginin gereklerini yerine getirmesini istemesi gerekir.
Şayet o halleri yalnızken koruyor fakat halkın içinde kaybediyorsa, o güzel bir haldir; ancak kemâl noktasına göre noksan bir durumdur. Çünkü kemâl (olgunluk) hali, kul için yalnızlık, halkın içi, ikamet, yolculuk, boş vakit ve meşguliyet gibi bütün anlarının eşit olması; her halde ilâhî sevgisini ve manevî hallerini korumasıdır.
Halktan ayrılıp bütünüyle kendi nefsine yönelmek terbiyenin başında şarttır, fakat terbiyede nihayete ulaşmış kimseler için şart değildir; onlar halkın içine girip herkese faydalı olabilirler.
Herkese vacip olan muhabbet; kalbin Allahu Te-âlâ'ya karşı, O'nun zâtı ve sıfatlarına imandan kaynaklanan meyli ve yönelişidir.
Kul, temel iman esaslarından cahil olursa, o derece ilâhî muhabbeti noksan olur. Bu durumda kul iki günah kazanır; biri cehaletinin, diğeri de imanın meyvesi olan ilâhî muhabbeti kaybetmesinin günahıdır.
imanın hakikati, kalbin Allahu Teâlâ ile huzur bulması ve O'nun varlığını gösteren delilleri ve eserleri müşahede etmesidir.
Allahu Teâlâ en iyisini bilir.
Allah'a dostluk konusunda bir şiirde şöyle denmiştir:
Allah ile dostluğu tembeller koruyamaz; Samimi olmayanlar O'na hiç ulaşamaz.
Allah'a dost olanlar özel seçilmişlerdir; Hepsi Allah için amele yönelmişlerdir.
Kime üns (Allah ile yakın dostluk) hali hâkim olursa, onun yalnızlık ve halktan uzaklaşmaktan başka bir arzusu kalmaz.
Vâsıtî (rah) demiştir ki: "Bütün kâinattan ve içindeki varlıklardan kalbini çekmeyen kimse, üns (Allah ile yakın dostluk) mahalline ulaşamaz."
Ebu'l-Hüseyin el Verrak da (rah) şöyle demiştir: "Allah ile dostluk, ancak O'nu tazimle (yüceltmekle) birlikte bulunur; çünkü sen kiminle yakın dost olsan, kalbinden ve gözünden onun büyüklüğü düşer; ancak Allahu Teâlâ böyle değildir. Senin yüce Allah'a yakınlığın arttıkça, kalbinde O'nun yüceliği ve heybeti de artar."
Kulun üns hali bazan Allah'ın taatında, zikrinde, kelamını okumada ve ilâhî yakınlık sebebi olan diğer hayırlarda kendini gösterir. Kula verilen bu kadar muhabbet, Allahu Teâlâ'dan bir nimet ve ihsandır; fakat bu, Allah'ı sevenlerde bulunan üns hali değildir.
Üns/Allah ile özel dostluk, çok şerefli bir haldir; o ancak kulun gerçek zühdü ele geçirmesi, kâmil takvaya ulaşması, kalpten Allah'tan başka sebep ve alâkaları kesip atması, boş düşünce ve vesvese türü şeyleri yok etmesiyle hâsıl olan iç temizliğinde ele geçecek bir saadettir.
Gazali
 
Üst