MISIR-Herşeyin Başlangıcı Ra-Atum

Mefetseger

Moderator
Katılım
17 Ağu 2010
Mesajlar
856
Tepkime puanı
291
Konum
Ankara
İş
Uzman Biyolog
Eski bir Mısır yaradılış mitosuna göre Nun (ya da Nu) yaradılış öncesinde var olan ve bütün yaşamın kendisinden ortaya çıktığı başlangıçtaki okyanustur. Bu ifadelerde bilimsel bir tını yok değildir ve uzak geçmişte bir yerlerde birilerinin,her şeyin nasıl başladığı konusunda bilgi sahibi olduğunu gösterir. Aynı zamanda da dişil prensibin bütün yaşamın ilk kaynağı olduğunu düşünen, tanrıça-yönelimli inananlar için de önemli bir dayanak oluşturur. Ancak Erken Mısır tanrılarının en iyi tanınanlardan biri de Ra ya da Re'dir. Genelde doğmakta olan Güneş'i simgelediği görülür. Karanlık ya da saklı Güneş ise doğmadan önceki ya da battıktan sonraki durumunda- Atum adını alır.

Ra'nın esas tapınağı Heliopolis'teydi. Efsaneye göre ilk kez bu yerde bir taş obelisk biçiminde tezahür etmiştir, bu obeliske ''ben-ben" denilir ve Het Benben adlı tapınakta yıllarca korunduğu anlatılır. Het Benben, "Obeliskin Sarayı" demektir.

Öyküye göre Ra ya da Atum başlangıçta Nun/un kucağında eyleşiyormuş, sonra iradi bir gayretle bu karanlıktan çıkmış ve bugün gördüğümüz Güneş biçiminde ışıl ışıl kendini göstermiş. Bu anlatılanlar, bugünkü bilimin, güneş sistemimizin doğuşu ve sarı yıldızların erken dönemi hakkında bildikleri ışığında çok mantıklı gözükmektedir.

Ra (ya da bazılarına göre Nun ya da Neith) Şu ve Tefnut'un, ikiz aslan tanrıların babasıdır ve bu çocuklar annesiz doğmuşlardır. Onlar da Geb ve Nut'a yaşam verirler. İsis ve Osiris ailesi bu zinciri takip eder. Bu ifadelerdeki metafizik kavramsallık açıktır; burada androjen yapının eril ve dişile bölünmesi vardır. Buna Yang ve Yin de diyebiliriz. Genetik dünyasındaki hücre bölünmesi de aynı şeye karşılıktır. Ra-Atum'un kendisiyle birlikte Şu, Tefnut, Geb, Nut (Neith), İsis, Osiris, Set ve Neftis Heliopolis Ennead'ının (dokuzlusunun) büyük tanrılarıdır.

Ayrıca Ra'nın bir eşi ya da dişi! cephesi de vardır ve Rat olarak bilinir. Bazı otoriteler Rat'ın en eski metinlerde bulunmadığını yazarlar. .

Ra'nın bugünkü dünyadan farklı olan "ilk evreni" yarattığı düşünülür. Efsaneye göre genç ve şeykli olduğu dönemde tanrıları ve insanları barışsever biçimde yönetmiştir. Ancak yaşı ilerleyince, halk zayıfladığını hissedip kendisine başkaldırır. Bu "halk" hakkında başkaca bilgi verilmez; ancak bu "ilk evrenin" bir parçası oldukları anlaşılır.

Ancak Ra, tanrısal olduğu için kısa sürede olan bitenin farkına vanr ve diğer tanrılarla görüştükten sonra tanrısal gözünü tanrıça Hathor/Sekhmet biçiminde isyankarlara yöneltmeye karar verir. Bu da başlı başına bir öyküdür. Bu "Göz" hikayesi, burada ya da başka bir güneş sisteminde meydana gelmiş kozmik bazı felaketlerin sosyal hafızadaki yansımaları da olabilir.

Yarattığı varlıkların şükran yoksunluğu, yaşlı tanrıda "ilk evren" den soğuma hissi yaratmış olmalıdır. Bu nedenle bu evrenin sınırlarının çok ötesine çekilir. Nun'un emriyle tannça Nut ya da Neith kendini bir ineğe dönüştürür, Ra’yı sırtına alır ve onu gök kubbenin yukarılarına çıkarır; bugünkü dünyamız da bu sıralarda yaratılmıştır. Buradaki öykü, şu an bulunduğumuz sisteme öncüllük eden başka bir yıldız ya da yıldızlar hakkındaki kozmolojik dramanın bir benzetmesi gibidir.

Efsane şöyle devam eder:

Böylece Ra’nın (ya da temsilcisinin) yaşamı çok düzenli hale gelir. Aydınlık saatlerde güneş gemisini doğudan batıya doğru ötürür ve bu sırada eski düşman Yılan Apep'ten (cehalet karanlığı) sakınmaya özen gösterir. Apep daha sonraları kızı kedi tanrıça Bast ya da animusu Mau tarafından mağlüp edilir.

Alıntıdır.
 
Üst