Hz.Nuhun Gemisi buharlı bir gemiydi.

S

SoNoL

Hz.Nuh'un gemisi, tahminlerin aksine tahtadan değil, metalden yapılmış. Hareketi için ise, kol gücü ya da yelken değil, buhar gücü kullanılmış. Günümüzden yaklaşık 7 bin 500 yıl önce cereyan eden büyük Nuh tufanı bilinmeyen pek çok bilgiyi barındırıyor.
Nuh'un Gemisi, 'Bu gemiyi Tanrı bile batıramaz' diyerek inşa edilen ancak daha ilk seferinde bin 500 kişiye mezar olan Titanik ile hemen hemen aynı hacim ve büyüklüğe sahip bulunuyor. İslam alimlerinin yorumları ve Tevrat'taki bilgilere göre, Hz. Nuh'un gemisinin uzunluğu 205 metre 27 santim, denizden yüksekliği ise 20.5 metre.
Alimlerin üstünde mutabakata vardığı diğer bir husus ise geminin buharla çalıştığı. Söz konusu yazıda, Elmalılı Hamdi Yazır'ın konuyla ilgili şu görüşlerine yer veriliyor: "Gemi yelkenli olmayıp, vapur gibi ocaklı ve istim gibi feveranlı yani kaynayıp fışkıran bir kuvvetle harekete geçmiştir. Şimdi biz gemiden söz edilirken tam ocak feveran ettiği sırada 'yükle' emri verildiğini işittiğimiz zaman o geminin hareket etmeye hazır bir vapur olduğunu anlamakta hiç tereddüt etmeyiz"
'Hz. Nuh'un gemisi de Titanik gibi buharla çalışıyordu' başlıklı araştırmada, Eski Diyanet İşleri Başkanlarından Ömer Nasuhi Bilmen'in de tefsirlerinde Hz. Nuh'un gemisinin buharla çalışan bir vapur olduğunun onaylandığı belirtiliyor. Yazıda, "Geminin kazanlı olduğuna ve buharla çalıştığına dair ilk bilgi ise Ebu Hayyan'ın tefsirinde yer almaktadır. Hayyan konuyla ilgili, -tennur-un suyun toplandığı yer olduğunu nakletmiştir. Bu ifade hemen hemen geminin kazanının olduğunu doğrulamaktadır" deniliyor.

Nuh Tufanı ile ilgili yazıdan bazı alıntılar şöyle:
-İslam alimlerinin yorumları ve Tevrat'taki bilgilere göre, Hz. Nuh'un gemisinin uzunluğu 205 metre 74 santim, genişliği 34 metre 29 santim. Denizden yüksekliği ise 20.5 metre. Gemi tahminlerin aksine tahtadan değil, metalden yapılmıştır. Hareketi için kol gücü ya da yelken değil, buhar gücü kullanılmıştır.
-Hz. Nuh'un gemisinin kazanlı olup buharla çalıştığına dair bilgiler, İslam alimlerinden Ömer Nasuhi Bilmen'in Kur'an tefsirinde şu şekilde yer alır: 'Hz. Nuh'un gemisi saçtan yapılmış ve buharla çalışan bir gemiydi. Üç tabakadan oluşuyordu. Alt tabakada vahşi haşarat denilen hayvanlar, orta tabakada sair ehli hayvanlar, üst tabakada Hz. Nuh ile kendisine iman etmiş olanlar bulunuyordu'
-Kur'an'da Hz. Nuh'un gemisinin çalışmasıyla ilgili ayet şöyle: "Nihayet emrimiz geldiği ve tennur (tandır veya geminin kazanı) tutuşup parladığı zaman dedik ki; erkeği ve dişisi olan her canlıdan ikişer tane, aleyhlerinde hüküm verlimemiş olanların dışında aileni ve iman etmiş olanları geminin içine yükle.' (Hud suresi: 40)
-Tevrat'a göre tufan, Şubat'ın 17'sinde başladı. 40 gün yağmur yağdı ve sular yükseldi. Suların yükselmesi 150 gün sürdü. Temmuz 17'de gemi Ararat'a oturdu. Bu, tam 5 aylık bir süre. Ancak karaların görünmesi için tam bir sene geçmesi gerekmekteydi.
İslam inanışına göre ise Cudi dağına oturdu. Cudi dağı urartu bölgesi olduğu için ve ararat ismi ile çok yakın bir ismi olduğu için, halen tartışılmaktadır. Elmalı Hamdi Yazır' ın tefsirine göre ise Cu-di, arapçada yer buldu, yer gördü anlamını taşır.
Alıntı.
 

OneRepublic

Kayıtlı Üye
Katılım
2 Eyl 2011
Mesajlar
771
Tepkime puanı
165
Konum
Belçika
Bunu ilk defa duydum. :eek:
Akil almaz bir sey. Iste asil mucize budur.
Cok tesekkürler sayin SoNoL. Sayenizde yeni bir sey daha ögrendim. :)
 
S

SoNoL

Bunu ilk defa duydum. :eek:
Akil almaz bir sey. Iste asil mucize budur.
Cok tesekkürler sayin SoNoL. Sayenizde yeni bir sey daha ögrendim. :)

Canım rica ederim. Bu hep tartışma konusuydu fakat, ilk bildiğim bunu tefsir eden, İslam dünyası anlamında diyorum; Elmalılı Hamdi Yazır' dır. 1877 ve 1942 yılları arasında yaşamış ve vefat etmiştir.
Diğer araştırmacılar da bunu doğrulamıştır.
 

OneRepublic

Kayıtlı Üye
Katılım
2 Eyl 2011
Mesajlar
771
Tepkime puanı
165
Konum
Belçika
O zaman Nuh'un gemisinin yandigi iddiasi yanlistir. Peki yanmadiysa nerede bu gemi? Tahminen metalden yapilmis bir gemi 7.500 yildan fazla dayanir. Ya da ben yanlis düsünüyorum. :)
 
S

SoNoL

O zaman Nuh'un gemisinin yandigi iddiasi yanlistir. Peki yanmadiysa nerede bu gemi? Tahminen metalden yapilmis bir gemi 7.500 yildan fazla dayanir. Ya da ben yanlis düsünüyorum. :)
Yine Elmalı Hamdi Yazır bambaşka bir yer ismi vermektedir. Ben okumuştum fakat şimdi yeri nette bulursam eklerim. Tufanın Mezopotomya' da, Dicle ve Fırat nehirlerinin taşması olarak kabul gördüğü için mantıklı gelmişti.
Zaten ''geminin insanlara ilerde ibret olması için, onu muhafaza ettik'' diye ayette var.
 

OneRepublic

Kayıtlı Üye
Katılım
2 Eyl 2011
Mesajlar
771
Tepkime puanı
165
Konum
Belçika
Yine Elmalı Hamdi Yazır bambaşka bir yer ismi vermektedir. Ben okumuştum fakat şimdi yeri nette bulursam eklerim. Tufanın Mezopotomya' da, Dicle ve Fırat nehirlerinin taşması olarak kabul gördüğü için mantıklı gelmişti.
Zaten ''geminin insanlara ilerde ibret olması için, onu muhafaza ettik'' diye ayette var.

Görmeyi gercekten cok isterdim onca olaya sahit olan o müthis gemiyi. :)
 
S

SoNoL

Allah Teâlâ Kur'an-ı Kerîm'de, insanlara ibret olsun diye onu, bulunduğu yerde bıraktığını zikretmektedir: "And olsun ki Biz, o gemiyi bir ibret olarak bıraktık; öğüt alan yok mudur" (el-Kamer, 54/ 15).

Hûd sûresi, 40 âyet-i kerimesinde meâlen buyruldu ki: ''Nihâyet helak etme emrimizin azâbımızın vakti geldiği, tennûrun (fırının) taşıp fışkırdığı (yâhut gemi kazanının kaynadığı) zaman biz Nuh'a şöyle emreyledik ki, kendisinden faydanılan hayvanların her cinsinden erkek ve dişi birer çift hayvanı gemiye koy. Üzerlerine boğulma emri takdir edilenler hâriç âile halkında bir de imân edenleri gemiye yükle.
Geminin kazanı olduğuna işaret eden ayet ve hala geminin bulunduğu yerde olduğuna dair ayetlerdir.
 

OneRepublic

Kayıtlı Üye
Katılım
2 Eyl 2011
Mesajlar
771
Tepkime puanı
165
Konum
Belçika
Allah Teâlâ Kur'an-ı Kerîm'de, insanlara ibret olsun diye onu, bulunduğu yerde bıraktığını zikretmektedir: "And olsun ki Biz, o gemiyi bir ibret olarak bıraktık; öğüt alan yok mudur" (el-Kamer, 54/ 15).

Hûd sûresi, 40 âyet-i kerimesinde meâlen buyruldu ki: ''Nihâyet helak etme emrimizin azâbımızın vakti geldiği, tennûrun (fırının) taşıp fışkırdığı (yâhut gemi kazanının kaynadığı) zaman biz Nuh'a şöyle emreyledik ki, kendisinden faydanılan hayvanların her cinsinden erkek ve dişi birer çift hayvanı gemiye koy. Üzerlerine boğulma emri takdir edilenler hâriç âile halkında bir de imân edenleri gemiye yükle.
Geminin kazanı olduğuna işaret eden ayet ve hala geminin bulunduğu yerde olduğuna dair ayetlerdir.

Su an bulundugunu düsündükleri yerde bir sey cikmadigina göre baska yerde olma ihtimali daha yüksek gibi. Belki daha bilmedigimiz seylerde vardir gemi hakkinda.. :)
 
S

SoNoL

Evet mümkündür. Arapça yazıldığı ve eski arapça olduğu için, ayrıca çok derin bir medrese eğitimi gerektirir anlamak için.
Bazı sözcüklerin derin anlamları vardır, birde şifrelenme yöntemi kullanılmıştır. O nedenledirki diğer mukaddes kitaplarda halen deşifre edilmektedir ve her deşifrede yeni yeni anlamlar çıkmaktadır.
 
S

SoNoL

Mutlaka vardır. Diğer arkadaşlarda aslında buldukları verileri paylaşsa, ne güzel bilgilenirdik.
 

gümüş

Kayıtlı Üye
Katılım
11 Kas 2010
Mesajlar
1,683
Tepkime puanı
252
Eklediğim linkte bir dosya var, isterseniz bakın

Nuh'un gemisinin cozulemeyen esrari - "Gizlimabet Parapsikoloji Platformu"



Ayrıca 2010 tarihli bir gazete haberi de var ilintili

Hong Konglu ve Türk bilimadamlarından oluşan 15 kişilik bir grup, Ağrı Dağı’nda 4 bin metre yükseklikte, 12 metre boyunda, 5 metre yükseliğinde bir ahşap yapı bulduklarını, hatta içine girip araştırma yaptıklarını da açıkladı. Grup, ahşap yapıdan alınan ahşap parçalarının karbon testi yardımıyla 4 bin 800 yıllık olduğu, bunun da kutsal kitaplarda anlatılan Nuh Tufanı’nın tarihiyle uyuştuğunu savundu. South China Morning Post gazetesine göre Hong Konglu Evangelical Media, Noah’s Ark Ministry International ve Türk bilimadamlarından oluşan grup, Pazar günü Hong Kong’da yaptıkları basın toplantısında büyük iddiayı açıkladı. Grup, Nuh’un Gemisi’ne ait olduğunu öne sürdükleri parçaları, gemide hayvanların bir arada tutmak için kullanılan ipleri ve çivi benzeri birçok parçayı da gazetecilere gösterdi.

Basın toplantısına, gruba çalışmalarının başından beri destek veren Ağrı Vali Yardımcısı Murat Güven, Ağrı İlk Turizm Müdürü Muhsin Bulut ve Doğubeyazıt Kaymakamlık Yazı İşleri Müdür İbrahim Şahin de katıldı. Toplantıda, şu anda yeri gizli tutulan Nuh’un Gemisi’nin UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne alınması ve üzerinde bilimsel araştırma yapılması çağrısı da yapıldı. Grup, yapının yerinin Türk yönetiminin bölgede arkeolojik kazı için gerekli önlemleri alana kadar gizli tutulacağını da söyledi.

Hong Konglu grup, aşırı muhafazakar evanjelist Hristiyan kuruluşları olan ’Media Evangelism’ ve Uluslararası Nuh’un Gemisi Birliği, NAMI’den oluşuyor. Türk hükümetinin destek verdiği ilk Nuh’un Gemisi araştırma grubu olduklarını söyleyen grubun lideri Man Fai Yuen, basın toplantısında şöyle konuştu: “Bizim girdiğimiz bölüm, tarihte anlatılan gemiye çok benziyor. Biz, bu ahşap yapının içini bulan ve görüntüleyen ilk ekip olduk. 38 milimetre uzunluğundaki bir tahta parçasına, İran’da karbon testi yaptırdık. 4 bin 800 yıl öncesine ait bir selvi ağacına ait olduğu ortaya çıktı.” Tevrat’a göre Nuh’un Gemisi, gofer ağacından yapılmıştı. Yuen, bu iki ağaç arasındaki benzerliklerin test edildiğini de söyledi.

Kalıntıyı buzul korudu

Araştırmaya katılan ve daha önce birçok kez Ağrı Dağı’nda araştırmalar yapan Hollandalı Gerrit Aalten gemiyle ilgili verileri değerlendirirken, “Elimizde efsanevi Nuh’un Gemisi’ni bulduğumuza dair güçlü kanıtlar var” diye konuştu. İstanbul Üniversitesi’nden arkeolog Prof. Oktay Belli de, bu ahşap yapının bir insan yerleşim biriminden kalmasının mümkün olmadığını, 3 bin 500 metreden daha yüksek bir yerde, bugüne kadar hiç insan yerleşimi bulunmadığını söyledi. Grubun bir diğer üyesi Sütçü İmam Üniversitesi Jeoloji Bölümü’nden Dr. Ahmet Özbek de buzulların ve volkanik maddelerin düşük ısıda bu bölgenin bozulmadan kalmasına yardım etmiş olabileceğini söyledi. Basın toplantısında hazır bulunan Ağrı İl Turizm Müdürü Muhsin Bulut, “Bu dünyayı şoke edecek bir haber. 2 bin yıldan fazla süredir tarih ve görgü tanıkları bize bir geminin tufandan kurtularak Ağrı Dağı’na oturduğunu söylüyor. İnsanlar bunun Nuh’un Gemisi olduğuna inandı. Ben bu grubun nihayet bu gemiyi bulduğuna ve bunun Nuh’un Gemisi olduğuna inanıyorum” dedi. Ağrı Vali Yardımcısı Murat Güven de, gruptan 4 Hong Konglu’ya Ağrı’nın fahri hemşehriliği verildi.

Ortak bildiri yayınlandı

Uluslararası Nuh’un Gemisi Birliği (NAMI) ile Türk yetkililer, basın toplantısından sonra açıkladıkları bildiride Nuh’un Gemisi’nin bulunmasının ideolojik farklılıkları da bitireceği savunuldu. Bildiride, ” Burada imzası bulunanlar Ağrı Dağı’nda Nuh’un Gemisi için bilimsel araştırmalar yapılmasında anlaşmıştır. Buradaki sonuçlar, insanoğlunun ortak inançları ve tarihleri için çok önemlidir. Nuh’un Gemisi’nin keşfinin yüzyıllardır süren ulusal ideolojik farklılıkları bitireceğine inanıyoruz.

Araştırmalar 2008’de başladı

Grubun Türk lideri Ahmet Ertuğrul da, bölgedeki bu yapıdan 2008 Haziran’da kendisine gelen bir bilgiyle haberdar olduğunu belirterek, “Hemen bir ekip topladım ve yola koyuldum. Ahşap yapıyı bulduk ve içine girdik. Fotoğraflarını çektim. Yıllardır NAMI ile çalıştığım için de keşfimden onları haberdar ettim” diye konuştu. Bunun üzerine Ekim 2009’da bölgeye bu kez kameralarla giden Hong Konglu ve Türk uzmanlar, volkanik kül ve buzlar altında bulunan ve el yordamıyla kazılan ahşap yapının içine girdi ve görüntüledi.

15 kişilik ekip

Hong Konglu ve Türk bilimadamlarından oluşan 15 kişilik bir grup 3 yıllık araştırmalarının sonunda önemli veriler elde etti.

Gemiden parçalarla toplantı!

Bilimadamları Hong Kong’daki basın toplantısında ortaya çıkardıkları çok çarpıcı verileri de açıkladılar. Ahşap yapının girilen bölümünün 5 metre yüksekliğinde, 12 metre genişliğinde olduğunu açıklayan uzmanlar yapının kutu şeklinde değil, bir gemi gibi eğimli olduğunu vurguladı. Araştırmacı Panda Lee, “Orada bir metre eninde, yarım metre boyunca küçük bir kapı vardı. Bu kapı da, başka bir bölüme açılıyordu” diye konuştu. İki metre boyunda, iki metre eninde ve iki metre yükseliğindeki bu kutu şeklindeki bölümün, hayvanların konulduğu bölüm olduğuna inanan araştırmacılar, burada çivi, ip ve askı parçaları da buldu. Grup, yeterli oksijenleri olmadığı için bu bölüme giremediklerini de söyledi.

TARİHİN EN MERAK UYANDIRAN EFSANESİ

Nuh’un Gemisi, efsaneye göre Tanrı’nın insan ve diğer canlıların ırkının devam etmesi için büyük tufandan önce Nuh’a yapmasını emrettiği büyük gemidir. Nuh’un ailesi ve dünyada bulunan diğer hayvanlar gemiye binerek tufandan kurtulmuş ve soylarını devam ettirebilmiştir. Bu hikâye Tevrat ve Kuran’da da anlatılır.(Vatan)
 

dmkol

Kayıtlı Üye
Katılım
24 Kas 2008
Mesajlar
4,907
Tepkime puanı
529
İş
Web Master
O zaman Nuh'un gemisinin yandigi iddiasi yanlistir. Peki yanmadiysa nerede bu gemi? Tahminen metalden yapilmis bir gemi 7.500 yildan fazla dayanir. Ya da ben yanlis düsünüyorum. :)

Konuyla çok ilgisi yok ancak titanyum, berilyum, platinyumdan yapılmadıkça metalik hiçbir şey o kadar dayanmaz. Ancak malzeme türü ne olursa olsun havasız olarak çamur, reçine veya buz kalıbı içinde bekletilirse dayanabilir hem de on binlerce yıl. Hava ile temas eden bölgelerde dayanabilen en iyi malzeme plastik türevleridir.
 
S

SoNoL

Konuyla çok ilgisi yok ancak titanyum, berilyum, platinyumdan yapılmadıkça metalik hiçbir şey o kadar dayanmaz. Ancak malzeme türü ne olursa olsun havasız olarak çamur, reçine veya buz kalıbı içinde bekletilirse dayanabilir hem de on binlerce yıl. Hava ile temas eden bölgelerde dayanabilen en iyi malzeme plastik türevleridir.[/QUOTE

Teşekkürler, sevgili Chillout.
OneRepublic' in merakı ve bizim merakımızı giderdiniz.
 
S

SoNoL

Nuh Tufanı'nın Arkeolojik Delilleri

Kuran'ın oldukça büyük bir bölümünü oluşturan geçmiş kavimlerin haberleri kuşkusuz üzerinde düşünülmesi gereken konulardan biridir Bu kavimlerin çoğu, kendilerine gönderilen peygamberleri yalanlamış, hatta onlara düşmanlık göstermişlerdir Yaptıkları taşkınlıklardan dolayı da Allah'ın azabıyla karşılaşmışlar ve yeryüzünden silinmişlerdir Kuran ayetlerinde, bu helak olaylarının sonraki insanlara da birer ibret olması gerektiği bildirilir

MÖ 3000 yılları civarında gerçekleştiği düşünülen Tufan, tüm bir uygarlığı bir anda yok etmiş; bunun yerine tamamen yeni bir uygarlık kurulmasına vesile olmuştur Böylece Tufan'ın açık delilleri, insanların ibret alması için binlerce yıl boyunca korunmuştur

Mezopotamya ovasını etkisi altına alan Tufan'ı araştırmak için yapılmış birçok kazı vardır Bölgede yapılan kazılarda başlıca dört şehiri içine alan büyük bir sel felaketinin izlerine rastlanmıştır

Bu şehirler Mezopotamya Ovası'nın önemli şehirleri Nuh Tufanı'nın Arkeolojik Delilleri

Kuran'ın oldukça büyük bir bölümünü oluşturan geçmiş kavimlerin haberleri kuşkusuz üzerinde düşünülmesi gereken konulardan biridir Bu kavimlerin çoğu, kendilerine gönderilen peygamberleri yalanlamış, hatta onlara düşmanlık göstermişlerdir Yaptıkları taşkınlıklardan dolayı da Allah'ın azabıyla karşılaşmışlar ve yeryüzünden silinmişlerdir Kuran ayetlerinde, bu helak olaylarının sonraki insanlara da birer ibret olması gerektiği bildirilir

MÖ 3000 yılları civarında gerçekleştiği düşünülen Tufan, tüm bir uygarlığı bir anda yok etmiş; bunun yerine tamamen yeni bir uygarlık kurulmasına vesile olmuştur Böylece Tufan'ın açık delilleri, insanların ibret alması için binlerce yıl boyunca korunmuştur

Mezopotamya ovasını etkisi altına alan Tufan'ı araştırmak için yapılmış birçok kazı vardır Bölgede yapılan kazılarda başlıca dört şehiri içine alan büyük bir sel felaketinin izlerine rastlanmıştır

Bu şehirler Mezopotamya Ovası'nın önemli şehirleri Ur, Uruk, Kiş ve Şuruppak'tır

Alıntı
 
S

SoNoL

Teşekkürler, sevgili Gümüş değerleri katkılarınla onurlandırdın bizi.
Emeklerine sağlık.
 

OneRepublic

Kayıtlı Üye
Katılım
2 Eyl 2011
Mesajlar
771
Tepkime puanı
165
Konum
Belçika
Hepinize cok tesekkür ederim. Bende biraz arastirma yaptim fakat genellikle ayni seyler cikiyor. Bilgi sinirli.
 

mebruke

Kayıtlı Üye
Katılım
2 Mar 2011
Mesajlar
252
Tepkime puanı
13
Konum
dünyada bi toprak parçasında
İş
yazmak okumak araştırmak öğrenmek
bir çok din ilam alimi malesef 7.500 yılını kabul etmez çünkü onlara göre 7.500 yılında hz adem a.s. vardı o zamanlarda
 
Üst