Poltergeist, güzel bir yazı

tao123

Kayıtlı Üye
Katılım
9 Ara 2011
Mesajlar
17
Tepkime puanı
7
Merhaba;
İlginç bir konu ve beni etkiledi.Umarım sizleride etkiler...
"""
Poltergeist
Almanca bir sözcük olup, “belalı bir ruhun gürültüsü” anlamına gelir. Örneğin, bilinmez gürültüler, kendi kendine hareket eden cisimler, aniden hasıl olan yangınlar, erozyonlar, seller ve insan bedeninde kendi halinde ortaya çıkan çizikler. poltergeist olaylar genellikle bir insandan kaynaklanırlar ki, bu şahıs özellikle bir çocuk, bakire bir kız veya genç bir arkadaşımızdır.
Tekinsiz ev olarak adlandırılan bazı evlerde kapılar, pencereler kendiliğinden açılıp kapanır, ışıklar yanıp söner, eşyalar durup dururken havalanır. Evde yaşayanlar rahatsız olurlar ve bu hayaletli evi terk edip başka bir eve taşınırlar. Ne var ki, taşındıkları yeni ev de hayaletlidir. Kısa bir süre sonra benzer olaylar tekrarlanmaya başlar. Araştırmacılar tekinsiz ev olaylarının bir bölümüne ergenlik çağındaki çocukların sebep olduğunu tesbit etmişler. Çocuğun gelişme çağındaki ruhsal enerjisi dış çevreye taşmakta ve çeşitli tezahürler meydana getirmektedir.
Ender olmakla birlikte yetişkinler de benzer olaya sebep olabilmektedir. Genellikle farkında olmadan maddeyi etkileyen bu kişilerde bilinçaltına bastırılan saldırgan duygularını günlük yaşamlarında açığa çıkartamadıkları gibi geceleyin düş dünyalarında da yüzeye çıkaramayacakları kadar derine itmişlerdir. Biriktirilen bu duygulardaki psişik (ruhsal) enerji, belli bir noktadan sonra dışarı taşarak boşalır. Bunun sonucunda çevrelerindeki eşyalar hareket eder, camlar kırılır. Ancak, bu etki bilinçsizdir. Söz konusu kişiler bu olaylara kendisinin sebep olduğunu bilmez. İstek dışı yaratılan bu olaylara ‘‘Tekrarlanan Spontane (Kendiliğinden) Psikokinez’’ adı verilmiştir. Eski adı, Almanca’dan gelen ‘‘Poltergeist’’tir. Bu olayları meydana getirenlerin hayaletler mi, yoksa insanlar mı, olduğu tartışma konusudur. Ancak, yapılan gözlemlerde poltergeist olaylarında etken gücün bazı durumlarda bilinçli eylemlerde de bulunduğu tesbit edilmiştir. Mesela İrlanda’da Fizikçi William Barret, aklından bir sayı tutar ve bu sayı kadar darbe sesi gelmesini içinden ister. Ardından isteği yerine gelir.
poltergeist.jpg
Birçok ülkede yapılan modern araştırmalar sonucunda elde edilen bilgilere göre, üzerinde en çok inceleme yapılan olaylardan biri Londra’nın kuzeyinde küçük bir evde yaşanmıştır ki, bu fenomen Ağustos 77’den Eylül 78’e kadar süren Enfield olayıdır.Bu evde, koltuklar,masalar,sandalyeler…vb eşyalar havada uçuşarak oraya buraya vurup duvarlara çarpmış, birçok tanığın önünde evin iki genç kızı havaya yükselmiş ve bazı küçük nesneler materyalize olarak kanıtları kaydetmek isteyen gazeteci ve araştırmacıların üzerine atılmıştır. Ayrıca, onlara musallat olan varlık, kızlardan birinin ses tellerini kullanarak kaba bir sesle o evde önceden yaşayıp ölmüş yaşlı bir adam olduğunu söylemiş ve bununla ilgili araştırmalar sonucunda, kızın beyni vasıtasıyla konuşan ve onları rahatsız eden bu ruhun gerçekte orada daha önce yaşadığı izlenimi edinilmiştir. Ancak,bu ve buna benzer olaylar, sanıldığı gibi, iki dünya arasında huzur bulamayan ruh veya ruhların eseri olmayıp sanki böyle bir şey mevcutmuş sanısını oluşturan Cinni etkileşimlerden başka bir şey değildir.
Bir başka olay da, Felsefe Doktoru ve bir Biyolog olan Lyall Watson’ un 1974 yılının Haziran ayında,Endonezya’nın doğusundaki Timor Timur adındaki adaya yaptığı yolculukta birebir yaşadığı fenomendir. Watson, aslında bu adaya başka bir fenomeni incelemek için gelmiştir, ama bölgeye gelmeden önce yakın bir köyde bir poltergeist vakası yaşandığı söylenince bu yeri öncelikle ziyaret etmeye karar verir.Bu evde ise, karı-koca, iki çocuğu ve bir de adamın kız kardeşi yaşamaktadır. Akşam birlikte yemek yerlerken bir ara, aniden evin sekiz yaşındaki çocuğu bir çığlıkla elindeki fincanı masaya düşürür. Watson hemen çocuğun elini incelediğinde, elinin üstünün nedensiz bir biçimde kanayan ve çocuğun diş izinin çapından büyük bir diş izi olduğunu görür.Olay bu kadarıyla da kalmamıştır.Tam o sırada lambanın alevi maviye dönüşerek birden parlar.Bununla birlikte,materyalize olayları da oluşur ve tuz yağmaya başlar. Bu olaylara garip sesler de eşlik eder ve masa da, içinde yabani bir hayvan olan kutu kapağı gibi sallanmaya,sıçramaya başlayarak devrilir. Watson, olaylar bitince yaptığı titiz ve ayrıntılı araştırmalar sonucunda hiçbir hile bulamaz. (Zaten hile yapılacak karakterde bir fenomen olmadığı gibi, bulunulan yer de buna uygun değildir.)
Ayrıca,bazı poltergeist vakalarında yine materyalize ile cisimlerin hareket ettirilmesinin sınırlı birkaç gün boyunca sürmesi ve buna neden olan kişinin tespit edilmesiyle, kovma işlemi olmaksızın birden sona ermesinin sebebi,bulunulan ortamdaki enerjinin o insanların beyinleri üzerindeki tesirleri ve Astrolojik etkilerin kişilerin koruyucu melekelerini zayıflatmasıyla birlikte,etkileşimi altında kaldıkları cinlerin o beyinler üzerindeki tesirlerinin artıp azalmasıdır. Çünkü bu tür etkileşimler, tamamıyla beyinle ilgili olduğu için, bir önce anlattığımız olaylarda da görüldüğü üzere çok daha güçlü (şiddetli) ve uzun, hatta anlatılan nedenlerden dolayı ömür boyu sürerken, kimilerinde de belirli bir süre,kiminde de çok çok kısa sürede olmaktadır. Bu sebepledir ki,etkilerin tamamı göz önüne alınmadığı ve olaylara tek bir açıdan bakılarak değerlendirilmediği için etkileşimlerin türü farklı olsa da mekanizması hep aynıdır.
poltergeist1.jpg
Buna destek veren örneklerin biri de,poltergeist vakalarına katlanamayan ve bunalan insanların,rahatsızlık veren bu varlıklara kendilerini rahat bırakmaları için güçlü bir biçimde bağırmalarıyla olayların sona ermesidir ki,bunun oluşum şekli de,içten gelen bir biçimde yani şiddetli bir konsantrasyonla,beyindeki ilgili hücreleri, dolayısıyla koruma melekelerini harekete geçirmek suretiyle bu tür varlıklara blokaj oluşturmasıdır. Ya da olaya neden olan kişilerin o ortamlardan uzaklaştırılmalarıyla vakalar sona ermekte, ancak o kişi üzerindeki etkiler ( de bazılarında kalkmış gibi görünse de)aynı veya biçim değiştirmiş şeklinde devam etmekte ve ışınsal varlık(lar) kendini o kişiye mutlaka hissettirmektedir.
Bununla ilgili bir örnek de ünlü Amerikan kanalı Reality TV’de yayımlanmıştı. Programda, bir aile, benzer türden saldırıya uğrar ve belli bir süre sonra bu duruma dayanamayarak ev değiştirmeye karar verir. Ama nafile, olaylar sona ermez.Yine evde bıçaklar, kesici aletler havada uçuşmakta,bazen bulduğu yumuşak yerlere saplanmakta bazen de ev halkı merdivenlerden, yüksek yerlerden görünmeyen bir güç tarafından itilmekte, evdeki giyim eşyaları ve kumaşlar hiçbir neden yokken kesilmekte ya da kesilmiş bulunmaktadır. Eve bu konuyla ilgili din adamları çağrılır ancak, güçleri yeterli olamadığından başarılı olamazlar. Aile yine çareyi ev değiştirmekte bulur ve bu yer değiştirme on bir kez tekrarlanır. En sonunda kendileri özel bir ev yapmaya karar verirler ve tekrar Eyalet Üniversitesinden konuyla ilgili bir bilim adamı çağrılır.Bilim adamı ise birtakım enerji ölçer aletlerle evi inceler ve sonucunda evde ani enerji(ısı)sapmaları,değişimlerini saptar. İpuçlarını da dikkâtlice inceleyerek daha önceki diğer araştırmacıların da belirttiği gibi, bu insanların halüsinasyon türünden şeyler yaşayan insanlar olmadıklarını ortaya koyar.
Ayrı bir somut örnek de,1967 yılında Almanya’nın yukarı Bavyera’da bulunan Rosenheim’daki bir avukatlık bürosunda geçmiştir.Hiçbir sebep olmaksızın sigortalar yerlerinden fırlamış, elektrik ampulleri patlamış, neon tüpleri yerlerinden oynamıştır.Büroda çalışanların gözü önünde olan bu olaylarda konuşma kaydedicisi, bürodan söz konusu zamanda hiç kimse telefon etmediği halde hep konuşma yazmış.Bununla birlikte; kırk kişinin çalıştığı bu büroda, resimlerin ters çevrildiği,çekmecelerin masadaki yerlerinden fırladığı,lambaların sallandığı ,175 kg.’ lık dosya dolabının, dayandığı duvardan kendiliğinden 30 cm. ayrılmasına tanıklık etmişlerdir.Posta idarecisi ile suç masası polislerinin çaresiz kalmaları üzerine, Freiburg’ daki Psikoloji sınır bilimleri ve psikoloji sağlık Enstütüsünün Müdürü Hans Bender çağrılır. Bender, önce sahtekârlıktan şüphelendiği için bu olayları gerçekleştirebilecek araç gereçleri, gizli elektrik devrelerini ve ip uçlarını araştırmaya başlar. Bununla da yetinmeyerek iki fizikçi yardımıyla, ölçü aletleri,kameralar ve de ses alıcıları yerleştirip çalışmalarını sürdürür. Ancak dikkâtini bir şey çekmiştir, o da bu tür olayların hep 19 yaşındaki büro yardımcısı Anne Marie Schaberl ile bağlantılı olduğunun anlaşılmasıdır. Bu olayla ilgili ip uçları ve deliller o kadar incelikli ayrıntılıdır ki,hiçbir gözlemci ve bilim adamı bunun hayali şeyler olduğunu iddia edememiştir.(Bkz.Tübitak Bilim ve Teknik/Mayıs 87)
poltergeist2.jpg

Poltergeist vakalarını incelediğimizde, iki önemli nokta görünmektedir.Bunlardan ilki, Akaşa’lar. Yani hayalet olaylarının geçmişte yaşanmış bir sahnenin ;bir video kasetinin tekrar tekrar ortaya çıkan holografik üç boyutlu görüntü ve sesin izlenmesi,duyulması hissedilmesi veya yaşanması şeklinde olmasına, kişi ve kişilere hiçbir zarar vermemesine karşın , poltergeist vakalarında maddeye direkt etki ederek fiziksel ve ruhsal zararların verilmesidir.
İkinci nokta ise,bu fenomenlerin orada bulunanların fizyolojik ve psikolojik durumları ile ilişkisinin açığa çıkmasıdır. Yani, bu kişilerin sahip oldukları duygusal,gergin,sinirsel halleri ve hormonal değişimlerinin bulunduğu zamanlarda baskı altında kalan enerjilerinin psikokinetik etki olarak açığa çıkması ile beyinlerinin sağ yarım kürelerini kullanan görsel yaratıcılığa sahip insanların bu vakalara daha çok yatkın olmaları ve geçmişlerinde ani hormonal ve elektriksel değişimlerine dayanan migren ve geçici felç gibi hastalıklara rastlanması bu fenomenle direkt bağlantılı olduğunun ortaya çıkmasıdır ki, bu da,cinni etkileşmelerin mevcudiyetini ortadan kaldırmaz. Çünkü bu durum ve hallerin bir kısmının cinni etkileşmelerin çıkışına izin verdikleri gibi, diğer bir kısmı da bu etkileşimlerin yol açtığı etkilerin sonucu olarak meydana gelmektedir.Zaten bu olayların çoğunda kişilerin hep bir ruhsal bir varlıktan söz etmeleri bunun kanıtı olduğu gibi, nadiren de olsa bu varlıkların belirgin olarak olaylarda görünmemesi,cinlerin kendilerini belli etmeksizin etkilerde bulunmasından kaynaklanmaktadır. """


Bittabi benim aklıma bu yeni yetişmekte (hormonal değişikliklerin yükseklikleri , endokrin sisteminin salgılarının üretiminin belkide maksimuma ulaştığı evrede) olan çocukların , paranormal güçlerini tetikleyip,bunları kontrol edememeleri geldi.Tabi yazıda koruyucu meleklerin bir miktarda olsa geri çekilmeleri ,bu evredeki bireyin cinni saldırılara daha da açık hale geldiğinide belirtmiş olup,akıllara gusül abdestini de getirmiyor değil.
Fotoğraflar pek inandırıcı olmasada, bilgiyi paylaşmak babında alıntı yaptığım yerden olduğu gibi aldım.Umarım bir nebzede olsa, akıllarda farklı şeyler uyandırmıştır .
Karanlığın aydınlığa dönüşmeye başladığı anda ayakta olmanız dileğiyle.Selametle...
 

salley

Kayıtlı Üye
Katılım
24 Ara 2011
Mesajlar
26
Tepkime puanı
2
Bu yazıdan sonra insan beyninin %60 ı kullanılabiliyor olsa insan neler yapabilirdi sorusunu yeniden sordum kendime.. Gerçekten cevremizde ne oluyorsa bizdeki emerjinin pozitifliginden ya da negatifliğinden etkileniyor...
 

tao123

Kayıtlı Üye
Katılım
9 Ara 2011
Mesajlar
17
Tepkime puanı
7
Yaşayan bütün canlılara ödünç olarak ne verirsen,Yaşayan bütün canlılarda sana (bilinçli , bilinçsiz)(ne eksik ,ne fazla) onu verir.Bu yüzden çevreme her zaman pozitif enerji yaymaya çalışırım.Elbet gün geldiğinde bu bana pozitif olarak dönecektir.
 
Üst