Hacc'in Sembolleri

La-edri

Kayıtlı Üye
Katılım
21 Haz 2010
Mesajlar
2,195
Tepkime puanı
509
Hac ibadeti, , içerisinde pek çok önemli sembol barındıran çok yönlü bir ibadettir.Bu kutlu yolculuktaki sembollere saygı göstermek, takva sahibi olmanın bir gereğidir.(Hac,22/32).


Haccın sembollerinden olan mikat, ilahi randevu iklimine giriş demektir.İhram, takva elbisesine bürünmektir (Araf, 7/26). Telbiye, Müslümanların ortak parolasıdır.
Kabe, bedenlerin ve ruhların yöneldiği hedeftir.

Tavaf, sevgilinin etrafında dönmektir.
Hacer-i Esved, ruhlar aleminde verdiğimiz sözü (Araf, 7/172) hatırlamaktır.
Makamı İbrahim, Hz.İbrahim'in hatırası, Sa'y, Hz.İsmail ve Hz.Hacer'in hatıralarını yad etme.
Tıraş olmak, günahlardan temizlenmektir.
Arafat, kendini ve rabbini bilme yeridir.
Vakfe, ahiretteki büyük mahkeme öncesi yapılan duruşlardır.Meş'ar, şiar yeri ve şuur zamanıdır.
Mina, ilahi sevginin kazanıldığı yerdir.


Kurban, Allah'a yaklaşma çabasıdır.Cemarat, kötülüklerden uzaklaşmaktır.Veda tavafı, tekrar buluşmak için vedalaşmaktır.


Medine şehri, din ve medeniyetin buluşmasıdır.Mescid-i Nebevi, Allah Resulü (s.a.s)'in ve Suffe Ashabı'nın kokusunu duymaktır.


Ravza-i Mutahhara, cennet bahçelerinden bir bahçedir.(Buhari,"Fedaillü'l-Medine",12).Kısacası hac, mümin için annesinden doğduğu günkü gibi günahlarından arınmadır.(Buhari,"Hac",4)​

Alinti
 

Sennin

Kayıtlı Üye
Katılım
14 Şub 2011
Mesajlar
223
Tepkime puanı
26
Sayın La-edri;
Muhteşem bir paylaşım.Hacca gidecek herkese okutulması gerekir.Yaptıkları hareketlerin anlamlarını bilirlerse daha ciddi,daha bir zevkle yaparlar bence :)
 
S

SoNoL

Sayın La-edri, paylaşım için teşekkürler.
Annem gitmişti, o atmosferi anlata anlata bitiremedi ve hep şuna dikkat çekti; Diğer ülkelerden gelenlerin büyük çoğunluluğunun çok genç olduğunu, Türkiyeden gidenlerin yaş ortalamısının 60 ve üstü olduğu. Hac ibadetti yoğun efor gerektirdiğinden, bu nedenle haliyle yaşı büyük olanlar ve birtakım kronik rahatsızlığı olanlarıda ele alırsak; bu görevde yorulduklarını bazı görevlerde, rehber imamı vekil tayin ettiklerini üzülerek anlatmıştı. Niyeti olanların daha genç yaşlarda kısmetse tabi, gitmesi daha uygundur aslında, diye düşünmeden edemiyorum.
 

MarlaSinger

Kayıtlı Üye
Katılım
28 Ağu 2011
Mesajlar
723
Tepkime puanı
147
Konum
fight club
İş
turist
Sembol dendiğinde...
Ben ordada insanı bilinçdışından vuran çok daha fazla sembol olduğunu düşünüyorum.
Artı Kabe'nin ve bulunduğu yerin enerjisinin inanılmaz yüksek olduğuna inanıyorum. Bulunduğu yer ile mi alakalı yoksa insanların yüzyıllardır oraya gidip ibadet etmeleri mi bu enerjinin yükselmesine sebep bilmiyorum, belki her ikisi de ama geçekten orada birşey var...
Hacc ya da umreden gelenlerin ruh hali de bunun bir kanıtı bence...
 

La-edri

Kayıtlı Üye
Katılım
21 Haz 2010
Mesajlar
2,195
Tepkime puanı
509
Sayın La-edri, paylaşım için teşekkürler.
Annem gitmişti, o atmosferi anlata anlata bitiremedi ve hep şuna dikkat çekti; Diğer ülkelerden gelenlerin büyük çoğunluluğunun çok genç olduğunu, Türkiyeden gidenlerin yaş ortalamısının 60 ve üstü olduğu. Hac ibadetti yoğun efor gerektirdiğinden, bu nedenle haliyle yaşı büyük olanlar ve birtakım kronik rahatsızlığı olanlarıda ele alırsak; bu görevde yorulduklarını bazı görevlerde, rehber imamı vekil tayin ettiklerini üzülerek anlatmıştı. Niyeti olanların daha genç yaşlarda kısmetse tabi, gitmesi daha uygundur aslında, diye düşünmeden edemiyorum.

Evet gercektende öyle Türkiye ziyaretcileri oldukca yasli, emin degilim ama galiba devletin bir uygulamasi,siralamada yaslilara öncelik veriliyor.Diger ülkelerde yasayan türk ziyaretcileri yine cok genc.
Ama bencede gidip görmek isteyenler genc bir yasta gitsinler, cunki cok zor bir ibadet,birde iklim degisikliginden dolayi cabuk hasta olunuyor, buda olursa oldukca zorlaniyor insan..Ama deger :)

Sembol dendiğinde...
Ben ordada insanı bilinçdışından vuran çok daha fazla sembol olduğunu düşünüyorum.
Artı Kabe'nin ve bulunduğu yerin enerjisinin inanılmaz yüksek olduğuna inanıyorum. Bulunduğu yer ile mi alakalı yoksa insanların yüzyıllardır oraya gidip ibadet etmeleri mi bu enerjinin yükselmesine sebep bilmiyorum, belki her ikisi de ama geçekten orada birşey var...
Hacc ya da umreden gelenlerin ruh hali de bunun bir kanıtı bence...

Size katiliyorum sayin MarlaSinger orada muzzam bir enerji ve huzur var,öyleki insan eve döndügünde bir ara kendisine gelemiyor.
Kaabe'nin maneviyati icin arsa kadar yükselir ve melekler ile beraber bir cok varlik Kaabe'yi tavaf eder deniliyor.
Birde ilginc olan baska bir ayrinti ne kadar cok ziyaretci olsada asla mekan darligi yasanmiyor..Deniliyorki anarahmi gibidir ziyaretci büyüdükce mekan büyür..

Yorumlar icin tesekkürler..iyi forumlar
 

La-edri

Kayıtlı Üye
Katılım
21 Haz 2010
Mesajlar
2,195
Tepkime puanı
509
"Hac Arafat’tır. Kim Cem gecesi sabah namazından önce
gelirse, Hacc’ı tamamlar. Mina günleri üçtür. Artık, kim iki
günde acele ederse onun üzerinde bu günah yoktur, kim de
gecikirse, ona da günah yoktur."

Ayrıca Resûlullah Efendimiz’in Kâbe ile ilgili Hadisi de şöyle;
"Kâbe'de kılınan iki rekat namaz, dünyanın başka
mescitlerinde kılınan namazdan yüz bin defa daha sevaptır."
Günümüz yazarlarından, İslamı Çağdaş Bilimler Işığında inceleyen
Üstâd Ahmed Hulûsi, bu konuda şunları söylüyor:
Beyin tarafından üretilen ve sinirler vasıtasıyla bütün vücudu
kaplayan bioelektriğin varlığı gibi, dünyanın da altından
akmakta olan akım kanalları mevcuttur.

Ley hatlarına pozitif akım kanalları, Kara akım hatlarına da
negatif akım kanalları ismi verilmektedir. İşte bu pozitif akım
kanallarının en önemlisi, Mekke’de bulunan Kâbe-i
Muazzama'nın altı, bunun uzantısı da Arafat Dağı’nın altıdır.
Çok güçlü pozitif enerji dolayısıyla Harem-i Şerif'te bulunan insanların
beyinleri olağanüstü şekilde etkilenip aşırı bir faaliyete girmektedir ki,
bu alan içinde yaptıkları her amel için, normale kıyasla yüz bin defa
daha fazla sevap kazanmaktadır.

Dolayısıyla, her fiil hatta düşünce (pozitif-negatif), yukarıda
belirlenen orana göre, Ruha sevap veya günah olarak işlenmektedir.
Zira Tahakkuk ve Tasarruf’un aynı anda yaşandığı Kâbe'de insan,
dolayısıyla düşüncelerinden dahi mes'ul oluyor.
Velayet keşfine sahip olan veliler ile, Allah’ın Zatı’nın verdiği güç ile
Fetih kemalatını bünyesinde bulunduran velilerin Kâbe konusunda
ilginç müşahedeleri ve görüşleri var.
Ortak görüşü, El-Ibriz isimli eserin yazarı Seyid Abdülaziz El Debbağ
Hazretleri, (ki zamanın Gavsı olduğu söylenmektedir) “Kâbe’de
göğe yükselmekte olan bir Nur sütunu var, bu Kâbe’nin
Ruhu’dur” şeklinde dile getirmektedir.
Yani, keşif sahibi olan veliler, Kabe’nin ruhunun varlığını müşahede
ederken, Fetih ehli veliler, O ruhu aynen görebiliyor. Keşif ve Fetih
ehli arasındaki fark budur.
İşin ilginç yönü şu: Biz sadece İnsan’ın Ruhunun var olduğunu
biliyorduk; ancak Kâbe’nin bir Ruhunun olabileceğini hiç
düşünmemiştik… Demek ki, İnsanları akın akın kendisine çeken,
namazın kıblesi konumundaki Kâbe, nitelikleriyle canlı, şuurlu ve ruhu
olan bir varlık… İlahi!
Gerçekten aklımıza gelmemişti, yoksa putlardan farkı ne olacaktı
ki!…
Anlaşılan, biz İslamı kulaktan dolma, nakilden nakile kabul ederek
gerçek haliyle anlatılanı dinlememiş, “hadi canım sen de” diyerek
kulak arkası etmişiz. Kitabın;
“Hâlâ düşünmüyor musunuz? Tefekkür etmiyor musunuz” şeklindeki
tüm uyarılarına karşın!…
Bu mevzuya açıklık getirecek Ayeti Kerime;
"İnna aradnel emanete allessemavati vel ardı vel cibali fe
ebeyne en yahmilneha ve eşfakne minha ve hamelel insan..
innehu kane zalumen cehula (Azhab/72)
(Biz emaneti göklere arz'a ve dağlara arz ettik onlar bunu
yüklenmekten kaçındılar, endişeye düştüler, insan bunu
yüklendi, hakikat o, çok zalim ve çok cahil oldu)
Yorumu şöyle olmalı;
Allah, bildiğimiz manada bir Tanrı değildir, her noktada mevcuttur.
Fatır olan Allah’ın programladığı her şey, istenilen biçimde varlığını
devam ettirir. Varlığını Allah’tan alan her birim; canlı, şuurlu ve
diridir.
Tasavvuf, bu hususa ‘Allah’ın zat’ı her zerrede mevcuttur, hatta
zerre yoktur sadece O’nun Zat’ı vardır’ şeklinde bir yorum getirirken,
Kur’an, bir başka Ayeti Kerime ile konuyu şu şekilde değerlendiriyor:
“Ne yana başını çevirirsen Allah vechini görürsün.” Kuran’ı te’vil ilmi ile, yani batın ciheti ile bilmeyenlerin, Gönül Kâbesi
ile, taş yığını gibi gördükleri Kâbe’yi mukayese ederek fetvada
bulunmaları, Tanrı ile Allah kelimeleri arasındaki manayı fark
edememeleri, ayrıca Allah ile sistem ilişkisini okuyamamalarından
kaynaklanmaktadır.

Alinti...
 

MarlaSinger

Kayıtlı Üye
Katılım
28 Ağu 2011
Mesajlar
723
Tepkime puanı
147
Konum
fight club
İş
turist
Evet bence de çok mümkün, birşeyler olduğu kesin. Dolayısıyla orada yapılan ibadetin insan ruhuna daha çok işlediği düşünülebilir...

"Daha sevap" kısmını tartışabilirim ama daha etkileyici ve tatmin edici olduğuna inanıyorum.
 
S

SoNoL

''Ley hatlarına pozitif akım kanalları, Kara akım hatlarına da
negatif akım kanalları ismi verilmektedir. İşte bu pozitif akım
kanallarının en önemlisi, Mekke’de bulunan Kâbe-i
Muazzama'nın altı, bunun uzantısı da Arafat Dağı’nın altıdır.
Çok güçlü pozitif enerji dolayısıyla Harem-i Şerif'te bulunan insanların
beyinleri olağanüstü şekilde etkilenip aşırı bir faaliyete girmektedir ki,
bu alan içinde yaptıkları her amel için, normale kıyasla yüz bin defa
daha fazla sevap kazanmaktadır.

Bu bilimsel araştırma ve edinilen veriyle; Ortamın pozitif oluşunun, mantıksal açıklamasıdır.

''Anlaşılan, biz İslamı kulaktan dolma, nakilden nakile kabul ederek
gerçek haliyle anlatılanı dinlememiş, “hadi canım sen de” diyerek
kulak arkası etmişiz. Kitabın;
“Hâlâ düşünmüyor musunuz? Tefekkür etmiyor musunuz” şeklindeki
tüm uyarılarına karşın!…''

Bu tırnak içine aldığım bölüm de; Can alıcı noktadır ve en büyük eksikliğimizdir.
 
Üst