Mekansal Enerjiler

dmkol

Kayıtlı Üye
Katılım
24 Kas 2008
Mesajlar
4,907
Tepkime puanı
529
İş
Web Master
Evren bir enerjiler bütünüdür diye söze başlayalım. Bilimsel olarak evrenin bu bütünlüğü saptanabilen ve saptanamayan türde enerjiler olarak ikiye ayrılırlar. İnsanın var oluşundan bu yana çeşitli biçimlerde evreni anlamak ve yaşamdaki etkilerini bulmak için, insan hep çalışagelmiştir. Enerjiler konusu bir birinden ayrılmaz bir bütündür ancak çeşitli konularda biz bunları ayrıştırır ve kategorilendiririz ki sınırlı anlayış ve kapasitemizle kullanabilelim.
Bu yazımızın konusu mekanlarımızı etkileyen türdeki enerjilerdir.
Gezegenimizin sahip olduğu çekirdek kuvvetli bir manyetik etkiye sahiptir. Öyle ki bu manyetizma, atmosferimizin de dışına ulaşarak, uzaydaki manyetik etkilere karşı bir kalkan görevi de görür. Öncelikle sistemimizin yaşam kaynağı yıldızımızdan yayılan, yaşam için elverişli olmayan etkilere karşı korur bizi bu kalkan. Sonra da canlıların sahip oldukları bio elektro manyetik alanı besleyerek yaşamı sağlar. Bazen de bu enerji çıkışları çakışarak, Geopatic Stress alanları dediğimiz, canlıları hasta eden ve hatta öldürebilen etkileriyle de bize zarar verebilirler. Bunda da yine çeşitli önlemler ve çalışmalar mevcuttur.
Evrenin her yanında olduğu gibi yaşadığımız mekanlarda da, ısı, ses, renk, elektromanyetik vs. vs. gibi enerji türleri bizleri doğrudan etkiler. İnsanlar da diğer canlılar gibi elektrik üretirler, saptarlar ve etkileşime girerler. Yaşamımız için en iyi etkileri nasıl elde edebiliriz ve negatif etkileri nasıl bertaraf edebiliriz gibi sorular her zaman artan cevaplarla bize yardımcı olacaktır.
Kadim medeniyetlerin de bu konu hakkında çok değerli, hatta günümüzden daha da ileri biçimde saptama ve uygulamaları olmuştur. Hala günümüzde kullandığımız Feng Shui ve piramidal yapılar buna güzel bir örnektir. Ne yazık ki o kadim bilgilerin bir çoğu unutuldu ve yeniden hatırlanmaya çalışılmaktadır.
Günümüzde teknolojinin bize getirdiği ciddi tehditler vardır. Örneğin elektrik ve bununla gelen elektrik alan ve elektromanyetik alanlar. Elektriğin ürünü olan bu konular Dünya Sağlık Örgütü ( WHO ) tarafından da işlenmek zorunda kalınmış ve belli standartlar getirilmiştir. Bugün bu konuda özel danışmanlıklar yapılmakta ve hala laboratuvarlarda araştırmalar sürmektedir.
Mekanlarda kullanılan renkler, taşlar, madenler, kısacası malzemelerden tutun da, mimari tipine ve coğrafi alanın kendisine kadar her şey bu etkileşimin bir parçasıdır.
Mekanlarımızı tasarlarken ve inşa ederken bu konulara dikkat etmemiz gerektiği yadsınamaz bir gerçektir. Günümüzde mimarlık, içmimarlık, inşaat mühendisliği, endüstri mühendisliği gibi üniversite kollarında ne yazıktır ki bu konular müfredatlara ilgili biçimde eklenmemiştir. Temennimiz bu konuların artık aktif bilimsel alanlara entegre edilmesidir. Ancak bilimsel kimliğini kazanıp kendi özel çalışmalarını, özel enstitü ve kuruluşlarca yapabilen bilim insanlarının en büyük arzusu bu yöndedir. Bunun için de elbette insanların bilinçlenerek bu konulara eğilmesi büyük bir destek niteliğindedir.
Çeşitli ticari ve akademik çevrelerce bu konuların irdelenmesi rahatsızlık sebebidir. Çünkü bu konular yaygınlaştıkça ve bilimsel olarak desteklenen yasalar çıktıkça, inşaat malzemesi üretenlerden tutun, arsa sahiplerine, inşaat şirketlerine, elektronik eşya üreticilerine kadar, yüz milyarlarca dolarlık bir rant sektörü çöküşe uğrayacaktır demek yakın bir tahmin olur.
Sadece elektro iklimsel kirlilik bile başlı başına büyük bir sorundur. Bu konuda ülkemizde danışmanlık hizmeti veren bir veya iki kuruluş vardır. Bu konuda ciddi biçimde araştırma yapabilen değerli bilim insanlarımızın sayısı da ne yazık ki iki elin parmağını geçememektedir.
Mekanlarımızda dikkat etmemiz gereken hususlar oldukça geniştir. Bu sadece tehditleri bertaraf etme yönüdür. Bir de piramitlerdeki gibi yapısal iyileştiriciler vardır ki bu da geniş olduğu kadar, sınırları ve bilgileri henüz tamamlanamamış yönüdür. Bu konudaki sorularınızı ve görüşlerinizi bu başlık altında paylaşmanız genel olarak bilinç arttırıcı bir etkiye sahip olacaktır diye düşünüyorum. Sorularınızı da yeterli biçimde yanıtlamaya kendi adıma elden geldiğince sağlayacağım ve bu konular hakkında bilgisi olanların da bu hususta özen göstereceğinden şüphem yok.
Chillout
 

HOZEN_ANGEL

Kayıtlı Üye
Katılım
18 Şub 2010
Mesajlar
148
Tepkime puanı
36
Geçen gün bir film izlemiştim, bir mimarın çizdiği ve yaptığı evler ve bu evleri alıp yaşamaya başlayanların başına gelen kötü şeyler. O film de evlerin yeni sahiplerinin en sevdiklerinin(en değer verdiklerinin) başına çok kötü şeyler geliyordu. Sonunda anlaşıldı ki aslında projeyi çizen mimarın enerjisinin bir yansımasıydı bu evler. Yaşayan projeler çiziyor ve yapıyordu.

Nedense bu yazınızı okurken direk aklıma bu film geldi. Teşekkürler Paylaşım için

Sevgiler
 
S

SoNoL

Evet aslında farkında olmadığımız o kadar çok etkileşim varki,bu açılan konu henüz yaygın değil maalesef.Sanırım bizim ülkemizde de artık bunun farkına varılacak ve inşaat teknikleri,yapı malzemleri,odaların,kapıların,camların konumu ve mobilyaların nereye konulacağı bilinçli uzman kişilere emanet edilecek.sevgiyle kalın.
 
S

SoNoL

İskandinav ülkeler bu özelliğe çok dikkat ediyor.İnsanlar o kadar relax yaşıyorki.Tabi bunda ülkelerin genelinde sık orman ve heryerin su olmasınında etkisi var. Hatta evlerinde özellikle çiçeklerini balkonlarda yetiştirip,özellikle mimariye ve mobilya seçimine(bizdeki gibi evlerini ağır kasvetli mobilyalarla doldurmuyorlar) ve mobilyaların konumuna çok önem veriyorlar.
 
Üst