Magdalalı(Mecdelli) Meryem Kimdir?

GabrieL.

Kayıtlı Üye
Katılım
1 Eki 2011
Mesajlar
204
Tepkime puanı
86
Konum
Deustchland
İş
Science Writer at BBC

mry.jpg
1945 yılında Mısır’ın Nag Hammadi kentinde kayalıklar arasında ortaya çıkarılan Nag Hammadi belgeleri diye adlandırılan kutsal el yazmalarıyla Hıristiyanlık áleminde büyük bir tartışma başlamasına neden olmuştu. Belgeler, havarilerden birinin ‘Magdalalı Meryem’ diye anılan bir fahişe olduğunu, Magdalalı ile Hz İsa ‘nın evlendiğini, bu evlilikten bir çocuklarının dünyaya geldiğini tartışmaya açıyordu. İşte Dan Brown’ın kitabıyla gündeme gelen bu gibi tartışmalara ve sorulara Hıristiyan teologların yanıtları.

MISIR çöllerinde Nag Hammadi kayalıklarında kardeşiyle gübre arayan Muhammed Ali, kazmasını vurduğunda tüm Hıristiyan dünyasını dalgalandıracak bir keşfin arifesinde olduğunu bilmiyordu. Takvimler 1945 yılının aralık ayını gösteriyordu. Muhammed Ali ve kardeşi, toprağı kazmaya başladıklarında bir metre boyunda bir toprak çömlek buldular. Muhammed Ali’nin batıl inançları vardı. ‘Cin vardır’ diye önce dokunmak istemedi. Sonra ‘Belki de altın’ vardır diye düşündü. Çekicini kaldırdığı gibi çömleğin ortasına indirdi. Çil çil altınlar yerine, deriye sarılı 13 adet papirüs tomarı buldu. Kan davasından aranan Muhammed Ali, polisin evde arama yapması halinde yazıtları bulmasından endişe ederek bir rahipten saklamasını istedi. Bu arada yazıtları gören Ragıp isimli bir tarih öğretmeni, papirüslerin çok kıymetli olabileceğini söylüyordu.

ABD’YE KAÇIRILDI

Kitaplar bir süre sonra Kahire’de karaborsaya düşünce Mısırlı yetkililerin dikkatini çekti. Mısırlı yetkililer, bunların büyük bir bölümüne el koyarken, 13’üncü kitabın bir kısmı ABD’ye kaçırıldı. 30 yıl sonra ortaya çıkan Muhammed Ali, belgelerin bir kısmının kaybolduğunu, bir kısmının da yandığını söyledi. Fakat geriye Hıristiyanlığın başlangıcıyla ilgili 52 ayrı kutsal metin kalmıştı. Bir süre sonra ise Muhammed Ali’nin Nag Hammadi’de bulduğu belgelerin Yunanca el yazmalarının 1500 yıllık Kıpti çevirileri olduğu anlaşıldı. Tahminlere göre milattan sonra 120 ile 150 yıllarında Yunanca olarak yazılmış Filippos sureleri ve diğer yazıtlar, MS 350 ile 400 yıllarında Kıptice’ye çevrilmişti.

ROMANIN ESİN KAYNAĞI

1970’li yıllarda piyasa çıkan kitaplarla birlikte Hıristiyan dünyasında inceden inceye Magdalalı Meryem ile Hz. İsa’nın kan bağının günümüze taşınmış olup olmayacağı tartışılmaya başlandı. 1982 yılında Henry Lincoln, Michael Baigent ve Richard Leigh imzasıyla çıkan ‘Kutsal Kan, Kutsal Kase’ isimli kitapta Hıristiyanlığın ‘Kutsal Kase’ sırrının Magdalalı Meryem olabileceği öne sürülüyordu. İşte bu kitap Dan Brown’un ‘Da Vinci Şifresi’ romanına da esin kaynağı oldu.

Amerikalı ilahiyatçı Prof. James Robinson, Nag Hammadi belgeleri için ‘Matta, Luka, Markos ve Yuhanna’nın İncilleri, bir çeşit İsa biyografisidir. Nag Hammadi belgeleri ise söylencelerin toplandığı bir derlemedir’ diyor. Robinson, bu iddiaların niye bu kadar rağbet gördüğünü ise; ‘Belgeleri derleyenler, muhtemelen Hıristiyanlığın sol kanadını güçlendirmek istiyorlardı, tıpkı günümüzde ortaya çıkan ‘New Age-Yeni Çağ’ akımları gibi. Kilisenin (bu, Da Vinci Şifresi’nde Roma-Katolik kilisesidir) çok dünyevi, çok maddeci, çok bedensel olarak algılayıp, ruhani, sembolik, ulvi, en önemlisi de gizemli anlamlarını özlüyor olabilirler.’

Filippos belgelerinde ‘İsa, onu diğer müritlerinden daha çok sever, sık sık dudaklarından öperdi. Diğer müritler içerler ve kınadıklarını ifade ederlerdi. Ona şöyle derlerdi: ‘Onu niye bizden daha çok seviyorsun.’ O da şu şu yanıtı verirdi: Onu sevdiğim gibi sizi niye sevmiyorum?’ diye yazar. Filippos surelerinde Magdalalı Meryem’den ‘yoldaş’ diye söz edildiğini belirten ilahiyatçı Robinson, bunun illa ‘eşi’ anlamına gelmeyeceğini savunuyor. Robinson, ‘Bana hikaye daha heyecanlı hale getirilsin diye kurgulanmış gibi geliyor. Filippos surelerinin tamamını okuyan anlatıcının bedensel seksi bencil ve kaba olarak algıladığını, hayvansı bir davranış olarak gördüğünü algılar. Eski kilise, öpücüğü doğurganlık için metafor olarak kullanırdı. Burada öpücük dini bir ritüel anlamı içerir’ diyor.

ÇARMIHTA YANINDAYDI

Dan Brown’un Da Vinci Şifresi’nde önemli yer tutan Magdalalı Meryem adına Yeni Ahit’te 12 kez rastlanıyor. Hz. İsa, çarmıha gerildiğinde müritlerinden sadece Magdalalı Meryem orada bulunmaktadır. Öldükten sonra Hz. İsa ile ilgilenen yine Meryem’dir. Hıristiyan öğretisine göre Hz. İsa’nın göğe yükseldiğini de üç gün sonra mezarını ziyaretine gittiğinde fark eden de yine kendisidir. Gnostiklere ait ‘kayıp’ kutsal belgelerde Hz. İsa ile Hz. Meryem arasında daha yakın bir ilişki bulunduğuna dair işaretler bulunmaktadır. Güçlü bir lider ve düşünür olarak Hz. İsa’nın diğer havarilere vermediği sırlarını Magdalalı Meryem’e aktarmış olabileceğine dair de şüpheler bulunuyor. Magdalalı Meryem’in bu durumda kıskançlıkların ve rekabetin kurbanı olmuş olabileceği söyleniyor.

Luka’nın İncili’nde kadının adı geçmez, sadece ‘günahkar’ diye adlandırılan biri gözyaşlarıyla çarmıha gerilmiş Hz. İsa’nın ayaklarını yıkar, saçlarıyla kurular, öper ve merhem sürer. Hz. İsa, ‘Günahlarından arınıyor, bu nedenle beni çok seviyor’ der.

İlahiyatçı Elaine Pagel, Magdalı Meryem’in diğer müritlerden daha fazla bilgiye ve sırra sahip olup olmadığıyla ilgili soruya şu yanıtı veriyor:

‘Detayları bilmiyoruz, ancak İsa’yla özel bir ilişkisi olmalı. Meryem surelerinde ona diğerlerine anlatmadığı şeyleri anlattığı ve özel bir sevgi beslediği belirtiliyor. Hz İsa’nın ona diğerlerine söylemediği şeyleri anlattığına dair kanıt yok, ancak imalar var.’

Son Akşam Yemeği’ndeki figür Magdalalı Meryem mi

Georgetown Üniversitesi dini sanat ve kültür tarihi Profesörü Diane Apostolos-Cappadona bu soruya şu yanıtı veriyor:

‘İlk tepkim şöyle oldu: Masada bir kadının oturduğu enterasan bir yaklaşım! Bu tam da feminist teolojiye ya da teolojinin postfeminist dönemine uygun. Ama gerçek olamaz. Tarihte Son Akşam yemeğine baktığımızda bazen İsa’nın masanın ortasında bazen başında oturduğunu görüyoruz. Masa yuvarlak, kare ya da dikdörtgen olabiliyor. Bu arada İsa’nın müridi Yuhanna’nın hep kendisine yakın oturduğunu görüyoruz. 20’nci ve 21’inci yüzyıl algılayışıyla baktığımızda Yuhanna’yı soft, feminen ve genç bir karakter olarak görüyoruz. Leonardo’nun tablosuna daha dikkatli baktığımızda sakalı olmayan ve feminen diyebileceğimiz başka karakterler de mevcut. Ama yaptığım araştırmalara göre cinsiyet algılayışının kültürel ve sosyal bir kavram olduğunu vurgulamak istiyorum. Bugün benim ve sizin erkeksi ya da kadınsı diye algıladıklarımız, muhtemelen 15’nci yüzyıl Floransası ile aynı değildir.’

VATİKAN NE DİYOR

Cenova Başpiskoposu Kardinal Tarcisio Bertone, Hürriyet’in Roma Temsilcisi Reha Erus’un sorularını şöyle yanıtlamıştı:

Maria Magdalena meşru mudur?

- Elbette meşrudur. Günahkarken iyiliği, Hz. İsa aracılığı ile seçmiş ve pişmanlık duymuştur. Hz. İsa ona doktrinini kabul ettirmiş, sosyal yaşama dönmesini sağlamıştır.

Son Yemek’te Hz. İsa’nın yanında oturan Maria Magdalena mıdır?

- Kesinlikle değil. Olmaz öyle şey. Bunlar işte böyle çirkin kitaplarda yayınlanınca, din yanlış bilgilendirmekten yıpranabiliyor. Bizim görevimiz, inançlıya doğru yolu göstermektir.

Kitapta, Leonardo da Vinci’yle ilgili yazılanlara ne diyorsunuz?

- Zavallı Leonardo derim. Ölümünden asırlarca sonra böylesine yıpratılmak istenmesi, çirkin yalanlara, hayali uydurmalara hedef olması... Ne denebilir ki başka? Zavallı Leonardo.

DA VINCI ŞİFRESİ NE DİYOR

HIRİSTİYANLIĞIN temel doktrinine göre İsa Mesih asla evlenmedi, çarmıha gerildi, dirildi ve göğe yükseldi. Dan Brown’ın ‘Da Vinci Şifresi’ ise Hıristiyanlığın temel inanç doktrininden çok farklı, bambaşka bir hikaye anlatıyor. İsa’nın ölümlü olduğu, evlendiği, çocuk sahibi olduğu bir hikaye. Kardinal Bertone’ye göre kilise, kadının statüsünü kesinlikle indirgemiş değil. Ancak Da Vinci Şifresi’ndeki kurgu şöyle:

BİR KADIN HAVARİ

Leonardo da Vinci, Kutsal Kase’nin sırrını saklayanlardan biri ve Milano yakınlarındaki Santa Maria delle Grazie Kilisesi’nin duvarında bulunan ‘Son Akşam Yemeği’ freskinde bu gizemin anahtarını ele veriyor. İsa’nın 12 havarisiyle birlikte ekmek kırıp şarap içtiği bu freskte sağ yanında oturan kişi bir erkek değil, kızıl saçları, narince kıvrılmış elleri ve göğüsleriyle bir kadın. Yani Magdalalı Meryem.

KUTSAL KASE SEMBOLÜ

Peki İsa’nın son akşam yemeğinde şarap içtiği Kutsal Kase nerede? Kase freskte görünmüyor. Ama, aslında görünüyor. Meryem olarak. Kase ya da kadeh aslında bir kadınlık sembolüydü. Kutsal Kase, kutsal dişiyi ve kilise tarafından tamamen yok edilmiş olan tanrıçayı temsil ediyordu. Kadının hayat verebilme yetisi bir zamanlar kutsaldı ama, erkek egemen kilisenin yükselişine tehdit oluşturuyordu. Bu yüzden kutsal dişi şeytanlaştırıldı ve ona günahkar dendi.

MESİH’İN EŞİYDİ

Son Akşam Yemeği’nde İsa ile Magdalalı Meryem bir çiftti. İkisinin evli olması, bekar İsa’dan çok daha mantıklıydı. Çünkü İsa bir Yahudi’ydi ve Yahudilerin sosyal kültürü yetişkin bir erkeğin bekar kalmasını yasaklıyordu. Bu nedenle İsa evli olmasaydı İncil ayetleri bundan mutlaka bahsederdi. Nag Hammadi yazıtlarında da ‘Ve Kurtarıcı’nın yoldaşı Magdalalı Meryem’dir’ diye geçiyor. Ve Aramice’de ‘yoldaş’ kelimesi eş anlamında kullanılıyor.

HAÇLI SEFERLERİ

Magdalalı Meryem’e tanrıça olarak tapan Sion tarikatı’na göre Hz. İsa çarmıha gerildiğinde karısı Meryem hamileydi. Kutsal Kase hikayesinde anlatılan İsa’nın kanı ile dolu olan kadeh aslında Meryem’i anlatıyordu. Mesih’in soylu kanını taşıyan Kutsal Kase’ydi Meryem. Ve İsa’nın bir soyu vardı. Vatikan bu sırrı dördüncü yüzyılda örtbas etmeye çalışmıştı. Haçlı Seferleri’nin bir nedeni de buydu.
 
S

SoNoL

Naçizane görüşüm;Magdalı meryem hz.isa'nın eşiydi,ve Hz.isa çarmıha gerildiği zaman hamileydi,soyu devam ediyor.Fakat geçmişinde fahişelik yaptığından vatikan bunu asla kabullenmedi (onlara göre koskoca Tanrının oğlu bir fahişe ile adlandırılmamalıydı ve inkar yolunu seçtiler ve kanımca bu devam eden soylu kanı vatikan izliyor) Hatta diğer müritleri magdalı meryemin(orada net isim vermiyor,bir fahişeden bahsediyor) taşlanarak recm edilmesini teklif ediyorlar ve Hz.isa 'ilk taşı günahsız olanınız atsın' diyor.Kutsal kaseninde kadınlık sembolü olduğuna inanıyorum.Paylaşım için tşkrl.sevgiler.
 

gümüş

Kayıtlı Üye
Katılım
11 Kas 2010
Mesajlar
1,683
Tepkime puanı
252
Isanin evli olmasi teslise ters duser sanirim, yani bizim gibi evlendi coluk cocuga karisti gorusu kilisenin ogretisine ters duser ayrica Isa'ya yakistirilan tanrisal imajina bakarsak Meryemden cocuk olduysa o cocukta en azindan yarim kan tanri olur , kanla bu aktarim devam eder. Kilise bunu kabul edemez ya da eder ama bu kez Ariuscular gibi Isa'yi insan kabul etmesi lazim gelir. Bu gunlerde kilisenin yerinde olmak istemezdim dogrusu :)
 

GabrieL.

Kayıtlı Üye
Katılım
1 Eki 2011
Mesajlar
204
Tepkime puanı
86
Konum
Deustchland
İş
Science Writer at BBC
Tabiki 2nızınde dusuncelerıne sonsuz saygım var ve bu konuyu bırazda olsa bılgılerımızı paylasmamız ıcın actım ama bende bir hrıstıyan olarak benım düsüncem;
Isa mesıhın dinden baska bısı dusunmedıgı ıcın kadınada o gozle bakmayacagı gorusundeyım fakat bu dusuncelere ters olay dusuncelerde oldugunu davıncı sıfresı kıtabını okudugum ve arastırmalarda bulundugum ıcnde bılmekteyım
 

gümüş

Kayıtlı Üye
Katılım
11 Kas 2010
Mesajlar
1,683
Tepkime puanı
252
Incili okumadigim icin uzerine yorum yapamiyorum sevgili Gabrriel, yaptiklarim da biraz kulaktan dolma isin asli ama dusunuyorum okumayi.

Efsuncu kadin'a taktim epeydir mesela, kimi kastediyor diye. Henuz bulamadim ;)

Diger taraftan Da vinci Code haric; tanrinin kizi, seytan tuzagi, kutsal kizlar, aqutaine li elenaor, vb yayinlar var tamam coklukla roman dilinde ama icinde gercekler de var ve tarih olarak bize yabanci gelse de icinden sectiklerimi arayinca hayli bilgiye ve catismali fikirlere ulasiyorum ama sonucta yine kaynaklarim yetersiz o yuzden gercek nerede basliyor nerede bitiyor ve kurgu halini aliyor bunu bilemiyorum, sadece ariyorum diyebilirim kendi adima. Ama yine de belki tevhid inanci icerisinde dogmus buyumus olmanin etkisi iddialara daha yakin buluyorum kendimi desem kendi durdugum yeri netlestirmis olurum tarafgirlik olarak adlandirilsa bile. Hal boyle olunca yaptigim yapacagim yorumlari az tarafli ama gercekte sadece arayis olarak gormenizi ozellikle rica edecegim :)
 

GabrieL.

Kayıtlı Üye
Katılım
1 Eki 2011
Mesajlar
204
Tepkime puanı
86
Konum
Deustchland
İş
Science Writer at BBC
Incili okumadigim icin uzerine yorum yapamiyorum sevgili Gabrriel, yaptiklarim da biraz kulaktan dolma isin asli ama dusunuyorum okumayi.

Efsuncu kadin'a taktim epeydir mesela, kimi kastediyor diye. Henuz bulamadim ;)

Diger taraftan Da vinci Code haric; tanrinin kizi, seytan tuzagi, kutsal kizlar, aqutaine li elenaor, vb yayinlar var tamam coklukla roman dilinde ama icinde gercekler de var ve tarih olarak bize yabanci gelse de icinden sectiklerimi arayinca hayli bilgiye ve catismali fikirlere ulasiyorum ama sonucta yine kaynaklarim yetersiz o yuzden gercek nerede basliyor nerede bitiyor ve kurgu halini aliyor bunu bilemiyorum, sadece ariyorum diyebilirim kendi adima. Ama yine de belki tevhid inanci icerisinde dogmus buyumus olmanin etkisi iddialara daha yakin buluyorum kendimi desem kendi durdugum yeri netlestirmis olurum tarafgirlik olarak adlandirilsa bile. Hal boyle olunca yaptigim yapacagim yorumlari az tarafli ama gercekte sadece arayis olarak gormenizi ozellikle rica edecegim :)


bahsettıgınız kaynaklardan sadece kutsal kızlar ve davıncı sıfresını okumus bulunmaktayım verdıgınız dıger kaynaklarıda en kısa zamanda bulup okuyup sızle bu konuda tekrar tartısmak ısterım bende o dıne mensup olsamda onemlı olanın gerceklık oldugunu dusundugum ıcın karsı olanlarıda bılgısını almak ıstedım bunun ıcın sızden rıcagım bu konu ıcerısınde kaynak bulursanız benle paylasmanız ,saglıcakla kalın
 

gümüş

Kayıtlı Üye
Katılım
11 Kas 2010
Mesajlar
1,683
Tepkime puanı
252
Tabii ki. Simdi evden uzagim ama donunce elimdekileri seve seve paylasirim :)
 
S

SoNoL

Tabiki 2nızınde dusuncelerıne sonsuz saygım var ve bu konuyu bırazda olsa bılgılerımızı paylasmamız ıcın actım ama bende bir hrıstıyan olarak benım düsüncem;
Isa mesıhın dinden baska bısı dusunmedıgı ıcın kadınada o gozle bakmayacagı gorusundeyım fakat bu dusuncelere ters olay dusuncelerde oldugunu davıncı sıfresı kıtabını okudugum ve arastırmalarda bulundugum ıcnde bılmekteyım
Sevgili Gabriel benim yaklaşımım,tamamen objektiftir ve şahsi görüşümdür.Hatta tüm peygamberler içersinde nedense hz.süleyman,hz.davut,hz.musa.hz.isa ve hz.muhamed en ilgimi çeken ve haklarında birazda olsa araştırma yaptığım,öğrenmeye çalıştığım kutsallıklarına inandığım Allahın sevgili seçilmiş kullarıdır.Asla farklı olarak algılamayın.saygılar.
 
Üst