Enerji Şifacılığı

embriyo

Elit Üye
Katılım
19 May 2010
Mesajlar
2,217
Tepkime puanı
884
Konum
Ankara
İş
Ressam
Her birimiz evrensel yaşam gücü enerjisi ile doluyuz. Bu bizim varlığımızın, bilincimizin, ruhumuzun özünü oluşturmaktadır. Yaşam gücü enerjisi fiziksel, duygusal ve ruhsal bedenlerden geçerken dengesini yitirebilir, durağan bir hale gelebilir ya da bloke olabilir. Bu durumda hastalık adı verilen hali deneyimleriz. Hastalık elbette sağlığın kaybedilmesi anlamına gelmektedir. Bu, kişide yaşam gücü enerjisinin serbestçe ve yeterli ölçüde akamaması durumudur.
Hastalık fiziksel, duygusal ya da ruhsal beden tarafından dengesiz yaşam gücü enerjisine verilen tepkidir. Dengesini kaybetmiş enerji fiziksel problemler olarak ortaya çıkabildiği gibi bizi gelişmekten alıkoyan yaşam modelleri ya da döngüleri olarak da görülebilmektedir. Hastalık fiziksel bedende baş ağrıları, sırt ağrısı, artrit ya da kanser olarak ortaya çıkabilir. Hastalık duygusal bedende öfke, hırs, fobiler, depresyon ve nefret olarak; ruhsal bedende ise dar görüşlülük, hayata ve doğaya saygı duymama ya da materyalizm olarak kendini gösterebilir.
Şimdi, gelin hastalık kavramına başka bir perspektiften bakalım. Yaşam gücünüzü hızla akan bir akarsu gibi imgeleyin. Elbette ki en düşük dirence sahip olan yol boyunca akacaktır. Akarsuyun merkezine büyük bir taş koyarsanız su, yolunu kapatan taşın etrafından dolaşmak için yolundan sapmak zorunda kalacaktır. Bu durumda da Akarsuyun akışı doğal yolundan sapmış bir hal alır ve dengesini kaybeder.
Eğer kendinizi ilk kez onaylanmamış hissederseniz, büyük bir taş akarsuyun ortasına yerleştirilmiş olur, enerjinin akışına etkisi çok büyük olmayabilir. Ancak, ikinci kez onaylanmadığınızı hissettiğinizde, akarsuya başka bir taş daha eklendiği için blokaj daha da büyüyebilir. Yaşam gücü enerjiniz daha büyük olan bu blokajın etrafından geçebilmek için yolundan sapmak zorunda kalır. Beden bunu hastalık olarak tezahür ettirinceye kadar bu blokajlar olaydan olaya, devreden devreye, taş üstüne taş konularak, yaşamlar boyunca büyüyebilir.
Bazıları için bu dengesizlikler çocukluklarının erken dönemlerinden ya da bir geçmiş yaşamdan beri var olabilir. Bu dengesizlikleri değiştirmek çevrelerindeki dünyanın, algıladıkları benliklerinin en temel yönlerini değiştirmek anlamına gelebilir. Bazıları bir şeylerin ters gittiğini fark edene kadar durumu kabullenmezler, diğer taraftan, bu dengesizlikleri fiziksel, duygusal ve ruhsal bedenlerinde görebilen ancak istenen yaşam değişikliklerini ortaya çıkarabilmek için bu durgun enerjiyi nasıl serbest bırakacağını bilmeyen ya da bu konuda zorluk yaşayan bazı kimseler de vardır.
Her birimiz kendimizi hastalıklardan iyileştirmek için enerji şifacılığını kullanma becerisine sahibiz. “Sadece bırakın gitsin” ifadesi söylenmesi en kolay, ancak yapılması en zor olan şeydir. Zihnin, bedenin ve ruhun bloke etmiş olduğu tüm enerjiyi serbest bırakmasına izin verin. Daha sonra kendisine ait denge ve uyum haline gelebilir. Ne var ki bunu yapmak bizim için kolay değildir.
Sağlığımızla uyumlu olmayan enerjiyi serbest bırakmak için pek çok yöntem vardır. Eğlenmek durağan enerjinin tekrar akmasını sağlamak için en kolay yoldur. Etrafınızda olan şeylere bakın ve bunların içerisinden eğlenilecek bir şeyler bulun. İyi bir kahkaha ile hissedeceğiniz rahatlamanın keyfini çıkarın. Eğer işe yaramazsa, meditasyon, sanat gibi yaratıcı uğraşlar ya da bulaşık yıkamak, bahçedeki yaprakları tırmıklamak gibi basit işler kişinin enerjiyi serbest bırakmak için uygulayabileceği mükemmel yöntemlerdir.
Blokajları ortadan kaldırmanın bir diğer yolu da Reiki’dir. Reiki elle yapılan bir şifa türüdür. Reiki Evrensel yaşam gücü enerjisi demektir. Bir Reiki seansında evrenden gelen şifa enerjisi şifacının ellerine akar ve şifa yapılan insana aktarılır. Şifacı durağan enerjiyi temizleyerek tüm beden üzerinde çalışır. Reiki, kullanılacak harika bir yöntemdir. Özellikle fiziksel problemlerde, hücresel düzeye kadar iyileştiricidir.
Aura /şakra temizliği kişinin yaşam gücü enerjisinin akmasını sağlamanın başka bir yoludur. Bu bir çeşit durugörü şifasıdır. Şakralar ya da bedendeki enerji merkezleri bazı durumlarda kişinin yaşam gücü enerjisinin dengesini kaybedebildiği ortak merkezlerdir. Şakralar aynı kamera aparatları gibidir, kapanır ve açılırlar. Fizyolojik terimlerle ifade etmek gerekirse, sinir gruplarının bir araya gelerek sinirsel bir merkez oluşturduğu bölgelerde yer almaktadırlar. Aynı zamanda adrenal bezi, tiroit ve hipofiz bezini de içeren endokrin bezi sistemiyle de bağlantılıdırlar.
Sağlıklı bir bedende auranın her katmanı parlak renkli, canlı, enerji dolu ve akışkandır. Kişinin enerjisi dengesizleştiğinde, durağanlaştığında ya da bloke olduğunda kişinin aurası soluk, yıpranmış ya da çukurlu bir görünüm alabilir. Sağlıklı bir bedende şakralar parlak, canlı ve enerji dolu olmalıdır. Yuvarlak bir görünümde olmalı ve saat yönünde dönmelidir. Sarsıldığımızda şakralar çatlak, deforme ya da birbiri ile uyumsuz şekilde görülebilir. Eğer auranın bir katmanında, ya da şakralardan birinde bir dengesizlik varsa işlenen bilgiye doğrudan bir etkisi olabilir.
Bir enerji şifası seansı boyunca şifacı doğrudan auraya ve şakralara bakar. Şifacı auradaki yırtıkları ve sökükleri dikerek aurayı tekrar akışkan hale getirebilir. Buna ek olarak, deforme olmuş şakralara yeniden şekil verilmeli ve çatlaklar doldurulmalıdır. Şakraları ve aurayı temizlerken şifacı gördüğü enerji türünü de tarif edebilir. Bu enerji bir renk, bir his ya da bir resim olarak görünebilir. Bu bilgiyi elde ederek bu enerjiyi serbest bırakacak ve hayatlarında pozitif değişiklikler yapmalarına izin verecek bilinçli bir anlayışa ulaşabilirler.
Tıbbi sezgisel tedavi, isminden de anlaşıldığı gibi durugörü şifasının bir başka şeklidir. Bu çeşit bir şifa seansı boyunca sağlıkla ilgili diğer spesifik konuların yanı sıra şifacı kas ve iskelet sistemi sağlığına, organlara, bezlere ve vücuttaki toksinlerin düzeyine bakar. Şifacı ayrıca duygusal konulara, yaşam modeline, geçmiş hayattan kalma fiziksel incinmelere de bakabilir.
Bir şifa seansı boyunca şifacının yapabileceği pek çok şey vardır. Bunlara aura, şakralar, organlar ve bezlerden enerjiyi temizlemek dahildir (bununla da sınırlı değildir.) Yetenekli bir tıbbi sezgisel şifacı, bir ameliyat ya da kazadan sonra iyileşme sürecine, baş ağrısında ortaya çıkan gibi bir ağrının dindirilmesine, taciz, korku ve kontrol gibi tekrarlanan duygusal konuların tekrar programlanmasına yardım edebilir. Bu aynı zamanda geçmiş yaşamlarda deneyimlenen, şu anda da tekrarlanan (karma) fiziksel, zihinsel ya da duygusal travmaları da içerebilir.
Tüm bu şifa yöntemleri ile enerji şifacısı yalnızca yaşam gücü enerjimizi tekrar depolamamıza yardım edebilir. Ne var ki, fiziksel, duygusal ve ruhsal düzeylerde etkilerini deneyimlemek için biz de durağan enerjiyi serbest bırakmaya istekli olmalıyız. Şifa sürecinin başlamasına izin veren şey enerjinin serbest bırakılmasıdır.

Dr. Rita Louise
 

dertlipınar

Kayıtlı Üye
Katılım
23 Nis 2011
Mesajlar
150
Tepkime puanı
31
Konum
AYDIN merk
İş
emekliÄŸim
hayırlı geceler efendim yazınızı hayranlıkla okudum bu şifalanmaya hem bedensel hem ruhsal çok ihtiyacım var lakin tavsiyede bulunduğunuz şeylere uygulayacağımı sanmıyorum çünki benim en büyük derdim kendim kendimle barışık olamadığımdan söz dinletemiyorum yıllardır sebebsiz hicran acı ve hüzün içindeyim yaşım 67 en az 55 senedir böyleyim belki buraya yazmam doğru deyildir bilgisizliğimi bağışlayın buradaki her deyerli arkadaşlardan kurtulmam için yardım dileniyorum acaba yardım edebilecek varmı aranızda acılarım dinsin huzurla ömrümün bitmesini istiyor bekliyorum
saygılarımla
 

Lilac Fairy

Kayıtlı Üye
Katılım
11 Ağu 2011
Mesajlar
39
Tepkime puanı
18
Dertlipınar, google' den araştırma yapıp, bulunduğunuz şehirde güvenilir bir reiki master bulup kendinizi uyumlatabilirsiniz. Zaten uyumlama sırasında çakralarınız dengelenecek ve üzerinizdeki negatiflikler giderilecektir. Uyumlama ( İnisiye ) yapıldığında size, kendinize ve yanınızdaki başka birine reiki enerjisini nasıl kullanarak şifa verebileceğiniz öğretilecektir.

Hergün kendinize düzenli reiki enerjisi uygularsınız ve şikayetleriniz her geçen gün azalır. Evrendeki saf, pozitif şifa enerjisi içinize doldukça hayata bakış açınız değişecektir.

Forumumuzda da uyumlama yapılıyor. Yetkili arkadaşlardan daha detaylı bilgi alabilirsiniz.

Her şeyin başı düşünce. İlk önce sorunları beynimizde çözmeliyiz ve ne olursa olsun olumlu düşünmeye çalışmalıyız. İlk başlarda zor, hatta imkansız gözükse bile inanın bana bir başarmaya başladık mı, gerisi geliyor.

Bir an önce hayattan keyif alabilmeniz dileğiyle.
Sevgiler.
 

Sennin

Kayıtlı Üye
Katılım
14 Şub 2011
Mesajlar
223
Tepkime puanı
26
Çok güzel ve önemli bilgiler içeren bir yazı.Ellerinize sağlık Sayın embriyo...
 

embriyo

Elit Üye
Katılım
19 May 2010
Mesajlar
2,217
Tepkime puanı
884
Konum
Ankara
İş
Ressam
Sayın dertlipınar, kendinize karşı çok acımasızsınız. Farkında mısınız nickiniz bile dertli diye başlıyor, siz devamlı kendiniz hakkında olumsuz düşünürseniz, kendinizi sevmezseniz dertleri, sıkıntıları mıknatıs gibi kendinize çekersiniz.
Bence ilk yapmanız gereken şey kendinizi sevmek, olduğunuz gibi bütünüyle. Yaşadığımız her sıkıntının bir sebebi var, önemli olan dersimizi çıkarmak. Ebeveynlerimiz, özel ilişki yaşadığımız kişiler- eşler hatta çocuklarımız bile hayatımıza boşuna girmiyor. Her biri bizim öğretmenimiz, bizde onların. Tekamülünüz için bu sıkıntıları yaşıyorsunuz, eğer kendinizle barışırsanız olaylar size zarar veremez sadece izleyici olursunuz.
Size yapılan iyilikleri Allah'ın bir lütfu, kötülükleri ve kötü kişileri de melekleriniz olarak görün. Hayat bir okul ve bazen öğretiler ve öğretmenler çok zorlayabiliyor.
Siz çok fedakar bir insansınız, öncelikle bunu bilin. Hasta bir çocuğun bakımını üstlenmişsiniz, bundan büyük özveri olabilir mi? O çocuğun her dokunuşu eminim size şifa oluyordur. Ama kendinize acımayı bırakmadığınız müddetçe, yani zihninizden negatif düşünceleri atmadığınız sürece faydasını göremezsiniz.
Şükredin, sizden çok daha büyük problemlerle boğuşan kişiler ve çocuklar var. Hayatta kalmak için açlıkla, savaşla mücadele eden o kadar çok kişi var ki, onlar bizlerin problem olarak gördükleri şeylere herhalde güler geçerler.
Bence sitede mevcut olan olumlamalardan kendinizi sevmeye yönelik olanları sabah akşam okuyun, ama inanarak.
Sevgi ve ışıkla kalın:)
 

dertlipınar

Kayıtlı Üye
Katılım
23 Nis 2011
Mesajlar
150
Tepkime puanı
31
Konum
AYDIN merk
İş
emekliÄŸim
öncelikle hepinizi çok teşekkür ederim efendim deyer verip cevapladığınız için.sizin önerdiğiniz kendime sevmek benim bütün sıkındım kendimi sevememk sanki zihnime bu fikir betonlanmış kendimi beyenmemek ve sevmemeyi15 yaşımda geçirdiğim bir olay nedeniyle annem rahmetli dışında ailem ve yakınlarım beni dışladılar ama asla kendimi acımadım aksine daha güçlü olmağa çalıştım malesef yenik düştüm ve benim bulunduğum yerde bir olumsuzluk oldumu benden bilmeye başladılar mutlu ve sevinçli aile içi ortamlara beni dışladılar.bunları de etmiyorum ben herşeyimle ALLAHIMA cc sığınmak sadece ona aşkla sevmek istiyorum nasip olmadığından hata yapıp rabbime gücendirdiğimi sandığımdan kendimde nefret etmek sevmeğe layık biri olmadığımı sanıyorum.ALLAHIM cc bana bir kulunu vesile kıldı hem dünyamı hem baki alemimi rehber oluyor sanırım o dostumu çok sıkıyorum bundan dolayı bu hicranın bu acının bitmesini istiyorumki o dostumla ahiret hazırlığını yapıp mutlu olmak istiyorum. birde benim başka sorunumda dostlarımın veya yakınlarımın üzücü veya sıkıntıya düşecğini önceden hissetmem acaba ben gerçekten itilmeye layık kulmuyum saygılarımla hayırlı geceler
 

Elfangel

Kayıtlı Üye
Katılım
29 Ara 2009
Mesajlar
938
Tepkime puanı
354
Sayın Embriyo'nun güzel önerilerine ek olarak ben de affetme çalışmaları yapmanızı öneririm. Forumumuzda bu konuyla ilgili yazılar var. Bunları okumanızı öneriyorum. Sayın Embriyo'nun da dediği gibi hayat bir okul ve hayatımızdaki herkesin bize öğreteceği bir şeyler var. Yeter ki biz bunun farkında olalım. Ancak biz bizi sıkıntıya sokacak kişilerle karşılaştığımızda bir şeyler öğrenmek yerine vazgeçmeyi, kendimizden uzaklaşmayı seçiyoruz. Yaşadıklarımız ise kanallarımızı tıkıyor, yaşam enerjimizi azaltıyor. Bize kötü olaylar (bakış açımız bunların kötü olmasını seçiyor) yaşatanları affedemediğimiz sürece de bu tıkanıklık devam ediyor. Geçmişe tıkılıp kalıyoruz, bugüne odaklanamıyoruz bir türlü. Oysa bugünde yaşanacak ve görülecek o kadar çok güzellik var ki. Üstelik yaşımız kaç olursa olsun var.

Affedin, kendinizi ve başkalarını. Yaşadıklarınızı bir ağır çuval gibi taşımayın yanınızda. Bırakın, salın gitsin geçmişinizi. Bugüne odaklanın.

Sevgi ve ışıkla...
 
Üst