Kadim Bilgiye dair

tesheba

Kayıtlı Üye
Katılım
3 Haz 2011
Mesajlar
58
Tepkime puanı
59
Tarih boyunca bizden düşünmemizi değil; hep inanmamızı
istediler...Halen de bu böyledir.
İnsanlık bu gün,bir şeylerin şafagına dogru yaklaşmaktadır.
Bazı gerçekler açıga çakacaktır.
Bazı yüzler kızaracak,bazı yüzler ise ağaracaktır.
Duygu-düşünce,yaşam tarzı,inanç ve felsefe alanında
bir kıyamet yaşanacaktır.

Ancak, şafağın tanındaki bu ağartıyı sezen masal okuyucuları
heybelerindeki son kırıntılarıda ortaya sürmekten çekinmeyecekler.
Tan yeri ağarmaya başlarken,bilmiş olunuz ki insanın aklının son
kez karıştırılması fırsatını bunlar kaçırmayacaklardır.
İnsanlığı gerçekten ve bilgiden asırlardır uzak tutan bu güruh,
bu son pazarlarını iyi değerlendirmek isteyeceklerdir.
Fakat...nafile olacaktır.
Bunların elebaşları-bilinçlileri iyi biliyorlar ki;
başka pazar kurulmayacaktır artık.Bunların etki ettiği geniş
kitleler ise, ''izden yürüyen''' kesin inançlı,iflah olmaz,bilmez
robotlardır.

Gerçek şudur ki;
İnsanın aklının paranğası, gene insan aklının kendisidir.
Yoksa binlerce yıl önce bilinenleri bize yeniden keşf ettirmezlerdi.
Akademisyenler ve din adamları her ne kadar tarihte ve bu gün
düşmanlarmış gibi görünseler de gerçekte onların düşman kardeşler
oldukları ortaya çıkacaktır.
Birlikte insanlığı iki defa aldattıkları için ne kadar sevinseler de azdır.

Akademisyenler,Kadim bilgiye değersiz bir bakış açısı ile yaklaştılar.
Bir önceki sözlerini havada bırakan her gelişmeyi göz ardı edip sakladılar.
Kadim bilgiyi ilkel mağara adamının heyezanları olan mitolojik-masalsı
bir çeşit değersiz figüre indirgeyerek bu muazzam potansiyelden
insanlığın yararlanmasına engel oldular.
Din adamları ise,buna ''Günah''dediler.
Kadim ögretileri her şeye ragmen saklamak ve insanlığa sunmak isteyenleri ise cadılaştırıp şeytanileştirerek yakıp yok ettiler.
Onları uzak durulması gereken bir veba ve heyula haline getirdiler.
Birisi ''Bırak bu masalları'' derken;diğeri ise ''Yanarsın Alimallah'' diyerek
noktayı koyuyor.
İşte kardeşlikleri buradan geliyor din adamı ve akademisyenlerin.
Zavallı insanoğlu ise,10 bin yıl önce bulduğunu 10 bin sene sonra yeniden
keşf edip seviniyor.
Hani Anadolu'da çok bilinen ''Fukaraya önce eşeğini kaybettirip üzersin,
sonra buldurup sevindirirsin'' misali.
Oysa ki bu kadim bilgi bize herşeyi açıklayan bir bilgidir.
Geleceğimiz geçmişimizde saklıdır.
İnsanoğlu gerçek kimliğini,misyonunu yaşadığı hayatın amacını
ve nereden gelip nereye doğru gittiğini bu günün kitaplarında
boşuna aramasın...Bulamaz.
Meyhaneden çıkmış zil-zurna sarhoş bir berduş misali...
Yalpalayarak salalanarak düşe-kalka giden insanoğlu;
Kendi kendisinin cahilidir.
Ne kim olduğunu,ne de nasıl ve niçin yaratıldığını bilmiyor.
Hayatı niçin yaşadığını da bilmiyor.
Nerden geldiğini bilmediği gibi ölünce nereye gidecegini de bilmiyor.
Zeki bir varlığın bu kadar cahil olması normal midir?

Bu günkü uygarlığımızı da gene kadim ögretilere borçluyuz.
Bilim ve fen...teknolojiler...hep birilerinin muhalefetine ragmen gelişti
değil mi?
Sümer,Mısır,Babil,Hitit,Yunan,Hint ve Çin.
Kadim ögretilere dayanarak kuruldular ve geliştiler.
Ve,tabii ki kadim ögretmenlerin gözetiminde.
Tekerleği,yazıyı,kanunları,tıbbı,mimariyi,matematiği,sulu tarımı vs...
hepsini onlar buldular ve bizlere armağan ettiler.
Onlar taş tabletlere şunu da yazdılar ama:
Yaptığımız ve bulduğumuz her ne ise onları bize ''Tanrılar'' öğretti.
Bu kadar da gerçekçi ve dürüst idiler.
Yazımıza iki soru ile son verelim:

1-Bize kadim bilgiyi kimler getirdiler?

2-Biz,bu bilgiyi getirenlere tarihimizde ve vicdanımızda
ne kadar yer açtık?

Sağlıcakla kalınız.....Tesheba.
 

can-dan

Kayıtlı Üye
Katılım
12 May 2010
Mesajlar
310
Tepkime puanı
66
Konum
İZMİR
Bu tanrıların her biri bir şeyi mi öğtretmiş??Tanrı olduğuna göre,'' birisinin hepsini bilmesi gerekmez miydi ?''diye düşünmeden edemiyor insan...Sevgiyle...
 

janet

Kayıtlı Üye
Katılım
4 Mar 2011
Mesajlar
1,015
Tepkime puanı
320
Yaş
53
Konum
Bursa
çok güzel bir yazı olmuş, ben çok beğendim
Geleceğimiz geçmişimizde saklıdır.
İnsanoğlu gerçek kimliğini,misyonunu yaşadığı hayatın amacını
ve nereden gelip nereye doğru gittiğini bu günün kitaplarında
boşuna aramasın...Bulamaz.
ego ve kişisel çıkarlarımız o kadar üstün tutulduğu bu devirde, insanların nerde durmasını bilmediği noktalar varken, kadim bilgileri doğru algılamak ne mümkün...
daha birimizin yazdığına karşı çıkıp burun kıvırıyorsak, biz hiç birşeyi öğrenmeye hazır değiliz demekki..
 

tesheba

Kayıtlı Üye
Katılım
3 Haz 2011
Mesajlar
58
Tepkime puanı
59
Katkıda bulunan forum kardeşlerimize teşekkürler.
Sorduğumuz sorulara cevap vererek bitirelim:
Bize kadim öğretiyi getirenler,
Tarih,mitoloji,destanlar,şiirler,arkeoloji ve dinsel metinlerde
çok değişik isimlerle anıldılar...aslında bunlar aynı kişilerdir.
Nefilim,Anakim,Zamzummim,Anunnaki,Neteru,Simurg,
Zümrüd-ü Anka,Titan,Bilgelik yılanları,Ejderler,Kuetzalkuatl,
Gözleyenler,Parlak olanlar,Adil olanlar,Melek-i Tavus
onları temsil eden bir kısım isimlerdir.
Bunlar nereden geldiler?
Bu sorunun iki cevabı vardır:

1-Uzaydan,başka bir galaksi veya gezegenden geldiler.
Genetik manipülasyon ile bizleri ürettiler.

2-Bunlar da Dünyalıdır.Şu anki Ademden önceki çağın
Ademidirler,kendileri Dünyayı terk ederken arkada bizleri
bırakıp gittiler...tıpkı kendinden önceki Ademlerin onlara
yaptıkları gibi.Atlantisliler bunlardır ve mekanları da
Atlas okyanusu değil;bu günkü Antarktika kıtası olmalıdır.

Peki onlara tarih ve vicdanımızda ne kadar yer açtık?
Minnet duygusu hiç duyduk mu?
Hayır ve hiç...
Onlardan kalan bilginin çoğu yitip gitti.
Eski zamanın şöhretli komutan ve kralları işgal
ettikleri yerlerde ilk önce kütüphaneleri yaktılar.
Kütüphane yangınları her savaştan sonra nedense
ilk önce olan enteresan bir şeydir.
Bu günde değişen bir şey yok aslında.
ABD,Irak'ı işgal ettiginde ilk önce ne oldu hatırlayan
var mı acaba?
Söyleyelim: Bagdattaki ulusal müze talan edilerek
büyük bir kısım kadim bilgi daha ''Hiç'' edildi.

Yitmeyip kalan bir kısım bilgi ise anlayacak zeka
olmadığından çarpıtıldı ve degiştirildi.
Bize kala kala bu gün Kadim bilgiden %25-33 kadar
bir şey kalmıştır ki...bu bilginin de çogu gizlenmiştir.
Haklı olarak tabii ki...
Zira ''aha burda '' desen onu da ''Hiç''edeceklerdir.
Sağlıcakla kalınız.
 

Astralll

Banlı Kullanıcı
Katılım
2 Mar 2011
Mesajlar
92
Tepkime puanı
1
Konum
İst
@tasheba

Tutturmuşsunuz kadim bilgi diye ama somut bir düşünce yok... Zamirlerle konuşup: "şu şundandır, bu böyledir,vs.." diyorsunuz... Laf kalabalıgı olmuyor mu? Ne anlamak, neyle ilişkilendirmek gerekiyor? Müslümanlık hırıstiyanlık bu kadim bilginin neresinde kalıyor, içinde mi dışında mı kenarında mı? Hadi dini bir kenara koyalım hakikat dediginiz nedir? Yoksa, işin püf noktası sadece bir uygarlıkta mı saklıydı ve diger yaşamış bütün insanlar(ırklar) mahrummuydu\cahilmiydi?

Bu tanrıların her biri bir şeyi mi öğtretmiş??Tanrı olduğuna göre,'' birisinin hepsini bilmesi gerekmez miydi ?''diye düşünmeden edemiyor insan...Sevgiyle...

+1
 

BattleFury

Kayıtlı Üye
Katılım
27 Ara 2010
Mesajlar
487
Tepkime puanı
72
@tasheba

Tutturmuşsunuz kadim bilgi diye ama somut bir düşünce yok... Zamirlerle konuşup: "şu şundandır, bu böyledir,vs.." diyorsunuz... Laf kalabalıgı olmuyor mu? Ne anlamak, neyle ilişkilendirmek gerekiyor? Müslümanlık hırıstiyanlık bu kadim bilginin neresinde kalıyor, içinde mi dışında mı kenarında mı? Hadi dini bir kenara koyalım hakikat dediginiz nedir? Yoksa, işin püf noktası sadece bir uygarlıkta mı saklıydı ve diger yaşamış bütün insanlar(ırklar) mahrummuydu\cahilmiydi?



+1


Somut düşünce? Müslümanlıktada oldugunu soyleyemeyecegim acıkcası "ordan indi burdan indi" nereden indi?? Tanrıya ulaşmak kitaplarla ne mumkundur? Onu kendi içimizde aramalıyız gokte yerde veya Dahilerin-Peygamberlerin koydukları ahlakı korumaya yonelik kitaplarda degil..
Az sabrediniz daha güçlü bir gelecek kapıdadır diyorum :)

Mısırlılar içinde cahil denmişti ve bize boyle ogretilmişti ancak onların elektrigi kullandıgı gercegi 10yılalr sonra ortaya cıktı.. İşin püf noktası Ruh dediğimiz ölümsüz varlıkta saklıdır egerki burada birşeyler düşünebilip dile getirebiliyorsanız bu Ruhun gerçek kanıtıdır :)
 

Astralll

Banlı Kullanıcı
Katılım
2 Mar 2011
Mesajlar
92
Tepkime puanı
1
Konum
İst
@BattleFury
Mesaj yazdıgım konu sahibinin Din hakkında ne kadar derin mesajları oldugunu bilmiyorsunuz sanırım, araya girip de kendi hayali düşüncelerinizi söylemeniz konuyu kirletmekden başka işe yaramıyacaktır. Çünkü siz Müslümanlıgın M sinden bile haberi olmayan hatta mensubu oldugunuzu da düşünmedigim bir kişisiniz. O yüzden gelip kendi hayali düşüncelerinizi araya sokmayın. Önce din diyanet bir araştırma yapın sonra fikir sahibi olursunuz...
 

tesheba

Kayıtlı Üye
Katılım
3 Haz 2011
Mesajlar
58
Tepkime puanı
59
Astralll kardeşimize cevap verelim:

'''Tutturmuşsunuz kadim bilgi diye ama somut bir düşünce yok... Zamirlerle konuşup: "şu şundandır, bu böyledir,vs.." diyorsunuz... Laf kalabalıgı olmuyor mu? Ne anlamak, neyle ilişkilendirmek gerekiyor? Müslümanlık hırıstiyanlık bu kadim bilginin neresinde kalıyor, içinde mi dışında mı kenarında mı? Hadi dini bir kenara koyalım hakikat dediginiz nedir? Yoksa, işin püf noktası sadece bir uygarlıkta mı saklıydı ve diger yaşamış bütün insanlar(ırklar) mahrummuydu\cahilmiydi?''' diye soruyor kardeşimiz.
Cevabımız şu olsun:
Bir forum ortamında bizim yapabileceğimiz maksismum şey ancak işaret etmek
olacaktır.Fakat,elimize...işaret parmagımıza değil de işaret ettiğimiz noktaya
bakmak lazımdır.
Müslümanlık,hıristiyanlık,musevilik...vesair diğer dinlerde elbette ki bu kadim
bilginin içerisindedir.Fakat;
Kadim bilgiyi tam olarak karşılıyorlar mı acaba?!!!?....
Olay aslında şudur:
İnsanlık için kadim bilgi, onu önce sosyal ve düşünen bir varlık yapan ve
daha sonra da süreç içinde özgür bir birey yapan,insana kim olduğunu ve niçin
yaratılmış olduğunu,misyonunu bildiren bilgi manzumesidir.

Yani '''' Kalemle ögreten Rab''''bin bilgilendirmesidir.

Geçmiş gelecekte,gelecek ise geçmişte gizlidir dememiz şundandır ki;
İnsanlık bu yapılanları ilk defa yapmıyor.
Kadim bilgilerde bu günkü insanın,yani bizlerin birkaç ademden sonraki bir
adem olduğumuzu söylüyor.
Daha önceki ademlerin hataları,günahları,sevapları,buluşları icatları vs.vs.
Her şey aslında bir tekerrürden...bir kendini tekrarlamaktan ibarettir.
Uygarlıktan kasdımız ise,bir ırka değil,bir adem grubuna mal edilmelidir.
Ancak o zaman bu kelime gerçek anlamını bulacaktır.
Kadim bilgi,içerisinde herşeyin yazılı olduğu bir bilgidir.
Bu bilgi süreç içerisinde kısmen tahrip görmüş,kısmen de değiştirilerek
çarpıtılmıştır.Bu bilgi yine bir sebepten dolayı gözlerden uzak tutulmuş,
bu bilgiyi yok sayan bir medeniyet anlayışı ve arayışının önü kasıtlı olarak
açılmıştır.
Tarihteki son kırılma noktası MÖ.8000 dir.Bu tarih aynı zamanda avcı ve
toplayıcı bir ekonomik yapıdan tarımcı(Ekinci-hayvancı) bir yapıya dönüşüm
tarihi ile birebir örtüşmektedir.
Bu tarih aynı zamanda bazı insan topluluklarının yok olurken,bazılarının
önünün açıldığı tarihe de denk gelir(Neanderthallerin yok olup,H.Sapien-sapiens-
lerin ortama yayılması)
Bu meseleyi ancak bu kadar açabiliriz.
Umuyoruz ki,sorularınızın cevabını verebilmişizdir.
Saglıcakla kalınız.
 
Üst