Gerçek Dünyada Şamanlar / Victor Sanchez

erlkonig

Kayıtlı Üye
Katılım
10 May 2010
Mesajlar
524
Tepkime puanı
52
İş
Öğrenci
Gerçek Dünyada Şamanlar
Victor Sanchez
(Bu makale farklı bir başlıkla Magical Blend Dergisinin 69 sayısında – 2000
ilk çeyrek- yayınlanmıştır.)
Son yirmi yılda, şamanizm antropologlar için kültürel araştırma ile ilgili
önemli bir konu olmaktan çıkıp, şifa ve ruhsal gelişme ile ilgilenen uzman
olmayanlar için çekici bir konu olmuştur.
“Şamanizm” kelimesi Sibirya'daki yerli halk arasındaki kullanım kökünü aştığı
ve bu günlerde pek çok modern şehirli toplum üyesinin kullandığı bu kelimeyi,
benim anladığım ve kullandığım şekliyle kısaca açıklamak uygun olacaktır.
Yüzeysel bir derinlikle, şaman, çoğu zaman şifa vermek için, doğaüstü güçlerle
ilişkiye geçme bilgisi ve gücü olan kişidir. Bu doğaüstü güçler, ruhlar,
varlıklar, enerjiler veya Tanrılar olabilir.
İlk olarak, bizim şamanizm ile olan ilgimiz “gerçek şaman” ile karşılaşıp
doğaüstü güçleri ile şifalanma veya kutsanma düşü ile başlamıştır. Yıllar
geçtikçe, şamanizme bakışımız değişmiştir: Şimdi, diğerlerini ve dünyayı
şifalandırmak için şaman olmak istiyoruz. Şamanizmin bu amacına yönelik
kitaplar, çalışmalar ve seminerler tüm dünyada yaygın olarak sunulmaktadır.
Pek çok kişi şaman olma düşü ile bu kitapları okuyarak çalışmalara katılmakta,
ve erk sahibi olarak “hiç kimse” olmaktansa, sonunda “bir kimse” olma
ihtiyacını halletmektedir. Bu uğraş yaşamlarımızdaki algı eksikliği nedeniyle
yapmak istediğimiz çeşitli şeylere bir örnektir.
Şamanizmin güç amacı ile ilişkili olduğu düşüncesi modern insan için ilginç
bir noktadır. Şifa verme gücü, yaşamın olaylarını değiştirme gücü, yağmur
yağdırma gücü, iyi şans gücü vs. gibi. Meksika'daki yerli kişiler arasındaki
tecrübelerim, ki onları “yaşayan Toltekler” olarak isimlendiriyorum, bana
bambaşka bir bakış açısını göstermiştir. Şamanizm bir güç fikri olmaktan çok
bir hizmet olmakla ilgilidir.
Benim tanıdığım eti kemiği olan şamanlar, ana rollerinin toplumlarına hizmet
etmek olduğunu kabul ediyorlar. Kendilerinin ne kadar olağanüstü olduğu, ne
kadar çok erkleri oldukları ile değil, karşılık beklemeden diğerlerine hizmet
etme yeteneklerinin ne kadar çok olduğu ile ilgilidir. Yaptıkları iş için bir
ücret talep etmezler. Şaman olarak yaptıklarına karşı bir gelirlerinin olması
yerine, fakirlerin en fakiridirler, çünkü bir köylü olarak yaşamları için
diğerleri kadar çok çalışırlar üstelik ek olarak toplumlarına hizmet için
zamanlarının büyük bir kısmını harcarlar.
Kendi aşırılıkları ve ruhun cömertliği nedeniyle, modern dünyada Şamanizm
kelimesinin kullanılmasının fazla basitleştirildiğinden her zaman isteksiz
olmuşumdur. Bu günlerde, yerlilerin bilgeliği hakkında bir şeyler okuyan veya
şamanizm hakkında bir seminere katılan herhangi biri, başkalarınca takdir
edilecek bir görüntü vermek için kendini “Şaman” olarak tanıtmaktadır. Uzun
bir süredir dersler ve dünyanın çeşitli yerlerinde seminerler vermek olan
benim işim, seminer organizatörleri ve basın muhabirleri dahil pek çok kişi
bana “şaman” sıfatını giydirmeye çalışmışlardır. Bunu hiçbir zaman kabul
etmedim, çünkü, biliyorum ki gerçek şamanlar, yaptıkları için hiçbir kibir izi
taşımadan tüm yaşamlarını ruha hizmet için adamaktadırlar. Bu nedenle, kendimi
bu adam ve kadınlarla aynı kefeye koymadım. Ve biliyorum ki izleyicilerim de
bu kadar büyük olmayacaklar, çünkü, ben “nagual” veya şaman taklidi yaparak
maskeli dans ritüellerine katılmıyorum.
Benim fikrime göre, çoğu zaman zorlayıcı ihtiyaçların ardındaki ünvanları
almak dahi, kendini önemsemektir. Birinin kendini başkaları karşısında “biri”
olarak takdim etme ihtiyacı, hem “aydınlanmış” lara hem de takipçilerine büyük
hasarlara neden olmaktadır. Bu ünvanlar pazarlama ve kar için kullanışlıdır,
fakat benim için, özgürlüğün daha değerli bir kıymeti var. Sonunda, hepimiz
yaşadıktan sonra ölürüz. Ölüm ünvanımızdan etkilenmez.
Gerçek şamanlar “çıraklarından” para alarak zengin olanlar değildir. Tersine,
topluluklarındaki en fakir kişilerdir, çünkü onların iki işi var: birincisi
bir köylü olarak yaşamlarını sürdürürler, diğeri ise ücretsiz yapılan bir iş
olan şifacı şamandır. Bu nedenle, kutsal görevlerine nispeten, kendi işleri
ikincil bir önemde bulunur.
Tabi ki, gerçek hayattaki şamanlar kitaplardaki gibi mükemmel yerli ustalar
değildir. Bedenleri kanar, kalpleri acı çeker, çocukları hasta olur, ruhları
ağlar ve güler. Yerli şamanlar, tüm dünyaları sınırsız hırsı olan beyaz adam
tarafından yenilip yutulduğunda, gerçek dünyada zamanın şiddetine maruz
kalırlar. Ve onlar direnirler. Yaşamak ve ruhsal geleneklerini yaşatabilmek
için savaşırlar. Yalnız kendileri için değil, hatta yalnız çocukları için de
değil, fakat tüm dünya için savaşırlar. Sen ve ben de buna dahiliz.
Onları insanlık için bu kadar değerli yapan, kendilerini, ve varoluşun acıları
içindeki topluluklarındaki insanlar ile hepimizin yaşadığı yalnızlıktan
yetiştirerek, evrendeki en olağanüstü güç olmaya ulaşarak yaptıkları mucize:
tarifsiz, Büyük Ruhtur. Ve en olağanüstü olanı ise, bu mucizeyi kaybolmuş
şeylerden geri kazanarak yapmalarıdır, ve aynı zamanda aşırı fakirlikle de
boğuşuyorlar. Onlar senin ve benim gibi insan varlıklarıdır, maddi dünya ile
ilişki içindeler ve onunla savaşıyorlar. Fakat, maddi dünyanın acısından ve
kargaşasından kendilerini yetiştirip, Ruha ulaşarak Tanrı ile bir olma
yetenekleri vardır. Ve büyük haber de onların yaptığını, biz de yapabiliriz.
Bize yolunu gösteriyorlar, ancak yaşamımızdaki bu mucizeyi yapmak bizim kendi
sorumluluğumuzdadır.
Benim şamanizm ile deneyimim, şamanın görevlerinin bireysel hedefleri
başarması ile ilgisi olmadığı yönündedir. Şamanın yaptıkları kişisel konular
değildir. Onlar, toplulukları ile birlikte, Ruha dönüşü ve onunla uyum içinde
yaşama görevini unutmamaya ve canlı tutmaya katılıyorlar. Bu yöntem serilerine
“Gelenek” denir, bunlar inancın değil uygulamanın ana bölümleridir. Bu
uygulamalar insanları kendilerinin diğer farkındalık düzeyine getirmek için o
kadar etkilidir ki, ben bunu “Sağlık ve Özgürlük için Şaman Teknolojisi”
olarak adlandırıyorum.
Şimdi, bakışımızı bireysel şamandan herkes için olası olan şaman deneyimlerine
çevirelim. Şaman özel bir kişi olduğundan, tören ve merasimlerin büyülü
anlarında özel bir rolü vardır, şaman deneyimi bu olaylara katılan her birey
ile yaşanır ve paylaşılır. Bu durumda şaman deneyimi hem bireysel hem de
toplumsaldır, bu nedenle grubun uygun usulleri takip eden tüm üyelerine
açıktır.
Şaman deneyiminin hedefi katılımcıları, evrendeki her şeyin hareket nedeni
olan anlatılamaz erk ile, kaybolmuş birliğe geri getirmektir. Ayrı olan
kutuplar: kutsal ve dünyevi, ruh ve madde, kişi ve “bunun dışındaki şey”,
şaman deneyimi esnasında bir olur. Bizim iki iç bölümümüz, tonal ve nagual,
yeniden bütünleşir ve biz ikili doğamızda birliği deneyimleriz.
Şaman deneyiminin hedefi, bizim iki bölümümüz olan tonal ve nagual'i birliğe
getirmektir, bu tüylü yılan Quetzalcoatl adındaki Toltek sembolünün gizemli
vaadidir. Yılan maddi dünyayı, tonal'i, sürünmeyi temsil eder. Kartal ise uçan
şeyleri, nagual'i, Ruhu temsil eder. Ancak, Aztek sembolizminde kartalın
yılanı öldürmesinden farklı olarak, kartal yılanı öldürmez, bunun yerine
Toltek'teki Quetzalcoatl sembolü ile tüylü yılanla bir olurlar: bu, ruh ve
maddenin birliğini, tonal ile nagual arasındaki dengedir.
Şaman deneyimi, modern kentli toplumun üyeleri olan bizler için önemlidir, bu
yalnızca şaman olmanın ilginç veya eğlenceli oluşundan değildir. Ruh ile
yeniden bağlantıyı sağlamak için uygun araç eksikliğimiz, hem birey hem de tür
için, sürekli olarak kendini yok etme işleminin gerçekleşmesine neden
olduğundan, Şaman deneyiminin ölümcül derecede önemi vardır.
Zamanımız ve toplumumuzun başına gelecekler için uygun Şaman uygulamalarına
ihtiyacımız var. Yalnızca yerli halkların tören ve yöntemlerini taklit etmek
yeterli olmayacak. Şamanizm ve Gelenek farkındalığı yükseltebilme hüneri için
bir dizi uygulamalar ve yöntemlerdir. Fakat bu teknolojinin özel anlatımı bunu
kullanacak insanların uygun özelliklerine göredir ve her zaman da böyle
olacak. Bu yerli kişilerin şaman uygulamaları doğa ile yakın temasta olan bir
köylü yaşam tarzı ile ilgili olurken, bizim uygulamalarımızın yaşadığımı
modern şehirlerdeki dünya ve yaşam tarzı ile ilgili olacağı anlamına geliyor.
Bizim Amaçla Yaşama Sanatındaki (AYS) çabamız, modern dünyada yaşayan insanlar
için yöntem ve usuller geliştirmek, böylece “şaman sıçramasını” kendilerinin
ve gerçekliğin diğer tarafına bizzat yapabilmelerini sağlamaktır. Bunun
nedeni, Şaman deneyimi vasıtası ile bu yolculuk tamamlanmadan sağlıklı
olunamayacağındandır. Yalnızca bizim ikili doğamıza uyan deneyimleri yerine
getirmek ve tamamlayarak; erk, sağlık ve özgürlük'ten oluşan doğal haklarımıza
ulaşabiliriz.
Bu nedenle, bu yıllardaki tüm işim şaman deneyimlerini canlı tutan yerli
kişileri ile bizim gibi modern topluluklar arasında bir köprü oluşturmak
olmuştur. Zamanımızdaki büyük rahatsızlığın nedeninin, gizli
farkındalığımızın, diğer kendimizin, ve bizi çevreleyen her şey ile kutsal
bağlantılardaki deneyim eksikliği olduğuna inandım.

Alıntı
 
Üst