Çakraları Aktif Eden Yiyecekler

mega_boy

Kayıtlı Üye
Katılım
2 Şub 2011
Mesajlar
175
Tepkime puanı
31
Konum
İstanbul
Birinci Çakra : (Kök Çakrası) Salgı bezi, böbrek üstü bezleridir.
KEREVİZ
Kerevizin yaprak ve saplarının, bol vitaminleri ve çeşitli madeni maddeleriyle çok faydalı olduğunu belirten uzmanlar, mideyi kuvvetlendirdiğini ve iştah açtığını bildiriyor. Uzmanlar, kerevizin, iç salgı bezlerini ve özellikle vücutta çok çeşitli vazifesi olan böbrek üstü bezlerini çalıştırdığını, sinir yorgunluğunu da önlediğini ifade ediyor. Kanı pisliklerinden temizlediğini ve sivilcelerin geçmesine, yüzün pembe bir hal almasına yaradığını vurgulayan uzmanlar, kerevizin diğer faydalarını şöyle sıralıyor: “Karaciğerin şişliğini giderip onu yorgunluk maddelerinden temizliyor. Sarılığı gideriyor, böbrekleri çalıştırıyor, fazla suyu dışarı atıyor. Böbreklerden kumu, taşı döküyor. Şişmanları zayıflatıyor ve cinsel faaliyeti çok arttırıyor.”
---------------------------------------------------------------------------------------
İkinci Çakra : Yumurtalık , Prostat ve testis ile üreme organlarına bağlıdır.

ayrıkotu
Bitkinin etli kökleri çok eskiden beri üriner hastalıklarda kullanılan önemli bir halk ilacıdır. Kökler mesane ve böbrek iltihapları dahil, mesanedeki tas ve kumları düşürmek için kullanılan iyi bir idrar söktürücüdür.

badem
Bedeni ve zihni yorgunluğu giderir. Böbrek, mesane ve tenasül yollarındaki iltihapları giderir. Baş ağrısı, karaciğer ve böbrek ağrılarını hafifletir.

katırtırnağı
İdrar ve balgam söktürür. Hazmı kolaylaştırır. Böbrek ve safrakesesi taşlarının düşürülmesine yardım eder. mesane hastalıklarını tedavi eder. Romatizmada faydalıdır. Kabızlığı giderir. Kalp hastalıklarında kullanılır.
----------------------------------------------------------------------------------------
Üçüncü Çakra : (Solar Phlexus) Sindirim sistemi, karaciğer, safra kesesi, pankreas ve otonom sinir sistemini etkiler.

VİŞNE SUYU
Ateşli hastalıklara karşı güçlü bir silah olan vişnede A vitamini ve potasyum bulunur. Ateşi düşürüp susuzluğu gideren vişne suyu, ateşli hastalıklardan sonra asitleşen kanı temizlemeye de yardımcı olur. Susuzluğu giderdiği gibi, vücutta biriken fazla suyun dışarı atılmasında da etkin rol oynar. Mide ve karaciğerin düzenli olarak çalışmasını sağlar.
Ayrıca, diyareyi keser ve idrar söktürücü özelliği vardır.
KAYISI SUYU
Grip ve soğuk algınlığına karşı bir başka silahımız olan kayısı, içerdiği A, B3 (Niasin) vitamini, kalsiyum, magnezyum, potasyum ve fosfor sayesinde bağışıklık sistemini güçlendirir kansızlığa iyi gelir, kan yapımına yardımcı olur ve sinirleri gevşetip uyku getirir. İçerdiği kalsiyum ve magnezyum sayesinde kemik erimesinin önlenmesine faydalıdır. Kayısı, doğal lif açısından çok zengin bir meyvedir. Lifli bir meyve olduğundan bağırsakları korur ve pekliğe iyi gelir. Kayısıda bulunan betakaroten ise, kanserin, özellikle akciğer kanserinin, kalp hastalıklarının ve kataraktın önlenmesine yardımcı olur.

ŞEFTALİ SUYU
Şeftali içerdiği A, B3 (Niasin) ve C vitaminleriyle, folik asit, betakaroten, potasyum ile gribe karşı vücudun savunma mekanizmasını güçlendirir. Vücutta A vitamini oluşturan temel madde olan betakaroten, şeftalide çok zengin miktarda bulunur. Ayrıca antioksidan özelliği ile toksit maddelerin vücuda vereceği zararları önler. Sinir sistemi üzerinde olumlu etki yapar, uykusuzluğu giderir. Sindirim sistemini çalıştıp hazmı kolaylaştıran şeftali aynı zamanda böbreklerin ve safra kesesinin düzenli çalışmasını sağlar ve iyi bir idrar sökücüdür.

DOMATES SUYU
Domates içerdiği C ve E vitaminleri, potasyum ve diğer mineralleri ile, insan sağlığı için oldukça yararlı bir sebzedir. Domates suyunda bol miktarda bulunan C vitamini ve bir antioksidan olan likopen, grip virüsüne karşı bağışıklık sistemini güçlendirerek vücudu grip ve nezleden korur. Ayrıca likopen vücudu kalp hastalıklarına karşı koruyan bir maddedir. Hazmı kolaylaştırıcı ve vücudun su tutmasını önleyici özelliğe sahiptir. Kan basıncının düşürülmesinde de etkilidir. Bir bardak domates suyu ve bir adet çiğ yumurta ile hazırlanan karışım fazla miktarda sistein içerir ve zararlı maddelerin vücuttan atılmasını hızlandırır.
------------------------------------------------------------------------------------
Dördüncü Çakra : (Kalp Çakrası) Timus bezine bağlıdır, kalp, göğüs, kan ve dolaşım sistemini etkiler. Timusu uyarmanın üç basit yolu var:

Timusu uyarmanın birinci yolu gülmek.
Yani gerçek, içten, sıcak bir gülüş, bir kahkaha. Her gülündüğünde timus bezi aktive oluyor.
Her aktive olduğunda bedenimize kimyasal dalgalar göndererek kendimizi iyi hissetmemizi sağlıyor.

1993 yılında California Üniversitesi’ nde Dr.Paul Ekman tarafından yapılan araştırmada gülmenin timusu ve beynin değişik haz bölgeleriyle bağlantısı olan kasları harekete geçirdiği ve insanda haz duygusu yarattığı kanıtlanmış.

Timusu uyarmanın ikinci yolu iki parmakla timusun üzerine gelen noktaya vurulması, yani elle uyarmak.

Timusu uyarmanın üçüncü yolu ise dilin üst dişlerin arkasında damağa ve ağzın tavanına değdirilmesi. (Allah zikri bu bicimde yapılıyor)

Dr. John Diamond ve ekibi dilin bu pozisyona getirilmesi ile sol ve sağ beyin
küresi arasında denge oluşmasını sağladığını tespit etmiş.
Bu da insanin daha iyi düşünmesi ve kendini daha iyi hissetmesine yardımcı oluyor.

Önemli olan;
Hayatta en çok şeye sahip olmak değil,en az şeye ihtiyaç duymaktır.
--------------------------------------------------------------------------------------
Beşinci Çakra : (Boğaz Çakrası) Tiroid bezine bağlıdır, duygu ve düşüncelerimiz boğaz çakrası yardımıyla rahatça ifade edilir.

Tiroid hormonları, vücudun bütün metabolik faaliyetlerini, ısı ayarını, oksijen kullanımını , büyüme ve gelişmeyi kontrol ederler.
İyot tiroid bezinin görevini yerine getirmesi için gereklidir. İyot vücuda su ve gıdalarla alınır.
-----------------------------------------------------------------------------------------
Altıncı Çakra : (Üçüncü Göz) Tüm varoluşun sezgisel kavrayışı burada olur.

Polen insanlarda SİNİRLİLİĞİ ORTADAN KALDIRIR. İnsanı rahatlatır Ayrıca Polen bütün B vitaminleri kompleksidir. Dr. Raymond Dextreit, düşünsel yorgunluk ve yaşamın bozuk düzeni nedeniyle sinirleri zayıflamış, güçsüz kalmış kimselerin, günde yedikleri 2 kaşık polen sayesinde sağlık ve sakinlik bulacaklarını yazmıştır. “Polen, hayatın sırrı olan RNA ve DNA doludur. Uzun zamanlı hafıza, kromozonların yapısına giren RNA’ ya bağlıdır. RNA’sız beyin taşıyan insan, kendi adını bile hatırlayamaz. Polen ZEKA’yıda arttırmaktadır “BEYİN YORGUNLUĞU ve AŞIRI SİNİRLİLİĞİN çok görüldüğü entellektüel hastalarda, miyokard enfaktüsü ve kalbin KRONER DAMARLARININ TIKANMASI’nda polen sayesinde şaşırtıcı iyileşmeler görülüyor

taze polenin faydaları1.Polen kansız insanlar için faydalıdır. A1yuvar sayısını %25-30, hemoglobini % 15 oranında yükseltir.
2. Polen içerdiği antibiyotiklerle en inatçı bağırsak iltihaplarını iyileştirir.
3. Polen vücudumuzu zinde tutar.
4. Sporda yüksek performans sağlar.
5. Aşırı yorgunluk ve stresten kaynaklanan cinsel isteksizliği giderir.
6. Kabızlık ve bağırsaktaki tıkanmaları ortadan kaldırır.
7. İnsanlardaki aşırı sinirliliği ortadan kaldırır. İnsanı rahatlatır.
8 İnatçı ishalleri tedavi eder.
9. Polen kabızlığı önleyerek hemoroidi iyileştirir, .
10. Görme üzerindeki etkisi büyüktür. Birçok olaylarda görme yeteneğini artırdığı saptanmıştır.
11.Polenin saç sayısını artırdığı ve saçın dökülmesini önlediği tespit edilmiştir.
12. Polen prostat hastalarında iyileştirici etki yapar.
13. Polen gelişmeyi ve büyümeyi hızlandırır.
14. Polen kılcal damarları etkileyerek fazla kanamaya engel olur. Kalp kasının çalışmasını güçlendirir.
15. Polen hücre yenileyicidir. Kanser tedavisinde destekleyicidir.
16. Yüksek tansiyon ve soğuk algınlığında etkilidir.
17. Son yıllarda hayvancılıkta yarış atlarının, balıkların, iyi ötmeyen kafes kuşlarının, civciv ve tavukların aktivitesinin, verimliliğinin, hızlı gelişmesinin ve sindirim kolaylığının sağlanmasında kullanılmaktadır.
18. Polen. düşünme yeteneğini artırır.
19. Kısa sürede kişileri enerji ve canlılığa kavuşturur.
20. Deri göz kapağı iltihaplarını önler.
21. Sinerjik etki ile vücut dayanıklılığını artırır ve enerji verir.
22. Hastalıktan kalkanları kısa sürede eski enerji ve canlılığa kavuşturur.
23. Acıktıkça polen yenilerek desteklenen diyetlerle çok rahat kilo verilebilir.
24. Yemekten yarım saat önce alınan polen, alınan gıdalardan tam faydalanmayı sağlar ve kilo aldırır

Yedinci Çakra : (Tepe Çakrası) Benliğimizin saf oluşunu, sınırsız bilinci burada hissedebiliriz.
Yaşam enerjisi fiziksel bedene, Çakra, Nadi ve Meridyenler vasıtası ile akar. Yaşam enerjisi vücuttaki organları ve hücreleri besler. Çakralarda blokajlar oluşup akış kesildiği zaman bedendeki salgı bezleri ve onlara bağlı organlar, fonksiyonlarını tam olarak yapamazlar ve fiziksel bedenimizde hastalıklar oluşmaya başlar.

Kızılcık;
Kızılcık, sonbaharın habercisi olan bir meyvedir. Eylül ve ekim aylarında meyvelerini verir, havalar iyice soğuduğunda ise sessizce yapraklarını dökerek tohuma çekilir. Karadeniz'de ve İstanbul'un Karadeniz'e yakın yamaçlarında kızılcık bol miktarda yetişir. Ağustos sonunda açan çiçekleri sarı, meyvesi ise koyu kırmızı renktedir. Tadı ekşi ve mayhoştur. Yararları saymakla bitmez! Meyvesi, yaprağı, ağacının kökü, gövdesi, kabuğu tümüyle şifalıdır. Bu köşeye neden konu olduğunu soracak olursanız, kızılcık en önde gelen anti- aging gıdalardan biri olduğu için, dikkatinizi çekmek istedim. * Antioksidan etkisi: Kızılcıkta bol miktarda flavanoid (izoflavon), karotinoid ve müthiş bir antioksidan olan melatonin bulunur.

* Flavonoidler (İzoflavonlar): Tüm narenciyelerde, üzüm çekirdeğinde, kırmızı şarapta, yeşil çayda, elmada, soya fasulyesinde ve soğanda bulunan övmekle bitiremediğimiz en önemli madde flavonoid'dir. Şu an bilinen 4000 çeşit flavonoid var. Bunlar vücut direncini artırır, hastalıklardan korunmamızı ve onlarla baş etmemizi sağlarlar. Vücudumuzdaki iltihaplanmayı önleyen, alerjileri azaltan, kan damarlarını güçlendiren muhteşem antioksidanlardır. Ateşli hastalıklarda ve menapozdaki ateş basmalarında çok rahatlatırlar.

* Karotinoidler: Kırmızı, turuncu, sarı meyvelerin ve koyu yeşil sebzelerin yararları ve canlı renkleri karotinoidlerden gelir. Bildiğimiz en ünlü karotinoid domatesteki likopendir. Günümüzde keşfedilmiş olan 600 çeşit karotinoid var. Bunların hepsi antioksidan etkileriyle tanınırlar. Bağışıklık sistemini güçlendirirler, hastalıklarla savaşırlar, retinayı koruyarak görüşümüzün berrak olmasını sağlarlar. Kalp hastalıklarını, prostat ve akciğer kanserlerini önlerler.


Alıntı*
 

schutze07

Kayıtlı Üye
Katılım
11 Nis 2010
Mesajlar
347
Tepkime puanı
19
Beşinci çakradaki o alınması gereken gıdalar yok ama suyun dışındakileri yazarsanız sevinirim.
 

Elfangel

Kayıtlı Üye
Katılım
29 Ara 2009
Mesajlar
938
Tepkime puanı
354
İyot içeren yiyeceklerin alınması gerekmektedir. Süt, yumurta, yeşil yapraklı sebzeler ve deniz ürünleri bol miktarda iyot içeren besinler arasındadır. İçme suyu önemli bir iyot kaynağı olmakla birlikte, özellikle iyot miktarı yetersiz içme sularının kullanımı iyot eksikliği oluşmasına neden olabildiği için iyotlu tuzlar kullanılarak iyot eksikliğinin giderilmesi amaçlanır.

İyi forumlar, sevgi ve ışıkla...
 

schutze07

Kayıtlı Üye
Katılım
11 Nis 2010
Mesajlar
347
Tepkime puanı
19
Çok teşekkür ederim boğaz ve tepe çakramda sorun yaşıyorum hep ben sudaki iyot miktarının azlığını nasıl anlayabilirim ?
 

Elfangel

Kayıtlı Üye
Katılım
29 Ara 2009
Mesajlar
938
Tepkime puanı
354
İçme suyunu analiz ettirmeniz gerekmektedir. Evdeki içme sularının içeriklerine baktım içinde ne kadar iyot bulunduğu yazmıyor. Ancak suyu analiz ettirmek yerine bol miktarda sebze ve deniz ürünü tüketerek iyot ihtiyacınızı karşılayabilirsiniz. Su önemli bir kaynak olmasına rağmen bizler yine de almamız gereken iyotun çoğunu gıdalardan alırız.
 

schutze07

Kayıtlı Üye
Katılım
11 Nis 2010
Mesajlar
347
Tepkime puanı
19
Burası türkiye gibi değil ve deniz ürünü tüketmiyorum o yüzdende sanırım problem yaşıyorum teşekkürler tekrar.
 

embriyo

Elit Üye
Katılım
19 May 2010
Mesajlar
2,217
Tepkime puanı
884
Konum
Ankara
İş
Ressam
Yemeklere iyotlu tuz koyun, hatta en iyisi artık bir çok yerde satılan himalaya tuzu kullanmaktır. Aynı zamanda himalaya tuzunu suyla çözeltip içebilirsiniz, buna sole deniyor.
Bu arada tuzuda gerektiğinden fazla tüketmeyin, vücudunuzdaki suyu tüketir.
 

schutze07

Kayıtlı Üye
Katılım
11 Nis 2010
Mesajlar
347
Tepkime puanı
19
Son günlerde farkettim ki fazla tuz atıyorum tuzsuz geliyor herşey vücuttaki eksikliği tamamlıyor olabilir diye düşünmüştüm uyarı için teşekkür ederim Embriyo:)
 

CadıAdayı

Kayıtlı Üye
Katılım
17 Eyl 2011
Mesajlar
80
Tepkime puanı
5
Pardon ama polen derken? Bu çiçeklerde bulunan polen mi? Yoksa onun işlenmiş hali falan mı? Çünkü zehirlenmek istemiyorum. Gördüğüm her çiçeği yemeye başlayabilirim çünkü 6. çakram fazlasıyla kapalı.
 

origanum

Yönetici
Katılım
15 Eki 2008
Mesajlar
3,090
Tepkime puanı
377
Çiçekleri yemeyin:D Arı kovanlarının alt çekmecesinde bulunur. Küçük taneli yapılardır. Bal satan yerlerde satılır. Arıcılardan direk de satın alabilirsiniz. Başka yerlerde satılanlar ne kadar güvenilirdir bilemiyorum.
 
Üst