Kerbela Olayı

Mefetseger

Moderator
Katılım
17 Ağu 2010
Mesajlar
856
Tepkime puanı
291
Konum
Ankara
İş
Uzman Biyolog

Kerbela günümüzde Irak sinirlari içinde yer alan* cografi bir terimdir. Kerbela’yi önemli kilan Hz. Muhammed’in torunu, Hz. Ali’nin oglu üçüncü Imam Hüseyin’in 680’de Emevi halifesi Muaviye oglu Yezid’in askerleri tarafindan Kerbela’da sehit edilmesidir. Bu insanlik disi katliam tarihe "Kerbela Olayi" olarak geçmistir.

Kerbela olayi aradan asirlar da geçse unutulmayacak kadar derin, anlamli, ögreticidir.

Kerbela, iyi ile kötünün, zalim ile mazlumun, lanetli ile kutsalin, karanlik ile aydinligin hesaplasmasidir. Imam Hüseyin burada kutsalligi, mazlumu, aydinligi temsil etmektedir.
(*= Imam Hüseyin’in sehit edildigi ve Türbesinin bulundugu kenttir.)

KERBELA OLAYI NASIL GELISTI

Kerbela Olayi’nin kökeni Hz. Peygamberin veda haci’na ve yazilmayan vasiyetine kadar gider. Bilindigi gibi Hz. Muhammed peygamberligini açikladiktan sonra Islamiyet hizla gelisti. Bu gelisme Mekkeli müsrikleri telaslandirdi. Onlar Hz. Muhammed’e olmadik engeller çikardilar. Hz. Muhammed bütün bu engelleri asti. Hz. Muhammed bütün bu müsriklerin, putperestlerin çikardigi sorunlar ve engellerle mücadelede en büyük yardimi Hz. Ali’den görüyordu. Hz. Ali Peygamberin yaninda egitim almis, Islamiyet’i ilk kabul etmis ve ayni zamanda Peygamberin kizi Hz. Fatma ile evlenerek Peygamberin soyunun sürdürücüsü olmustu. Hz. Ali Kuran’da geçen ve onlarca hadiste geçen Ehlibeyt’tendir. Ehlibeyt Hz. Muhammed’in ailesi demektir. Ehlibeyt Hz. Muhammed, Hz. Ali, Hz. Fatma, Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin’den olusmaktadir.

Hz. Muhammed’in Medine’ye hicretinden sonra Islam dini gelismeye devam etti. O kadar gelisti ki, Mekkeli putperestler bile Müslüman oldular. Iste bu putperestlerin içinde Mekke’nin en zengin kisilerinden biri olan Ebu Süfyan da vardi. Ebu Süfyan ve benzerleri Islam’a Peygambere inandiklari için Müslüman olmadilar. Onlar gelisen Islamiyet’in maddi degerlerine sahip olmak için Müslüman oluyorlardi. Hz. Muhammed bütün bunlari görüyor ve ona göre de önlem aliyordu. Hz. Muhammed çok açik bir sekilde kendisinden sonra Müslümanlarin önderinin (Halifesinin) Hz. Ali olmasi gerektigini beyan etmistir. Ama bütün bunlar hiçe sayildi. Hz. Muhammed’in vefatindan sonra bu eskinin putperest, müsrik bezirganlari bir ara geçis dönemi hazirladilar. Bu dönemde sirasiyla Ebubekir, Ömer ve Osman halife oldular. Daha sonraki dönemde ise Hz. Ali halife oldu. Hz. Ali’nin halifeligi daha bastan engellenmis ve onun asagilanmasi, yigitliginin, fedakârliginin basitlestirilmesi saglanmisti. Hz. Ali bütün bu oyunlara karsi dogru bildigi Hak yolundan sasmamis, dünya malina, paraya pula tamah göstermemisti. Hz. Ali kendisine yapilan onca haksizliga karsin sabir göstermis, Islam toplumunun içine nifak sokulmasin diye, kan dökülmesin diye insanlari dogruluga davetini sürdürmüstür. Ama ne yazik ki, Hz. Ali’nin bütün bu çabalarina karsin dünya malina tamah gösterenler, gözünü iktidar hirsi bürümüs olanlar bunu anlamiyordu. Nitekim Ebu Süfyan oglu Muaviye yaptigi bin bir dalavere ve haksizlikla kendisini halife ilân ediyordu. Islamiyet’i bir iktidar araci olarak görüyordu. Muaviye Hilafeti de babadan ogula geçecek bir kurum olarak sekillendiriyordu. Muaviye dönemindeki Emevi saltanati salt Hilafet için degil, ayni zamanda kendi iktidarlarina hizmet edecek bütün din disi gelenekleri, töreleri, adetleri din adina kurallastiriyor, kurumlastiriyordu.

Hz. Ali ve Ehlibeyt var gücüyle bütün olumsuzluklari gidermeye çalisiyor, insanlari gerçege davete devam ediyorlardi. Ama Muaviye acimasizdi. Hz. Ali sehit ediliyor, ardindan ikinci imam Hasan zehirlettirilerek sehit ediliyordu. Bu arada Muaviye ölüyor, yerine oglu Yezid geçiyordu. Yezid kendi iktidari için Imam Hüseyin’i tehlikeli görüyordu. Çünkü Imam Hüseyin Ehlibeyttendir. Yani Hz. Peygamberin torunu, Hz. Ali’nin ogluydu. O, dogrulugun, hakkin, adaletin, gerçeklerin yilmaz savunucusuydu.

Bu arada Emevi saraylarinda din disi ne varsa din adina mesru gösteriliyordu. Halk isyan ediyor ama Emevilerin kurdugu askeri teskilat halka göz açtirmiyordu. Iste Küfe halki da baskilardan bikmisti. Küfeliler her gün Imam Hüseyin’e davet üstüne davet gönderip, kendisini halife olarak kabul ettiklerini belirtiyorlardi. Imam Hüseyin engin öngörüsüyle Küfelilerin ihanet edebileceklerini biliyor buna karsin kendi sorunlulugunun geregini yerine getirecegini söylüyordu. Ve Imam Hüseyin yakin aile çevresi ile Küfe’ye varmak için yola çikiyordu. Emevi saltanatinin sürdürücüsü lanetli Yezid bu durumu haber aliyor ve önüne engeller çikariyor, onu öldürmek için planlar kuruyordu. Yezid ve taraftarlari Küfelilerden Hz. Hüseyin taraftarlarini baski altina aldilar. Bazilarini ise rüsvetle ve çesitli vaatlerle Imam Hüseyin’den bagliliklarini vazgeçirdiler. Imam Hüseyin’in ailesi yaklasik 70 kisiden olusuyordu. Buna karsin Yezid’in ordusu ise binlerce kisiden. Yezid’in komutanlari, Imam Hüseyin’e Yezid’e biat etmesini ve böylelikle onu birakacaklarini söylediler. Imam Hüseyin asla zalime biat etmeyecegini, boyun egmeyecegini ve gerekirse bunun için sehit olacagini defalarca tekrarladi.
Imam Hüseyin dedigi gibi yapti ve Yezid’e biat etmeyerek, onurlu bir sekilde direnerek sehit düstü.

Kerbela Olayi Islam’da saflari netlestirmistir. Zalime asla biat edilmeyecegini göstermistir. Alevilik inancinda Kerbela Olayi büyük bir öneme haizdir. Aleviler dünyanin neresinde olurlarsa olsunlar, adlari ne olursa olsunlar, Hz. Hüseyin’e baglidirlar. Onun için oruç tutarlar, yas tutarlar. Onun çektigi acilari bir nebze de olsa hissetmek için çile çekerler. Aleviler sadece yas tutarak Imam Hüseyin’i anmazlar. Ayni zamanda ondan her defasindan bir seyler ögrenirler. Dünya döndükçe, insanlar varoldu kça Kerbela unutulmayacak.

IMAM HÜSEYIN

Imam Hüseyin, milâdî takvime göre, 625 (626) Medine’de dogmustur. 10 ekim 680’de Kerbelâ’da sehit edilmistir. Imam Hüseyin, Islâm peygamberi Hz. Muhammed’in torunudur. Birinci imam Hz. Ali’nin oglu ve ayni zamanda üçüncü imamdir.

Imam Hüseyin, yasantisiyla, davranislariyla, cesaretiyle sadece Islâm âleminde degil, bütün insanlik için görkemli bir abidedir. Imam Hüseyin’in yasadigi dönemde zalim Emevi egemenligi hüküm sürüyordu. Emevi iktidarini kurumlastiran Muaviye, Imam Hüseyin’in babasi Hz. Ali’yi ve abisi ikinci Imam Hasan’i kendi iktidari için tehlikeli görmüs ve binbir entrikayla onlari sehit etmisti. Muaviye ölünce yerine oglu Yezid’i tayin etmisti. Ogul Yezid’te babasinin kanli iktidarini korumak istiyordu. Muaviye, Hz. Peygamberle yillarca savasmis olan, Mekkeli müsriklerin önderi olan bir ailedendi. Hz. Peygamberin hicretinden sonraki dönemde Islâmiyet’in gelismesi ile beraber bu aile artik Müslümanlari yenemeyecegini görünce takkiye yaparak Islamiyet’i seçmislerdi. Oysa bilinir ki; bu ve benzer ailelerin amaci gelisen Islâmiyet’in degerlerine sahip olmakti. Bunlar bu amaçla Islâmiyet’i benimsiyorlardi. Dolayisiyla Islâmiyet’in ilk temsilcileri olanlari, yani gerçek Müslümanlari saf disi birakiyorlardi. Bu müsrikler günümüze degin sürecek bir çatismanin tohumlarini o zaman basariyla ektiler. Iste sevgili Imam Hüseyin, böylesi bir çagda ya dedesinin, babasinin ve abisinin yolunda gidecekti, yani Hak yolunu bütün zorluklarina ragmen taviz vermeden savunacakti, ya da müsriklerin temsilcisi Yezid’e boyun egip, biat edecekti.

Imam Hüseyin, Emevi iktidarinin halki baski ve zulüm altinda inlettigi bu dönemde Küfe kentindeki halktan bir davet aldi. Bu davette Küfeliler artik Yezid’in zulmünden biktiklarini ve kendisini önder (Halife) olarak kabul ettiklerini belirtiyorlardi. Imam Hüseyin insanlari dolayisiyla Küfelileri iyi taniyordu. Ve giderse basina neler gelecegini biliyordu. Bütün bunlara ragmen Imam Hüseyin kendisine bagli ailesi ve bir grupla Küfe sehrine dogru yola çikti. Imam Hüseyin`in yola çiktigini haber alir almaz hemen planlara baslayan Yezid, onu durdurmanin ve kendisine biat ettirmenin yollarini aradi. Yezid 5 (bes) bin kisilik bir orduyla Kerbelâ çölünde Imam Hüseyin’e pusu kurdu. Ordunun komutanlari, Imam Hüseyin’e Yezid’e biat ettigini beyan etmesini istediler. Imam Hüseyin Yezid’e boyun egmekten ve onun kanli zulüm iktidarini tanimaktansa sehit olmayi yegledigini kararlilikla Yezid’in gözlerini para hirsi bürümüs askerlerine ve korkup sözlerinin arkasinda durmayan Küfelilere haykirdi. Bundan sonrasi dünyanin gördügü en haksiz savaslardan biriydi. Bir tarafta Islâmin peygamberinin torunu, diger tarafta kanli iktidarin temsilcileri. Imam Hüseyin’in gücü 72 kisiydi. Yezid’in askerleri ise 5 000. Imam Hüseyin ve arkadaslari serefli bir sekilde Yezid’in askerlerine karsi direndiler. Ama güç dengelerinin esitsiz oldugu bu savasta yenildiler.
Imam Hüseyin aldigi onlarca kiliç ve ok darbesi sonucu yarali düstü. Yezid’in askerleri vahsete doymuyordu. Ve Yezid’in komutanlarindan Simr Imam Hüseyin`in mübarek basini keserek bir tepsi içinde Sam’daki sarayinda Yezid’e sundu. Daha sonra sevgili imamin basi Sam sokaklarinda gezdirildi.
Tarihe Kerbelâ olayi olarak geçen bu hadise Islâm aleminde saflari netlestirmisti. Imam Hüseyin sadece yasantisiyla degil, sahadetiyle bütün insanliga bir mesaj vermistir. Imam Hüseyin bir semboldür. Yigitligin, fedakârligin, mazlum olmanin sembolü. Imam Hüseyin, verdigi mesajda sonu ne olursa olsun asla ama asla Yezid’e, dolayisiyla zalime ve onun zulmüne boyun egmeyecegini bütün dünyaya sahadetiyle kanitlamistir. Insanlik var oldukça Imam Hüseyin var olacaktir.

EHLIBEYT

Anlam olarak Ehlibeyt Hz. Muhammed’in ailesi demek. Bu aile Hz. Muhammed, Hz. Ali, Hz. Fatma, Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin’den olusmaktadir.
Alevi inancinin temelini Ehlibeyt sevgisi ve bagliligi olusturuyor. Ehlibeyt’in kutsalligi ve masumlugu Kuran’da söyle geçiyor:

Ahzap suresi 33. Ayet
"Ey Ehlibeyt, Tanri sizi her türlü kirden arindirdi ve sizin tertemiz kalmanizi diler".

Yine sevgili Peygamberin Ehlibeyt için söyledigi hadisler var. Iste bu hadislerden bir kaçi:

• Kuran ve Ehlibeyt ikizdir.
• Ey halk, biliniz ki bende insanim. Allah’in daveti bana yakinda gelecektir. Bende onu kabul edecegim. Iste ben size iki mühim ve en degerli emaneti miras birakiyorum. Bunlardan birincisi Kuran, ikincisi benim Ehlibeyt’imi. Allah’in huzurunda size Ehlibeyt’imi tavsiye ediyorum. Allah’in huzurunda size Ehlibeyt’imi tavsiye ediyorum. Allah’in huzurunda size ehlibeytimi tavsiye ediyorum.
• Bana ve Ehlibeyt’ime Selatü selam getirmeyenin duasi kabul olmaz.
• Benim sefaatim, ümmetimden Ehlibeytimi sevenleredir.
• Ehlibeytim Nuh un gemisine benzer, ona sarilan ebedi kurtulusa erer. Kim binmezse helâk olur.
• Ey insanlar, Allah’i kendi nimeti ile sizi besledigi için seviniz. Beni de Allah’a olan muhabbetinizle seviniz. Ehlibeyt’imi de bana olan muhabbetle seviniz.
• Her seyin bir esasi, bir temeli vardir. Dinin esasi da Ehlibeytimdir ve onlara muhabbettir.
• Ehlibeyt’ime eziyet eden, Allah’a eziyet eder.Bütün bu hadislerden anlasilacagi üzere Hz. Peygamber ümmetine Ehlibeyti’ne uymayi emretmistir. Ama maalesef ümmetinden bazilari dünya malina tamah gösterip Ehlibeyt’e her türlü düsmanligi yaptilar. Hz. Hasan’i zehirlediler, Hz. Hüseyin’i Kerbela’da sehit ettiler. Ama sevgili peygamber olacaklari görmüs ve ümmetine söyle seslenmistir:

"Yahudiler 71 firkaya bölündüler, Hiristiyanlar 72 firkaya bölündüler, sizlerse (Müslümanlar) 73 firkaya bölüneceksiniz. Ama bu 73 firkanin içinde sadece bir tanesi dogru yolu bulacaktir. O da benim Ehlibeyt’ime uyanlar olacaktir."
demiştir.


Kaynak:Alıntıdır.
 

can-dan

Kayıtlı Üye
Katılım
12 May 2010
Mesajlar
310
Tepkime puanı
66
Konum
İZMİR
Sevgili Mefetseger ;Amacım sizi eleştirmek değil ancak,söz konusu Kur'an ,Peygamberimiz(a.s) ve İslamı hakkıyla öğrenmek olunca, tek söz Kur'an dır diye düşünüyor ve buna yürekten inanıyorum .

Öncelikle Yüce Allah kitabında herşeyi açıkça anlattığını söylüyor .

Hud-1-2)Diyanet İşleri :Elif Lâm Râ. Bu Kur’an; âyetleri, hüküm ve hikmet sahibi (bulunan ve her şeyden) hakkıyla haberdar olan Allah tarafından muhkem (eksiksiz, sağlam ve açık) kılınmış, sonra da Allah’tan başkasına kulluk etmeyesiniz diye ayrı ayrı açıklanmış bir kitaptır. (De ki:) “Şüphesiz ben size O’nun tarafından gönderilmiş bir uyarıcı ve müjdeleyiciyim.”

Ama insanlar sanki Allah herşeyi açıkça anlattık derken hiç de anlatamamış gibi(HAŞA)kendilerince( farklı nedenlerle )anlam vermeye çalışıyorlar..

Peygamberimizin sevgilileri bizim de sevgililerimizdir ancak,EHLİ BEYT yazısında o kadar çok uydurma var ki...

EHLİ BEYT yazısından örneklemek gerekirse ,öncelikle Ahzap Suresi 33.ayet yanlış yorumlanmış .Hangi meale bakarsanız bakın

Ahzap suresi 33. Ayet
"Ey Ehlibeyt, Tanri sizi her türlü kirden ARINDIRDI ve sizin tertemiz kalmanizi diler".

DEĞİL ,

''ARINDIRMAK İSTER''yazar ki bu çok büyük anlam farklılığı taşır.Dahası Kur'anı delil göstererek şaşırtmaca yapmaya çalışır HAŞA..
________________________________________________

Yine EHLİ BEYT yazısındaki sözüm ona hadislerde deniyor ki;

''• Kuran ve Ehlibeyt ikizdir.'' Gerçekten öyle midir???

Allah ,Kur'anın benzeri olmadığını ve olamayacağını söyleyip dururken ;

De ki; "And olsun eğer insanlar ve cinler şu Kuran’ın bir benzerini getirmek üzere bir araya toplansalar, birbirlerine destek de olsalar, onun bir benzerini yine de ortaya getiremezler."
17- İsra Suresi 88

Sevgili Peygamberimiz ki Kur'anı en iyi yaşayan bir Rasul,nasıl böyle bir söz söylemiş olabilir???Eğer insanlardan Kur'anın ikizi olsaydı ben derim ki bu Peygamberimiz olurdu .

_______________________________________________


•'' Ey halk, biliniz ki bende insanim. Allah’in daveti bana yakinda gelecektir. Bende onu kabul edecegim. Iste ben size iki mühim ve en degerli emaneti miras birakiyorum. Bunlardan birincisi Kuran, ikincisi benim Ehlibeyt’imi. ''deniyor...

Hadisleri incelediğiniz zaman ALEVİ olanların ''Kur'an ve Ehlibeytimi miras
bırakıyorum''dediklerini ,aynı hadisi
SÜNNİ lerden dinlediğinizde de ''Kur'an ve sünnetimi miras bırakıyorum ''dediklerini görürsünüz.

Oysa Allah der ki;

7/35. Ey Adem oğulları! Size aranızdan ayetlerimizi okuyan peygamberler geldiğinde, onların bildirdiklerine karşı gelmekten sakınan ve gidişini düzeltenlere, işte onlara korku yoktur ve onlar üzülmeyeceklerdir.

Yukarıdaki ayette peygamberlerin Kur'ana uydukları için onlara uymamız gerektiği açıklanıyor.Yani uymamız gereken sadece Kur'an ve onu bizlere öğreten ve kendileri de harfiyen uyan Peygamberler oluyor .Şu an Peygamber olmadığına göre elimizde tek kaynak Allah'ın bir çok ayette bize ''açıkladık''dediği Kur'andır diye düşünüyorum..


54/17, 22, 32, 40): Andolsun, biz Kur’an’ı düşünüp öğüt almak için kolaylaştırdık. Var mı düşünüp öğüt alan?[KAMER 17, 22, 32, 40]

(2/242): Düşünesiniz diye Allah size âyetlerini böyle açıklamaktadır. [BAKARA 242]

006. 114 Allah size Kitab`ı açıklanmış (= mufassalen) olarak indirmiş iken O`ndan başka bir hakem mi arayayım? Kendilerine Kitab`ı verdiklerimiz onun Rabbin tarafından gerçeklik olarak indirilmiş olduğunu bilirler (= ya`lemune ennehu munezzelun min rabbike bil hakk). Bundan kuşkulananlardan olma (= fe la tekunenne minel mumterin).
_______________________________________________________________

''Bana ve Ehlibeyt’ime Selatü selam getirmeyenin duasi kabul olmaz.''deniyor .

Öncelikle kimin duasının kabul olup olmayacağını sadece KENDİSİNE DUA EDİLEN bilir ki bu ALLAH'tır

Yüce Allah Kur'anda der ki;

Süleyman Ateş : Allâh'ı ve melekleri, Peygambere salât etmekte (onun şerefini gözetmeğe, şânını yüceltmeğe özen göstermekte)dir. Ey inananlar, siz de ona salât edin, (onun şânını yüceltmeğe özen gösterin); içtenlikle selâm edin (ona esenlik dileyin).

Diyanet İşleri : Şüphesiz Allah ve melekleri Peygamber’e salât ediyorlar. Ey iman edenler! Siz de ona salât edin, selâm edin.

Görülüyor ki salat sadece Peygamber Efendimize etmemiz için emrediliyor.

__________________________________________________________


''Benim sefaatim, ümmetimden Ehlibeytimi sevenleredir.''deniyor .Oysa Yüce Allah ''şefaat '' konusunda bakalım ne diyor

20:109 - O gün, Rahmân'ın kendisine izin verdiği ve sözünden hoşnud olduğu kimselerden başkasının şefaatı fayda vermez.

Görülüyor ki tek şefaatçi Allah'tır .Bir de Allah'ın sözünden hoşnut oldukları .Buradan şöyle anlıyorum .Allah'ın şefaat yetkisi verdiği kimseler,Allah'ın hoşnut olmayacağı kimselere şefaat edemeyecekler,zaten etmezler..Ne zaman ki Allah sözlerinden hoşnut olacak,yani o şefaat edenin şefaat ettiği kimseyi uygun görecek ,o zaman şefaat geçerli olacaktır.Şefaat konusunda da herşeyde olduğu gibi İlk ve son söz Allah'ındır.

__________________________________________________________

''Ehlibeytim Nuh un gemisine benzer, ona sarilan ebedi kurtulusa erer. Kim binmezse helâk olur.''deniyor .Oysa,

Allah Ehli Beyte değil ,Peygamberimize(a.s) uymamızı emrediyor.Peygamberimiz ALlah'ın emrettiği dışında birşey emretmezdi.

Diyanet İşleri : De ki: “Eğer Allah’ı seviyorsanız bana uyun ki, Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Çünkü Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.”
ÂLİ İMRÂN - 31
_____________________________________________________

''Her seyin bir esasi, bir temeli vardir. Dinin esasi da Ehlibeytimdir ve onlara muhabbettir.''

deniyor...

Ehli Beyt'e elbette sevgiliyiz.Peygamberimizin(a.s) sevdiklerini biz de severiz .Kerbela olayını her okuyuşumda içim bir daha bir daha acır ancak ,Ehli Beyt'in dinin esası olması denince,doğru olan, DİNİN ESASI KUR'ANDIR,ALLAH'IN KOYDUĞU HÜKÜMLERDİR.
_________________________________________________

''Ehlibeyt’ime eziyet eden, Allah’a eziyet eder''deniyor .

Oysa, sadece Ehli Beyt değil , Yüce ALlah hiç bir mü'mine eziyet edilmesini ve onların öldürülmesini istemiyor.Niçin bu sadece Ehli Beyt olarak söyleniyor*??

Nisa-93:Diyanet İşleri : Kim bir mü’mini kasten öldürürse, cezası, içinde ebedî kalacağı cehennemdir. Allah, ona gazap etmiş, lânet etmiş ve onun için büyük bir azap hazırlamıştır.

__________________________________________________________

"Yahudiler 71 firkaya bölündüler, Hiristiyanlar 72 firkaya bölündüler, sizlerse (Müslümanlar) 73 firkaya bölüneceksiniz. Ama bu 73 firkanin içinde sadece bir tanesi dogru yolu bulacaktir. O da benim Ehlibeyt’ime uyanlar olacaktir."
deniyor ..

Bakalım Ehli Sünnet aynı hadisi nasıl söylüyor

''Peygamberimiz, "Ümmetim yetmiş üç fırkaya ayrılacak, bunların içinden bir fırkası ehl-i necat olacaktır" buyurmuş.
Peygamberimiz bu hadîsi irad edince ashab sormuşlar: Yâ Resûlâllah, o kurtulan fırka hangi fırka olacaktır?
Şöyle cevap vermiş: - Benim sünnetimden şaşmayanlar kurtulanlardan olacaktır! Yâni ehl-i sünnet ve cemaat mensuplarıdır.''

Şimdi kimler kurtulacak?? Ehli Beyt e tabii olanlar mı Ehli Sünnet mi???

Bence kurtuluşa erenler kesinlikle Kur'ana uyanlar olacaktır.Çünkü Allah diyor ki;

Zühruf 44: Doğrusu Kur`an, sana ve kavmine bir öğüttür. İleride ondan sorumlu tutulacaksınız.

Yüce Allah'ım cümle yarattıklarının da sorumlu tutulacağımız ders kitabımızı(Kur'anı) hakkıyla öğrenmemizi ve imtahanımızı kolaylıkla vermemizi nasip etsin ..

Sevgiyle...
 

siyam3484

Banlı Kullanıcı
Katılım
30 Haz 2011
Mesajlar
3
Tepkime puanı
0
Şehadeti, Imam Huseyn'den öğrendik. O Allah katında İbrahim'in İsmail'i gibidir. Yanlız bir farkla İsmail sınavını yaşayarak sürdürmüş , İmam Huseyn mübarek kanını İslam'ın bozulmaması, doğrularının doğru kalması , İslam'ın zillet sahibi kimselere halife dememesi için feda etmiştir.

"Hasan ve Hüseyn cennet gençlerinin efendileridir." Resullah (s.a.a.v)
 
Üst