Bedenlenen Ruhlar / Ektoplazma

mally

Kayıtlı Üye
Katılım
29 Ocak 2010
Mesajlar
720
Tepkime puanı
225
Bedenlenen Ruhlar

m%20(3).jpg

Materyalizasyon, ruhların medyomlar vasıtasıyla, medyomların fizik yeteneklerinden ve ektoplazmasmdan faydalanarak belirmeleri ve gözle görülmeleri en ilgi çekici spiritik olaylardan addedilmektedir.

Bir Çeşit Salgı

Spiritüalistlere ve bu konuda uzun yıllarını harcamış birçok ünlü bilim adamına göre, ruhların görünebilmeleri medyomların vücut deliklerinden çıkan ve ektoplazma adı verilen bir çeşit salgı ile mümkün olmaktadır.

Ektoplazma, katı madde ya da gaz halinde belirebilir. Katı haldeyken şekilsiz bir protoplazma kütlesi görünüşündedir, genellikle beyazdır, bazen de, (ender olarak), kül rengi, siyah, ya da kırmızıya yakın.

Bir ucu medyoma bağlı bulunan bu öz madde, ister katı olsun, ister gaz, her iki halde de kolayca ve hızla, ya belirsiz, ya da tam, mükemmelen ruhların görünmesini sağlar ve bu olay sırasında, medyomla olan bağlantısını kesmez.

Ektoplazma

Ektoplazma, bilimsel yönden de incelenmiş, laboratuarda yapılan inceleme şu sonucu ortaya koymuştur: Ektoplazma, albüminoid, (Albümin türünden) bir maddedir. Küçük yağ parçaları ve insandaki hücrelerden meydana gelmiştir. İçinde birçok lökosit de bulunan bu öz madde daha çok lenf suyunu andırmaktadır.

m%20(5).jpg

Ektoplazma'nın Kimyasal Bileşimi

Ünlü Alman bilgin Schrenk Notzing, çalışmaları sonucu, ektoplazma'nın %50’sinin su olduğunu, ayrıca, albümin ve kükürt bulunduğunu tespit etmiştir.

Kimyasal bileşimi ise, yaklaşık olarak şudur: C 120 H 1134 N 218 S 5 O 249.

Medyomların fizik yeteneklerinden faydalanarak ektoplazma ile beliren ruhlar konusunda sayısız örnek verilebilir. Dr. Paul Gibier, Sir William Crookes, Camille Flammarion, Gustave Geley, Dr. Charles Richet gibi ünlü bilim adamları, materyalize olan ruhlarla konuştuklarını, el sıkıştıklarını açıklamışlardır.
Aşağıdaki olaylar, bu konunun en ilgi çekici örneklerinden bazılarıdır:
Ünlü Kriminolog Cesare Lombroso, (1836 - 1909) «İpnotizm ve Spiritizm» adlı eserinde, tanık olduğu maddeleşme olaylarından birini şöyle anlatıyor :
“Charles Richet'nin, Cezayir'de, General Noel'in villasında peş peşe yaptığı, yirmi spiritizm celsesinde medyom Marthe, kendini Beni-Boa adıyla tanıtan, başında sarık sarılı miğfer bulunan hayaletin şekillenmesini sağladı. Hayaletin ayak seslerini, vücudundaki sıcaklığı nefes alışlarım duyduk, ellerine dokunduk, hatta sesini işittik. Beni-Boâ, Richet'nin ricası üzerine bir ucu barit mahlûku içine batırılmış bulunan borunun öbür ucunu üfledi, barit mahlûlü beyaza döndü.
Bu olay, hayaletin nefesinde de, canlılardaki gibi karbondioksit bulunduğunu ortaya koyuyordu. Bu arada, celsede bulunanların da tanık oldukları garip bir olay geçti: Deneyin başarıyla sonuçlanmasını, oradakiler alkışladılar. Beni-Boâ bu alkışları kendisi için sanarak tekrar kabinden çıktı ve gülünç bir davranışla eğildi. Bu davranış, öğünme duygusunun bazen ölümden sonra, ruhlar âleminde de devam ettiğini gösteriyordu.”

Doktor Paul Bibier, «Ruhların Materyalizasyonları» adlı kitabında, tertiplediği spiritizm celselerinde beliren hayaletlere dair, geniş bilgi veriyor, olayları şöyle sıralıyordu:

“10 Aralık 1898, saat 20,30... Medyom: Mrs. Salmon.

Yedi görgü tanığının da izlediği celsenin 24. saniyesinde, bazı belirtilerden sonra, kesin bir sessizliğin sürüp gittiği sırada, medyomun bulunduğu kabin'in perdesi önünde, havada yayılan, dalgalanan şeffaf ışıklar görüldü. Kabinin üzerinde, solda, (Bize göre sağda) aşağı yukarı iki metreye yakın, dirseğe kadar bir kol ve bir sağ elin yumruğunu gördük; Rengi, kar beyazıydı ve çıplaktı. Celseyi yöneten, bu olaya dikkatimizi çekti.

3 saniye sonra, beyaz bir şekil belirdi, ağır ağır alçalmağa başladı ve bu, 20 saniye sürdü.

Onu takip eden 34 saniye içinde hiç bir şey olmadı. Bu sürenin sonunda bir el ve dirseğe kadar kol şekli belirdi, koridorun sonundaki çıkış kapısına doğru süzülüp yok oldu. 25 saniye süren bir bekleyişten sonra, beyazlar giyinmiş bir insan şekli kabinin perdesini araladı ve üç saniye bize kendini gösterdi. 22 saniye sonra, beyaz bir şekil, kabinin kapalı perdeleri altından süzüldü. Önce yumurta büyüklüğündeydi, çok kısa bir süre içinde yükseklik kazandı. Bu şekliyle bir etekliğe benziyordu.

Aynı anda perdeler sertçe aralandı ve beyazlar giyinmiş bir kadın şekli, kabinden çıkarak, orada bulunanlardan Madam D. ve B'ye doğru ilerlerken, ikisi de aynı anda, heyecanla: «Blanche! Blanche!» diye haykırdılar.

Hayalet, Madam D'nin kollarına atılırken, temiz, düzgün bir Fransızca ile: “Hala... Halacığım... Sizi tekrar gördüğüm için çok mutluyum.” dedi, sonra, Madam B'ye dönerek, “Seni gördüğüme de…” diye ekledi.

Madam D. ve Madam B. heyecan, şaşkınlık içinde hayaleti kucakladılar. Bu arada celseyi izleyen görgü tanıklarından biri yaklaştı ve hayaletin izniyle, elini tuttu. Biraz şaşırmış gibiydi. Daha sonra yaptığı açıklamada, hayaletin elinin canlı bir insanın sıcaklığını taşıdığını belirtti.

Hayalet, bizlerle iki dakika kadar kaldı. Bu süre içinde kabinden bir metre uzaktaydı ve yüzü bize dönüktü. Bu süre içinde onu dikkatle inceledim: Boyu medyomunkinden on santim kadar uzundu, ondan daha zayıftı. Medyom, elli yaşlarında ve şişmandı. Fantomun (hayaletin) sesi zayıf, hafiften ıslıklıydı, medyomun sesiyle en ufak bir benzerliği yoktu. Ayraca, medyom, iki üç kelime Fransızca ya biliyor, ya bilmiyordu. Hayaletin başında tül vardı ama yüzü örtülü değildi, taptaze yüzüyle, yirmi, yirmi beş yaşlarında görünüyor ve medyomla en ufak bir benzerlik göstermiyordu.

Hayalet, elini kalbine götürdüğü sırada, heyecanlı görünüyordu. Nihayet kabini çevreleyen örtülere doğru ilerledi, araladığı perdenin arkasında kayboldu. Aynı an, medyomun içinde bulunduğu kafesin kapısına bağlı ipekten kordonu inceledim: Düğümde en ufak bir değişiklik olmamıştı. Bundan emindim.”

Ernesto Bozzano ise, bu konuda çok değişik ve ilgi çekici örnekler vermektedir :
"Materyalizasyon celselerinde, çeşitli hayvan şekillerinin de belirmeleri seyrek de olsa rastlanan olaylardandır. İrili ufaklı, çeşitli türde yaratıklardır bunlar. Davranışları, canlı hayvanlarınki gibidir.

Medyomların aracılığı ile meydana gelen belirtiler, daha gerilere gidilerek incelenirse, hayvanların materyalizasyonlarından bahseden yazılara da rastlanır. Ve bunlar nedense, hep celsede bulunanların, yakın veya uzun bir zaman önce ölen, kedi, köpek gibi hayvanlarıdır. Ama bu arada, maymun, kobay, fok gibi hayvanların da materyalize oldukları ve yaşantı gösterdikleri izlenmiştir..."

Dr. Gustave Geley, La Revue Metapsychique Dergisinin 1921 yılı, Ağustos sayısında, hayvan ruhlarının materyalizasyonu konusunda aşağıdaki celse tutanağını yayınlamıştır.

Tutanak'ta, insan’la maymun arası, garip bir yaratıktan bahsediliyor : “Bu yaratık, bir insan boyunda. Suratı bir maymununki gibi, ama alnı geniş. Yüzü ve gövdesi kıllarla kaplı. Kolları çok uzun, elleri iri, görünüşü ürkek. Asistanların ellerini tutup, köpek gibi yalıyor. Pithecantrop, (Pitekantrop) adını verdiğimiz bu yaratık, çeşitli celselerde, birçok defa göründü.

Bir başka celsede de aramızdan biri, sağ omuzu üzerine yaslanan, tüylü, iri bir başın ağırlığını duydu. Baş, sık ve sert saçlarla kaplıydı, ıslak bir köpek gibi pis kokuyordu. Asistanlardan biri elini uzattı, garip yaratık uzatılan eli sıktıktan sonra, yaladı. Dili, iri ve yumuşaktı.”

Robert Tocquet, medyom Eusapia Palladino ile yapılan spiritizm celselerinde, ruhların maddeleşmesi — materyalizasyon — olaylarını, “Metapsişi'nin fizik fenomenleri” adlı kitabında, görgü tanığı bilirkişilerin raporlarından da pasajlar alarak, şöyle anlatmaktadır:

“1906. 8. celse. Bu celsede, Eusapia Palladino kabinin içinde, uzandığı şezlonga sımsıkı bağlı bulunuyordu. Kabin'in önündeki masada, celsede bulunanlar çevrelenmişti, her şey titizlikle kontrol altına alınmıştı. Deneyin başlamasından kısa bir süre sonra, celseye katılanlar, kabin'in perdesi arasından, karanlık bir gölgeyi andıran koyu renk bir baş ve iri bir gövde gördüler. Bu erkek şeklindeki hayaletin üzerinde, beyaz çizgiler vardı.”

Eusapia Palladino ile yapılan celselerde izlenen bir çok maddeleşme olayı gibi, bu olay da —Psikoloji Enstitüsü — raporlarında yer almıştır.

Eusapia'nın medyomluk yaptığı celselerde meydana gelen spiritik olaylar, sadece fantomatik belirtiler, beliren eller, hızla görünüp, kaybolan şekiller gibi teleplazmik fenomenlerden ibaret değildir. 1902'de, Genese'de, unutulmaz bir celse sırasında çok daha garip, karışık, anlaşılmaz fenomenler izlenmiştir. Bunlar, o tarihe kadar izlenen fenomenlerin hepsinden ayrı, öylesine şaşırtıcı şeylerdi ki, metapsişik fiziğin ne olduğunu çok iyi bilen ruh bilimcileri bile şaşırtmış, uzun uzun düşündürmüştü. Bu ilginç celse için, Dr. Venzano, Ernesto Bozzano ve Prof. Marselli tarafından üç ayrı rapor hazırlanmıştı. Celsede bulunanlar; Dr. Venzano, Prof. Marselli, Ernesto Boz¬zano, Bay ve Bayan Louis Montaldo, Bay ve Bayan Avellino ve onların iki oğlu idi. Deney, Avellino'ların apartmanlarındaki geniş yemek salonunda yapılıyor, kabin de orada bulunuyordu. Herhangi bir hileye fırsat vermiş olmamak için, gerekli bütün tedbirler alınmıştı. Medyom Eusapia tamamen soyundu, elbise ve çamaşırları dik¬katle inceledikten sonra, küçük bir demir karyolaya sıkıca bağlandı. Deney yerini bir gaz lâmbası aydınlatıyordu. Deneye geçildi, saat 22.30'a doğru da olaylar başladı. Doktor Venzano, bu olayları raporunda şöyle anlatır: “Kabin'in yakınında duran, çevrelendiğimiz masa kendi kendine harekete geldi ve iki ayağı üzerinde yükselerek, yere çeşitli vuruşlar yaptı.”

Doktor Morselli, Dr. Venzano'nun bıraktığı yerden, izlenimlerine şöyle devam ediyor:

“On beş dakikalık bir bekleyişten sonra, 22.50’de kabinin siyah perdeleri iki yana açıldı, tam orta yerde, taban'dan iki metre kadar yüksekte, benim tastamam karşımda, ilk belirtiler başladı: Bu ektoplazmik varlık, genç bir kadındı. Baş, omuz ve göğüslerine kadar olan kısmı izlenebiliyordu. Beyaza yakın bir renkteydi.

Bende, dışarıdan gelen ışığı yansıtmadığı, ışığın kendinden geldiği kanısını uyandırdı. Bu ışık, solgun bir ay ışığına benziyordu. Soluktu, dış kısımları belirsizdi, yoğun bir sis gerisinde gibiydi. Vücudu bulutlarla kuşatılmıştı sanki. Tül benzeri bir türban saçlarıyla kulaklarını çenesine kadar örtüyordu. Türk kadınlarını hatırlatıyordu bu görünüşüyle. Yüzünün geri kalan kısmı, gözleri, kaşları, dudakları, yanakları, bir sis bulutu ya da tülün gerisindeymiş gibi görünüyordu. Vücudunun görünen kısımlarından zayıf olmadığı anlaşılıyordu. Başı normalden daha büyük görünüyordu. Belki, yüzünü çevreleyen tül öyle gösteriyordu. Bu görüntü, 15-20 saniye sürdü. Saçlarını ve gözlerini örten tül yüzünden net bir görüntü elde etmek imkânsızdı. Bunu söylediğim zaman, iki elini kulakları hizasına kaldırdı ve ağır davranışlarla ellerini yüzünde gezdirerek tülü hafifçe araladı sonra da başını eğerek bizleri selamladı ve adeta havada eriyerek yok oldu.”

Bundan sonra, öncekinden apayrı bir karakter gösteren fantomatik belirtiye tanık olan Profesör Morselli, olayı şöyle anlatıyor:

“Az önceki hayaletimsi belirti üzerinde tartıştığımız sırada, masa tekrar eski vuruşlarına başladı, bu vuruşlar 23.00'e kadar sürdü ve yine celse kabininin köşesinde ikinci hayalet belirdi. Görüntü bir erkek yüzünün belirmesiyle başladı. Az önceki fantomun sisli görünüşündeydi ve şimdiye dek izlediğim ve incelediğim insan ve yaratık türlerinden hiç birine benzemiyordu. Gerçek bir devdi bu. İri gövdesi hayli güçlü olduğu düşüncesini uyandırıyordu, başı çok iri, yüzü genişti, burnu büyük, kısa ve yassıydı, sakalı sık, kısa, kıvırcık görünüyordu. Omuzları köşeli, boynu adaleli, göğsü genişti. Bizleri heyecanlı baş hareketleriyle selamladıktan sonra, dumanlaşarak havada eriyip, kayboldu. Önce yüzünün çizgileri silindi, sonra da vücudunun geri kalanı, pencerenin karanlığına doğru süzüldü. Hemen yerimden fırladım, medyomun durumunu incelemek için kabine koştum: Medyom, daima aynı yarı uyku halindeydi. Soluyarak geniş nefesler alıp veriyordu, şakakları terlemişti ve uzandığı küçük demir karyolaya sımsıkı bağlıydı.”

Kısa bir duraklamadan sonra, celseye devam edilir. Üçüncü ve dördüncü hayaletimsi görüntüler başlamıştır. Teleplazmik varlıkları yakından inceleyen Prof. Morselli'nin ifadesine göre bu seferki hayaletlerin yüzü, daha tabii renktedir. Nihayet, sonuncu hayalet belirir. Bu, kucağında bir de çocuk taşıyan bir kadındır. Bu çift teleplazmik varlık, Eusapia Palladino'nun, medyomluk hayatı boyunca sağladığı en önemli psişik görüntü olmuştur.

Doktor Venzano : “Yerlerimizi henüz almıştık ki, kabinin perdeleri üstten aralandı.” diye yazıyor raporun¬da: “Havada geniş bir alana yayılan bu ektoplazmik varlıklardan kadının yüzü yusyuvarlak ve genişti. Kolları arasında tuttuğu çocuğu uyutmak ister gibi hafif hafif sallıyordu. Kırk yaşlarında görünen hayaletin başında, kenarları beyaz dantelle işlenmiş, saçlarını tamamen örten beyaz bir bone vardı. Yüzü oldukça geniş, alnı yüksekti. Perdenin gerisinden beliren gövdesi beyaz örtülere bürünmüştü. Çocuk, başının ve vücudunun görünüşüyle, üç yaşlarında olduğu kanıtını uyandırıyordu, saçları kısaydı, kadının göğsü hizasındaydı ve tıpkı kadının üzerindeki gibi, tüle benzer beyaz bir örtü ile sarılıydı. Kadın, çocuğu başı hizasında havaya kaldırdı, bakışlarında şefkat dolu bir ifade vardı. Bu görüntü bir kaç dakika sürdü. Hepimiz ayağa kalktık ve yakından incelemek amacıyla hayaletlere yaklaştık. Fantom kadın, kendisini, kucağındaki çocuğu incelememize engel olmadı. Değişik davranışlarını yakından izledik. Hayaletler dumanlaşırken, kabin perdelerinin kapandığı sırada, kadın, çocuğun üzerine eğildi, çocuksu öpücüklerin sesini gayet belirli olarak duyduk. Bu hayaletimsi görüntünün devamı süresince, Eusapia'nm hıçkırık ve solumaları daha da artmıştı. Durumu incelemek, için kabine girdik, o daima aynı haldeydi, bıraktığımız gibiydi ama çok daha yorgun görünüyor ıstırap çektiği anlaşılıyordu.”

Dr. Venzano raporunda, bu olayların gerçekliği konusunda, şunları ileri sürüyor:

“Bu olayların gerçekliği konusunda şüpheye düşmek, yersizdir. Çünkü her şey, görgü tanıklarının önünde ve sıkı bir kontrol altında cereyan etti. Deneyden önce ve sonra, medyomun iç giysileri bile inceden inceye gözden geçirilmişti.”



1925 yılında Harvard'da yapılan celsede, Medyom Mina Crandon'ın yüzünü kaplayan ektoplazma.

Margery_Mina_Crandon_ectoplasm_b.jpg

Margery_Mina_Crandon_ectoplasm_d.jpg

Margery_Mina_Crandon_ectoplasma.jpg


-- ALINTIDIR --
 

sekhmet734

Kayıtlı Üye
Katılım
5 Tem 2010
Mesajlar
95
Tepkime puanı
5
Konum
ütopya
İş
tiyatro
Süper bir paylaşım, heyecan içinde okudum, teşekkürler.
 
Üst